Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

unutkanlık (1 Kullanıcı)

yaseminci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eki 2007
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
mehaba arkadaşlar
unutkanlığın dinimizde sebebini araştırıyorum
bana yardımcı olurmusunuz:!
 

Nikko

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Nis 2007
Mesajlar
370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
[YOUTUBE]GZBzqEdKsx0[/YOUTUBE]
 

EBRARNISA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ağu 2007
Mesajlar
528
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Selamün Aleyküm Kardeşim.yeni üyesin Sanirim .öncelikle Hayirli Olsun.
Bu Konu Hakkinda Bir Yazi Vardi Bende .şuan Yanimda Değil. Temin Edince Ordan Gönderirim Inşallah.
Ama özetle Hayatimiza Giren Haramlardan Kaynaklaniyor . Kendimizi Malayani Işlere Kaptirmamizdan Kaynaklaniyor.v.s. Diye Devam Ediyor.
Dua Ile Yaradan'a Emanet Ol.
 

eminn_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
380
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
harama bakmaktan olduğunu düşünüyorum öyle duymuştum
 

EBRARNISA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ağu 2007
Mesajlar
528
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Hâfıza Dâhîleri ve Unutkanlar

Kudreti Sonsuz beyne öğrenme ve hatırlama faaliyetlerini yaptırırken icraât-ı sübhaniyesine bazı maddî sebepleri perde yapmış; beynin mükemmel donanımını, sinir liflerini ve şuursuz hücre atomlarını dünyalar kadar malumâtı alıp depolamaya vesile kılmıştır. Hâfızasını iyi kullananlara ve ondan azamî istifade etmesini bilenlere hemen her gördüklerini ve okuduklarını çok kısa bir sürede öğrenme ve aradan uzun vakit de geçse öğrendiklerini unutmama kabiliyeti vermiştir.

Nitekim, insanların zihin selametini görüp gözettikleri ve fıtrata uygun yaşadıkları dönemlerde pek çok hâfıza dâhîsi yetişmiştir. Duyduğu bir şeyi ikinci defa tekrar etmeye lüzum hissetmeden ezberleyen Hazreti Ebû Hüreyre; Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’in emri üzerine onbeş-yirmi gün içinde mektup yazabilecek ve gelenleri de tercüme edecek kadar İbranice’yi öğrenen Zeyd İbn Sâbit gibi yüzlerce sahabi duyduklarını bir defada öğrenen ve bir daha da unutmayan insanlardı. Özellikle Tâbiîn ve Tebe-i tâbiîn dönemleri hâfızasının hakkını veren insanlarla doluydu. Mesela; Ahmed İbn Hanbel, muhteva aynı olsa bile, farklı sened ve metinlerle nakledilen sahihi, haseni ve zayıfıyla bir milyon hadisi ezberlemiş; kırk bin hadis ihtiva eden meşhur Müsned’ini üç yüzbin hadisten seçerek meydana getirmişti.

Heyhat ki, zamanımıza doğru gelindikçe adeta hâfızalar da dumura uğradı. İnsanlar yirmi kere okudukları çok kısa metinleri bile hıfzedemez ve en basit mevzuları dahi anlayıp öğrenemez hale geldiler. Bulanık zihinler, dağınık fikirler ve kirli kalbler sebebiyle hem öğrenme süresi alabildiğine uzadı hem de çabucak unutma hastalığı ortaya çıktı. Bugün öğrenilenlerden yarın hiçbir eser kalmamaya başladı. Öyle ki, günümüzde hâfızasından şikayet etmeyen ve nisyandan dert yanmayan insan bulmak adeta imkansızlaştı. Belki her dönemde pek çok insan aynı derdi dile getirmişlerdi; fakat, mesela Tabiîn’den birinin şikayeti bir sayfayı artık bir kere okumayla ezberleyememektendi, günümüz insanının şekvası ise, bir metni otuz kere de okusa hâfızasına kaydedememek ya da çok kısa bir süre sonra hiçbir şey hatırlayamamak şekline büründü.

Zihin Kirliliği

Hâfızayı zayıf düşüren ve unutmaya sebebiyet veren pek çok illet sıralanabilir. Beyin ve hâfıza üzerinde çalışan uzmanlar, genellikle beynin ihtiyaç duyduğu oksijen, glikoz ve bazı enzimlerin yeterli miktarda sağlanamamasını, stres ve gerginlik gibi sebeplerle beynin enerjisinin hemen tükenmesinden dolayı çalışma akışının düzensizleşmesini, sadece bazı meseleler üzerine yoğunlaşmadan ötürü beynin bir bölümünün âtıl bırakılmasını ve sistemsiz düşünme alışkanlığını hemen akla gelebilecek sebepler olarak saymaktadırlar. Bazen de insanın fizyolojik yapısının ve fizikî durumunun hâfıza zayıflığına yol açabileceğini ve ileri yaşlarda vücut mekanizmasının bazı şubeleri yorgun düştüğü gibi beynin de onlara bağlı olarak bir kısım fonksiyonlarını eda edemez hale gelebileceğini belirtmektedirler.

Bununla beraber, dünden bugüne bazı İslam alimleri, haddinden fazla uykunun beyni hantallaştırdığını, sürekli dolu olan midenin zihne menfi tesir ettiğini, sabah kerahatinde uyumanın ve harama bakmanın da unutkanlığa sebep olduğunu ifade etmişlerdir. Ayrıca, zihin kirliliğinin hâfızayı zayıflattığına inandıkları için mâlâyânî işlerden, faydasız muhaverelerden, çer-çöp sayılabilecek bilgi kırıntılarından ve kontrolsüz hayal kurmaktan uzak kalınması gerektiğini vurgulamışlardır. Hatta, sistemsiz düşünme alışkanlığına yol açabileceği ve zihni işe yaramayan bilgilerle dolduracağı endişesiyle mezar taşlarını okumayı bile mahzurlu görmüşlerdir; mezar taşlarını okumayı adet edinmenin bugünkü reklam panolarının, araba plakalarının, televizyon ekranlarının ve gazete sayfalarının yaptığı tahribat çeşidinden zararlar verebileceğini düşünmüşlerdir. Gerçi, zihinleri kirleten, kalbleri bulandıran ve hafızayı zayıflatan onlarca unsurla her zaman iç içe yaşadığımız günümüzde, unutkanlığa sebep olmaması için mezar taşlarındaki yazılara bile mesafeli durulmasını anlamamız oldukça zordur; fakat, unutulmamalıdır ki, selef-i salihîn meseleyi kendi nezih atmosferleri zaviyesinden değerlendirmişlerdir.

Zannediyorum, hâfızayı zayıflatan sebeplerin en tehlikelisi şehevî hisleri galeyana getiren ve behimî duyguları tehyiç eden faktörlerdir. Bugün, aile ve içtimaî çevre özellikle gençlerin güzel yetişmeleri hususunda yetersiz kaldığı gibi, bir de etraftan akıp akıp gelen ve ruhu örseleyen telkinler zihinleri adeta felç etmektedir. Televizyon programları, İnternet sayfaları, video oyunları, günlük haberler, siyasî polemikler, sporcuların ve sanatçıların büyük birer hadiseymiş gibi nakledilen hal ve hareketleri, sırf merak uyarma maksadıyla uydurulan yalanlar, tezvirler, her türlü aldatmalar ve sansasyonlar... zaten iyice zayıflayan dimağları tamamen işgal etmektedir. Ve hele kafalara pompalanan onca kir, hayvanî hisleri ve beşerî garîzeleri tahrik edip yüce duygular üzerine bir balyoz gibi inince, kudurtulmuş şehevî arzu ve ihtiraslar, çağımızın zavallı nesillerinde okumaya, öğrenmeye, düşünmeye hiç mecal bırakmamakta ve adeta hâfızaları bütün bütün kurutmaktadır. Evet, maalesef, günümüzün insanı haram dinleme, haram konuşma ve harama bakma... gibi günahların öldürücü dalgaları arasında çırpınıp durmaktadır.
 

ekremeee

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eki 2007
Mesajlar
3,902
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
31
Nefsimiz Nefsimiz Nefsimiz
 

yaseminci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eki 2007
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
çok teşekkür ederim benimle paylaşığınız için
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt