K
kırıkkalp
evladının acısıyla yanan bir anne kalkıp
uzatırsa dergahına titreyen ellerini
bu tevbemi sunuyorum o ellerle birlikte
gecenin bir vaktinde
herkez istediğiyle, sevdiğiyle hemhalken
yetim kalmış bir yürek
sessiz sessiz ağlarken
bakarsa biran olsun yıldızsız gökyüzüne
ve melekleri inleten bir edayla seslenip
ALLAH derse derinden
ve lebbeyk nidaları gelirse göklerinden
o öksüz haykırışa katıyorum tevbemi
günahları yüzünden mahkum olur ya insan
kimse görmesin diye
görüp kimse gülmesin diye
kirlenen ellerini kapatır ya yüzüne
ve günlerce acıyla inim inim inler ya
vicdanından yükselen alev gibi bir sesle
uykusuz gecelerin ışıdığı zamanda
karanlığın gündüze yakın olduğu anda
secdelere kapanıp
YARABBİM ben pişmanım
ben pişmanım ey RAHMAN
diyerek geçer ya kendisinden
o pişman baygınlığa sunuyorum tevbemi
rahmeti yok etmek için yola çıkan ömerin
kız kardeşine karşı bazen şefkatli abi
bazen güvenli baba hattaboğlu ömerin
eline bulaştığı kardeşinin kanıyla
sonra aynı ömerin
peygamber nazarını gözleriyle içerken
günahlara döktüğü inci taneleri ile süslüyorum tevbemi
kendisinden başka ilah olmayan SÜPHAN
zalimlerden oldumki merhamete muhtacım
huzuruna alsanda beni böyle perişan
benim hakkımda olan hükmün başımda tacım
simsiyah ve pis köle diye hakaretler var
habeşlinin gözlerinde
güneş batmayı hiç bu kadar istememiştir
çöl serinliğe böylesine hasret duymamış
ve bir taş pamuk kadar hafif olmayı bu denli istememiştir
çünki bir BİLAL vardır ortada
ve kucağında bir kaya
inkar tekliflerine ızdırap yüklü o dil
tap taze bir ruhla cevabı dillendirir
ALLAH BİR ALLAH BİR
kumların üstündeki o simsiyah bedenden
dökülen terlerle yıkıyorum tevbemi
savaştan dönen nazlı nebi
üstü başı toz toprak içinde
onu bu halde merhamet timsali kızı
fatma tül zehra görünce gözyaşlarına engel olamaz
bir yandan babacığının yüzünü gözünü siler
bir yandanda anne gibi konuşur
seni yaradana kurban olayım
sana böyle ne yaptılar
ey fatma yakışmasada bu varlık
o ismi anmaya
seni her anışta anne dedim
fatma annem dedim
bir menekşem var şimdi
ismini hüseyin koydum
ona her su verişimde
içimin kerbelası serinler
sonra sen sanki tebessüm edersin ötelerden
senin o güzel ismine katıyorum tevbemi
aaah taif
dünya kendi haline bırakılsa dönmezdi
iyice yaklaşarak kavururdu dünyayı
güneş kendi haline bırakılsaydı eğer
toprak parça parça bölünür
taif denen noktada dağlar
dümdüz olurdu o evet deseydi eğer
bin bir umutla gelen göklerin sevgilisi
yerlerin efendisi sızıyı yudumladı
ve gök ehli ağladı
ona atılan her taş
sonsuza kadar mahsun kalacak
o bir evet deseydi
siğneler çatlayacak taif yok olacaktı
ama kanlar içinde ellerini kaldırıp
ALLAH'IM dedi Resül
bir anda herşey sustu
İsrafil doğruldu
Mikail doğruldu
Azrailde pür dikkat
ve hüzün Cebrail'de
melekler ihtizasta
işaret bekliyor arş
kainatta tek ses yok
çünkü arşa doğru uzanan bu eller
MUHAMMED'E aitti
ve biliyor ki alem o ne istese olur
sema biliyorki reddedilmez isteği
ALLAH'IM dediyse habip
hele acı içinde gözlerinde yaş
baktıysa maveraya
kanı donar dünyanın
ukbanın donar kanı
açıldı son nebinin nurdan nur dudakları
ve seslendi yarine
ALLAH'IM acziyetimi sana şikayet ediyorum
sana şikayet ediyorum acziyetimi
kainatı titreten bu şefkat
seslenişi ile sunuyorum tevbemi
ALLAH'IM günahkar bir sesleniştir bu
günahların yükselemeyeceği yüce katına
şanın ne yücedir seninki
mülk elindedir
ve sen herşeye kadirsin
kudretin herşeye galip gelir
ve sen çok bağışlayansın
yeri göğü ahenk içinde yaradan sensin
dünya semasını kandillerle süsleyensin
senin ilmin en gizli işlerin bütün inceliğine nüfus eder
sen herşeyden hakkıyla haberdarsın
haberdarsın benden
dünümden, bu günümden ve yarınımdan
bir ömrü işte böyle yele verdim savurdum
şimdi pişman, perişan gelip duaya durdum
geçmişi ve geleceği yüreğime aldımda
kendimi avuttum nefsimi unuttum
kalbimin cennetinde nefsime uyan adem
o yüce dergahına gözlerimden seslenir
ve Nuh toplar kalbimde ne kadar duygu varsa
nefsimin tufanından korumaya çalışır
İbrahimin ateşe atıldığı mancınık yüreğimdedir benim
Eyyüb bana sabreder
kendisinden başka ilah olmayan SÜPHAN
zalimlerden oldum ki merhamete muhtacım
huzuruna alsanda beni böyle perişan
benim hakkımda olan hükmün başımda tacım
Dursun Ali Erzincanlı
uzatırsa dergahına titreyen ellerini
bu tevbemi sunuyorum o ellerle birlikte
gecenin bir vaktinde
herkez istediğiyle, sevdiğiyle hemhalken
yetim kalmış bir yürek
sessiz sessiz ağlarken
bakarsa biran olsun yıldızsız gökyüzüne
ve melekleri inleten bir edayla seslenip
ALLAH derse derinden
ve lebbeyk nidaları gelirse göklerinden
o öksüz haykırışa katıyorum tevbemi
günahları yüzünden mahkum olur ya insan
kimse görmesin diye
görüp kimse gülmesin diye
kirlenen ellerini kapatır ya yüzüne
ve günlerce acıyla inim inim inler ya
vicdanından yükselen alev gibi bir sesle
uykusuz gecelerin ışıdığı zamanda
karanlığın gündüze yakın olduğu anda
secdelere kapanıp
YARABBİM ben pişmanım
ben pişmanım ey RAHMAN
diyerek geçer ya kendisinden
o pişman baygınlığa sunuyorum tevbemi
rahmeti yok etmek için yola çıkan ömerin
kız kardeşine karşı bazen şefkatli abi
bazen güvenli baba hattaboğlu ömerin
eline bulaştığı kardeşinin kanıyla
sonra aynı ömerin
peygamber nazarını gözleriyle içerken
günahlara döktüğü inci taneleri ile süslüyorum tevbemi
kendisinden başka ilah olmayan SÜPHAN
zalimlerden oldumki merhamete muhtacım
huzuruna alsanda beni böyle perişan
benim hakkımda olan hükmün başımda tacım
simsiyah ve pis köle diye hakaretler var
habeşlinin gözlerinde
güneş batmayı hiç bu kadar istememiştir
çöl serinliğe böylesine hasret duymamış
ve bir taş pamuk kadar hafif olmayı bu denli istememiştir
çünki bir BİLAL vardır ortada
ve kucağında bir kaya
inkar tekliflerine ızdırap yüklü o dil
tap taze bir ruhla cevabı dillendirir
ALLAH BİR ALLAH BİR
kumların üstündeki o simsiyah bedenden
dökülen terlerle yıkıyorum tevbemi
savaştan dönen nazlı nebi
üstü başı toz toprak içinde
onu bu halde merhamet timsali kızı
fatma tül zehra görünce gözyaşlarına engel olamaz
bir yandan babacığının yüzünü gözünü siler
bir yandanda anne gibi konuşur
seni yaradana kurban olayım
sana böyle ne yaptılar
ey fatma yakışmasada bu varlık
o ismi anmaya
seni her anışta anne dedim
fatma annem dedim
bir menekşem var şimdi
ismini hüseyin koydum
ona her su verişimde
içimin kerbelası serinler
sonra sen sanki tebessüm edersin ötelerden
senin o güzel ismine katıyorum tevbemi
aaah taif
dünya kendi haline bırakılsa dönmezdi
iyice yaklaşarak kavururdu dünyayı
güneş kendi haline bırakılsaydı eğer
toprak parça parça bölünür
taif denen noktada dağlar
dümdüz olurdu o evet deseydi eğer
bin bir umutla gelen göklerin sevgilisi
yerlerin efendisi sızıyı yudumladı
ve gök ehli ağladı
ona atılan her taş
sonsuza kadar mahsun kalacak
o bir evet deseydi
siğneler çatlayacak taif yok olacaktı
ama kanlar içinde ellerini kaldırıp
ALLAH'IM dedi Resül
bir anda herşey sustu
İsrafil doğruldu
Mikail doğruldu
Azrailde pür dikkat
ve hüzün Cebrail'de
melekler ihtizasta
işaret bekliyor arş
kainatta tek ses yok
çünkü arşa doğru uzanan bu eller
MUHAMMED'E aitti
ve biliyor ki alem o ne istese olur
sema biliyorki reddedilmez isteği
ALLAH'IM dediyse habip
hele acı içinde gözlerinde yaş
baktıysa maveraya
kanı donar dünyanın
ukbanın donar kanı
açıldı son nebinin nurdan nur dudakları
ve seslendi yarine
ALLAH'IM acziyetimi sana şikayet ediyorum
sana şikayet ediyorum acziyetimi
kainatı titreten bu şefkat
seslenişi ile sunuyorum tevbemi
ALLAH'IM günahkar bir sesleniştir bu
günahların yükselemeyeceği yüce katına
şanın ne yücedir seninki
mülk elindedir
ve sen herşeye kadirsin
kudretin herşeye galip gelir
ve sen çok bağışlayansın
yeri göğü ahenk içinde yaradan sensin
dünya semasını kandillerle süsleyensin
senin ilmin en gizli işlerin bütün inceliğine nüfus eder
sen herşeyden hakkıyla haberdarsın
haberdarsın benden
dünümden, bu günümden ve yarınımdan
bir ömrü işte böyle yele verdim savurdum
şimdi pişman, perişan gelip duaya durdum
geçmişi ve geleceği yüreğime aldımda
kendimi avuttum nefsimi unuttum
kalbimin cennetinde nefsime uyan adem
o yüce dergahına gözlerimden seslenir
ve Nuh toplar kalbimde ne kadar duygu varsa
nefsimin tufanından korumaya çalışır
İbrahimin ateşe atıldığı mancınık yüreğimdedir benim
Eyyüb bana sabreder
kendisinden başka ilah olmayan SÜPHAN
zalimlerden oldum ki merhamete muhtacım
huzuruna alsanda beni böyle perişan
benim hakkımda olan hükmün başımda tacım
Dursun Ali Erzincanlı