Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

[El_Şihab]

Yüce ALLAH ın bizlere verdiği nimetleri hani derler ya “denizler mürekkep , ağaçlar kalem olsa yazamazsınız” ; işte rabbimizin nimetlerinin çoğunundan bihaber olarak yaşayan biz gafiller bazen bir kaza da bazen bir sağlık sorunumuzda veya daha büyük afetlerde nimetlerin farkına varırız değilmi? .Bu olan tüm her neyse akıllı kişiyi hemen düzene sokar kendine getirir ,ama en çok kaybettiği nimetin farkına varır olur , türk milletinin geneli ne kadar da ALLAHIN bahşettiği MUHSİN in hiç farkına varmadılar , hep gönüllerinde kaldı , sözün özü şehidimiz ,liderimiz bu memleket için çok büyük nimetti ve maalesef türk milleti bu nimeti doğru düzgün kullamadı şimdi emin olunan güvenilir kaç devlet adamı sayabilirsiniz ? veya siyasetçi veya parti genel başkanı ?
Evet ALLAH ın nimetlerini saysak bitiremeyiz demiştim bunlardan biri de UNUTMAKTIR , bazen öyle haller gelir ki başınıza o acı o heyecan devamlı taze kalsa maazallah akıldan olursunuz , evladını yitiren anne , kocasını kaybeden bir eş veya babasını toprağa gömen bir oğul ve kız zamanla acı azalır zaman su gibi serinleten bir ilaçtır , fıtrat onu gerektirir yaratan böyle planlamıştır. Unutmak nerden bakarsanız bakın büyük bir nimettir !...
Peki her zaman unutmak mı gerekir işte bizim konumuzun aslı bu UNUTMAK BİR NİMETTİR AMMA MUHSİN BAŞKANIMIZI UNUTMAK NAMERTLİKTİR !... ALLAHa şükürler olsun ki ben 25 mart da ALPERENLERİN sehidimizi hiç de unutmadığını aslına bakarsanız alperenler liderimizi geçmişinden fazla sahiplendiği müşahit oldum , bu beni başka rüyalara alıp götürdü nice liderler öldü nicelerine anıtlar yapıldı hatta görevi başında ölen cumhur başkanımız bile oldu dahası görevi başında asılarak idam edilen başbakanımız oldu amma zaman onları unutturdu ..oysaki onlar çok değil birkaç sene önce milletin çoğunluğunu arkasında toplamıştı milyonlar alkışlıyor , yüzbinler meydanları dolduruyordu kaçı idam sehpasına birlikte çıkmak isterdi bir muamma değilmi ? ya bizler nerdeyse tüm ALPERENLER O HELİKOPTERE SEVE SEVE BİNERDİ bundan adım gibi eminim ..
Nedir bizi ölüme bile hoş geldin dedirtecek sevgi nedir bizde ki nerdeyse her seçimde % 1 ila 3 arasında sıkışmış bir oy olduğu halde her seferinde heyecanlandıran mücadele aşkımız !... nedir bizdeki bu devletimizin her türlü ihanetini gördüğümüz halde polisimizin biber gazını yediğimiz halde genel başkanımızın BİZİM POLİSİMİZSİNİZ dedirten vatan ve devlet aşkı..nedir bizdeki İslami kesimler ırkçı dediği halde ümmetin içinde bir vahdet arayışımız , BİZ BUNA MUHSİNCE YAŞAMAK DİYORUZ etmiz ne budunuz ne nerede bir ağlayan bir Müslüman görsek el uzatırız ,nerde bir zalim görsek kafa tutarız nerede bir cihat olsa oraya koşarız da bir türlü bunları en yakınımıza bile anlatamayız korkarız riyadan oysa bunların binde birini yapanlar nede güzel ballandıra ballandıra anlatırlar değilmi ?
Biz ALPERENİZ YAPILANLAR VE YAPILACAKLAR FİSEBİLİLLAH AŞKI İLE İFA EDİLİR oylar uğruna değil , makam ve mülk hesabı ile hiç değil BİZİM DAVAMIZI ANCAK CENNET KARŞIĞINDA RABBİMİZE SATARIZ KULLARA DEĞİL !..İŞTE BİZİ HEYECANLANDIRAN BİZE AŞK VE ŞEVK VEREN MÜCADELE HIRSI VEREN BU ANLAYIŞDIR BU YOLDA CANLAR GİDEBİLİR AMA GİDEN CANLARIN BEDENLERİDİR DOSTLUKLARIMIZ ,AĞABEYLİKLERİMİZ , DAVA ARKADAŞLIĞIMIZ DEĞİL O YÜZDEN DE UNUTMAYIZ VE UNUTTURMAYIZ EVVEL ALLAH!... EŞİMİZİ ,ANNEMİZİ HATTA EVLADIMIZI TOPRAKTA UNUTUR AMA DAVAMIZIN ASKERLERİNİ VE LİDERLERİNİ ASLA İŞTE BİZİM İÇİN UNUTMAK O ZAMAN NİMETLİKTEN ÇIKAR VE NAMERTLİK OLUR


Alperen Ocakları-Marmara İl Başkanı
BÜLENT KANYILMAZ

 

[selimoglu]

Allah razı olsun kardeş..Teşekkürler

 

[Hatice-tül Kübra]

[h=2]Allah'ın Kelimeleri Tükenmez[/h]Yalnızca bir kaç dakikalığına bize hayat veren şeyleri dikkatlice düşündüğümüzde şaşkınlığa düşeriz. İnsan mucizevi büyüklükte galaksiler barındıran bir boşlukta, 300 milyar galaksiden birinin içinde bulunan, yaşam için özel yaratılmış bir gezegende yaşar. Bu gezegen, yani Dünya, devasa boşluğun içinde hiç durmadan döner, milyarlarca yıldızdan yalnızca biri olan Güneş’in yolladığı ışınlar sayesinde Dünya ısınır. Besin, su ve azot döngüsü gerçekleşir; insanlar, hayvanlar, bitkiler ve mikroorganizmalar, kısacası tüm canlılar sayısız sebep vesilesiyle yaşar. Milyarlarca ayrıntı bir arada, kusursuz bir şekilde Allah katından sunulur. Bu güzellik ve nimetlerin her biri ayrı bir yaratılış harikasıdır. Eğer yeryüzündeki ağaçların tümü kalem ve deniz de -onun ardından yedi deniz daha eklenerek- (mürekkep) olsa, yine de Allah'ın kelimeleri (yazmakla) tükenmez. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Lokman Suresi, 27)

Rabbi insana hayatı süresince nimetler sunar. Her an kopyalanan DNA'sı, aldığı nefes, bedenine sürekli kan pompalayan kalbi, yaşam kaynağı su, çeşitli yiyecekler gibi sayılamayacak detay vesilesiyle yaşamını sürdürür. İnsan, tüm bu nimetlerle birlikte kendi kusursuz yaratılışı üzerinde derin düşünmelidir.

Her canlı doğum anından ölene dek hiç durmadan nefes alır. Ancak nefes almak yalnızca havayı içine çekmek ardından dışarı bırakmak değildir. Solunan havanın tükenmemesi, bozulup, kirlenmemesi ve sürekli tazelenmesi üzerinde düşünülmesi gereken önemli detaylardır.

Hiçbir canlı nefes almak için çaba göstermez. İnsanın hem etrafındaki hem de bedenindeki tüm koşullar rahatça nefes alabileceği yaratılıştadır. Solunan hava, Yüce Allah'ın yarattığı her yönden mükemmel bir düzen sayesinde korunur. Örneğin havadaki oksijenin (%21) vesu buharının yüzdesi insanın var olmasına uygun özel koşullarla yaratılmıştır ve bu düzen kusursuz bir şekilde işler.

İnsan yaşamı için hassas dengelerle yaratılmış olan Dünya, yine özel olarak yaratılmış suyla canlandırılmıştır. Kullanılan su, buharlaşarak havaya yükselir ve burada yeniden insanların kullanımına sunulacak şekilde yağmur olarak yeryüzüne iner. Suya özel olarak verilmiş bu özellikler sayesinde hep aynı suyu içer ve aynı suyu kullanırız. Su, Allah'ın “arıtılmış" olarak bize sunduğu en önemli nimetlerdendir. … Biz, gökten tertemiz su indirdik; Onunla ölü bir beldeyi (toprağı) canlandırmak ve yarattığımız hayvanlardan ve insanlardan birçoğunu onunla sulamak için. (Furkan Suresi, 48-49)

Sıvılar, ısıları düştükçe büzüşür, hacim kaybederler. Hacim azalınca, yoğunluk artar ve soğuk olan kısımlar daha ağırlaşır. Bu nedenle, sıvı maddelerin katı halleri daha ağırdır. Su ise, bilinen tüm sıvıların aksine, belirli bir ısıya (+4[SUP]o[/SUP]C'ye) düşene kadar büzüşür, daha sonra birdenbire genleşmeye başlar. Donduğunda ise daha da genleşir. Bu nedenle suyun katı hali, sıvı halinden daha hafiftir. Buz, aslında suyun dibine batması gerekirken, su üstünde yüzer. Böylece buzun altında canlılık devam eder. Oysa buz suyun üzerinde yüzmese, dünya üzerindeki suyun çok büyük bölümü donacağından, göllerde ve denizlerde hiçbir canlı kalmazdı.

Yüce Allah, insanı ve onun etrafındaki tüm güzellikleri, tüm nimetleri sürekli olarak yaratır ve bunların her birinde mucizevi detaylar var eder. Allah, sonsuz ve üstün aklı ile insanların henüz detaylarını keşfedemedikleri sayısız sistem yaratmış, her detayda da Kendi gücünü kanıtlayan güzellikler var etmiştir. Her şeyi, her an dilediği gibi takdir eden ve dilediği gibi yaratmaya gücü yeten Allah’ın kelimeleri asla tükenmez. Genelleme yaparak dahi sayamayacağımız tüm bu nimetleri dilediği anda da giderip yok edebilir.

Bizlere düşen, karşılıksız sunulan bu nimetlere ve güzelliklere şükretmek, Allah'ın gücü karşısındaki aczimizi, O’na muhtaç olduğumuzu bilmek ve yalnızca O'na yönelmektir.

Yüce Allah’ın tüm bu güzellikleri yaratmasındaki hikmetlerden biri, düşündürmektir. Dünyada Allah'ın dilemesiyle varız, Allah'ın dilemesiyle yaşıyoruz ve yine O’nun dilemesiyle ahiretteki sonsuz yaşamımıza devam edeceğiz.

Allah'a dönecek olan –bazen bir bakteriden bile daha aciz- varlıklarız, dünyada yapıp ettiklerimizden ve Allah’ın sonsuz rahmetiyle bahşettiği tükenmeyen nimetlerden sorguya çekileceğiz. Bu kesinlikle unutmamamız gereken en önemli gerçektir… Haberin olsun, göktekilerin ve yerdekilerin tümü gerçekten Allah'ındır. Haberin olsun; şüphesiz Allah'ın vadi haktır; ancak onların çoğu bilmezler. O, diriltir ve öldürür. Ve O'na döndürüleceksiniz. (Yunus Suresi, 55-56)


...Makale Kaynağı: Fuat Türker