Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Varlığın Kalbine Düşüyorum. (1 Kullanıcı)

kalbin zümrüt tepesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ocak 2007
Mesajlar
395
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Varligin kalbine dusuyorum

Hac, kendi ekseni etrafinda donup duran hayatin en onemli turbulansidir. Hacca cagrilan her insan, aslinda, kullugunu sahihlestirme adina alir bu daveti.

Kiblesi Mekke kadar sahici olacaktir bundan boyle. Secdesi, Kâbe kadar gercek olacaktir artik. Allah'i birlemesi Kâbe'yi tavaf eden insanlar sayisinca yeni ve canli sahitler kazanacaktir. Bir bakima belki ilk defa muminin gordugu, muminin inandigi olacaktir. Imani elle dokunulur, gozle gorulur hale gelecektir. Bu yuzden, hele de hacca ilk gidenler nasil bir davet aldiklarini fark etmezler, fark edemezler. Nereye dogru gittiklerini de bilmezler, tahmin edemezler.

Icimizden cagrili olanlar bedendeki kanin kalbe ugrayan kismina benzer. Onlar bedenin kalbine gider gibi, varligin kalbine, yani, hepimizin yenilendigi, tazelendigi, yeniden inanma heyecani yuklendigi o kudsî odaya girer gibidirler. Bize o tazeligi bulastirmak uzere donerler aramiza... O halde, neden her birimiz bizim adimiza varligin kalbini dolananlara, imanin sadrini dolduranlara eslik etmeyelim. Hic olmazsa hâyâlen, hic olmazsa onlari heyecanlarini gundelik telaslarimizin icinde bir koleksiyon gibi taklitle yasayarak, yasatarak. Gidenlerin ardindan ruhumuzla gitmek de guzel degil midir? Haydi, oyleyse dusun pesime...

Iste simdi ihramimi kusandim. Birligin sembolu, sadeligin nisanesi ihramin icinde yalin ve etiketsiz bir insan oluverdik. Ne milliyetimiz var, ne makamimiz, ne kimligimiz, ne ismimiz. Kâbe'nin eteginde, ummetin birliginde erimek uzere nefsimiz simdi. Bir havuzu kazanmak adina havuzda eriyen benligimizin cozulmesini hissederek yuruyorum. Herkesle beraber, herkes gibi coklugumu bir'de eritmeye gidiyorum.

Her gun bes vakit Kâbe'ye donup, Rabb’imize ubudiyet sozu veriyor degil miyiz? Bu da bir Kâbe yolculugudur aslinda. Mesafeler kat edilmiyor bu yolculukta. Tek bir niyet menzile eristiriyor bizi: kul olma niyeti. Iste bu niyettir ki, en bitmez mesafelerden daha uzak, en sarp daglarin kestigi yollardan daha dolambacli, belki collerle ve daglarla olculemeyecek bir yolun yolcusu eyler bizi. Kul olmaya niyet, en kullî terkedisleri iceren bir uzun ve keskin seferdir.

Ve simdi tavaftayim. Bir selâm, sadece bir selâm ile katiliyorum Bir olanin birligini et ve kemikleriyle, soz ve dilleriyle gosteren kalabaliga. Kâbe'ye varip, kibleye donerek, ben-merkezimin yorungesinden cikiyor, Rabbimin isteklerinin cekim alaninda tavafa giriyorum. Tavaf odur ki, kendi basinaligini terk edesin, kendi heva ve hevesinin etrafinda pervâne olmaktan vazgecesin.

Simdi Safa-Merve arasinda yedi kez kosuyorum. Kimden kaciyorum? Kime kosuyorum? O'ndan kaciyor ama yine O'na kosuyorum. O'nun kahrindan kacip yine O'nun lûtfuna kosuyorum aslinda. O'nun bu halimizle bizi ancak atese lâyik goren adaletinden, O'nun lâyik olmadigimiz halde cenneti ihsan eden fazlina kosuyorum, siginiyorum..

Ve simdi Arafat'tayim. Simdi O'nu tanima sirasi. Arefe O'nu bilme zamani, Arafat O'nunla bilisme, muarefe etme mekâni. Cennetten yana arzusunu soranlara Rabia "Bana ev degil komsu lazim" demisti ya. Simdiye dek 'ev' etrafinda donup durdugum yeter, artik 'komsu'yu tanima zamani. "Kâbe'den ayril; simdi Bana Kâbe'den daha yakinsin!" diye fisildaniyor kalbime. Arefe'nin aksaminda, gunes Arafat'tan kaybolurken, ben de benligimin yalanci aydinligini kalbimin karasinda yitirmeye calisiyorum. Beyazlara burulu bedenimi yanima alip, "Arafat'tan bosanan" kullara karisiyorum... Mes'ar'e dogru "ak!"iyorum. Kendini unutup, yalnizca "Allah'i hatirla"makla mesgulum. O nasil beni hiclik derelerinde unutmayip varlik duzune cikardiysa, nasil beni dalalet karanligindan hidayet nuruna yonelttiyse, ben de O'nu oylece hatirliyorum, aniyorum. "Sen bundan once unutulmus da olabilir, dalalette de kalabilirdin." (Bak. Bakara 198).

Ve Mina. Ve hasir sabahi... Yeniden dirilis... Gunun ilk isIklarinin durtmesiyle kendi yalnizligimdan diriliyor, mahserin kalabaligina karisiyorum. Mes'ar'in ice dogru yolculugu disariya dogru vuruyor. Ben de tipki colun kumlari arasindan kopardigim taslar gibi, arzin beni baglayan zincirlerini kirmak uzereyim. Gelen bayram sabahidir artik. Yorgun yuzlerde gezinen, cokmus omuzlara inen bayram gunesinin sicak dokunusudur.

Hayir, hayir. Elimdekiler tas degil! Taslari seytana firlatirken bendeki cehaleti, gafleti, serri ve gunahi da seytana savuruyorum. Cehaleti ve gafleti kendimden uzaklastirmak niyetim, serri elimden taslar gibi savurmaliyim ki, O'na kurbiyetim yani yakinligim artsin, kurbanim O'na yakinlik vesilem olsun.

Iste, ruhumuzu cokluktan bire, muhitten merkeze dogru ceken, hayatimizin kristallestigi olum anina yakinlastiran hacca boylece yakinlasabiliriz diye dusunuyorum. Belki boylece kullugumuzun sinanacagi keskin siratlara ayaklarimizi degdirebiliriz. Boylece "hesap gunu"ne giden yol uzerinde biraz olsun konaklayabiliriz.

Ben varligin kalbine dolup donecegim, insallah. Ve size taze kan borclu olacagim.


SENAİ DEMİRCİ Zaman-09/01/2005
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm,
Emeğinize sağlık olsun, çok güzel bir paylaşımdı..Muhterem Senai Demirci'den de Rabbimiz c.c razı olsun, yazıları gerçekten çok güzel ve anlamlı.Buraya nakleden sizden de Allah c.c razı olsun..Haccı ve haccın rükünlerini bir yolculuk ve aynı zamanda özlenen, ihtiyaç duyulan bir mola tadında anlatan bu güzel paylaşım için teşekkürler..

Selam ve dua ile inşallah.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt