İ
İslam_Eri
1) Enes bin Malik’ten (r.a.) rivayetle, Nebî (s.a.s.) şöyle bu*yurdu:
“Yüce Allah cehennemliklerin en az azap görenine:
“Şa*yet yeryüzünde olan her şey senin olmuş ol*saydı, onları bu azap*tan kurtulmak için feda eder miydin?” diye sorar. O da:
“Evet.” der. Bu cevap üzerine Allahu Teâlâ:
“Âdemin sul*bünden birisi ola*rak sen*den bu dediğinden daha azını iste*dim ki, o da bana hiçbir şeyi ortak koşmaman idi; ama sen bun*dan yüz çevirip ortak koştun.” diye buyurur.”[1]
v Buhârî’de geçen bir rivayet de şöyledir:
“Allah (c.c.) kıyamet günü cehennemliklerin en az azap gö*re*nine:
“Şayet yeryüzünde olan her şey senin olmuş ol*saydı, on*ları bu azaptan kurtulmak için feda eder miydin?” diye sorar. O da:
“Evet.” der. Bunun üzerine Allahu Teâlâ:
“Âdem’in sulbünden birisi ola*rak senden bu dediğinden daha azını istedim ki, o da bana hiçbir şeyi ortak koşmaman idi; ama sen bundan yüz çevirdin ve bana ortak koştun.” bu*yurur.
v Yine Buhârî’de (6538) gelen bir rivayet de şöyledir:
“Kıyamet günü bir kâfir getirilip, kendisine:
“Yeryüzü dolusu altına sahip olsan, ateşten kurtulmak için onları feda eder miydin?” diye sorulur. O da:
“Evet.” der. Bunun üze*rine:
“Şüphesiz senden bu dediğinden daha kolayı (azı) is*tendi.” buyurulur.
v Müslim’de (2805) geçen bir lafız ise şöyledir:
“Yüce Allah cehennemliklerin en az azap görenine:
“Eğer dünya ve içindekiler senin olmuş olsaydı, onları bu azaptan kurtulmak için feda eder miydin?” diye sorar. O da:
“Evet.” der. Bunun üzerine Allah (c.c.):
“Âdem’in sulbün*den birisi olarak senden bu dediğinden daha azını istedim. Şüp*hesiz ki, o da bana hiçbir şeyi ortak koşmaman idi. (Ravi der ki: “Zannediyorum bu*rada “bunu kabul edersen seni ateşe koymam.” dedi.) Ama sen bu isteğime karşı geldin ve bana ortak koştun.” diye buyurur.
v Yine Müslim’de (52/2805) gelen bir rivayet şöyledir:
“Kı*yamet gününde bir kâfire:
“Yeryüzü dolusu altına sa*hip olsan, ateşten kurtulmak için bunları feda eder miydin?” diye soru*lur. O da
“Evet.” der. Bunun üzerine:
“Bundan sonra daha azı (senden) istendi.” buyurulur.
***
2) Ebû Zer (r.a.)’dan rivayetle, o dedi ki: Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Allahu Teâlâ buyurdu ki: “Her kim bir iyilik işlerse, ona bunun on katı kadarı veya daha faz*lası olarak artırmam var*dır. Kim de kötülük işlerse, onun karşılığı mislidir veya ba*ğışla*mamdır. Kim yeryüzü dolusu günah işleyip de bana hiç*bir şeyi ortak koşmadan gelirse, onu getirdiklerinin misli ka*dar mağfiret ile karşılarım. Her kim bana bir karış yakla*şırsa, ona bir zira’ (arşın) yaklaşırım. Kim bana bir zira’ yaklaşırsa, ona bir kulaç yaklaşırım ve kim de bana yürüyerek gelirse, ona koşarak giderim.”[2]
***
Hakyolislam.com ' dan alıntıdır.
“Yüce Allah cehennemliklerin en az azap görenine:
“Şa*yet yeryüzünde olan her şey senin olmuş ol*saydı, onları bu azap*tan kurtulmak için feda eder miydin?” diye sorar. O da:
“Evet.” der. Bu cevap üzerine Allahu Teâlâ:
“Âdemin sul*bünden birisi ola*rak sen*den bu dediğinden daha azını iste*dim ki, o da bana hiçbir şeyi ortak koşmaman idi; ama sen bun*dan yüz çevirip ortak koştun.” diye buyurur.”[1]
v Buhârî’de geçen bir rivayet de şöyledir:
“Allah (c.c.) kıyamet günü cehennemliklerin en az azap gö*re*nine:
“Şayet yeryüzünde olan her şey senin olmuş ol*saydı, on*ları bu azaptan kurtulmak için feda eder miydin?” diye sorar. O da:
“Evet.” der. Bunun üzerine Allahu Teâlâ:
“Âdem’in sulbünden birisi ola*rak senden bu dediğinden daha azını istedim ki, o da bana hiçbir şeyi ortak koşmaman idi; ama sen bundan yüz çevirdin ve bana ortak koştun.” bu*yurur.
v Yine Buhârî’de (6538) gelen bir rivayet de şöyledir:
“Kıyamet günü bir kâfir getirilip, kendisine:
“Yeryüzü dolusu altına sahip olsan, ateşten kurtulmak için onları feda eder miydin?” diye sorulur. O da:
“Evet.” der. Bunun üze*rine:
“Şüphesiz senden bu dediğinden daha kolayı (azı) is*tendi.” buyurulur.
v Müslim’de (2805) geçen bir lafız ise şöyledir:
“Yüce Allah cehennemliklerin en az azap görenine:
“Eğer dünya ve içindekiler senin olmuş olsaydı, onları bu azaptan kurtulmak için feda eder miydin?” diye sorar. O da:
“Evet.” der. Bunun üzerine Allah (c.c.):
“Âdem’in sulbün*den birisi olarak senden bu dediğinden daha azını istedim. Şüp*hesiz ki, o da bana hiçbir şeyi ortak koşmaman idi. (Ravi der ki: “Zannediyorum bu*rada “bunu kabul edersen seni ateşe koymam.” dedi.) Ama sen bu isteğime karşı geldin ve bana ortak koştun.” diye buyurur.
v Yine Müslim’de (52/2805) gelen bir rivayet şöyledir:
“Kı*yamet gününde bir kâfire:
“Yeryüzü dolusu altına sa*hip olsan, ateşten kurtulmak için bunları feda eder miydin?” diye soru*lur. O da
“Evet.” der. Bunun üzerine:
“Bundan sonra daha azı (senden) istendi.” buyurulur.
***
2) Ebû Zer (r.a.)’dan rivayetle, o dedi ki: Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Allahu Teâlâ buyurdu ki: “Her kim bir iyilik işlerse, ona bunun on katı kadarı veya daha faz*lası olarak artırmam var*dır. Kim de kötülük işlerse, onun karşılığı mislidir veya ba*ğışla*mamdır. Kim yeryüzü dolusu günah işleyip de bana hiç*bir şeyi ortak koşmadan gelirse, onu getirdiklerinin misli ka*dar mağfiret ile karşılarım. Her kim bana bir karış yakla*şırsa, ona bir zira’ (arşın) yaklaşırım. Kim bana bir zira’ yaklaşırsa, ona bir kulaç yaklaşırım ve kim de bana yürüyerek gelirse, ona koşarak giderim.”[2]
***
Hakyolislam.com ' dan alıntıdır.