Kadınlara, evlâtlara, tartı tartı biriktirilmiş altın ve gümüşe, otlağa yayılmış atlara, küçükbaş hayvanlara ve ekinlere karşı aşırı tutkunluk insanlara cazip gösterildi. Bunlar dünya hayatının nimetleridir. Oysa asıl varılacak güzel yer Allah katındadır.
Kadınlar ve çocuklar insan nefsinin güçlü arzularından birer arzudur. Bunlar kantarlarca yığılmış altın ve gümüş ile birlikte verilmiştir. Burada kantar kantar yığılmış olma biçimi beşerin mala olan düşkünlüğünü ifade eder. Eğer burada sırf mala duyulan eğilim amaçlanmış olsaydı: Mallar, ya da altın ve gümüş denirdi. Yalnız, kantarlarca yığılmış olma burada özellikle belirtilmek istenen özel bir vurgudur. Altın ve gümüşü yığmak için duyulan aşırı düşkünlüktür. Burada, -malın sahibi için sağladığı diğer arzulara ulaşma imkanını gözardı etsek bile- mal yığmak kendi başına bir zevktir!
Sonra kadınlara, çocuklara, kantarlarca yığılmış altın ve gümüşe bir madde daha ekleniyor... Meraya salınmış atlar. At, bugünkü teknik çağda bile arzu edilen sevimli bir ziynettir. At, gençliğin, hareketin, kuvvetin ve güzelliğin.. sevginin, kaynaşmanın ve atılganlığın sembolüdür. İnsanın yapısında genç atın görünümünü seyretmekle harekete geçen bir canlılık bulunduğu sürece binicilik mahareti olmayanlar dahi onu seyretmekten hoşlanacaklardır.
Bu arzulara bir de evcil hayvanlar (deve, sığır, koyun) ve arazi (ekim ve dikim yapılan toprak) de eklenmiştir. Bu son iki madde düşünce ve realite olarak birbirine yakındır. Hayvanlar ve verimli tarlalar... Ekinler, yeşerme ve gelişme görünümleriyle beşer için ayrı bir zevktir. Orada hayatın açması tek başına bile güzel bir manzaradır. Buna, oraya sahip olma zevkini de ilave ettiğimizde arazi ve hayvanlar arzu edilen birer varlık olarak ortaya çıkar.
Burada söz konusu edilen arzular, nefsani arzuların bir örneğini oluşturmaktadır. Bu, Kur'an ile muhatab olan toplumun arzularını somutlaştırmaktadır. Bunların bazıları her zaman geçerli olan ve herkesin arzularını temsil etmektedir. Kur'an bu arzuları arz ederken, herbiri kendi konumunda değerlendirilsin, sınırını aşmasın ve diğerlerine karşı taşkınlık yapmasın diye onların gerçek değerini de ifade eder.
Bunlar dünya hayatının güzellikleridir.