Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

üç Aylara Doğru Yürürken .. (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
image002.gif
1067-002-11-1035.gif


24 HAZİRAN ÇARŞAMBA günü üç aylara adım atıyoruz. Üç aylar, içinde barındırdığı hazineleriyle bir anne şefkatiyle bizi sarmaya hazır. Peki biz üç ayları karşılamaya hazır mıyız

İslâm’ın mübarek saydığı hicrî kamerî aylardan Recep, Şaban ve Ramazan ayları. Bu aylar ve diğer dokuz ayın süreleri, ayın hareketlerine göre belirlenmektedir. Kameri ayların süresi, şemsî ayların süresine nazaran değişiklik arzeder. Kamerî sene, şemsî seneden on bir gün daha kısadır. Ayrıca kamerî ayların diğer bir özelliği şemsî aylarda olduğu gibi senenin aynı mevsimine değil, değişik mevsimlerine tesadüf etmesidir. Mesela, kamerî bir ay olan Ramazan ayı, senenin mevsimlerini dolaşır. Hicrî ve kamerî aylar arasında küçük önem taşıyan ve “üç aylar” diye adlandırılan Receb, Şaban ve Ramazan ayları mübarek aylar olarak kabul edilirler.

Bu ayların Müslümanlarca önemli ölçüde değer kazanmasının sebepleri arasında Hz. Peygamber (s.a.s)’in bu aylar hakkında verdiği haberler gösterilebilir. Rasûlüllah (s.a.s) bir hadis-i şerifinde; “Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır” buyurmuştur. Ayrıca Peygamber Efendimiz, Receb ayı girince, ” Âllahım! Receb ve Şabanı bize mübarek kı!! Bizi Ramazana ulaştır” diye dua ederdi.

Üç ayların değerini ifade eden diğer bir önemli özellik ise beş mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olmasıdır. Regaib gecesi, Recep ayının ilk cuma gecesine, Mirac gecesi, Recep ayının yirmi yedinci gecesine, Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesine, Kadir gecesi ise Ramazan ayının yirmi yedinci gecesine rastlar.

Hz. Peygamber (s.a.s) Şaban ayında çok oruç tutardı. Hz. Aişe, Rasûlüllah (s.a.s)’ın bu aydaki orucu hakkında şöyle der: “Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim” (Tecrid-i Sarih, VI, 295).
Ramazan ayının fazileti ise çok daha yücedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Ramazan geldiğinde Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da bağlanır” (Müslim, Kitâbu’s-Sıyam, 1).
Receb ve Şaban ayları, rahmet ayı olan Ramazanı karşılayan aylar olup Ramazan ayının müjdecisidir. Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, kişide insanî özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında rolü büyüktür. Zira Receb ve Şaban aylarının feyzinden ve bu aylarda bulunan Regaib, Mirac ve Berat gecelerinin rahmetinden istifade yolunu tutan bu kişi Ramazan ayında ise her türlü kötülükten kendini uzak tutar ve insanî vasıflarının artmasına gayret eder. Nihayet Kadir gecesinde yapacağı ibadet ve tevbe ile manevî hazza ulaşır.

Bu nedenle özellikle, bu aylarda bol bol istiğfar etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kur’ân okumak ve dua etmek en uygun davranışlardır
 

tufan_78

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 May 2008
Mesajlar
542
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
üç ayların nımetlerindne yeterınce faydalanmayı nasip etsin mevlam bize inşallah
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm Hafize annem..
Hayırlı ve bereketli sabahlarınız olsun inşallah..
Hamd olsun bizleri bu aylara yetiştiren Rabbimize..
Allah c.c hakkıyla ihya etmeyi, ecir ve sevaplarına nail olmayı cümle kullarına nasip etsin inşallah..
Önemini anlamak ve yaşamak duası ile..Rabbimize emanet olunuz.Selam ve Dua ile.B)
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Selamün Aleyküm Hafize annem..

Hayırlı ve bereketli sabahlarınız olsun inşallah..
Hamd olsun bizleri bu aylara yetiştiren Rabbimize..
Allah c.c hakkıyla ihya etmeyi, ecir ve sevaplarına nail olmayı cümle kullarına nasip etsin inşallah..
Önemini anlamak ve yaşamak duası ile..Rabbimize emanet olunuz.Selam ve Dua ile.B)

Aleykümselam sanada hayırlı sabahlar olsun Asırların ardından bize Sonsuz Nur’u hediye etmiş bir mübarek üç aylara daha girerken Resûlullah’a “Hoş geldin ey Allah’ın Resûlü!” diyebilmek için “Günlük hayatımızda canlı kalan kaç sünnet var?” diye bir kez daha kendimizle yüzleşelim. Bu konuda mutlaka mü’minler olarak birbirimize yardımcı olmamız gerekiyor. Birbirimizi ikâz etmemiz lazım. Bu vesileyle üç ayların rahmet ve bereketi Âlem-i İslâm’a ve yüreklerinize dolsun. Üç aylarınız mübarek olsun.
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Üç Aylar Duası

"Allahümme bârik lenâ fi Recebe ve Şâbân, Ve belliğna Ramazan".

"Ey Rabbim, bize Receb ve Şaban ayını mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır.



"RECEP AYI EKİNİ EKME, ŞABAN SULAMA, RAMAZAN İSE HASAT AYIDIR." (Ebu Bekir el-Verrak)

Eğer Recep ve Şaban Aylarını iyi değerlendirir, tevbe kapısını aşındırırsak, Ramazan'da zirveye ulaşacak olan manevi ikramların muhatabı olabiliriz. Bunun için
 

oznuragan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Haz 2008
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
s.a üç aylarla ilgili verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.Allah razı olsun.üç ayları dolu dolu geçirmek ümidiyle.Allah'a emanet olun inş
 

nevin2007

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2008
Mesajlar
326
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
59
dilerimki ALLAHIMDAN hepimize saglık ,huzur vererek bu mübarek üç aylarda ALLAHIMIZI zikretmek,ona şükretmek,ve güzel bir şekilde ibadet edebilme hususunda bizlere yardımcı olsun inşaallah.AMİN.A.E.O.hayırlı akşamlar.
 

sümeyye55

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Haz 2008
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
25
selamün aleyküm ey mümin kardeşler.bu mubarek üç aylarımız hayırlı ve hakkıyla geçirebilmeyi rabbim cümle aleme nasip etsin. islam tadını herkeze tatdır güzel mevlam Allah razı olsun sizlerden
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Üç aylara Girerken

"Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şâban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar. Bu pekçok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden şuhûr-u selâsenizi (üç aylarınızı) tebrik ediyoruz."


Dinî anlatımda "Şühûr-ü selâse", yani üç aylar olarak bilinen bu mevsimin girmesiyle birlikte Müslüman ruhları bambaşka bir hava kaplar. Çünkü bu aylar İlâhî rahmetin coştuğu aylardır. Diğer vakitlerde iyilik ve ibadetlere on sevap veriliyorsa, Receb, Şaban ve Ramazan aylarında gittikçe yükselen bir oranda kat kat fazla sevap verilir.

Meselâ, başka zamanlarda okunan her bir Kur'ân harfi için on sevap yazılmaktadır. Receb ayında bu sevap yüz olarak yazılır, Şaban'da üç yüzü aşar, Ramazan'da bine çıkar. Cuma gecelerinde binleri bulur. Kadir Gecesinde de otuz bine ulaştığını düşünürsek, üç aylardaki mübarek vakitlerin âhiret ticareti bakımından ne kadar kıymetli bir fırsat olduğunu anlayabiliriz.

Bu bakımdan üç aylar “pek çok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i uhreviyenin (âhiret ticaretinin) bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri (sergisi)” olarak vasıflandırılmıştır. Bilindiği gibi, pazarlar ve fuarlar mühim ticaret yerleri arasında yer alırlar. Haftanın belli bir gününde belli bir yerde kurulan pazarda, insanlar her türlü ihtiyaçlarını karşılarlar. O gün sabahtan akşama kadar pazarın ucuzluğundan istifade etmek mümkündür. Ama o gün pazara gidemeyen bir insan, aynı şartlar altında alışveriş yapabilmek için bir hafta beklemek zorundadır. Çünkü pazar bir günlüktür.

Aynı şekilde, üç aylar da yılda bir defa kurulan ve ahiret ticaretinin yapıldığı pazarlardır. İstifade etmesini bilenler, bu pazardan büyük kazançlar sağlarlar. Ahirete yönelik amellerini diğer vakitlere oranla arttırırlar. Daha fazla Kur'ân okurlar, ilme daha fazla yönelirler, uykularından kısarak ilim ve tefekküre, ibadet ve İslâmî hizmetlere daha fazla vakit ayırırlar. Hayırlı işlerde birbirleriyle yarış içine girerler. Böylece, “bu çok sevaplı ibadet ayları”ndan tam bir istifade ile çıkarlar. Bir mânâda, bu mübarek vakitlerde yapılan manevî hizmetler, insanın ebedî hayatı için yapılmış en kârlı “yatırım” olur.

Buna karşılık, üç ayların fazilet ve kıymetinden haberdar olmayıp da değerlendiremeyenler, herkesin istifadesine açık tutulan çok kârlı bir ticaret imkânından mahrum kalmışlar demektir. Bu kimseler, aynı imkânı tekrar ele geçirebilmek için bir yıl daha beklemek zorunda kalacaklardır.

İşte üç ayların ve bu aylardaki mübarek gecelerin büyük bir coşkunlukla ihya edilmesi bu bakımdan da önem kazanıyor. Çünkü bunlar şeâirdendir, İslâmın sembolü ve alâmetlerindedir.

Bu açıdan şeâirin duyurulmasında hem İslâmın izzet ve şerefinin gösterilmesi, hem de İslâmın mânâsından uzak yaşayan insanlara örnek olunması gibi büyük hikmetler vardır.

Namazlarda, bilhassa Cumalarda ve Kandil gecelerinde camilerin mü'minlerle dolup taşması, radyo ve televizyonda Kur'ân ve mevlidlerin okunması, camilerin mahyalarla (iki minare arasının ışıklı güzel yazılarla) süslenmesi, hattâ kandil simitlerinin dağıtılması, bu İslâm sembolünü ilân eden huzur verici hadiselerdir.

Böylece bütün mü'minler âhiret kazancına yöneliyor. Herkes ALLAH'ın rızası yolunda sonsuz bir yarışa giriyor. Ve oluşan manevî hava, bütün bir topluma huzur veriyor. Bu huzur havasından herkes derecesine göre istifade ediyor. Yapılan ibadetler, okunan Kur'ânlar, Arş'a yükselen ihlâslı dualar, bitip tükenmek bilmeyen bir şevkle devam ettirilen İslâmî hizmetler, İlâhî rahmetin celbine vesile oluyor. Ayrıca sırf ALLAH rızası için ve ihlâsla yapılan bu hizmetler, günahların, sefahetlerin ve zulümlerin kirlettiği manevî havamızı temizliyor.

Şu halde, her yıl bizlere ikram edilen bu bulunmaz fırsattan istifade etmeliyiz. Bunun için, mü'min kardeşlerimizle daha sık bir araya gelip sohbetlerde bulunabiliriz. Aramızda Kur'ân'ı paylaşıp imkân nisbetinde günlük ve haftalık hatimler yapmaya başlayabiliriz. Makbul dua ve zikirleri daha çok okuyabiliriz. İslâmî eserlere daha fazla vakit ayırabiliriz. İslâmın hakikatlerini yayma ve anlatma hususunda daha fazla gayret gösterebiliriz. Bu yolda göstereceğimiz en küçük bir gayret, en azından bire yüz netice verecektir.

Bu arada, üç ayların ve kandil gecelerinin evlerimizde ve aile fertleri arasında ayrı bir mânâ içinde yaşanması gerektiğini de unutmamalıyız. Çocuklarımız
o manevî havayı soluya soluya büyümelidirler. Bunun için, mübarek gecelerde onları hediyelerle sevindirip, camilere alıştırmakta büyük faydalar vardır.

Ayrıca, sabaha karşı seher vakitlerinde uyanık bulunmaya çalışarak İslâm âlemi için ve mü'min kardeşlerimiz için dualar etmenin fazilet ve kıymeti sonsuzdur. O feyizli vakitte yapılan duaların kabul ihtimali çok kuvvetlidir.
Bu bakımdan gerek kendimizin, gerekse diğer mü'minlerin dünya ve âhiret imtihanlarında başarılı çıkmaları için Cenab-ı Hakka niyazda bulunmak ve Ondan yardım istemek suretiyle, hem sıkıntı ve musibetlere karşı sarsılmaz bir dayanak noktası bulmuş, hem de tükenmez bir teselli kaynağına kavuşmuş oluruz.
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
s.a üç aylarla ilgili verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.Allah razı olsun.üç ayları dolu dolu geçirmek ümidiyle.Allah'a emanet olun inş

aleykümselam rabbim cümlenizden razı olsun hakkıyla geçirenlerden etlesin inş amin
 

bakkoy

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
Üç Aylar Duası

"Allahümme bârik lenâ fi Recebe ve Şâbân, Ve belliğna Ramazan".

"Ey Rabbim, bize Receb ve Şaban ayını mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır.



"RECEP AYI EKİNİ EKME, ŞABAN SULAMA, RAMAZAN İSE HASAT AYIDIR." (Ebu Bekir el-Verrak)

Eğer Recep ve Şaban Aylarını iyi değerlendirir, tevbe kapısını aşındırırsak, Ramazan'da zirveye ulaşacak olan manevi ikramların muhatabı olabiliriz. Bunun için
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Üç Aylar Duası

"Allahümme bârik lenâ fi Recebe ve Şâbân, Ve belliğna Ramazan".

"Ey Rabbim, bize Receb ve Şaban ayını mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır.



"RECEP AYI EKİNİ EKME, ŞABAN SULAMA, RAMAZAN İSE HASAT AYIDIR." (Ebu Bekir el-Verrak)

Eğer Recep ve Şaban Aylarını iyi değerlendirir, tevbe kapısını aşındırırsak, Ramazan'da zirveye ulaşacak olan manevi ikramların muhatabı olabiliriz. Bunun için

Eğer Recep ve Şaban aylarını iyi değerlendirir, tevbe kapısını aşındırırsak, Ramazan’da zirveye ulaşacak olan manevi ikramların muhatabı oluruz.:a18:
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
image002.gif
1067-002-11-1035.gif



Manevi bir iklime geçiş zamanı üç aylar. Bütün kalplerin faniden baki'ye yöneldiği, manevi duyguların yükselişe geçtiği bir atmosfer ÜÇ AYLAR
Ömrün kısa, ahiret hayatının ebedi olduğunu göz önüne getirerek rahmetin sağanak halinde yağdığı üç ayları en verimli şekilde değerlendirmeye çalışmalıyız. .
Bu aydaki gün ve geceler diğer gün ve gecelere nazaran daha faziletlidir. Bu zamanda yapılan ibadetler, insana ahiret hayatından çok şey kazandırır.
Üç Aylar Duası
"Allahümme bârik lenâ fi Recebe ve Şâbân, Ve belliğna Ramazan".
"Ey Rabbim, bize Receb ve Şaban ayını mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır.
"RECEP AYI EKİNİ EKME, ŞABAN SULAMA, RAMAZAN İSE HASAT AYIDIR." (Ebu Bekir el-Verrak)
Eğer Recep ve Şaban Aylarını iyi değerlendirir, tevbe kapısını aşındırırsak, Ramazan'da zirveye ulaşacak olan manevi ikramların muhatabı olabiliriz. Bunun için
Tevbeye Sarılmalıyız.
"Ben Günde yetmiş sefer(bazı rivayetlerde 100 sefer) tevbe ederim" diyen Rahmet Peygamberine (A.S) uyarak tevbe etmeliyiz. Zifiri bir gecede, deniz-in karanlıklarındaki balığın karnından "Senden başka ilah yoktur; Seni tenzih ve tesbih ederim. Ben zalimlerden oldum. "(Enbiya/87) diyerek inleyen Yunus peygamberin(A.S) iniltilerine eşlik ederek tevbe etmeliyiz. karşılaştığı olayları tevbe sebebi görüp, bütün ömrünü "Ya Rabbi"! Ben Pişmanım! Ya Rabbi! Ben Pişmanım! Bütün yapmış olduğum günahlardan; keşke yapmasaydım. İnşaAllah birdaha ben yapmayacağım. " yakarışları ile geçiren Allah dostlarının yollarına düşerek tevbe etmeliyiz. Alemlerin Rabbi karşısında hiçliklerini iliklerine kadar hisseden arifler meclisine kalbimizi bağlayarak, her gün kendimizi hesaba çekip temizlenmeye çalışmalıyız. bunun için de devamlı Allah'ın yardımına sığınmalıyız.

Beş Vakit Namazı; cemaatle kılmaya özen göstermeliyiz.

Zikre yapışmalıyız. Vird edindiğimiz amelleri aksatmamaya çalışmalıyız.

Sünnet Olan oruçları gücümüz nisbetinde tutma gayretinde olmalıyız.
Özellikle ayın ilk, orta ve son günleri veya pazartesi, perşembe günleri oruç tutma azminde olmalıyız.

Sünnet olan namazlara, özellikle geceleyin kalkıp en az iki rekat teheccüt namazı kılmaya kendimizi alıştırmalıyız.Eğer Recep ayından itibaren bunu yapmaya çalışırsak, Ramazan ayında da inşaAllah buna devam etmekte zorluk çekmeyiz.

Kur'an okumaya, bir sayfa bile olsa her gün devam etmeliyiz.

Sadaka ve diğer hayırlı işlerimizi arttırarak sürdürmeliyiz.

İmkânı olanlar için, Recep ayında umre yapmanın müstehab olduğunu bilmeliyiz.

Özetle bu hususlara dikkat ettiğimiz taktirde, Recep ayı, ile başlayan ve Ramazan ayı ile zirveye ulaşan manevi iklimden doya doya faydalanırız İnşaAllah. Rabbimiz bizi, küçüklüğünü anlayıp kendisine yalvaranların arasına katsın! Çünkü O, Rasulüne şöyle Seslendi:

"Rasulüm de ki:Yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?!"(Furkan/77)



Efendimiz (A.S) Şöyle buyurmuştur:
"Recep ayı Allah'ın, Şab'ban ayı benim, Ramazan ayı ise ümmetimin ayıdır"

Alimlerden birisi şöyle der:
Recep bedeni, Şaban Kalbi, Ramazan ise ruhu temizler.Eğer Recep'te beden, Şaban'da kalb temizlenmezse, Ramazan'da Ruh nasıl temizlenebilir?
İbni Ömer (r.a) tarafından rivayet olunan bir hadisi Şerif'te Efendimiz(s.a.v)şöyle buyurdu:
"Dört gece vardır ki Onlar da dua reddedilmez:
-Recep ayının ilk gecesi
-Şa'ban ayının 15. gecesi
-Kadir Gecesi
-İki bayram Gecesi
Abdullah b.Mes'ud(r.a) anlatıyor:
"Allah Resulü (s.a.v) 'in yanında oturuyorduk. O güne kadar mislini görmediğimiz yakışıklı bir adam geldi ve Peygamber (s.a.v) 'e selam verdi. Onun dilini bilmiyorduk. Allah Resulü (s.a.v) onun diliyle selamını aldı. Sonra ona sordu:"Nerelisin ve niçin geldin?"
"Ben İsa (a.s) 'ın kavmindenim. Hz. Meryem'e ve İsa Aleyhisselam'a hizmet ettim, Onun yanında Tevrat okudum."
Efendimiz (S.A.V) sordu:
"Seni bu kadar uzun yaşatan nedir? Zira benimle İsa kardeşim arasında, tam altı yüz sene vardır."
O adam cevap verdi:
"Ben Allah tarafından gönderilen semavi kitaplarda, Senin şan ve şerefini gördüm, ümmetinin üstünlüğüne şahit oldum. Bu yüzden, Sana ve ümmetine erişmem için, Allah'a niyaz ettim. İsa Aleyhisselam gönderilince ona da beni, Sana ve ümmetine eriştirmesi için duada bulunmasını rica ettim."
Daha sonra o adam, Peygamber (s.a.v) 'e acayip şeyler anlatmağa başladı. Şöyle anlatı:
"Ey Allah Nebisi, bir gün İsa(a.s) ile birlikte yürüyordum. Bir ara büyük bir dağa vardık. Dağ, içindeki cevherlerden yükselen nur ile apaydınlık olmuştu. İsa(a.s):
"Allah'ım bana öyle kuvvet ver ki, şu dağa tırmanayım, içindekileri rahatlıkla görebileyim." diye niyazda bulundu. Bu dua ağzından çıkar çıkmaz, kendimizi dağın tepesinde buluverdik. Sonra İsa(a.s), dağın kendisi ile konuşması için Allah'a dua etti. Allah'ü Teâlâ da dağa bir dil ihsan etti ve dağ konuşmaya başladı:
"Ey Allah'ın ruhu, benden ne istiyorsun?"
İsa (a.s):
"Bana bazı haberler vermeni senden istiyorum."
Dağ şöyle cevap verdi:
-"İçimde, Hazreti Muhammed (s.a.v)'i ve ümmetini pek seven Musa(s.a.v)'ın kavminden bir adam bulunmaktadır."İşte onun yüzü suyu hürmetine, ben bu şerefe nail oldum."
Bunun üzerine İsa(a.s) şöyle dua etti:
"Ya Rabbi! Bu adamı, şu dağın içinden bir çıkar da göreyim ve onunla konuşayım."
Bu dua üzerine dağ hemen ayrıldı, içinden pek yakışıklı bir ihtiyar çıkıverdi.İsa (a.s) ona sordu:
"Sen hangi kavimdensin? Bu kadar yaşamanın sırrı nedir?"
"Ben Musa (a.s) kavmindenim. Muhammed (s.a.v) iel kavminin ne zaman adı geçmişse, Allah'a, onlarla beni buluşturması için duada bulundum. Şöyle deim:
"Ya Rabbi! Muhammed (s.av) ile aramda çok uzun zaman var. Ne olur beni bu dağa göm de, O'na kavuşuncaya kadar bu dağda yaşayayım.
Bunun üzerine İsa(a.s) sordu:
"Bu dağda kaç yıldır Allah'a ibadet ediyorsun?
"Altıyüzsenedir ibadet ediyorum."
İsa(a.s) şöyle demekten kendini alamadı:
"Ya Rabbi! Yeryüzünde bu adamdan daha değerli bir adam yoktur."
Allah Azze ve Celle ona hitaben şöyle buyurdu:
"Ey İsa! Muhammed ümmetinden herhangi bir adam, Receb ayında bir gün oruç tutarsa, benim katımda bundan daha değerli olur."
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
MESNEVİ DEN BİR ALINTI BU KONUYA NOKTA KOYAR DİYE DÜŞÜNÜYORUM

Rivâyet edilir ki...

"Musa Aleyhisselâm bir gün bir yerden bir yere giderken, ilerde bir ağaç altından gelen konuşma sesi duymuş... Merakla o yöne yürümüş...

Bakmış ki bir garip çoban ağacın altında oturmuş, kendi kendine konuşuyor...

Merak etmiş, acaba ne konuşuyor, diye; ve sessizce yaklaşıp dinlemeye başlamış...

Şöyle diyormuş garip çoban:

-Ey benim güzel Allah'ım!... Ne olurdu şimdi yanımda olsaydın!... Seni sevseydim!... Seni sarsaydım!... Şu koyuncuktan taze taze süt sağıp, sana içirseydim!... Şu gölgecikte kucağıma yatırsam, seni dinlendirseydim!.. Bitlerini ayıklasaydım!..

Burada sabrı taşmış koca Musa Nebi’nin... Mâlûm, “celâli” meşreptir kendileri...

Hemen ortaya çıkmış, yanlışı hazmedememe hâliyle çıkışmış garip çobana:

-Behey gafil!... Sen nasıl olur da âlemlerin Rabbı olan her şeyden yüce, münezzeh, azametli Allah'ı, alıp süt içirip, hele hele kucağına yatırıp, üstelik bir de bitlerini ayıklarsın!!!... Bilmez misin, Allah için böyle şeyler söylenmez!...

Garip çoban, korkmuş; bilgisizliğinin getirdiği yanlışların altında ezilmiş, büzülmüş; eli ayağına dolaşmış; ne yapacağını, ne diyeceğini şaşırmış; kekelemiş:

-Affedersin... Hatamı bağışla... Bilemedim... Ama çok seviyordum da!... Ben bir garip çobanım; sadece var Allah'ım!... O'nunla oturur, O'nunla kalkar; O'nunla yer, O'nunla yatarım!... Tek dostum, sevdiğim, dertleştiğim O'dur!... Duymuştum ki, hep “ben”imleymiş; ben de O'nu, göremediğim yanıbaşımdaki Dost, bildim de ondan böyle konuştum...

Zinhar bir daha demem bu dediklerimi!..

Demek o buralara sığmayacak kadar çok büyükmüş!.. Ya ben, şimdi ne yapayım?..

Musa Aleyhisselâm ona, dua etmesini, namaz kılmasını öğretmiş... Ve yoluna devam etmiş..

Çobanın içinde bulunduğu hâli düşünerek dalgın bir halde yürürken farkında olmadan bir gölünde üzerinde; birden arkasından bir ses işitmiş "Musa! Musa!" diye..

Dönüp bakmış arkasına ki, kim sesleniyor diye, ne görsün!... Garip çoban gölün üstünde yürüyor suya batmadan, kendisine doğru!...

İşte o esnada vahyolmuş Musa' ya...

-Ey Musa, tüm varlığıyla bana yönelmiş, benden başka düşüncesi olmayan dostumu benden uzaklaştırdın!.. Aramıza büyük duvarlar ördün!.. Hemen o ördüğün uzaklık duvarını yık, ve bizi birleştir!... Bana böyle kullarım da gerek!.

Farketmiş Musa Aleyhisselâm yaptığı işin sonucunu!... Hemen dönmüş dediklerinden!... Anlamış, Allah'ın kimine tüm azâmeti ve haşmetiyle kendini tanıtırken, kimine de samimiyet ve sâfiyetine göre tecelli ettiğini...

Ve dönüp, demiş bir garip çobana:

-Sen bırak benim dediklerimi de, gene bildiğin, içinden geldiği gibi O'na yönel, o'nunla konuş!... O seninle!. Hattâ senden bile yakın sana!.. Sen bir garip çobansın, nereden bileceksin O'nun haşmet, azâmet ve saltanatını!... Gene bildiğin gibi sev, övmeye, hamdetmeye devam et!."
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
ablam ben gene acamadım hep senin adın cıkıyor yapamadım bende senin adına gönderdim umarım beyenirsiniz allaha emanet ol
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Arkadaşlar üç aylara doğru yaklaşırken bilgilerimizi şöyle bir tazeleyelim
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RECEP AYININ FAZİLETLERİ

İkrime, İbn-i Abbas'tan naklen Rasûlüllah (s.a.s) efendimizin şöyle buyurduğunu anlattı :
- " Recep Allah'ın ayıdır; şaban benim ayımdır; ramazan ümmetimin ayıdır. "

Musa b. İmran; Enes b. Malik'ten anlattığına göre; Rasûlüllah (s.a.s) efendimiz şöyle buyurmuştur:
- " Cennette bir ırmak vardır; bu ırmağın adı: Receb'dir. Sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır.
Bir kimse, receb ayında bir gün oruç tutar ise, Allah-ü Têâlâ, kendisine o ırmaktan içirir. "
Enes b. Malik'in r.a şöyle anlattı:
- Cennette bir köşk vardır; buna ancak receb ayında oruç tutanlar girebileceklerdir.
Ebu Hüreyre r.a şöyle anlattı:
- Rasûlüllah (s.a.s) efendimizin ramazan ayı dışında; ancak receb ve şâban ayında tutardı.

Enes b. Malik'in r.a Rasûlüllah (s.a.s) efendimizin şöyle buyurduğunu anlattı:
- " Bir kimse, bu haram aylarda üç gün oruç tutar ise, yani: Perşembe, cuma, cumartesi gününü, Allah'ü Têâlâ onun için yedi yüz senelik ibadet sevabı yazar. "
Denilmiştir ki:
- Recep cefayı terk ayıdır; şâban amel ve vefa ayıdır; ramazan ise, sadakat ve safa ayıdır.
Recep tevbe ayıdır; şâban muhabbet ayıdır; ramazan Hakka yakınlık bulma ayıdır.
Receb hürmet ayıdır; şâban hizmet ayıdır; ramazan nimet ayıdır.
Receb ibadet ayıdır; şâban zâhidlik ayıdır; ramazan ise ziyadesi ile nimetlere ermek ayıdır.
Receb ayında, iyilikler kat kat artar; şâban ayında kötülükler kalkar; ramazan ayında ikramlar gelmeye başlar.
Receb , önce gidenlerin ayıdır; şâban ortadakilerin ayıdır; ramazan ise, asillerin ayıdır.
Allah rahmet eylesin; Zünnun'u Mısrî şöyle anlattı:
- Receb afetlerin geri bırakıldığı , şâban tatların yapıldığı, ramazan ikramların beklendiği aydır.
Bu duruma göre: Bir kimse afetleri terk etmez, taatta bulunmaz, ikramları da gözetmez ise, o kimse herzecilerdendir.
Allah rahmet eylesin; Zünnun'u Mısrî bir başka zaman şöyle demiştir:
- Receb ekim, şâban sulama, ramazan ise, harman ayıdır.
Her ekilen biçilir; her yapılan işin karşılığı görülür. Bir kimse, ekim zamanını boşa geçirir ise, harman zamanı nedâmet duyar; âhirette kötülük göreceğinden dünyada beslediği ümitlerde hiç olur.
Salih zatlardan bazısı şöyle demiştir:
- Sene bir ağaçtır. Receb ayı senenin yapraklanma günleridir. Şâban ayı meyvelenme günleridir. Ramazan ayı ise senenin meyvelerinin toplandığı günleridir.
Şöyle anlatılmıştır:
- Receb ayı , Allah'ü Têâlâ dan gelecek mağfiretlere tahsis edilmiştir.
Şâban özel olarak şefaat ayı kılınmıştır.
Ramazan ayında , iyilikler kat kat verilir; bunun için tahsis edilmiştir.
Kadir gecesinin özelliği ise rahmetin gelmesidir.
Arefe günü ise din tamam olur. Nitekim, bu manâda, Allah'ü Têâlâ şöyle buyurdu:
" Bugün sizin için dininizi ikmal ettim" ( el-Maide,5/3 )
Cuma günü duâ edenlerin duâsının makbul olduğu gündür.
Bayram günü, cehennemden azad edilme günüdür. O gün, mümin kulların boynundaki bağ çözülür; âzad olurlar.
Mazinî, Hazreti Ali'nin r.a oğlu Hazreti Hasan'ın r.a şöyle dediğini anlattı:
- Receb ayında oruç tutunuz. Zira receb ayında oruç Allah'ü Têâlâ'nın tevbeleri kabul buyurmasına bir sebeptir.
Selman-ı Farisî'den gelen rivayete göre , şöyle demiştir:
- Rasûlüllah (s.a.s) efendimizin şöyle buyurduğunu dinledim:
- " Bir kimse , receb ayında bir gün oruç tutarsa; bir sene oruç tutmuş gibi olur; bin köle azad etmiş kadar sevab alır.
- Bir kimse, receb ayında bir sadaka verir ise, bin altın sadaka vermiş gibi sayılır.
Allah'ü Têâlâ , onun bedenindeki her tüy için bin iyilik yazar; bin misli derecesini yükseltir. Bin kötülüğü siler.
Allah'ü Têâlâ, receb ayında onun tuttuğu oruç günlerinden her birine, verdiği sadakaların her birine bin hac ve bin umre sevabı yazar.
Onun için cennette bin ev , bin köşk, bin hücre yapar. Her hücrede bin tane oturma yeri vardır.
Her oturma yerinde dahi, bin tane hurî güzeli vardır ki: Güneşten bin kat güzeldir. "

Bir kimse, receb ayını oruçlu geçirir ise, Allah'ü Têâlâ üç şeyi onun için gerekli kılar. Şöyleki:
1. Geçmiş günahlarının tümünü bağışlar.
2. Kalan ömrünün temiz geçmesini temin eder.
3. Büyük huzura çıkılan kıyamet gününün susuzluğundan da onu emin kılar.

Bu arada yaşlı biri kalktı Rasûlüllah (s.a.s) efendimize halini şöyle anlattı:
- Ya Rasûlüllah! Ben Receb ayının tümünü oruçlu geçiremem.Buna gücüm yetmez.
Bunun üzerine, Rasûlüllah (s.a.s) efendimiz şöyle buyurdu:
-" O halde, ilkinden bir gün, ortasından bir gün, sonundanda bir gün tutarsın.Böyle ettiğin taktirde ayın tümünü oruçlu geçirmiş olursun…
Zira, yapılan iyilikler on misli sevap getirir.
Ancak,siz, Receb ayının ilk Cuma gecesini gaflet içinde geçirmeyesiniz.O,öyle bir gecedir ki;melekler o geceyi:
-Regaib.
Diye anlatırlar.Şöyleki:
O gecenin üçte biri geçtiği zaman; Semalarda ve yerlerde ne kadar melek var ise hemen hepsi,Kâbe ve civarında toplanır. Allah'ü Têâlâ onların hallerine muttali olur ve şöyle buyurur:
- Ey meleklerim! Ne dileğiniz var ise, benden dileyin.
Şöyle derler:
- Rabbimiz, senden dileğimiz odur ki; Receb ayında oruç tutanları bağışlayasın.
Onların bu dileği üzerine, Allah'ü Têâlâ şöyle buyurur:
- Bu dileğinizi yerine getirdim. "
Rasûlüllah (s.a.s) efendimiz, daha sonra şöyle buyurdu:
- " Receb ayının ilk Perşembe günü oruç tutulmalıdır. O günün akşamı Cuma gecesi,akşamla yatsı arasında on iki rikat namaz kılmalıdır.
Bu namazda okunacaklar sırasıyla şunlardır:
- Bir kere fatiha suresi
- Üç kere kadr suresi.(97. sure)
- 12 kere ihlas suresi
Her iki rikatta bir kere selam verilir.
Bu namazı kıldıktan sonra bana şu salavatı yetmiş kere okunur:
- Allahım, Nebiyy-i Ümmî Muhammed'e salat ve selam eyle (Allahümme salli alâ Muhammedin'in Nebiyy'il-Ümmiyyi ve sellim.)
Bundan sonra.secdeye varmalı ve secdede şu tesbih ve takdis okunmalıdır:
- Tam manâsı ile noksan sıfatlardan münezzeh, pek mukaddes olup meleklerin ve ruhun Rabbıdır. (Sübbuhün Kuddusün Rabbül-melâiketi ver-ruh)
Sonra secdeden başını kaldırır; şu duâyı yetmiş kere okur:
- Rabbım, beni bağışla; merhamet eyle. Bildiğin günahlarımdan geç,Sen Aziz'sin, Azam'sın(Rabbiğfir verham ve tecavez amma ta'lem feinneke Aziz'ül-A'zam)
Bundan sonra ikinci bir secde daha yapar. Birinci secdede okuduğu duâyı aynen okur.
Daha sonra, ne dileği var ise ,diler. Allah'ü Têâlâ onun bütün dileklerini yerine getirir.
Rasûlüllah (s.a.s) efendimiz,şöyle buyurdu:
- " Allah'ın herhangi kadın veya erkek kulu bu namazı kılar ise, Allah'ü Têâlâ onun bütün günahlarını bağışlar.
İsterse, onun günahları deniz köpüğü kadar, kumların sayısı, dağların ağırlığı, yağmurların damlaları, ağaçların yaprakları kadar olsun.
Ve , o kimse, kendi yakınlarından 700 kişiye kıyamet günü şefaatçi olur.
Kabrine girdiğin ilk gecesi, bu namazın sevabı kendisine gelir; tatlı dilli, güler yüzlüdür.
Ona şöyle der:
- Ey dostum, seni müjdelerim, bütün zorluklardan kurtuldun.
O kimse,bu gelene sorar:
- Sen kimsin? Vallahi, senin yüzünden daha güzel yüzlü birini hiç görmedim. Senden daha tatlı konuşanı da hiç dinlemedim. Senin kokundan daha güzel kokulu birini de koklamadım.
Şu cevabı alır:
- Ey dostum ben senin bir namazının sevabıyım. Falan sen receb ayının şu gecesinde o namazı kılmıştın.
Bu gece sana geldim ki: arkadaşın olayım, yalnızlığını gidereyim, Her ne işin varsa, onu göreyim, kıyamet günü sûra üflendiği zaman dahi kıyamet günü toplanılan meydanda sana başının üstünde gölgelik edeceğim.
Seni müjdelerim, Yüce Mevlân'dan sana gelecek hayır hiç eksik olmayacak."
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
BUGÜN REGAİP KANDİLİ


namaz_cami_01.jpg


Bugün; kameri hesapla Recep ayının ilk Perşembesi'ni Cuma gününe bağlayan ve mü'minlerin büyük bir heyecanla beklediği

Regaip Gecesi.

25. 6. Perşembe




Yüce Mevlâ'nın kullarına bol bol rahmet ve mağfirette bulunduğu gecede yapılan dua ve ibadetlerin büyük önemi var. Müslümanların kalp ve ruh temizlikleri için büyük bir fırsat olarak değerlendirilen Regaip Gecesi'nde alınlar secdeye giderek gönüller ferahlayacak.


REGAİP GECESİ'NİN ÖNEMİ

'Regaip' kelime olarak ''elde edilmesi arzu edilen değerler'' anlamına gelir. Regaip Gecesi'nin içinde bulunduğu Recep ayı, Recep, Şaban ve Ramazan'dan oluşan ''Üç Aylar''ın da habercisi... Üç Aylar; rahmeti, bereketi ve mağfireti bol olan manevi kazanımların olduğu için İslâm âlemi için manevi atmosfere dönüştürülüyor. Hz. Peygamber'in, ''Allah'ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek eyle ve bizi Ramazan'a kavuştur'' şeklindeki duası, Üç Aylar'a verdiği önemi gösteriyor. Regaip Kandili'nde mü'minler, nefislerini hesaba çekerken, yapılan dualar ve ibadetler, sahibini Allah (cc)'a yaklaştırıyor.

TÖVBE GECESİ

Regaip Kandili'ni, işlenen günahların affolunması için büyük bir fırsat olarak değerlendiren mü'minler, her sene olduğu gibi bu gece de camilere koşarak, birlik ve baraberliğin tadını alacak. Kadir ve Berat Gecesi gibi Regaip Gecesi de geçmişi değerlendirmek, geleceğimize yön vermek için bulunmaz fırsat olarak biliniyor. Geceyi kapsayan zaman diliminde yapılan ibadetlerin kat kat önem teşkil ettiği konusunda İslâm âlimlerinin ittifakı bulunuyor. Regaib Gecesi, mü'minler açısından günahların bağışlandığı ve manen yeni bir sayfanın açıldığı bereketli zaman olarak değerlendirilmesi bekleniyor.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt