Atâ-i Horasânî şöyle nasîhat ederdi:
“Hep iyilik yapın. Zîrâ yapılan iyilikler, işlenen kötülükleri yok eder.
Sonunda dünyâdan ayrılacağınız için, kendinizi ondan ayrılmış kabûl ediniz.
Bir gün mutlaka tadacağınız için ölümü tatmış gibi olunuz.
Bir gün âhiret âlemine göçüp, oraya yerleşeceksiniz.
O halde şimdi kendinizi oraya gidip yerleşmiş tasavvur ediniz.
Zâten bütün insanların varacağı son durak burasıdır.
Her insan yolculuğa çıkacağı zaman mutlaka hazırlık yapar.
Yolculukta lüzumlu eşyâlarını yanına alır. Sıcağa karşı korunmak için
gölgeliğini, yemek içmek için azığını, soğuğa karşı elbiselerini ve yorganını
temin eder, öyle yola çıkar. Sefere, hazırlıklarını yaparak çıkan kimseye gıpta edilir.
Hazırlıksız yola çıkan pişman olur. Çünkü, yola çıkıp, güneş altında kalınca,
gölgelenecek bir şey bulamaz. Güneşin sıcağı altında nice sıkıntılarla karşılaşır.
Susadığı zaman, susuzluğunu gidereceği bir su bulamaz. Soğukla karşılaştığında
üzerine alacak bir şeyi yoktur. İşte böyle kimsenin, o sıkıntılı halde iken,
hazırlıksız yola çıktığına ne kadar çok pişman olacağını siz düşünün.
Bu sıkıntı dünyâdadır. Dünyânın sıkıntısı geçicidir. İnsan bir gün sıkıntı ile karşılaşır.
Öbür gün, o sıkıntıdan kurtulabilir. Fakat ya âhiretin devamlı olan
dayanılmaz acı ve ızdıraplarına yakalanırsak, hâlimiz nice olur?
Bu bakımdan insanların en akıllısı, sonsuzluk âlemi, gerçek vatan olan,
âhiret için iyi hazırlanandır.
Dehşeti tüyler ürperten kıyâmet gününde, Allahü teâlâ kimi arşının gölgesi
altında gölgelendirirse o kimseyi, o gün güneşin sıcaklığı aslâ rahatsız etmez.
Oradaki sıkıntılardan kurtulur.”
www.gonulsultanlari.com
www.huzurpinari.com
www.dinimizislam.com
“Hep iyilik yapın. Zîrâ yapılan iyilikler, işlenen kötülükleri yok eder.
Sonunda dünyâdan ayrılacağınız için, kendinizi ondan ayrılmış kabûl ediniz.
Bir gün mutlaka tadacağınız için ölümü tatmış gibi olunuz.
Bir gün âhiret âlemine göçüp, oraya yerleşeceksiniz.
O halde şimdi kendinizi oraya gidip yerleşmiş tasavvur ediniz.
Zâten bütün insanların varacağı son durak burasıdır.
Her insan yolculuğa çıkacağı zaman mutlaka hazırlık yapar.
Yolculukta lüzumlu eşyâlarını yanına alır. Sıcağa karşı korunmak için
gölgeliğini, yemek içmek için azığını, soğuğa karşı elbiselerini ve yorganını
temin eder, öyle yola çıkar. Sefere, hazırlıklarını yaparak çıkan kimseye gıpta edilir.
Hazırlıksız yola çıkan pişman olur. Çünkü, yola çıkıp, güneş altında kalınca,
gölgelenecek bir şey bulamaz. Güneşin sıcağı altında nice sıkıntılarla karşılaşır.
Susadığı zaman, susuzluğunu gidereceği bir su bulamaz. Soğukla karşılaştığında
üzerine alacak bir şeyi yoktur. İşte böyle kimsenin, o sıkıntılı halde iken,
hazırlıksız yola çıktığına ne kadar çok pişman olacağını siz düşünün.
Bu sıkıntı dünyâdadır. Dünyânın sıkıntısı geçicidir. İnsan bir gün sıkıntı ile karşılaşır.
Öbür gün, o sıkıntıdan kurtulabilir. Fakat ya âhiretin devamlı olan
dayanılmaz acı ve ızdıraplarına yakalanırsak, hâlimiz nice olur?
Bu bakımdan insanların en akıllısı, sonsuzluk âlemi, gerçek vatan olan,
âhiret için iyi hazırlanandır.
Dehşeti tüyler ürperten kıyâmet gününde, Allahü teâlâ kimi arşının gölgesi
altında gölgelendirirse o kimseyi, o gün güneşin sıcaklığı aslâ rahatsız etmez.
Oradaki sıkıntılardan kurtulur.”
www.gonulsultanlari.com
www.huzurpinari.com
www.dinimizislam.com