Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

TUT BİZİ EY ORUÇ... (1 Kullanıcı)

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
Hayatın dağdağasında kaçımız dağılmaktan korunabiliyoruz ki? Aklımız dağılıyor. Düşüncemiz dağılıyor. Duygularımız dağılıyor. En beteri hayatımız dağılıyor. İç bütünlüğümüzü kaybediyoruz. Yani, kendimizi kaybediyoruz. Kendimizi kaybedince, insanı da, hayatı da, eşyayı da kendi bütünlüğü içinde göremiyor, okuyamıyor, algılayamıyor ve anlayamıyoruz.

Parçanın parça olduğunu gözden kaçırıyor, parçayı bütün sanıyoruz. Parçayı bütün sanmak, hem parçaya hem bütüne haksızlık oluyor. Zira parçadan bütünün rolünü üstlenmesini bekliyoruz. Parça bu ağır yükü kaldıramıyor. Sonuçta, parça ile bütün arasındaki kopmaz ilişkiyi gözden kaçırıyoruz. Varolan irtibatı dağılan ve dağıtan tasavvurumuzla biz koparıyoruz.

Parçayı parça olarak görseydik parçanın altında ezilmeyecek, parçadaki olumsuzluğa takılıp bütündeki güzelliği fark edecektik. Parçada “şer” gibi görünenin bütünde “hayır” olduğunu anlayacaktık. Parçada zeval suretinde tecelli edenin bütünün kemalinden kaynaklandığını fehmedecektik.

Bu yüzden gündelik yaşıyoruz. Günü yaşamakla gündelik yaşamak arasında sera ile süreyya arasındaki fark kadar fark var. Gündelik yaşamak, “mutlak zamanı” (dehr) gözden kaçırmak demek. Gündelik yaşamak, zamanı aşan bir zamanın olduğunu fark etmemek demek. Gündelik yaşamak, organizmaya teslim olup ruhu teslim almaya kalkışmak demek.

Arif “vaktin çocuğu”dur, “günün çocuğu” değil. Gündelik yaşayanlar, hayatı kendi bütünlüğü içinde göremezler. Hayatı kendi bütünlüğü içinde göremeyen, hayatın çok mertebeli bir hakikat olduğunu, kendi yaşadıkları hayat basamağının, birçok mertebeden sadece biri olduğunu fark edemezler. Yaşadıkları mertebeyi hayatın bütünü sanırlar. Parçayı bütün sanan herkes gibi cezalandırılırlar. Cezaları, bir ömrü bir gün kadar bereketsiz yaşamaktır.

Gündelik yaşayanlar, zamanın esiri, hatta oyuncağı olurlar. Esirin ruhu var, oyuncağın ruhu yoktur. Günün getirdiklerine maruz kalırlar. Git gide günlükten anlık yaşamaya geçerler. Kendilerine bakteri muamelesi yaparlar. Tepkileri, sevgileri, aşkları, nefretleri, ilgileri, dikkatleri, rikkatleri, iradeleri, sevinçleri ve hüzünleri anlık veya günlüktür.

İşte bir ömrü bir gün kadar bereketsiz kılmanın formülü budur. Kur'an, bu tiplerin ahiretinden bir pencere açarak şu diyalogu nakleder:

- Dünyada ne kadar kalmıştınız?

- Bir gün ya da bir günün yarısı kadar?

İşte bereketsizlik dediğim şey de bu. Bir ömür yaşayacaksınız, ama bir gün kadar bereketsiz geçecek.

Peki, bunun tersi de mümkün mü?

Elbette, bir günü-geceyi bir ömür kadar bereketli yapmak mümkündür.

İşte Ramazan, bize bir geceyi bir ömür kadar bereketli yapmanın formülünü sunan ilahi bir imkândır.

Ramazan bize dağılmışımızı toplamak için gelir. Başta kendimizi toplamayı öğretir. Aklımızı, duygu ve düşünce dünyamızı, ruh ve hatta bedenimizi toplamayı öğretir.

Ramazan bize parçamızı bütünlemek için gelir. Parçaladığımız hakikatin hakikat olmaktan çıktığını öğretir. Mukayyet zamanı mutlak zamana dikmemiz için elimize bir gök iğnesi tutuşturur. Nasıl ki namaz dünya astarını ahiret atlasına günün beş yerinden dikme talimiyse, oruç da bunun yıllık talimidir.

Ramazan bize unuttuklarımızı hatırlatmak için gelir. Başta kendimizi unuturuz. Ramazanın en çok hatırlattığı da kendimizdir. En büŹük amacı ise “şahit olan ben” idraki inşa etmektir. Şahit olan ben, şehadet kelimesini sadece diliyle okumaz, varlığıyla okur. Sadece okumakla kalmaz, kelime-i şehadet onun varlığında okunur. O artık hem okuyan, hem okunandır. Hem şahit olan, hem şahit olunandır. Kendisi bu mübarek kelimenin yazılı olduğu fiili ve aktif bir levha olur. İşte o zaman her bir hücresi şu gerçeği haykırır: Biz bu cihana sahip olmak için değil, şahit olmak için geldik.

Ramazan bize kaybettiklerimizi buldurmak için gelir. En çok kaybettiğimiz de kendi benliğimizdir. Sahi, kendini kaybeden neyi kazanır ki? “Ben” demeyi hak edecek bir ben idrakine ulaşmayanın “benim” demesi ne kadar da gülünçtür. Böyle birinin “benim” dediği hiçbir şey gerçekte kendinin değildir. O yoktur ki, onun olsun.

İşte onun için hakikat şudur: Oruç bizi tutar. Oysa biz, orucu tuttuğumuzu sanırız. Bir yere kadar doğrudur. Zira orucu gerçekten tutanları oruç da tutar. Dik tutar, diri tutar, kendinde ve agâh tutar.

Ve işte tam bu nedenle: Oruç tutmak kendini tutmaktır.

“Ramazanınız mübarek olsun” demeyeceğim. O zaten öyledir. Ramazan bizi mübarek kılsın.
ALINTI
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
Ramazan bize dağılmışımızı toplamak için gelir. Başta kendimizi toplamayı öğretir. Aklımızı, duygu ve düşünce dünyamızı, ruh ve hatta bedenimizi toplamayı öğretir.


Selamünaleyküm...

Paylaşımınız için teşekkür ederim ALLAH c.c. razı olsun..

Evet ramazan bize bereketle, lutufla, ikramla, sevgiyle, hoşgörüyle, islam sıhatiyle, afiyetiyle gelir. Ramazan bize felahla, Rahmana bir adımda olsa yaklaşmayla, resule selamla gelir... Ramazan bize kardeşlikle. iftarlarda Fakir zengin dengiyle gelir... Ramazan bize kucak dolusu Rahmetle gelir...

Sizinde dediğiniz gibi o zaten mübarektir. Ramazan bu uğurda bizi mübarek eylesin ALLAH c.c. katın da inşALLAH

Ramazanınız bereketle, sıhatle ve en önemlisi islam ahlakıyla dolsun... ALLAH C.C. dualarımızı kabul buyursun inşALLAH.... hoşçaklın hayırla kalın..

Fe Emanillah

ve aleykum selam.
Rabbim sizden de razı olsun.çok güzel yorumlamışsınız.
hiçbirşey değilken yaratan, yaşatan, rızık veren, imanla şereflendiren Rabbimize yakınlaşma vesilesi, kalbi ve bedeni arınma ayı Ramazanı bizlere mübarek kılmıştır, bizi de mübarek kılsın,amin.

geliyor...inşaallah

selam ve dua ile...
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
hakkyolcusuramazan10027et2.jpg
 

_ahraz_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Ağu 2008
Mesajlar
264
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Çok Doğru..

Çok Doğru..

Selamun Aleyküm Gerçekten her kelimesiyle doğru.Parçalanmış duyguları değerlerimizi bize hatırlatan manevi hayatımıza güç kazandıran bu mubarek ay,inşAllah layıkıyla yerine getirebiliriz...Selam Ve Dua İle...​
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
Selamun Aleyküm Gerçekten her kelimesiyle doğru.Parçalanmış duyguları değerlerimizi bize hatırlatan manevi hayatımıza güç kazandıran bu mubarek ay,inşAllah layıkıyla yerine getirebiliriz...Selam Ve Dua İle...​

ve aleykum selam,
amin amin inşaallah.
Rabbim gönlümüzü ruhumuzu rahmet deryasından istifade edip dolduranlardan eylesin.
selam ve dua ile...
 

gul tanem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2007
Mesajlar
776
Tepki puanı
0
Puanları
0
S.a. kardeşim
Allah razı olsun paylaşımın için
Ramazanımız Ramazan olur inşallah..
Ramazanda en güzel şekilde feyizlenmemiz dileğiyle...
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
S.a. kardeşim
Allah razı olsun paylaşımın için
Ramazanımız Ramazan olur inşallah..
Ramazanda en güzel şekilde feyizlenmemiz dileğiyle...

ve aleykum selam kardeşim,
cümlemizden inşaallah.
amin, dualarınız makbul olsun.
hayırlı iftarlar...
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
ve aleykümselam güzel kardeşim çok güzel bi yazı ALLAH(cc) razı olsun.
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
Oruç bizi tutar. Oysa biz, orucu tuttuğumuzu sanırız. Bir yere kadar doğrudur. Zira orucu gerçekten tutanları oruç da tutar. Dik tutar, diri tutar, kendinde ve agâh tutar.

Ve işte tam bu nedenle: Oruç tutmak kendini tutmaktır.
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
ve aleykum selam değerli kardeşim
cümlemizden inşaallah,
hayrlarla dolu günler,
selam ve dua ile...
 

mabet_bekcisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Mar 2007
Mesajlar
1,027
Tepki puanı
0
Puanları
0
aleyküm selam kardeşim çok doğru söyledin.oruç bir nefis işidir etrafimizda olan bütün zenginliklere rağmen kendine nefsine sahip olmaktir.ve en önemlisi vermeyince yaraan yine şürketmeyi öğrenmektir
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
aleyküm selam kardeşim çok doğru söyledin.oruç bir nefis işidir etrafimizda olan bütün zenginliklere rağmen kendine nefsine sahip olmaktir.ve en önemlisi vermeyince yaraan yine şürketmeyi öğrenmektir

ve aleykum selam.
evet, Rabbim razı olduğu kullarıyla beraber reyyandan içeri kabul buyurduğu kullarından kılsın cümlemizi...
teşekkürler yorumunuz için.
Allah'a emanet olun.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt