TİLKİ GÜNLÜĞÜ ve SALİH MİRZABEYOĞLU...
Yazar Bülent Akyürek
Cuma, 22 Nisan 2011 08:53
Doksanlı yılların başındayken, ben genç ve ateistken ortalığı kasıp kavuran bir kitap vardı: “Tilki Günlüğü” Yazarı Salih Mirzabeyoğlu…
O zamanlar birçok insan onun kitapları, konuşmaları ve fikirleriyle coşuyordu. Davalar üst üste patlarken kendisi mahkemede şöyle demişti: “Ben bir bıçak ustasıyım. Bıçak yaparım ama bazısı onunla öldürür bazısı da meyve soyar.”
Evet; ideolog, yazar budur. O söyler, kitaplarını yazar!
Düşünürün cümleleriyle adam öldürüp onu suçlayamazsınız. Öyleyse her gün bizi rekabete sürükleyip insanlıktan çıkaran, aşağılık kompleksine sokan bir milyon reklamdan dolayı önüme geleni öldürüp bütün suçu ajanslara mı atayım?
Salih Mirzabeyoğlu, insan öldürmedi ama uzun yıllardır tecavüzcüler, hırsızlar, katiller hapishanelerden afla çıkartılırken o halen hapishanede yatıyor… Gariptir, onu seven kimsenin hayatı normal gitmedi, hep acı çektiler.
Bu yazıyı niçin yazdım?
Yıllardır mailler geliyor: “Abi, Mirzabeyoğlu işkence altında, kimseyi öldürmedi ama onun hakkında kimse bir cümle yazamıyor” diye…
Fikirlerini çok iyi bildiğimden, bir müridi olduğumdan dolayı yazmıyorum. Bir yazarın sorumluluklarını bildiğim için yazıyorum.
Eğer fiili bir suçu yoksa niçin halen serbest bırakılmıyor? Gerçekten kendisine işkence yapılıyor mu? Sadece fıtratı ve yazdıkları sert diye bir insan hapishaneden çıkamıyorsa çok yazık! Fiili bir suçu varsa açıklansın, yoksa eğer yeter artık, yazıktır, günahtır…
NOT: Evet arkadaşlar, bildiklerim, söyleyeceklerim bu kadar. Bu yazıyı seri olarak sürdürecek bir donanımım yok, ben sadece yazar olmanın gereğini yerine getirdim. Fazlasını istemeyin lütfen çünkü amacım dikkat çekip hatırlatmaktı ve belki de en azından kitaplarını gündeme getirmekti, selametle…
www.bulentakyurek.org
Yazar Bülent Akyürek
Cuma, 22 Nisan 2011 08:53
Doksanlı yılların başındayken, ben genç ve ateistken ortalığı kasıp kavuran bir kitap vardı: “Tilki Günlüğü” Yazarı Salih Mirzabeyoğlu…
O zamanlar birçok insan onun kitapları, konuşmaları ve fikirleriyle coşuyordu. Davalar üst üste patlarken kendisi mahkemede şöyle demişti: “Ben bir bıçak ustasıyım. Bıçak yaparım ama bazısı onunla öldürür bazısı da meyve soyar.”
Evet; ideolog, yazar budur. O söyler, kitaplarını yazar!
Düşünürün cümleleriyle adam öldürüp onu suçlayamazsınız. Öyleyse her gün bizi rekabete sürükleyip insanlıktan çıkaran, aşağılık kompleksine sokan bir milyon reklamdan dolayı önüme geleni öldürüp bütün suçu ajanslara mı atayım?
Salih Mirzabeyoğlu, insan öldürmedi ama uzun yıllardır tecavüzcüler, hırsızlar, katiller hapishanelerden afla çıkartılırken o halen hapishanede yatıyor… Gariptir, onu seven kimsenin hayatı normal gitmedi, hep acı çektiler.
Bu yazıyı niçin yazdım?
Yıllardır mailler geliyor: “Abi, Mirzabeyoğlu işkence altında, kimseyi öldürmedi ama onun hakkında kimse bir cümle yazamıyor” diye…
Fikirlerini çok iyi bildiğimden, bir müridi olduğumdan dolayı yazmıyorum. Bir yazarın sorumluluklarını bildiğim için yazıyorum.
Eğer fiili bir suçu yoksa niçin halen serbest bırakılmıyor? Gerçekten kendisine işkence yapılıyor mu? Sadece fıtratı ve yazdıkları sert diye bir insan hapishaneden çıkamıyorsa çok yazık! Fiili bir suçu varsa açıklansın, yoksa eğer yeter artık, yazıktır, günahtır…
NOT: Evet arkadaşlar, bildiklerim, söyleyeceklerim bu kadar. Bu yazıyı seri olarak sürdürecek bir donanımım yok, ben sadece yazar olmanın gereğini yerine getirdim. Fazlasını istemeyin lütfen çünkü amacım dikkat çekip hatırlatmaktı ve belki de en azından kitaplarını gündeme getirmekti, selametle…
www.bulentakyurek.org