mehmethayri
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 28 Eki 2011
- Mesajlar
- 92
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 46
Allah-u Zülcelal'e hamd-ü senalar olsun ki, bize çok büyük bir nimet olarak iman vermiş ve bu imandan sonra da tevbe ederek yanlış yaptığımızda dönebilmeyi nasip etmiştir. İnsan, kulluk yolunda kendisinde bir ilerleme olmayıp yerinde saydığı zaman veya geri gittiği zaman, hemen tevbeye kaçmalıdır. “Acaba Allah-u Zülcelâl, bu günahtan dolayı bana gazaba mı geldi?” diyerek, hemen tevbeye sarılmamız lazımdır.
Aylarca tevbeyi terk etmek, çok yanlıştır.
Nice işlediğimiz günahlar vardır ki, biz onları unutuyoruz fakat kıyamet gününde bu günahların hepsini zerresine kadar göreceğiz. Bunların hepsi Allah-u Zülcelal’in katında sabittir. Fakat biz, gaflete düşmüşüz, o günahları unutmuşuz. Hiç hatırımıza getirmiyoruz. Bu sebeple, bütün yapmış olduğumuz günahlardan tevbe etmeliyiz. Böyle yaparsak, Allah-u Zülcelâl, bu unutmuş olduğumuz günahlarımızı da sevaba çevirecektir inşaallah.
Aliyyü'l-Havvas, her sabah ve her akşam vücudunda ne kadar aza varsa hepsinden tevbe ediyordu. Gözlerinden, kulaklarından, dilinden, ayaklarından, kalbinden yani bütün azalarından birer birer: “Ya Rabbi! Bu azalarımla yapmış olduğum bütün günahlarımdan ben pişmanım” diye tevbe ediyordu. Ve diyordu ki: “Tevbe, Allah-u Zülcelal'in gazabını söndürür.”
Çünkü insan bir günah yaptığı zaman, Allah-u Zülcelâl ona gazaba gelir. Hatta insan günah yapıp da Allah-u Zülcelâl ona gazaba geldiği zaman, Arş ve Arş’taki melekler korkudan titrerler. İşte, biz de günahı böyle görüp farkına varmalıyız.
Aylarca tevbeyi terk etmek, çok yanlıştır.
Nice işlediğimiz günahlar vardır ki, biz onları unutuyoruz fakat kıyamet gününde bu günahların hepsini zerresine kadar göreceğiz. Bunların hepsi Allah-u Zülcelal’in katında sabittir. Fakat biz, gaflete düşmüşüz, o günahları unutmuşuz. Hiç hatırımıza getirmiyoruz. Bu sebeple, bütün yapmış olduğumuz günahlardan tevbe etmeliyiz. Böyle yaparsak, Allah-u Zülcelâl, bu unutmuş olduğumuz günahlarımızı da sevaba çevirecektir inşaallah.
Aliyyü'l-Havvas, her sabah ve her akşam vücudunda ne kadar aza varsa hepsinden tevbe ediyordu. Gözlerinden, kulaklarından, dilinden, ayaklarından, kalbinden yani bütün azalarından birer birer: “Ya Rabbi! Bu azalarımla yapmış olduğum bütün günahlarımdan ben pişmanım” diye tevbe ediyordu. Ve diyordu ki: “Tevbe, Allah-u Zülcelal'in gazabını söndürür.”
Çünkü insan bir günah yaptığı zaman, Allah-u Zülcelâl ona gazaba gelir. Hatta insan günah yapıp da Allah-u Zülcelâl ona gazaba geldiği zaman, Arş ve Arş’taki melekler korkudan titrerler. İşte, biz de günahı böyle görüp farkına varmalıyız.