Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tövbe... (1 Kullanıcı)

duygusall

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Haz 2011
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
selamün aleyküm kardeşlerim,

Yaşadığım ve halende yaşıyor olduğum bir pişmanlığım var. Yüce Rabbimden her gün af diliyorum. Ama içimde buna dair hep bir ince sızı var aklıma geldikçe yanıp tutuşuyorum sanki bu pişmanlığım gün geçtikçe artıyormuş gibi. Ne yapayım ne diyeyim daha başka nasıl bundan kurtulabilirim.... :a33:
 
T

tevbekarım

Kimi, niye bağışlayacağını Allah bilir..!
Nasıl, günah kâr olur, biliyor musun?
Kimi, niye bağışlayacağını Allah bilir. Ancak, kendimizi bağışlanmaz bilmek de haddimize düşmüş değil.
Sık sık şu tür mektuplar alırım. “Ben bittim, mahvoldum. Bir günaha bulaştım.” Başkasından gelmesine de gerek yok aslında. İçimin içinden de gelir o mektup: “Hiç ummazdım kendimden. Oysa beni herkes güzel bir insan sanıyor. Ah, ben nasıl ettim!” Sonra sözler daha bir kanlanır. Ha kendi yüreğimden gelmiş, ha adını bile bilmediğim bir kardeşimden. O kadar tanıdık ve o kadar ortaktır ki: “Rabbimin yüzüne nasıl bakacağım bundan böyle. Yüzüm yok namaz kılmaya, oruç tutmaya… Beni Allah affeder mi ki…”

Hiçbirimize yabancı değil ki bu cümleler. İçimizin yangını. Pişmanlık nehrimizin yatağı. Sanırız ki hep günahsız kalacağız. Umarız ki hiç hatasız tamam eyleyeceğiz ömrü. Böyle olursa Rabbimize karşı bir iddiamız olacaktır: “Bak, ben günahsızım işte…” “Hiç hata etmedim ki…” Bu iddianın içinde Allah’a muhtaç olmama arayışı saklıdır. O’nun affına, merhametine ihtiyaç duymama tavrı.

Çok sık düştüğümüz hatadır: Sınanmadığımız günahlar konusunda kendimize güveniriz. “Ben kim, öyle işler kim!” “Ben o günahı işleyecek adam mıyım, hıh!”lar eksik olmaz içimizden. O kadar çok eminizdir ki düşmeyeceğimizden; düşenleri kınarız. Alay ederiz. Aşağılarız, dışlarız. Boş durmaz, derhal ona buna gammazlarız. Ayıplarız. Ama farkında değilizdir ki, başkasını ayıplamanın ardında şu varsayım saklıdır: “Ben o hataya düşmem!” Gıybetini ettiğimiz her kişi için şu cümleyi söyleriz zımnen: “Ben ondan üstünüm!”

Kendimizi günah işlemeyecek biri görmemiz, başlı başına bir günahtır oysa.

Günah işlediğimizde bağışlanmayı bekleyen bir aciz oluveririz. Kolumuz kanadımız kırılır. Çareyi Allah’tan bekleriz. Bizde bir şey yoktur. Bağışlanacak mıyız, bağışlanmayacak mıyız? Nefsimiz Rabbimizin merhametine rehindir artık.

Affedilecek miyiz gerçekten? Affedildiğimiz haberini kimden alacağız? Benden mi? Şeyhimizden mi? Abimizden ablamızdan mı? Elbette ki kimse kimsenin günah çıkartıcısı olamaz. Hiçbir kul için böyle bir makam yok.

Kimi, niye bağışlayacağını Allah bilir. Ancak, kendimizi bağışlanmaz bilmek de haddimize düşmüş değil. Allah affetmez demek, Allah’ın rahmetine sınır getirmek demeye gelir. Nasıl başkalarını O’na affettirme yetkimiz yoksa O’nu bizi affedemez saymak da, kendimizi O’nun tarafından affedilmez bilmek de haddimiz değil.

İnsanın kendine günahı yakıştıramaması, kibrinden kaynaklanır. Elbette ki ben de sen de onlar da hataya düşebiliriz. Rabbimiz bizden hatasızlık bekliyor değil. Asıl beklediği, hatamızı hata bilmek, hata edebilir olduğumuzu kabullenmektir. Böylesi daha bir “kulca”dır.

Kim bilir o ummadığın günaha kaymasaydın, nasıl da gururlanacaktın. “Ben öyle şeyler yapmam!” edası bir büyük günah olarak yutacaktı seni.

Peki, şimdi o büyük günah sonrası haline bir bak: Duadasın. Yakarıştasın. Gözün yaşlı. Mahcupsun. “Rabbim beni affeder mi ki?” diyorsun. İşte bu kulluk halidir. Rabbinin hoşlandığı haldir. Sınanmışsın o konuda ve daha bir kula yakışır şeyler söylüyorsun.

“Ben bu günahı yapacak adam mıydım?” sorgusu bile gurur içeriyor, farkında mısın? Demek ki yapabilirmişsin. Demek ki acizmişsin. Demek ki kendine güvenmek yerine Rabbine sığınmalıymışsın.

Demek ki sınanmadığın günahtan sınanıncaya kadar kendini o günahtan uzak bilmemeliymişsin. İşte bunlardır kulluk dersi. Gerçek şu ki, her birimizin dikişlerinin zayıfı bir yeri vardır. Hiç ummadığımız bir yerimizde açık yaramız vardır. Zorlanıncaya kadar dikişimizi sağlam sanırız, yaramızı kapanmış biliriz. Ama ne zaman ki bir rüzgâr eser, kırılır belimiz. Ne zaman ki bir yokuşa denk geliriz, patlar dikişlerimiz.

Kış görmeyen ağaçların baharda dik duruşu sınanmamış bir duruştur. Güze erişmemiş dalların yapraklı oluşu “şimdilik”tir. Şimdilik.

Senin sağlam duruşunun kırılma yeri düştüğün o günah işte… İşte şimdi aldın boyunun ölçüsünü. Kimmişsin şimdi öğrendin. Bundan böyle o yaranın acısıyla daha çok merhem olacaksın kendine ve kardeşlerine…

Biliyorsun: “Olanda hayır vardır.” Mademki oldu günahın; günahının oluşunda “hayır” ara… Günahın en kârlısı tövbe ve istiğfar üretenidir. Günahından ümitsizlik çıkarırsan, yeni günahlar için yol açılır ki, işte o zaman başlar zararın. Asıl “günahkâr” günahını derin bir pişmanlığa dönüştürüp kula yakışır mahcubiyet ve mahviyet çıkarandır. Günah, kâr olur o zaman.

Öyleyse kaldır başını ve Rabbinin mağfiretiyle yürümeye başla.

Seni bağışlayacak olan ben değilim elbette… Allah’ın bağışlayıp bağışlamayacağının haberini de ben veremem biliyorsun. Bildiğim şu: Bir günahın ardından gelen mahcubiyet bir sevabın ardından gelen gururdan hayırlıdır… Bu mahcubiyet, işte bu mahcubiyettir seni kul eyleyen.

Günaha düştüğün için ve günahından o eşsiz mahcubiyeti ve gözyaşını çıkardığın için, sen Rabbinin daha onurlu ve şerefli bir kulusun.

Senai Demirci
 

duygusall

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Haz 2011
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Allah razı olsun kardeşim...
Yüce Rabbim biz aciz kullarını affetsin bağışlasın inşAllah. Tek isteğim ve temennim bu'dur... :a33:
 

cennettalibi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2011
Mesajlar
81
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
78
şunu belirteyimki Allah şirk dışında bütün günahları bağışlaya bileceğini söylüyor

Hiç şüphesiz, Allah, kendisine şirk koşanları bağışlamaz. Bunun dışında kalanlar ise, (onlardan) dilediğini bağışlar. Kim Allah’a şirk koşarsa elbette o uzak bir sapıklıkla sapmıştır nisa 116.ayet
Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah’a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur. nisa 48ayet

yani diyorumki eğer nefes alıyorsa ve hayattysan şirkten küfürden uzaksan ameli konulardaki içki zina kumar vs rabbim bunları helal saymadan işleyenleri affedeilirim diyor şirkse günahın dediğim gibi nefes alıyorsan hayattaysan gel tevbe et ve teslim ol Rabbine rahmn ozaman onuda affeder inşaallah vesselam
 

iyiniyet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Tem 2011
Mesajlar
143
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Aleyküm selam Kardesim

Bende senin gibi bir olay yasadim ve cok pismanim bundan dolayi.Ancak sunu fark ettim,o zamanlari maneviattan uzak kaldigim zamandi.
O olay bana maneviati yaklasdirdi,aklima basima getirdi.Allahima bin sükürler olsun,Allah herkeze hidayete erdirsin.

Herseyimiz iyi gittiginde dualarimizda gözyaslariyla yogurulmuyor,oysa ise pismanlik sonu gözyaslari dinmiyor,ihlasla Allahin rahmetine siginiyoruz.Aslinda Allahin sansli kullariyiz,bizi ictenlikle pismanlik hissettirdi,yaptigimizin islamin ölcü disinda olduguna farkina vardik.Ellerimize acip,Allahdan bize bagislamasina istiyoruz.

Günahdan sonra bir iyilik yapki onu örtsün.Bende bunu yapiyorum.Allah günahimiza af eder insallah.
 

duygusall

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Haz 2011
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Amin inşAllah kardeşim inşAllah. Allah razı olsun . Allah her şeyi gönlümüze göre versin şu mübarek günlerin yüzü suyu hürmetine inşAllah inşAllah
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt