Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tilâvet Secdesi ile İlgili Meseleler (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Kur'an-ı Kerim'in sûrelerinde ondört secde âyeti vardır ki, bunlardan birini okuyan veya işiten her mükellef için bir secde gerekir. Şöyle ki:

Tilâvet secdesi niyeti ile, eller kaldırılmaksızın "Allahü Ekber" denilerek secdeye varılır. Üç kere "Sübhane Rabbiye'l-alâ" veya bir kere: "Sübhane Rebbena in kâne vadü Rabbina lemef'ûlâ" denilir. Ondan sonra "Allahü Ekber" denilerek kalkılır.

Tilâvet secdesinin rüknü, yüce Allah'a saygı ve tevazu gösterip secdeden kaçınanlara aykırı davranmak için alnı yere koymaktır: Fakat namaz içinde rüku ve hasta olan için imâ da aynı maksadı yerine getirdiğinden tilâvet secdesi yerine geçer. Bunlar aşağıda açıklanacaktır.

Tilâvet secdesine ayaktan yere inilmesi ve bu secdeden baş kaldırırken ayağa kadar kalkılması ve böyle kalkarken: "Gufraneke Rabbena ve ileyke'l-masîr" denilmesi müstahabdır. Bu secdeye gidilirken veya bundan kalkılırken alınan tekbirler de müstahabdır. Asıl secde ise, vacibdir.

(Üç İmama göre, Tilâvet Secdesi sünnettir.)

Tilâvet secdesini yapacak kimsenin abdestsizlikten ve pisliklerden temiz, avret yerlerinin örtülü ve kıbleye yönelik bulunması şarttır.

Tilâvet secdesi, secde âyetini okuyan bir mükellef için vacib olduğu gibi, bunu dinleyen bir mükellef için de vacibdir. İster dinlemeyi kasdetmiş olsun, ister olmasın, bu secdeyi yapar ve bu secdeyi yapmakla sevaba erer. Yapmayan da vacibi terk ettiğinden günaha girer.

Mümeyyiz bir çocuğun (henüz bulüğ çağına ermeyen yetişkin bir çocuğun), cünûbun, hayız veya nifas halinde olan kadının, bir sarhoşun veya müslüman olmayan birinin okuyacağı bir secde âyetini işiten her mükellefe de tilâvet secdesi vacib olur. Çünkü bunların bu okuyuşları, sahih bir okuyuştur. Müslüman olan bir cünûb veya sarhoş da, okuyacağı veya işiteceği bir secde âyetinden dolayı secde ile mükellef olur. Bunlar temizlendiği ve akılları başlarına geldiği zaman bu secdeyi yapmaları gerekir. Fakat hayız ve nifas halinde bulunan bir kadının ne okuyacağı, ne de işiteceği bir secde âyetinden dolayı ona tilâvet secdesi gerekmez. Çünkü bunlar bu halde namaz ile mükelef değillerdir.

Uyuyanın ve deli olanın okuyacakları secde âyetinden dolayı işitenlere, sahih olan görüşe göre tilâvet secdesi gerekmez. Kendileri de bu secde ile mükellef olmazlar. Çünkü bunların okumaları ve işitmeleri bir niyete ve tayine bağlı değildir. Fakat sahih kabul edilen diğer bir görüşe göre, uyku halinde secde âyetini okuyana, sonradan secde âyeti okuduğu haberi verilince, ona tilâvet secdesi vacib olur. İhtiyat olan da budur.

Öğretilen kuşlardan veya ses yansımasından veya sesleri ileten fonograf ve teyp gibi cihazlardan işitilen bir secde âyetinden dolayı tilâvet secdesi vacib olmaz. Fakat sahih görülen diğer bir görüşe göre, kuşlardan işitilen secde âyetinden dolayı tilâvet secdesi gerekir. Çünkü işitilen Allah kelâmıdır. İhtiyata uygun olan da budur.

Radyoya, gelince, bu sesi yansıtmaktan ziyade nakil sayılmaktadır. Kasde bağlı olarak okunan şeylerin hemen aynını nakletmektedir. Bundan işitilen sesler, ses yansıması gibi, sade bir benzeyişten ibaret değildir. Bunun için radyo aracılığı ile işitilen bir secde âyetinden dolayı secde edilmesi vacib olsa gerektir. Vacib olmasa bile, secde edilmesinde bir sakınca olmadığından her halde secde edilmesi ihtiyata uygundur ve Kur'an-ı Kerime bir saygı ve hürmeti gösterir.

(Şafiî'lere göre, tilâvetin meşru ve kasde bağlı olması şarttır. Bunun için cünûbun okumasından dolayı veya rüku halinde Kur'an okumak meşru olmadığı için burada Tilâvet secdesini gerektiren âyeti okumakla ne okuyana, ne de dinleyene tilâvet secdesi sünnet olmaz. Yine yanılarak meydana gelen veya öğretilmiş kuşlardan veya bir aletten işitilen bir tilâvetten dolayı da, niyete bağlı olmadığı için, secde edilmesi sünnet değildir.)

Tilâvet secdesi âyetinin hecelenerek okunması ile veya yalnız yazılması ile veya telâffuz edilmeksizin yalnız yazısına bakmakla tilâvet secdesi gerekmez. Çünkü bu hallerde okuyuş yoktur.

Bir secde âyetinin secdeyi gösteren ile, bunun evvelinden veya sonundan bir kelime daha eklenip beraberce okunsa veya dinlenmiş olsa, sahih olan görüşe göre secde gerekir. Diğer bir görüşe göre, secde âyetinin çoğu okunmadıkça secde vacib olmaz.

Secde âyetini işitmeyen bir mükellefe tilâvet secdesi vacib olmaz. âyet, bulunduğu mecliste okunmuş olsa bile hüküm aynıdır.

Bir secde âyeti olduğu gibi arabça okunursa, her işiten mükellefe bunun secde âyeti olduğu bildirilince, secde etmesi ittifakla vacibdir. Fakat bir secde âyetinin Farsça olan tercümesi okunacak olsa, bunu işittiği halde anlamayan kimseye sadece bildirmekle tilâvet secdesi vacib olmaz. Bu hüküm iki imama göredir. İmam Azam'a göre, bunun bir secde âyeti tercümesi olduğu haber verilirse, tilâvet secdesi vacib olur. İmam Azam'ın bu meselede iki imamın görüşüne döndüğü rivayet ediliyor. İtimat da bunun üzerinedir. Fakat bu secde âyetinin tercümesini okuyana secde etmesi ittifakla ihtiyat yönünden vacib olur. Bunu anlasın, anlamasın fark etmez.

Bir secde âyeti gerçekten veya hüküm bakımından bir sayılan bir mecliste tekrarlanarak okunsa, bir defa secde edilmesi yetişir. Fakat başka başka secde âyetleri okunursa veya meclis hakikaten veya hükmen değişirse, her okunan âyet için başka bir secde gerekir.

Bir mescid gibi muayyen bir yerde iki defa okunan bir secde âyetinin meclisi gerçekten bir bulunmuş olur. Gelenek bakımından bir mekân sayılan yerlerin cüzleri arasında beraberlik de hüküm bakımından bir birliktir. Meclisin gerçekte değişmesi de, bir odadan diğer bir odaya geçmiş olmak gibidir. Hüküm bakımından değişiklik ise, mescid veya bir oda gibi bir yerde secde âyeti okunduktan sonra orada başka bir işe başlamakla meydana gelir. Secde âyeti okunduktan sonra, üç kelime kadar konuşulması veya üç adım kadar yürünülmesi veya bir şeyden üç lokma yenilmesi veya bir sudan üç yudum içilmesi gibi...

Meclisin değişikliği, okuyucuya göre, kendisinin meclisi değiştirmesiyle, dinleyiciye göre de, onun meclisi değiştirmesiyle meydana gelir. Doğru olan budur. Bunun için bir meclis, bir şahsa göre bir sayıldığı halde, diğer bir şahsa göre değişmiş olabilir.

Tilâvet secdesi hususunda gemi, bir oda gibidir. Yürümekte olan araba veya bir hayvan üzerinde bulunuluyorsa, meclis daima değişmiş sayılır. Bunun için araba veya hayvan üzerinde namaz halinde olmaksızın tekrarlanacak bir secde âyetinden dolayı tekrar sayısınca tilâvet secdesi vacib olur.

Tilâvet secdesi yapmak için, okuyanın öne geçirilmesi, dinleyenlerin de onun arkasında saf tutmaları ve ondan önce secdeye varmayıp secdeden de kalkmamaları müstahabdır. Buna aykırı olarak bulundukları yerlerde secdeye varmaları ve secdeden daha önce kalkmaları da mekruh değildir. Çünkü bunların hepsi tek başına secde etmekle sorumludur.

Tilâvet secdesi için niyet etmek şarttır; fakat tayin şart değildir. Bu bakımdan birkaç secde âyetini okumuş veya dinlemiş olan bir kimse, bunların sayısınca tilâvet secdesi niyeti ile secde eder; fakat hangi secdenin hangi secde âyetine ait olduğunu belirlemez. Bu tilâvet secdesine namaz içinde yalnız kalb ile niyet edilir. Namaz dışında ise dil ile de niyet edilmesi sünnettir.

Vacib olan tilâvet secdesini hemen yerine getirmek zorunluluğu yoktur. Secde âyeti okunur okunmaz hemen secde edilmesi gerekmez. Bu secde uzun bir zaman sonra da yapılabilir. Yine eda olur, kaza sayılmaz. Kabul edilen hüküm budur. Bununla beraber, bir zaruret olmadıkça geciktirilmesi tenzihen mekruhtur. Namaz içinde ise, hemen yapılması vacibdir; çünkü bu, artık namazdan bir cüz olmuştur. Namaz dışında kaza edilemez. Bunu, secde âyeti okunduktan sonra üç âyetten sonraya bırakmamak gerekir. Bu mesele, aşağıdaki meselelerderi açıklığa kavuşacaktır. İmam Ebû Yusuf'a göre, tilâvet secdesi namazın dışında da hemen yapılması vacibdir.

Secde âyeti okununca, hemen secde edilmesi mümkün olmadığı zaman okuyan ve dinleyenlerin: "Semi'nâ ve eta'nâ ğufraneke Rabbena ve ileyke'lmasîr" demeleri müstahabdır.

Namazda kıyam halinde secde âyeti okununca, bakılır: Eğer bundan sonra üç âyetten çok okunmazsa, yapılacak rüku veya secde ile bu tilâvet secdesi de yerine getirilmiş olur. Gerek buna niyet edilmiş olsun ve gerek olmasın. Fakat tercih edilen görüşe göre, rüku ile olabilmesi için tilâvet secdesine niyet etmek lâzımdır. Fakat üç âyetten çok okunacaksa, bu secde âyetinden dolayı hemen sadece onun için rüku veya secde edilmesi gerekir. Secde yapılması daha faziletlidir. Namazın rüku ve secdesi ile bu secde yapılmış olmaz. Yalnız üç âyet okunacağı zaman ihtilâf vardır. Tercih edilen görüşe göre, bu secdenin hemen yapılma hükmü kalkmaz, namazın rüku ve secdesi ile bu tilâvet secdesi yapılmış olur.

Secde âyetini namaz içinde okuyan kimse, dilerse okuyacağı âyetlerin sayısına bakmaksızın hemen "Allahü Ekber" diye tilâvet secdesine varır. Tilâvet secdesi niyeti ile yalnız rükua varması da yeterlidir. Ondan sonra tekrar ayağa kalkar ve birkaç âyet daha okur. Ondan sonra namazın rüku ve secdelerini yapar, namazına devam eder. Eğer bir sûreyi bitirmiş ise, diğer bir sûreden birkaç âyet okur; çünkü tilâvet secdesinden kalkar kalkmaz böyle birkaç âyet okumadan namazın rüku ve secdesine gidilmesi mekruhtur. Namazın dışında ise, yalnız rükuda bulunarak tilâvet secdesi yapılmış olmaz. Çünkü tilâvet secdesi bir tazim ifadesidir, bir emri yerine getirmenin alâmetidir. Bunlar, namaz içinde rüku ile yerine getirilmiş olursa da, namaz dışında rüku ile yapılmış olamazlar.

Cemaatle namaz kılındığı zaman, imam olan zat, yukarıdaki meselede açıklandığı gibi, öyle rüku ile tilâvet secdesine niyet etmemelidir. Çünkü cemaat bunun farkına varamayacaklarından, böyle bir niyette bulunmamış olurlar. Bu takdirde de tilâvet secdesi onlardan düşmez. Bu durumda imamın selâmından sonra cemaatın tilâvet secdesi yaparak ondan sonra tekrar teşehhüdde bulunmaları gerekir ki, bunu da herkes yapamaz.

Secde âyeti bir namazda tekrarlansa, sahih olan görüşe göre, yalnız bir tilâvet secdesi gerekir. Bu tekrarlanma ister bir rekatta ve ister başka başka rekatlarda olsun fark etmez. Çünkü meclis birdir.

Bu mesele imam Ebû Yusuf'a göredir. İmam Muhammed'e göre, başka başka rekatlarda tekrarlansa, tilâvet secdesi de tekrarlanır, meclis değişmiş sayılır.

İmam secde âyetini okuyup secdeye varmakla cemaat, imamın rüku ve secdeye vardığını sanarak rüku ve secdeye varsalar, bununla namazları bozulmaz; fakat bir secde daha yapsalar bozulur.

İmamın cuma ve bayram namazlarında ve emsali cemaatın kalabalık olduğu namazlarda ve gizlice kıraat yapılacak namazlarda secde âyetinin okunması mekruhtur. Çünkü cemaatın şaşırmasına sebebiyet verilebilir. Ancak secde âyeti okunan surenin sonuna rastlamış olursa kerahet olmaz. O zaman namazın secdeleri ile tilâvet secdesi eda edilmiş ve engel kalkmış olur. Bu durumda imama uygun düşen, bu namazın rüku ile tilâvet secdesine niyet etmemektir. Tâ ki, bu vecibe namazın secdeleri ile bütün cemaat tarafından da yerine getirilmiş olsun:

Mesbuk ayağa kalktıktan sonra imam tilâvet secdesini hatırlayarak yapacak olsa, bakılır: Eğer mesbuk henüz secdeye varmamış ise, tilâvet secdesi için imama uyar, secdeye varır. Ondan sonra ayağa kalkarak kalan namazını tamamlar. Eğer imama uymazsa, namazı bozulur. Fakat secdeye varmış ise, artık imama uymaz. Eğer uyarsa, namazı bozulur.

Misafire uyan bir mukîm, misafirin yapacağı tilâvet secdesine iştirak eder. Sonra kalkıp namazını tamamlar. Eğer kendi başına kılacağı rekatlarda da bir secde âyeti okuyacak olursa, bundan dolayı da ayrıca secde etmesi gerekir.

Bir kimse namaz kılarken rüku, secde veya kade (oturuş) halinde veya imama uymuş olduğu halde onun arkasında secde âyetini okusa; ne kendisine, ne imama ve ne de bu imama uyan diğer cemaata tilâvet secdesi vacib olmaz. Çünkü namaz kılanlar, bu halde Kur'an okumaktan menedilmişlerdir. Bunların okuyuşu hükümsüzdür. Fakat bu okuyuşu dışardan duyanlara tilâvet secdesi gerekir. Bunlar gerek başka bir namazda tek başına veya topluca bulunmuş olsunlar ve gerek olmasınlar. Çünkü bunlar o yasaklık ve engel dışında kalmış olurlar.

Namaz içinde okunan secde âyetinden dolayı; namazı bitirdikten sonra secde edilemez. Çünkü bu secde, yukarıda da işaret olunduğu üzere namazın bir cüz'ü olmuştur; artık ondan ayrılamaz. Fakat namazda bulunan kimse, namazda bulunmayan bir kimsenin okuduğu secde âyetini işitecek olsa, namazını kıldıktan sonra secde eder. Daha namazda iken secde etmesi yeterli olmaz. Bununla beraber secde etse, bununla namazı bozulmaz.

Nitekim namazda okunan bir secde âyetini, dışardan işiten bir mükellef için de, namaz dışında secde etmek gerekir. Şu kadar var ki, bu mükellef, o secde âyetini okuyan kişiye uyar, onunla beraber bu secdeyi yaparsa, bu görevi yapmış olur. Eğer o secde yapıldıktan sonra, o rekatta uyarsa bu secdeyi o imamla beraber hükmen yapmış sayılır. Artık ne namazın içinde, ne de dışında tilâvet secdesi yapması gerekmez.

Hasta iken veya bir arabaya veya bir hayvana binmiş iken secde âyetini okuyan veya dinleyen bir mükellefin işaret sureti (ima) ile tilâvet secdesi yapması caizdir. Fakat bir mükellefin binici olmadığı halde, okuduğu veya dinlediği bir secde âyetinden dolayı bir özrü bulunmadıkça, binici olduğnz halde işaret (ima) ile secde etmesi caiz olmaz.

Secde âyetini, hazır olanlar secde için hazırlıklı iseler aşikâre olarak, hazırlıklı değillerse gizli okumak müstahabdır. Bunda cemaata karşı bir şefkat vardır.

Bir sûre okunup da, içindeki secde âyetinin bırakılması mekruhtur. Çünkü bu, secdeden bir nevi kaçınmak demektir. Yalnız secde âyetinin okunup da sûredeki diğer âyetlerin okunmamasında ise, kerahet yoktur. Fakat müstahab olan, fazilet ve tercih kuruntusunu kaldırmak için, secde âyeti ile beraber bir veya birkaç âyetin de okunmasıdır.

On dört secde âyetini bir mecliste okuyup her biri için okudukça ayrı bir secde yapan ve hepsini okuduktan sonra umumuna birden ondört secdede bulunan zatın dünya ve âhiret işlerinde kendisine üzüntü ve keder verecek hususta, Yüce Allah'ın onu koruyacağı rivayet olunmuştur.

Namazı bozan şeyler, tilâvet secdesini de bozar. Daha tilâvet secdesinden kalkmadan meydana gelen abdestsizlik ve konuşma veya kahkaha ile gülme gibi... Ancak bu secdedeki kahkaha ile abdest bozulmuş olmaz ve kadınların da erkeklerle aynı hizada bulunmaları bu secdeyi bozmaz.
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Secde-i Tilâvet

Secde-i Tilâvet

Kur'an'daki bir secde âyetini okuyan veya dinleyen müslümanın yapması vacib olan secde.
Tilavet, arapça bir mastar olup; okuma, özellikle Kur'an-ı Kerîm'i okuma anlamına gelir. Kur'an'daki bir secde âyetini okuyan veya dinleyen âkıl, bâliğ bir müslümanın bir defa secde yapması vacibtir. Secde âyetinin tercemesini okuyan veya dinleyen kimse de secde yapmalıdır.
Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar ve kendilerine Kur'an okunduğu zaman secde etmiyorlar" (el-İnşikâk, 84/21). Bir kimse ancak vacib olan işi yapmamaktan ötürü kötülenir. Diğer yandan bu secde namazda yapılan secde olup, namaz secdesi gibi vacib hükmüne tabi olur.
Allah elçisi şöyle buyurmuştur: "Kur'an'ı okuyan ve dinleyene secde etmek vacibtir" (Buhârî, Sücûd, 10; Zeylaî bu hadis için garîb demiştir. bk. Nasbu'r-Râye, II, 178). Hadisin anlamı mutlak olup, dinlemek isteyeni de istemeyeni de kapsar.
Hanefiler dışındaki üç mezhebe göre tilâvet secdesi sünnettir. Zeyd b. Sabit (r.a) şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'e Necm Süresi'ni okudum ve bizden hiçbir kimse secde yapmadı" (Buhârî, Sücûd 6; Müslim, Mesâcid,106; Tirmizî, Cum'a, 52; Nesâî, İftitah, 50; eş-Şevkânî, Neylül-Evtâr, III, 101). Diğer yandan Hz. Ömer'in, en-Nahl süresindeki secde âyetini okuduktan sonra cemaatı secde yapıp yapmamakta serbest bırakmıştır. O, şöyle demiştir: Allah bize secde yapmayı farz kılmamıştır. Ancak kendiliğimizden dilersek yaparız" (eş-Şevkânî, a.g.e., III, 102).
Tilâvet secdesi şu sebeplerle vacib olur:
1. Secde âyetini okumak. Okuyanın kulakları duymasa bile secde gerekli olur.
2. Okunan secde âyetini işitmek veya dinlemek. İşitmek kasıtsız, dinlemek ise kasıtlı olur.
3. Bir imama uymuş olmak, İmama uyan kimse imamın okuduğu secde âyetini duymasa bile tilâvet secdesi yapar. Çünkü öğle namazı gibi gizli okunan bir namazda imam okuduğu secde âyetinden dolayı secde yapsa cemaat de kendisine uyar.
Bu secdenin yapılışı şöyledir: Tilâvet secdesi niyetiyle eller kaldırılmaksızın "Allahu ekber" denilerek secdeye varılır, secdede üç kere "Sübhane Rabbîyel-a'lâ (Erı yüce olan Rabbimi bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim)" denilir. Bundan sonra "Allahu ekber" denilerek secdeden kalkılır. Tilâvet secdesinin rüknü, Allah Teâlâ'yı ta'zîm için yüzü yere koymaktır. Ancak namaz hâlinde rükû ve hastalar için imâ da bu secde yerine geçer.
Bu secde için abdestli, temiz, avret yerleri örtülü ve kıbleye yönelmiş olmak şarttır.
Tilâvet secdesine ayaktan inilmesi ve bu secdeden kalkarken ayağa kalkılması ve bu şekilde ayağa kalkarken "Gufrâneke Rabbenâ ve İleykel masîr (Ey Rabbimiz! Senin bağışlamanı bekliyoruz. Son dönüş sanadır" denilmesi müstehaptır. Tilâvet secdesine varılırken ve kalkarken alınan tekbirler de müstehaptır. Asıl secde ise vacibtir.
Hanefilere göre namaz dışında okunan secde âyetinden dolayı yapılacak secdenin zamanı belirsiz olup geniş zaman içinde yapılabilir. Ancak özürsüz olarak geciktirmek mekruhtur. Ebû Yusuf'a göre bu secde namaz dışında da fevren vacibtir. Kur'an okuyanın insan olması, uyanık bulunması ve akıllı olması gerekir. Bu yüzden okuyanın cünüp, hayızlı ve nifas halinde olması, kâfir veya mümeyyiz çocuk bulunması yahut sarhoş olması bu hükmü değiştirmez: Çünkü bunların bu okuyuşları sahih bir okuyuştur. Müslüman olan bir cünüp veya sarhoş da okuyacağı veya işiteceği bir secde âyetinden dolayı secde ile yükümlü olur. Temizlik ve ayık halinde bu secdeyi yapmaları gerekir.
Ancak bir kimse secde âyetini papağan gibi öğretilmiş bir kuştan veya ses kayıt cihazının bantından yahut ses yankısı olarak dinlerse secde etmesi gerekmez. Yine secde âyeti uyuyan, baygın olan veya akıl hastası bulunan yahut mümeyyiz olmayan çocuktan işitilse, en sağlam görüşe göre tilâvet secdesi gerekmez. Bu sayılanlarda temyiz gücü bulunmadığı için bu okuyuş sıhhatli bir okuyuş sayılmaz. Ancak sağlam görülen bir görüşe göre, kendisine secde âyetinin okunduğu haber verilen uyuyan kimseye de tilâvet secdesi vacib olur.
Fakat ay halinde ve lohusa bulunan bir kadına ne okuyacağı ve ne de işiteceği bir secde âyetinden dolayı tilâvet secdesi vacib olmaz. Çünkü bunlar bu halde namaz ile yükümlü değildirler.
Secde âyetini hoparlörden dinlemek, okuyucudan dinlemek gibidir. Radyo ve televizyondan dinlenen secde âyeti de hoparlörden dinlemeye benzer. Çünkü sesin tel aracılığı ile ulaşması ile ses dalgaları aracılığı ile telsiz olarak anında ulaşması arasında bir fark bulunmamaktadır. Sadece okuyanla dinleyen arasında bir mekân farkı söz konusudur. Ulaşan ses aks-ı sada niteliğinde değildir. Bant yayınında da ihtiyaten secde edilmelidir. Çünkü çoğu kere bant veya canlı yayını ayırmakta güçlük vardır.
Namaz sırasında okunacak secde âyeti için tilâvet secdesi derhal vacib olur. Çünkü bu namazdan bir parça olmuştur, namaz dışında kaza olunamaz.
Secde âyeti namazda kıyam halinde okunsa, eğer bundan sonra üç âyetten fazla okunmayacaksa namaz için yapılacak rukû veya secdelerle, bu tilâvet secdesi de yerine getirilmiş olur. Tilâvet secdesine niyet edilip edilmemesi, sonucu değiştirmez. Ancak üç âyetten fazla okunacak ise bu secde âyetinden dolayı hemen bağımsız olarak rukû veya secde edilmesi gerekir. Secde edilmesi daha faziletlidir. Bu durumda namazın rukû ve secdeleriyle bu tilâvet secdesi düşmez.
Secde âyetini namazın içinde okuyan kimse, dilerse okuyacağı âyetlerin miktarına bakmaksızın derhal "Allahu ekber" diyerek tilâvet secdesine varır. Tilâvet secdesi niyetiyle yalnız rükûya varması da yeterlidir. Bundan sonra yeniden ayağa kalkar, bir kaç âyet daha okur, ondan sonra namazın rükuuna ve secdelerine gider. Namazına devam eder. Eğer bir süreyi bitirmiş ise, başka bir süreden bir kaç âyet okur. Çünkü tilâvet secdesinden kalkar kalkmaz bu şekilde bir kaç âyet okumadan rukû ve secdeye varmak mekruhtur.
Namazın dışında ise yalnız rukû etmek suretiyle tilâvet secdesi eda edilmiş olmaz. Çünkü Allah'a ta'zîm namaz dışında rukû ile yapılmış olamaz.
Cemaatle namazda imam da rukû ile tilâvet secdesine niyet etmemelidir. Çünkü cemaat, farkında olmayarak, bu niyeti terkeder ve tilâvet secdesi onlardan düşmez. Bu durumda, imamın selâmından sonra cemaatin tilâvet secdesi yapıp, bundan sonra tekrar teşehhütte bulunmaları gerekir ki, bunu herkes yapamaz.
Secde âyeti bir namazda birden fazla yerde okunsa sağlam görüşe göre bir tilâvet secdesi yeterlidir. Çünkü meclis birdir. Ayrı ayrı rekâtlarda secde âyetinin tekrarlanması da hükmü değiştirmez. Bu görüş Ebû Yusuf'a göredir. İmam Muhammed'e göre, değişik rekâtlarda okunursa meclis değişmiş sayılacağı için secde âyeti sayısınca tilâvet secdesi gerekir.
İmam secde âyetini okuyup, secdeye varınca, cemaat imamın rukû ve secdeye vardığını sanarak rukû ve secdeye varsalar, bununla namazları bozulmaz, fakat bir secde daha yaparlarsa fasit olur.
İmamın cuma ve bayram namazları ile gizli okunan namazlarda secde âyetini okuması mekruhtur. Çünkü cemaatin yanılmasına yol açabilir. Ancak secde âyeti kıraatın sonuna rastlarsa bu sakınca kalkar. Bu durumda da imamın bu namazın ruküu ile tilâvet secdesine niyet etmemesi gerekir.
Bir kimse namaz kılarken rukû, secde veya oturuş halinde secde âyetini okusa yahut imama uymuş olduğu halde onun arkasında secde âyetini tilâvet etse ne kendisine ve ne de imama uyan diğer cemaata tilâvet secdesi vacib olmaz. Çünkü namaz kılanlar bu yerlerde kıraattan men edilmişlerdir, bunların kıraati hükümsüzdür. Fakat bu okuyuşu dışarıdan duyanlara tilâvet secdesi lâzım gelir.
Secde âyetini, hazır olanlar secde için hazırlıklı iseler açıktan, hazır değil iseler gizlice okumak müstehaptır. Bunda cemaata karşı bir şefkat vârdır.
Bir süre okunup, içinden secde âyetinin atlanması mekruhtur. Yalnız secde âyetinin okunup, diğer âyetlerin okunmamasında ise bir kerahet yoktur. Ancak secde âyetiyle birlikte bir veya bir kaç âyetin de okunması müstehaptır. Secde âyeti okununca, hemen secde yapılması mümkün olmadığı takdirde okuyan ve dinleyenin "Semi'nâ ve eta'nâ, gufrâneke Rabbenâ ve ileykel-masîr" demeleri müstehaptır.
Secde âyetinin tekrarlanması:
Bir mecliste secde âyetinin birden fazla tekrarlanması hâlinde bir tilâvet secdesi yeterlidir. Secdeyi ilk okuyuştan sonra yapmak daha iyidir. Başka bir görüşe göre, bu secdeyi tehir etmek daha uygundur.
Yine bir kimse çeşitli yer ve meclislerde bir secde âyetini tekrarlarsa, secdenin de tekrarlanması gerekir.
Bir kaç secdenin bulunduğu çeşitli âyetleri okuyan kimsenin, meclis bir olsun farklı bulunsun, her bir âyet için ayrı bir tilâvet secdesi yapması vacib olur.
Açık arazide ve yoldaki meclis birliği üç adım yürümekle, yani o yerden başka yere geçmekle; ağaç üzerinde bulunan için ağacın bir dalından başka bir dalına geçmekle; veya bir nehirde yüzmekle değişmiş olur. Küçük bir evde bir köşeden diğerine geçmekle veya büyük bir camide mekân değişikliği gerçekleşmez. Ancak okuyan sabit bir yerde bulunmakla birlikte dinleyen meclis değişirse secdenin vücûbu da tekrarlanır (İbn Âbidîn, Reddül-Muhtâr, I, 726-728).
Secde âyetlerinin bulunduğu süreler şunlardır:
Kur'an-ı Kerîm'de on dört yerde secde âyeti bulunmaktadır. Bu süre ve âyet noları aşağıda verilmiştir: el-A'raf, 7/206; er-Ra'd, 13/15; en-Nahl, 16/50; el-İsrâ, 17/109; Meryem,19/58; el-Hac, 22/18; el-Furkân, 25/60; en-Neml, 27/25; es-Secde, 32/15; Sâd, 38/24; Fussilet, 41/37; en-Necm, 53/62; el-İnşikâk, 84/20 ve Alak, 96/19.
Şâfiî ve Hanbelîlere göre de sayı on dört olup, ancak onlar Sâd süresindeki secdeyi "şükür secdesi"sayarken; el-Hac süresinde iki tane secde âyeti kabul ederler. Mâlikîlere göre ise sayı on birdir. Onlar en-Necm, el-İnşikak ve Alak sürelerindeki secdeleri bağlayıcı saymazlar (el-Meydânî, el-Lübâb, I, 103; eş-Şürünbülâlî, Merakîl-Felâh, 84 vd.).
Bu on dört secde âyetini bir mecliste okuyup, her biri için okudukça ayrıca bir secde yapan veya hepsini okuduktan sonra tamamına birden on dört secdede bulunan kimsenin dünyevî ve uhrevî istek, sıkıntı ve kederleri konusunda Allah Teâlâ'nın yeterli olacağı rivayet edilmiştir.
Tilâvet secdesini bozan haller: Namazı bozan her şey tilâvet secdesini de bozar. Daha tilâvet secdesinden kalkmadan abdestin bozulması, konuşma veya kahkaha ile gülme gibi. Ancak bu secdede, kahkaha ile gülmek abdesti bozmaz, kadınlarda bir hizada bulunmak da bu secdeyi ifsat etmez (el-Kâsânî, Bedâyiu's Sanayi, I, 179 vd.; İbnü'I-Hümâm, Fethu'l-Kadir, I, 380-392; İbn Âbidîn, a.g.e. I, 715 vd.; el-Meydânî, a.g.e., I, 103 vd.; İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 6l6 vd.; eş-Şirbinî, Muğni'l-Muhtâç, Mısır, t.y. 1, 214; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, İstanbul 1991, . 371 vd.)
Hamdi DÖNDÜREN
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
  • Tilâvet Secdesi Nedir?
  • Kur'an'daki bir secde âyetini okuyan veya dinleyen müslümanın yapması vacib olan secdedir.Bunlardan herhangi biri, üzerine vacib olan secdeyi yapmazsa günahkar olur.
  • Resulullah (s.a.v) buyuruyor: Ademoğlu secde âyeti okur ve secde ederse şeytan ağlayarak ayrılır ve: "Yazık bana, insanoğlu secdeyle emredildi ve secde etti, mukabilinde ona cennet var. Ben de secdeyle emrolundum ama ben itiraz ettim, benim için de ateş var '' der. ''
  • Tilâvet Secdesi Niçin Vacibtir?
  • Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "[SIZE=-1]Onlar kendilerine Kur'an okununca secde de etmezler.[/SIZE]" (İnşikâk,21). Bir kimse ancak vacib olan işi yapmamaktan ötürü kötülenir. Diğer yandan bu secde namazda yapılan secde olup, namaz secdesi gibi vacib hükmüne tabi olur.
  • Resulullah (s.a.v) buyuruyor: "Kur'an'ı okuyan ve dinleyene secde etmek vacibtir"
  • Tilavet secdesi yapmak, Hanefilere göre vacip, diğer üç mezhebe göre ise sünnettir.
  • Tilâvet Secdesi Ne Zaman Vacib Olur?
  • Secde âyetini okumak. Okuyanın kulakları duymasa bile secde gerekli olur.
  • Okunan secde âyetini işitmek veya dinlemek. İşitmek kasıtsız, dinlemek ise kasıtlı olur.
  • Bir imama uymuş olmak, İmama uyan kimse imamın okuduğu secde âyetini duymasa bile tilâvet secdesi yapar.
  • Okuyan duyma özürlü olsa dahi, okuma ile üzerine vacip olur.
  • Müslüman olan bir cünüp veya sarhoş da okuyacağı veya işiteceği bir secde âyetinden dolayı secde ile yükümlü olur. Temizlik ve ayık halinde bu secdeyi yapmaları gerekir.
  • Kendisine secde âyetinin okunduğu haber verilen uyuyan kimseye de tilâvet secdesi vacib olur.
  • Secde âyetini hoparlörden dinlemek, okuyucudan dinlemek gibidir. Radyo ve televizyondan dinlenen secde âyeti de hoparlörden dinlemeye benzer. Çünkü sesin tel aracılığı ile ulaşması ile ses dalgaları aracılığı ile telsiz olarak anında ulaşması arasında bir fark bulunmamaktadır.
  • Tilâvet Secdesi Ne Zaman Gerekmez?
  • Bir kimse secde âyetini papağan gibi öğretilmiş bir kuştan veya ses kayıt cihazının bantından yahut ses yankısı olarak dinlerse secde etmesi gerekmez. Secde âyeti uyuyan, baygın olan veya akıl hastası bulunan yahut mümeyyiz olmayan çocuktan işitilse, en sağlam görüşe göre tilâvet secdesi gerekmez.
  • Tilâvet Secdesini Geciktirmek Günah mı?
  • Namaz dışında okunan secde ayetlerinin secdesi, ömür boyunca yapılabilir. Ancak özürsüz olarak geciktirmek mekruhtur.
  • Gecikmeden dolayı bir günah işlenmiş olmazsa da bu vacibi yerine getirmeden ölen insan günahkar olur.
  • Tilavet Secdesi Nasıl Yapılır?
  • Başta tilavet secdesi yapacak kişinin abdestli, üstünün başının temiz ve avret yerlerininde örtülü olması şarttır.
  • Tilavet secdesi yapmak niyetiyle abdestli olarak kıbleye dönülür ve eller kaldırılmaksızın "Allahüekber" diyerek secdeye varılır.
  • Üç kere "Sübhâne rabbiye'l-a'lâ" denildikten sonra yine "Allahüekber" diyerek kalkılır.
  • Secdeden kalktıktan sonra "Ğufrâneke Rabbenâ ve İleykel masîr" denir.
  • Secde âyetinin mealini okuyana secde gerekir mi?
  • Secde âyetinin mealini okuyan veya dinleyen kimse de secde yapmalıdır.
SECDE AYETLERİ


  • Secdeyi Vacib Kılan Ayetler ve Mealleri
  • Kur'an-ı Kerîm'de on dört yerde secde âyeti bulunmaktadır. Bu süreler ve âyet numaraları aşağıda verilmiştir:
7_206.gif

"Kuşkusuz Rabbin katındakiler O'na kulluk etmekten kibirlenmezler, O'nu tesbih eder ve yalnız O'na secde ederler."
A'raf, 206

13_15.gif


[SIZE=-1]"Göklerde ve yerde bulunanlar da onların gölgeleri de sabah akşam ister istemez sadece Allah'a secde ederler."[/SIZE]

Ra'd, 15


16_49.gif

"Göklerde bulunanlar, yerdeki canlılar ve bütün melekler, büyüklük taslamadan Allah'a secde ederler."
Nahl, 49

17_109.gif

İsrâ,109:
[SIZE=-1]"Hem ağlayarak yüzleri üstü secdeye kapanıyorlar, hem de üstü Kur'an'ı işitmek onların kalb yumuşaklığını artırıyor."[/SIZE]

 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
[SIZE=-1]
19_58.gif
[/SIZE]
"Onlara, çok merhametli olan Allah'ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı."
Meryem,58

22_18.gif

"Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde ediyor"
Hac,18

25_60.gif

"Onlara: Rahmân'a secde edin! denildiği zaman:
"Rahmân da neymiş! Bize emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç!" derler ve bu emir onların nefretini arttırır."
Furkân,60

27_25.gif

[SIZE=-1]"(Şeytan böyle yapmış ki) göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmesinler."[/SIZE]
Neml, 25
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
[SIZE=-1]
32_15.gif
[/SIZE]

"Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanırlar ki, bunlarla kendilerine öğüt verildiğinde,
büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler."
Secde,15

38_24.gif

"Davud, kendisini denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah'a yöneldi."
Sâd, 24

41_37.gif

"Eğer Allah'a ibadet etmek istiyorsanız, güneşe de aya da secde etmeyin. Onları yaratan Allah'a secde edin!"
Fussilet, 37

53_62.gif

"Haydi Allah'a secde edip O'na kulluk edin!"
Necm, 62
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
84_21.gif

"Onlar kendilerine Kur'an okununca secde de etmezler."
İnşikâk, 21

96_19.gif

"Sakın, sakın! Ona boyun eğme; secde et ve yaklaş."
İkra, 19

  • Secde Âyetinin Tekrarlanması
  • Bir mecliste secde âyetinin birden fazla tekrarlanması hâlinde bir tilâvet secdesi yeterlidir. Secdeyi ilk okuyuştan sonra yapmak daha iyidir. Başka bir görüşe göre, bu secdeyi tehir etmek daha uygundur.
  • Yine bir kimse çeşitli yer ve meclislerde bir secde âyetini tekrarlarsa, secdenin de tekrarlanması gerekir.
  • Bir kaç secdenin bulunduğu çeşitli âyetleri okuyan kimsenin, meclis bir olsun farklı bulunsun, her bir âyet için ayrı bir tilâvet secdesi yapması vacib olur.
  • Açık arazide ve yoldaki meclis birliği üç adım yürümekle, yani o yerden başka yere geçmekle; ağaç üzerinde bulunan için ağacın bir dalından başka bir dalına geçmekle; veya bir nehirde yüzmekle değişmiş olur. Küçük bir evde bir köşeden diğerine geçmekle veya büyük bir camide mekân değişikliği gerçekleşmez.
  • Ancak okuyan sabit bir yerde bulunmakla birlikte dinleyen meclis değişirse secdenin vücûbu da tekrarlanır.
  • Tilâvet Secdesini Bozan Haller
  • Namazı bozan her şey tilâvet secdesini de bozar.
  • Tilâvet secdesinden kalkmadan abdestin bozulması, konuşma veya kahkaha ile gülme gibi. Ancak bu secdede, kahkaha ile gülmek abdesti bozmaz, kadınlarda bir hizada bulunmak da bu secdeyi ifsat etmez.

Kaynaklar:
1) Kur'an-ı Kerim
2) Kütüb-i Sitte
3) İslam İlmihali, Ali Fikri Yavuz
4) Şamil İslam Ansiklopedisi, Secde-i Tilavet
5) İlmihal, 1, İman, İsam, Türkiye Diyanet Vakfı
6) Ayet Gifleri www.islamcity.com adresinden alınmıştır.

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt