Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

veda hutbesi sonrası Peygamber efendimiz s.a.v (1 Kullanıcı)

Hak-Er

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ocak 2008
Mesajlar
133
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
veda hutbesinden sonra olan birtakım olaylar

Ey Nas! Benim size Allah'ın vahdaniyyeti Hakkında Şeriat-ı Garra Hakkında Anlattıklarımdan Allah beni sorumlu tutacaktır. ve Ben Size soruyorum hakkı ve hakikatı size teblig ettimmi ettimmi ettimmi. evet seslerine karşılık olarak Şahid ol ya Rabb şahid ol Ya Rabb şahid Ol Ya Rabb. ve dönüp şunu sylüyor

ey müminler bende sizin gibi bir beşerim, aranızda bunca zamandan beri bulunuyorum, olurki aranızdan birinin hakkına girmiş olabilirim, kimin bende alacağı varsa çıksın şu meydanda utanmasın ahret gününe bırakmasın benden hakkını istesin, sakın demeyin ben Resulullahtan utandımda isteyemedim demesin, Sonra biri parmağını kaldırıyor, ya resulallah benim sizden 3 dirhem alacağım vardı diyor, hemen amcasının oğlu resulullahın borcunu ödüyor, ve ardından diyor belki birdaha buluşamayız, buluşacağımız yer havz-ı kevserin başı olacktır inşallah. demeyin resulullahtan isteyemedim utandım, kime vurmuşsam işte sırtım, kimin malını almışsam işte malım. çıksın burada taleb etsin. Bugün devlet yönetenler hükümet yönetenler milletin başında olanlar. hele Allah rızası için ölmeden çıkıpta şu millete desinler ey millet kimin hakkı varsa gelsin Alsın. ve Hz. ukese çıkıyor diyorki ya ResulAllah benim sırtıma vurmuştunuz, ve siz benim sırtıma vururken sırtım çıplaktı, bunun üzerine peygamber efendimiz ridasını tuplayıp sırtını açıyor ve vur diyor :( daha fazla yazamıycam ilerki bir zamanda devam edicem inşallah Allah'ım bize Peygamber Efendimizin Adaletinde Önderler Nasib eyle, :(

selamun aleykum
 

Hak-Er

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ocak 2008
Mesajlar
133
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Selamun aleykum

dunki kaldığım yerden devam ediyorum, biraz üzülcez ben çok üzüldüm dünki merhaleden sonra, Peygamber efendimiz hz aişe nin evine gidiyor, ve surekli şu duayı yapıyordu "ya rabbi bana merhamet et beni affet bana rahmet et ve beni refiki ala cematine al" diye dua ediyordu, ve artık ziyaretçileri kabul edemez duruma geldiler, ve öyle bir ziyaretçi geldiki hafiften doğrulu onu yanına çağırdı, o seyyidetun fatumatuzzehra idi kızını çok severdi biliyorsunuz, onu görünce üstünü başını bile düzeltirdi resulullah s.a.v hz fatıma ağlıyordu, vah babam diyordu çok ateşliydi peygamber efendimiz, ve resulullah üzülme kızım dedi, artık babana kimse ızdırap veremiycek, kimse babana yuh çekemiycek, kimse kuru ya muhammed diyen olmuycak, babanı açlıkla tehdit eden olmayacak, ve babanı Allah zayi etmeyecektir, ve hz fatıma nın kulağına birşey söyedi hz fatıma ağladı birşey daha söyledi hz fatıma güldü, sonra sorulduğunda bana önce dediki kızım ehli beytimin içinde ilk sen kavuşacaksın dedi güldüm, ben artık öleceğim dedi ağladım, ve hz muhammed-in kızı babasının ayrılığına en çok altı ay dayanabildi, ve o 6 ay süresince güldüğü görülmedi, öyle seviyordu babasını, ve en son ziyaretçiler, içeri cibril-i emin giriyor selam ya ahmedi muhtar, Allah size selam soyluyor diyorki, habibim bana gelmeye hazırmıdır diyor, ve allah resulu mahzun bir şekilde gelmeye hazırım hazırım ama benim bir müşkülüm vardır bir endişem vardır, cibril soruyor ya resulallah endişen nedir, sen ki kainatın efendisisin senki bu felekler bu semekler deryalar denizler halk oldu endişen nedir, mikail israfil azrail bitarafta, kainatın efendisini ziyarete gelmişler, benim bir üzüntüm var bir sıkıntım var ona cevap istiyorum diyor, ve Allah c.c cibril vasıtasıyla habibim sorsun diyor, ve Peygamber efendimiz parmağını kaldırıp diyorki ya Rabbi ben sana geliyorum ama benim ümmetimin hali nolcak ümmetii ümmetii ümmetii diyor, ve Allah yine o ayeti hatırlatıyor. "velesevke yutıke rabbike feterda" habibim Rabbin seni razı edecektir, seni memnun edecektir seni üzmeyecektir, ve Resulullah ozaman diyorki emanetini alabilirsiniz, ve hz aişe diyorki başını göğsüme dayamıştı, mubarek ağzına misvak almıştı, ve yüzüme bakıyordu, böyle kendi kendine birşeyler söylüyor kendi kendine dua ediyor, kendi kendine rukiye yapıyor, başını göğsüme dayamış birden bire uyudu zannettim, ağzından bir soğuk damla damladı irkildim, ve yavaşca başını yastığa indirdim ben uyumuş zannettim ama bir ara tedirgin oldum, dışarı seslendim dışarda kimse yokmu, gelin bakın resulullaha birşeyler oldu, kainatın efendisine birşeyler oldu, s.a.v konuşmuyor. ve içeriye bilmiyorum diyor o şaşkınlık esnasında bilal mi koştu ali mi koştu, içerden birden bire ağıt sesi geldi, kainatın fahri hz muhammed ölmüş dediler, ve içeri bir baktım yine şehadet parmağı havada, o ayı ortadan ikiye bölen el havada, güneşi avuçlayan el havada. o ağaçları konuşturan el, o mubarek yedi muhammedi yanı üzerine düşmüş kalkamıyor, oda Hakkın fermanına yenik düşmüştü, ve bir ara bende ne olduğunu anlayamadım efendime neoldu dedim, eshab birbirine girmişti, hz osman o bildiğimiz koskoca osman diyorki o ölmez ona bişey olmaz hz isa gibi göğe çekilmiştir elbet gelecektir diyordu, ve o sırada evin içerisinden bir ses geliyor, Esselamu aleykum ve rahmetullahi veberakatuhu ya ehlel bey "kullu nefsin za ıkatul mevt" her nefis ölümü tadıcıdır, bundan mesaj hz muhammedde tadıcıdır, bu ses hızırın sesi olduğunu söylüyor hz ali. ve o sırada hz ebu bekir medinenin 2 km dışında o iyileştiğini zannediyordu ama yola koyuldu ve hz fatıma peygamber efendimizin yanı başına sırtını yaslamış ve şu şiiri okuyor. o sırada 24 yaşında idi hz fatıma.

Rabbını en yakın bulan babam
Rabbın davetine icabet eden babam
ey Vefaatını cibril-i emine haber verdiğimiz sevgili babam
Ey makamı cenneti firdevs olan babam
yağmurunu kaybeden çorak toprağa döndük
senin ayrılışınla vahyi ilahiden mahrum kaldık
sanki gökyüzünün ufukları sarardı
sanki güneş dürüldüde ışığımızı kaybettik
başımıza öyle bir musibet geldiki baba mahsun olduk
varsın babam Muhammed s.a.v e şark ağlasın, garp ağlasın tüm şehirler ağlasın mudarlar ağlasın yemenler ağlasın tüm kabileler ağlasın yerler gökler ağlasın haremi şerif ağlasın rukunleriyle birlikte beytullah ağlasın tüm insü can melekler ağlasın. :(

ve hz ömer kılıcını çekmiş diyorki vallahi kim derseki hz muhammed ölmüştür vallahi başını bulurum, çünkü daha münafıkların sonu gelmedi onların sonu gelmeden o ölmez, o ölmedi diyor... ve hz mugibe bin şeybe diyorki kendine gel ey ömer hz ömer ona kızıyor sen korkaksın söyleme birşey diyor. hz alinin ise dili tutulmuştu

halası hz safiye kendi kendine şöyle diyorki ey muhammed yeğenim gönlüm perişan oldu varını eşkiyaya kaptıran gibi oldum, "ya leyteni kablel mevti ya leyteni ha zel an" keşke senden önce halan ölseydide senin ölümünü görmeseydim yeğenim diyor"

ve ümmü eymen diyorki vah şimdi bizim başımıza, göklerle olan bağlantımız kesildi resulullah gitti vahiy nimetini kaybettik diyor.

ve Abdullah bin uleys, Resulullahın vefatını duyunca şehadet parmağını kaldırıyor ve şöyle diyor, Ya Rabb hz resulullah s.a.v ile bir ömür geçirdim ama o gittikten sonra resulullahsız bir dünya istemiyorum emanetini kabzet diyor, ve oracıkta düşüp ruhu teslim ediyor,

ve Abdullah bin zeyd el ensari, resulullahın ölüm haberini duyunca tarlasında çalışırken şöyle diyor, ya Rabbi bugüne kadar bu gözler resulullahı görüyordu, ama bu günden sonra artık o yok, kıyamete kadar mahşerde onu görünceye kadar bu gözlerimi benden al Resulullahsız bir dünyayı görmek istemiyorum :(

daha fazla yazamıycam arkadaşlar yarın yazrım sağlıcakla kalın :(
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt