Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

TopLumu KirLeten Günah..:RİYAKARLIK:.. (1 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com

İmam Gazalî hazretlerine göre riya, Allâh'a ibadetle kulları hedeflemek, onları avlamaya çalışmaktır. Kendisi ile riya yapılan konular genellikle şu şekillerdedir:

a. Varlık ile gösteriş: Bu kısımdaki riya ve gösteriş güzel elbiseler, kıymetli vasıtalar, geniş evler, rengârenk ev eşyaları vbdir.

b. Davranışlarla gösteriş yapma: Mesela, dini davranışlar itibarı ile namazlarda başkasının görmesini umarak uzun rükûlar ve secdeler yapmak, renginin ahiret endişesi ile sarardığını ima etmek, zayıflığını az yediği iması ile göstermeye çalışmak, dini faaliyetlerinin saç-sakalını düzgün tutmaya fırsat vermediğini göstermeye çalışmak vb gibi. Dünyevi davranışlar itibarı ile ise kibir ve çalımla yürümek, başkalarını küçümsemek...

Gazalî'ye göre riya ve gösterişteki temel rükünler üçtür:

1. Doğrudan riyanın, gösterişin kastedilmesi: En tehlikeli kategori budur.

2. Riyakârlıkla ulaşılmak istenen hedef: Bu mal, makam veya daha başka herhangi bir hedef olabilir. Dürüstlük görüntüsü vererek halkı aldatmaya çalışma, vatanperver görünerek aslında nefsinde yerleşmiş bulunan başkalarına düşmanlık duygularını tatmin etmeye çalışma..

3. Kendisi ile gösteriş yapılan davranış ya da nesne: İman esasları konusunda tam bir inanç hali bulunmadığı halde inanıyormuş gibi yapma. Dinin asıllarını kabul etmekle birlikte ibadetler vasıtası ile gösteriş yapma. Gayesi rükû ve secdeleri hafif bir şekilde namaz kılmak olan bir kimsenin başkalarının yanında iken ibadetlerinde hassasmış gibi davranması.

Kişinin, özellikle ibadetlerdeki riya ve gösterişinin en açık alameti, halkın kendi ibadetini görmesine sevinme hissidir. Bu durum, Hakk'a değil de halka iltifat anlamı taşımaktadır. Hâlbuki kişinin kalbinde, insanların ibadetlere muttali olması ile olmaması arasında bir fark bulunmamalıdır .(İ Gazali, İhya, C 7, ss 433-567)
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
İnsanın manevi hayatını hasta eden bazı hastalıklar vardır. Bu hastalıkların başında riya gelmektedir. Riya İhlasın zıddıdır.
Riya; diğer insanların görmesi bilmesi amacıyla yapılan her türlü iştir. Riya kalbi bir niyettir. Yani beni görsünler diyerek Allahu Zülcelal'in rızasını bırakıp kalben niyet etmek riyadır. Bu durum çok tehlikelidir. Nitekim Hz. Peygamber (a.s.v) bir Hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur;

'Sizin müptela olmanızdan korktuğum şeylerin en korkuncu küçük şirktir.' Sahabeler; 'Ey Allah'ın Resulü! Küçük şirk nedir?' diye sordular. Hz. Peygamber (a.s.v) buyurdu ki;
'Küçük şirk riyadır. Allah kıyamet gününde kullarına yaptıkları amellerine göre mükafat verirken, riyakarlara şöyle seslenecektir; Dünya da riyakarlık yaptığınız kimselere gidin, bakın. Onların yanında mükafat bulabilecek misiniz?'
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
İnsan amelini, emeğini boşa çıkarmamak için ilk önce amelden önce niyetini Allah için yapması lazımdır. Allahu Zülcelal insana bir şey vermedikten sonra, gösteriş yaptığı insanlar ona hiçbir şey veremez. Onun için herhangi bir iş yaparken ilk önce Allah'ın rızasını düşünüp daha sonra o işi yapmak lazımdır.

Hz. Peygamber (a.s.v) başka bir Hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur;
'Kıyamet günü riyakar adama, 'Ey Facir, ey gaddar, ey gösterişci, amelin mahvoldu, mükafatın kayboldu! Amelini kime gösteriş için yaptıysan, git ondan mükafatını al!' denir.' (İbn Ebi'd-dünya)

Fudayl bin İyad (rh.a) şöyle demiştir. 'İnsan yaptığı amelle riyakarlık yapmaya alışırsa, yapmadığı amelle de riyakarlık yapar.' Böyle bir kimse kendisine itibar kazandırabilen amelleri yapmadığı halde yaptığını idiia eder veya o vehmi verir. Nitekim Allahu Zülcelal böyle kimseler hakkında şöyle buyurmuştur;
'Yapmadıkları amellerle övülmek isterler. Sen bunların azabtan kurtulacaklarını zannet-me.' (Al-i İmran;188)

Hasan-ı Basri (rh. a) şöyle demiştir;
'Riyakar insan, Allahu Teala'nın takdirini değiştirmeye kalkışır. Çünkü o, Allahu Teala'nın yanında kötü iken, kendisini iyi göstermeye çalışır. Halbuki yapması gereken şey, kötü olduğu halde, kendisini iyi göstermek değil, iyi olmasını gerçekleştirmektir.'

Katade şöyle demiştir;
'Kul riyakarlık yaptığı zaman, Allahu Teala meleklere; 'Bakın, bu kulum beni hafife alıyor.' der. Çünkü bu kul insanları memnun etmeyi, Allahu Teala'yı memnun etmekten üstün tutuyor. Bu da dolaylı olarak insanları Allahu Teala'dan üstün tutmak demektir.'
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ey gafil nefis ; riyakâr olma da , Güneş gibi ol şefkatte , merhamette

Ey gafil nefis ; riyakâr olma da , Gece gibi ol ayıpları örtmekte .

Ey gafil nefis ; riyakâr olma da , Akarsu gibi ol keremde , cömertlikte .

Ey gafil nefis ; riyakâr olma da , Ölü gibi ol öfkede , asabiyette .

Ey gafil nefis ; riyakâr olma da , Toprak gibi ol tevazuda , mahviyette .

Ey gafil nefis ; riyakâr olma da , Ya olduğun gibi görün , ya da göründüğün gibi ol !!


Ey gafil nefis ;


Gel dürüst ol , gel samimi ol ve kendini kandırmaktan , alçaltmaktan yüz çevir . Herşeyin aslına rûcu edeceği gün gelip çatmadan , sen kendini bil , sen Rabbini bil !
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
RİYANIN TEDAVİSİ

Her hastalığın bir ilacı vardır. Bilen bilir, bilmeyen de bilmez. Riyanın
büyüklüğüne ve müslümanın ibadeti için oluşturduğu tehlikeye rağmen, onun ve
ihlasa ters düşen benzeri hastalıkların da çeşitli tedavi yolları ve ilacı
vardır.

Bunlardan bazıları şu şekildedir:

1- Mükellef kimse şunu yakînen bilmelidir ki, o bir kuldur. Kul, efendisine
hizmeti karşılığı hiçbir karşılık ve ücret haketmez. Çünkü o, kulluğu gereği
ona hizmet etmektedir. Efendisinden kendisine ulaşan ecir ve mükafat,
efendisinin iyiliğinden ve ihsanındandır. Yaptığının karşılığı değildir.

2- Allah'ın kendisine verdiği nimetleri, fazlını ve tevfikini
gözlemlemesidir. Bütün bunlar Allah'tandır, kendisinden değil!.. İbadet
etmesini vacip kılan, Allah'ın dilemesidir, onun dilemesi değil!.. Bütün
hayırlar, sadece Allah'ın ihsanı ve bağışıdır.

3- Ayıplarını, hatalarını ve kusurlarını, nefsine ve şeytana pay çıkan
durumları gözden geçirmesidir. Amellerin her birinde az da olsa şeytanın
hissesi vardır, nefsin bir payı vardır. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'e,
kişinin namazda başka şeylerle ilgilenmesi sorulur. Şöyle buyurur: "O;
şeytanın, kulun namazından çaldığı bir aşırmadır." Göz ucuyla ilgilenme
böyle olunca, kalbinin Allah'tan başkasına yönelmesi nasıl olur?!.

4- Nefse; Allah Teâlâ'nın emrettiği, kalbin ıslahını ve ihlası, riyakarın
başarıdan yoksun bırakılacağını hatırlatmaktır.

5- İçinde riyayı gizlerken; Allah Teâlâ'nın, kalbinde olanı bilip nefret
etmesinden korkmaktır.

6- Görülmeyen ibadetleri çokça yapmak ve bunları gizlemektir. Gece namazı,
gizlice verilen sadaka, yalnızken Allah korkusuyla ağlamak gibi...

7- Allah Teâlâ'yı hakkıyla yüceltmek... Bu da, isimleri ve yüce sıfatları
ile tevhidi ve Allah'a kulluğu tam anlamıyla gerçekleştirmekle olur.

8- Ölümü ve sekeratını, kabri ve azabını, çocukları ihtiyarlatan halleriyle
ahiret gününü hatırlamaktır.

9- Riyayı; riyanın girebileceği yerleri ve gizli yönlerini bilmektir. Bu
şekilde ondan tamamen sakınır.

10- Riyanın dünyadaki ve ahiretteki cezasına bakmaktır.

Ve kul bilmelidir ki; Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in İbni Abbas'a
vasiyetinde buyurduğu gibi; insanlar ona bir şeyle fayda vermek için
toplansalar ancak Allah'ın yazdığı bir şeyle fayda verebilirler.

Bu nedenle, seleften biri şöyle der: "Riyanın yollarını bilen rahat eder.
İnsanların senin yanında hayvanlar ve çocuklar gibi olmasına çalış!
İbadetinde, varlıklarıyla yoklukları arasında, bilmeleri ile bilmemeleri
arasında fark olmasın. Yalnız Allah'ın bilmesiyle yetin!" Ömer'ul Faruk'tan
Allah razı olsun. Şöyle der: "Nefsine karşı bile olsa niyeti hakta halis
olanın kendisiyle insanlar arasında olana Allah yeter. Kendisinde olmayan
ile süsleneni de Allah kötü kılar." İbnu'l Kayyım, müminlerin emiri Ömer'in
"Kendisinde olmayan ile süsleneni de Allah kötü kılar" sözü üzerine şöyle
der: Kendisinde olmayan ile süslenen, ihlaslı davrananın tam tersi olunca
Allah da ona amacının tam tersiyle muamele eder. Çünkü o, insanlara bir şey
gösterir ve içinde onun aksini gizler. Amaçlananın tam tersiyle karşılık
vermek, şer'an ve kader olarak sabittir. İhlaslı kimseye, ihlasının
karşılığı olarak bu dünyada mutluluk, insanların kalbinde yereden sevgi ve
saygı verildiği gibi; iki yüzlü kimseye de, Allah'ın onu insanların yanında
kötü kılmasıyla cezası henüz bu dünyadayken verilir. Çünkü o; Allah katında,
kalbini kirletmiştir. Bütün bunlar, Rabbinin güzel isimleri ve yüce
sıfatları gereğidir.

Riyanın ahiretteki cezasına gelince o da, rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem'in buyurduğu gibidir: "Kim duyurursa, Allah da onu (Kıyamet günü)
duyurur. Kim gösteriş yaparsa Allah da onu (Kıyamet günü insanların önünde)
teşhir eder." Ayrıca riyakar kimse, cehennem ateşine atılacakların
ilklerindendir.

11- İhlaslı olmak için Allah'tan yardım dilemek ve riyadan O'na sığınmaktır.

Müslümanın çokça dua etmesi, kendisini riyadan ve riyaya yolaçan etkenlerden
koruması için Allah'a yalvarması gerekir.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Gösterişçi kıyamet günü dört isimle çağrılır.

Ey riyakar !
Hilekar !
Zarar veren !
Ahlaksız !

Bu isimlerle çağrılarak 'kim için amel ettinse , git mükafatını ondan al , bizim nezdimizde senin bir
mükafatın yoktur' denir.

Hz. Ali ( r.a) buyurmuştur ki :

Gösterişçinin üç belirtisi vardır.

1 -Yalnız kaldımı amelinde tembelleşir .
2 -Halk içindeyken gayrete gelir.
3 -Övüldüğü zaman amelini çoğaltır, yerildiği zaman amelinde gevşer.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyuruyor:

"Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kişi, şehit düşmüş bir kimse olup huzura getirilir. Allah Teâlâ ona verdiği nimetleri hatırlatır, o da hatırlar ve bunlara kavuştuğunu itiraf eder. Cenâb-ı Hak:

- "Peki, bunlara karşılık ne yaptın?" buyurur.

- "Şehid düşünceye kadar senin uğrunda cihad ettim" diye cevap verir.

- "Yalan söylüyorsun. Sen, "Ne babayiğit adam!" desinler diye savaştın, o da denildi" buyurur. Sonra emrolunur da o kişi yüzüstü cehenneme atılır. Bu defa ilim öğrenmiş, öğretmiş ve Kur'an okumuş bir kişi huzura getirilir. Allah ona da verdiği nimetleri hatırlatır. O da hatırlar ve itiraf eder. Ona da:

- "Peki, bu nimetlere karşılık ne yaptın?" diye sorar.

- "İlim öğrendim, öğrettim ve senin rızan için Kur'an okudum" cevabını verir.

- "Yalan söylüyorsun. Sen "âlim" desinler diye ilim öğrendin, "ne güzel okuyor" desinler diye Kur'an okudun. Bunlar da senin hakkında söylendi" buyurur. Sonra emrolunur o da yüzüstü cehenneme atılır. (Daha sonra) Allah'ın kendisine her çeşit mal ve imkân verdiği bir kişi getirilir. Allah verdiği nimetleri ona da hatırlatır. Hatırlar ve itiraf eder.

- "Peki ya sen bu nimetlere karşılık ne yaptın?" buyurur.

- "Verilmesini sevdiğin, razı olduğun hiç bir yerden esirgemedim, sadece senin rızânı kazanmak için verdim, harcadım" der.

- "Yalan söylüyorsun. Hâlbuki sen, bütün yaptıklarını "ne cömert adam" desinler diye yaptın. Bu da senin için zaten söylendi" buyurur. Emrolunur bu da yüzüstü cehenneme atılır. (Müslim, İmâre, 152)
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
İş, söz ve davranışlarda gösterişe yer verme; bir iyiliği veya salih bir ameli Allah'ın rızasını kazanmak niyetiyle değil, insanların beğenisi için yapma. Bu davranışta bulunan kimseye riyakâr veya müraî denir.

Riya, insanlar arasında manevî nüfûz, şan ve şöhret, maddî çıkar sağlamak için yapılır. Dünyaya âit bu tür maddî ve manevî çıkarları elde etmek için, dinin insanlar tarafından kutsal değerlere karşı beslenen bağlılık ve hürmet duygularının âlet edilmesi, riyanın en kötü şeklidir. Bu tür davranışlar, hilekârlık ve yalancılıktır. İnsan şeref ve haysiyetine hakarettir.

Riyakâr kişinin söz ve davranışlarındaki samimiyetsizlikleri, diğer insanlar tarafından kısa zamanda anlaşılır. Bunlara kimse güvenmez.

Riyanın her çeşidi ahlaksızlık olduğu halde, ibadetlerde riyakâr olmak çok daha büyük bir ahlâksızlıktır. Rasûlüllah Efendimiz; Muhakkak ki, sizin için en çok korktuğum şey, küçük şirk, yani riyadır, " (Tirmizi, Hudut, 24) buyurmuştur. İbadet, Allah için yapılır. Allah'ın rızası dışında bir amaçla; gösteriş olarak ibadet yapmak, Allah rızasını ortadan kaldırır. Gösteriş için ve bir çıkar düşüncesiyle Kur'ân okumak, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, sadaka vermek, ibadetleri boşa çıkarır. Allah Teâlâ;

"Ey iman edenler! Sadakalarınızı, insanlara gösteriş için malını harcayan, Allah'a ve âhiret gününe inanmayan kimse gibi başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Çünkü onun bu gösterişinin hâli, üzerinde az bir toprak bulunan bir kaya parçasının hâline benzer ki, ona şiddetli bir yağmur isabet edince üzerindeki toprağı temizleyip kendisini katı bir taş hâlinde bırakır" (el-Bakara, 2/264) buyurmuştur. Şu halde, Allah'ın emrini ve rızasını düşünerek değil de, dindar görünmek için ibadet etmek, âlim ve bilgili desinler diye ilimle uğraşmak, cömert tanınmak için zekât ve sadaka vermek, riyadan ibaret kötü bir davranışın ötesinde bir anlam ifade etmemektedir. Rasûlüllah şöyle buyurmuştur:

"Her kim duyulsun diye bir iş işlerse, Allah onun kıymetsizliğini duyurur. Her kim gösteriş olsun diye bir iş yaparsa, Allah da onun gösteriş yapmasını ve değersizliğini ortaya çıkarır" (Müslim, Zühd, 38); "Şüphesiz riya şirktir" (İbn Mace, Fiten, 16). ,

Dünyevî menfaat söz konusu olunca ameller boşa çıkar. Yine Rasûlüllah (s.a.s) şöyle buyurur: "Gösteriş için oruç tutan, namaz kılan, sadaka veren kimse Allah'a şirk koşmuştur" (et-Tergib ve'r-Terhib, I, 32). Hadis-i Kudsî'de de Cenab-ı Allah şöyle buyurur: "Ben ortakların ortaklığından en müstağnî olanıyım. Her kim bir iş yapar da, onda, benden başkasını ortak kılarsa onu da, o ortaklığını da terk ederim" (Müslim, Zühd, 46).

Riya çok değişik şekillerde yapılmakla birlikte, bunlarda ortak özellik, dindarlık veya dürüstlük görüntüsü altında, insanlar arasında çıkar sağlamak, şan ve şöhrete ulaşmak arzusudur. Sevmedikleri kişileri seviyormuş gibi görünen, onlara yağ çeken, öven ve böylece menfaat sağlamaya çalışan riyakârlara da bol bol rastlanır.

Allah'a ve insanlara karşı samimi davranarak riyadan uzak durmak mümkün olduğu kadar ibadetleri gizli yapmak, Allah rızasını insanların övgüsü, isteği, yergisi, korkusu ve çıkar düşüncesine tercih etmek müslümanın prensibidir.

Şâmil İA
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt