Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

vahabilik (1 Kullanıcı)

sonayg

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
455
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
vahabiliğn arkasında ingiliz oyunun ispatlandığı sapık bir mezhep yeni okumuştum ama hangi site bulursam kopyalarım
 

sonayg

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
455
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Vahabİlİk Ve Kabİr DÜŞmanlİgİ

--------------------------------------------------------------------------------

Bu noktada şu hakikati ifade etmek yerinde olacaktır. İngilizler kendi emelleri doğrultusunda yönlendirdikleri Muhammed Abdülvehhab ve onun kurduğu Vehhabilik mezhebi aracılığı ile toplumda İslam adına mevcut olan motifleri çökertmek ve yerine İslamî olmayan ve İslam’ın özünde bulunmayanları koyma hedeflerini gerçekleştirdiler. Kabir ve türbe ziyaretlerini şirk kabul eden Vehhabiliği resmî mezhepleri olarak benimsemiş bulunan Suud Hükümetinin, İslam büyüklerinin ve sahabelerin kabirlerini tahrif ederek, belirsizleştirmeleri bu hakikatin açık bir misalidir. Zira Müslümanların mukaddes türbeleri ziyaretten hangi şekilde olursa olsun alıkonulması düşüncesi bizzat Sömürgeler Bakanlığı’nın misyoner-ajanlarına dağıttıkları kitaplarda “Müslümanları güçlendiren faktörleri yok etmek için tavsiyeler” bölümünde yer almaktadır.
16. Madde: “Sorunlardan biri de Müslümanların mübarek ve mukaddes türbeleri ziyaret etmeleridir. Bu tür türbelere önem vermenin ve süslemenin bidat ve şeriata aykırı olduğunu, Peygamber döneminde bu teşrifatın bulunmadığını, ölülere ibadet yapılmadığını delilleri ile ispat etmeliyiz. Yavaş yavaş binaların yıkılmasıyla ve bu türbelerin izlerini ortadan kaldırmakla halk bu ziyaretlerden vazgeçirilmelidir...”[1]

Bu prensipler doğrultusunda Peygamberimizin anne ve babasının kabirleri başta olmak üzere pek çok büyük zâtın kabri belirsizleştirilmiş, Osmanlı’nın buralara yaptığı türbeler yıkılmıştır.

Peygamberimizin babası Hz. Abdullah’ın kabri Peygamberimiz doğmadan önce babası Hz. Abdullah 25 yaşındayken geldiği Medine’de vefat etti ve oraya defnedildi. Osmanlılar zamanında kabri Medine halkı tarafından “Tuval Sokağı” diye bilinen yerdeydi. Bugün mevcut değildir. Suud tarafından belirsiz hale getirilmiştir.

Peygamberimizin annesi Hz. Âmine’nin kabri Peygamberimizin annesi Hz. Âmine, oğlu Hz. Muhammed ve cariyesi Ümmü Eymen ile birlikte Medine’deki Neccaroğullarından Peygamberimizin dayıları olan akrabalarını ziyarete gitmişler, ancak Hz. Âmine Mekke’ye dönerken Ebva Köyü’nde miladi 577 yılında vefat etmişti. Hz. Âmine’nin kabri köyün dışında bulunan bir tepededir. Osmanlı devrinde kabir bir türbe içine alınmış, iki ucuna mezar taşları dikilmişti. Burası daha sonra Suud Hükümeti tarafından yıktırılmış, ziyaretler de yasaklanmıştır. Şu anda kabrin yeri köylülerin yeşil yağlı boya ile boyayıp dizdikleri taşlardan anlaşılmaktadır.

Resulullah (sav) hicretin bu yılında annesinin kabrini ziyaret etmiş ve onu hatırlayarak gözleri dolmuştur.

Ebu Said El- Hudri’nin Kabri Cennetü-l Baki’nin kuzeydoğu tarafındaydı. Osmanlılar zamanında kabri çevrili ve baş ucunda yazılı taşı vardı. Suud zamanında yıkılıp yola dahil edildi.

Bu misalleri çoğaltmak mümkündür. Ne hazin bir tecellidir ki, türbe ziyaretlerini, türbe, kabir ve mescidlerin süslenmesini, buralara isim ve yazı yazılmasını haram ve bidat kabul eden mantığın sahipleri, kendi isim ve nişanlarını bizzat Harem-i Şerif’in kapılarına yazdırmakta bir mahzur görmemektedirler. Bu duruma verilecek enteresan bir misal şudur: Suud Hükümeti muhtelif zamanlarda Ravza-i Mutahhara’da çeşitli genişletme çalışmaları yapmaktadırlar. Kapılarına Bâb-ı Selam esas alınarak çeşitli isim ve İngilizce numaralar verilmişti. Bu faaliyetleri gösterebilmek için Bâb-ı Selam tarafına bir tabela konmuş ve üzerine net ve okunaklı yazılarla şunlar yazılmıştır: “Haremeyn-i Şerifin’in hizmetçisi Kral Fahd b. Abdülaziz 2. Suud genişletmesi sırasında 6. 11. 1984 tarihinde, Cuma günü açılış için burayı şereflendirdi” Diğer yandan Osmanlılar tarafından inşâ edilmiş bulunan Mescid-i Nebi’de Osmanlı’ya ait izlerin silinmesi, yok olması için azami gayret sarf edildiği de gözden kaçmamaktadır. Peygamberimizin namaz kıldığı yerde ikinci bir mihrap yaptıran ve üzerine ismini yazdıran Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı bu mihrap yazılarıyla birlikte beyaza boyanmış ve bakımsızlıktan kirli beyaz halini almış vaziyettedir. Yazı da, mihrap da beyaz olduğundan yazı okunmamaktadır. Bakımsızlıktan yaldızları dökülmüş, yazıların bir kısmı silinmiştir.

Bunun yanı sıra koskoca Mescid-i Nebi’de yalnızca üç adet Osmanlı tuğrası kalmış, diğer hepsi yerlerinden sökülmüştür.

Osmanlı eserleri bu şekilde yok edilir, çürümeye terk edilir, mescid ve türbe süslemeleri bidat telakki edilirken aynı zihniyetin sahipleri kendi isimlerini abideleştirmekten çekinmemektedirler. Demek ki asıl mesele haram veya bidatlerden sakınmak meselesi değil, başka maksatlara hizmet etmek meselesidir. Bütün bu hakikatler ışığında varılan netice maalesef budur
__________________
o geliyor müjdeler olsun
Müslümanlar el ele ,Filistin icin
 

sonayg

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
455
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
.............................
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
BÜYÜK İHANET...
İslâm tarihinin büyük facialarından biri 8 Şevval 1345 (21 Nisan 1925) tarihinde Medine-i Münevvere'de yaşandı. O tarihde Vehhabî inancına bağlı kral İbn Suud, Cennetü'l-Baki kabristanındaki bütün türbeleri ve kabirleri, Vehhabî alimlerinin fetvalarına dayanarak tahrip ettirdi. Bu kabristanda kimler yoktu ki...

1. Ashab-ı Kiram radıyallahu anhüm ecmain efendilerimizin nicesi.

2. Ehl-i Beyt efendilerimizin nicesi. Emîrülmü'minîn Hz. Hasan bin Ali, İmam Ali b. Hüseyin, İmam Muhammed bin Ali, İmam Ali b. Hüseyin, İmam Muhammed el-Bakır, İmam Cafer es Sâdık.

3. Bu kabristana ilk defnedilen sahabe Osman b. Maz'un radiyallahu anh efendimizdir. Cenaze hizmetlerinde Resulullah Efendimiz bizzat bulunmuşlar ve gömüldükten sonra kabrinin baş ve ayak taraflarına iki taş koydurtmuşlardır.

4. Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) Ashabından yedi bin kişi burada gömülüydü.

5. Seyyidetünnisa Hz. Fatima radiyallahu anha annemizin türbesi oradaydı.

6. Resulullah Efendimizin hanımları, mü'minleri anneleri, Hz. Aişe ve diğerleri (Hz. Hatice dışında) orada gömülüydüler.

7. Efendimiz bazı geceler göze görünmeden Baki Kabristanı'na gider, oradaki mü'min mevtalara selam verir, onlar için dua buyururlardı. Siyer ve hadîs kitaplarında yazılıdır.

8. Peygamberimizin halaları Safiye, Atike ve Fatima bint el-Esed (Hz. Ali Efendimiz'in annesi) oradaydılar.

9. Üçüncü Râşid Halife, şehîd-i muhterem Osman Zinnureyn efendimizin türbesi oradaydı. (Şehid edildiği gün oruçluydu, zalim ve bâğilerin kılıcı başına indiğinde Kur'ân okuyordu...)

10. Enes bin Malik hazretlerinin türbesi oradaydı.

11. Resulullah Efendimiz'in oğlu İbrahim orada gömülü idi.

12. Muhacirlerden ve Ensardan nice büyük ve velî zat orada yatıyordu.

13. Vehhabîler Baki kabristanını iki defa tahrip etmişlerdir. Onlar türbe ve mezar yapılmasını kabul etmiyorlar, kabirlerin başında Fatiha okuyanlara müşrik ve kafir diyorlardı.

14. 1924'te Baki kabristanı tahrip edilirken itiraz eden nice Sünnî Müslümanı şehid etmişler, mallarını yağmalamışlardır.

15. Resûl-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya Efendimiz hazretlerinin türbesini de yıkmak istemişler, lakin buna cesaret edememişlerdir.

16. Vehhabîler sadece Medine'deki Baki kabrisatınını değil, Arabistan'daki bütün türbeleri, kabristanları, yıkmış, tahrip etmiş ve düzlemişlerdir. Mekke-i Mükerreme'deki Cennetü'l-Mualla kabristanı, Uhud dağı civarındaki Hz.Hamza radiyallahu anh türbesi, Uhud şehidlerinin kabirleri ve Uhud Camii. Bedir şehidlerinin kabirleri ve oradaki cami, Cidde'de Hz. Havva annemizin kabri... Saymakla bitmez.

17. Vehhabîler türbelerdeki bütün kıymetli eşyayı yağma etmişlerdir.

18. 1924 yıkım ve yağmasında nice Ehl-i SünnetMüslümanı sokaklarda, yollarda şehid edilmiş, nice evler yıkılmış, nice mallar yağmalanmıştır. Kadın ve çocuklardan da öldürülenler olmuştur.

19. Hindistan Müslümanları Vehhabîlerin türbeleri ve camileri yıkması üzerine protesto mitingleri yapmışlar, bu konuda beyannameler yayınlamışlardır.

20. Sünnî Şiî bütün İslâm dünyası bu türbe, mezar, mezarlık, cami tahribatını şiddet ve nefretle protesto etmiştir.

Şimdi bir Müslüman olarak soruyorum: Bu mübarek türbeler, kabirler, kabristanlar, camiler, makamlar yıkılırken İslam dünyasının ulemasına, fukahasına, müftülerine sorulmuş mudur, onlardan fetva alınmıştır? Maalesef hayır...

Vehhabî uleması bugün bile Resulullah efendimizin (Salat ve selam olsun ona) türbesinin yıkılmasını istiyor. İslâm aleminin büyük ve kahr edici tepkisinden korkmasalar bir gün bile beklemezler.

Çağımızın süper bid'atçisi, icazetsiz muhaddis Nasuriddin Elbanî aynı görüştedir. Türbe yıkılsın, Efendimizin mezarı düzlensin...

Bugün ülkemizde maalesef petro-dolarlarla Vehhabîlik itikadı yayılmaktadır.

Bir Müslüman vicdanî ve samimî şekilde Vehhabî olmuş. Ona fazla bir şey demem ama Vehhabîliğe geçişi parayla, menfaat ve telif ücreti karşılığında olmuşsa doğrusu çok ayıplarım.

Gün gelecek, Arabistan'daki tahrip edilmiş bütün kabirler, kabristanlar, icazetli ulemanın fetvaları ve irşadları doğrultusunda tekrar imar edilecektir.

Mehmet Şevket Eygi

_________________
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt