Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tevafuk ve Tesadüf arasında ki fark (1 Kullanıcı)

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
47
Dilimizde kullandığımız birçok kelime vardır ki manasını kesinlikle bildiğimizden kullanıyor değiliz.
Kimi kelimeleri aslında ifade ettiği mananın aksine bir niyetle kullanmaktayız. Sözünü edeceğimiz tesadüf kelimesi de bunlardın biridir. Tesadüfte şuursuzluk, hesapsızlık ve başıboşluk vardır.
''Şu hadise tesadüfen şöyle oldu, bu hadise tesadüfen böyle oldu'' gibi... Bunu söyleyen zata sorsanız:
-Siz kainatta başıboşluk olduğunu kabul edebiliyor musunuz? Hadiseler, vak'alar başıboşluktan mı zuhur ediyor, yoksa hepsinde ince bir hikmet, kesin bir maksat mı vardır? Muhatabımız hemen diyecektir ki:
-Asla, kainatta başıboşluk yoktur. Her hadisenin altında bilmediğimiz nice hikmet ve maslahatlar vardır.
-Öyle ise hikmetsizlik ve başıboşluk manasına gelen tesadüfü neden kullanıyorsunuz?
-Canım ne bileyim herkes kullanıyor, ben de kullanıyorum. Alışmışız da bir defa...

Bir ayeti kerime bizlere ışık tutuyor: ''Denizde, karada ne cereyan ediyorsa, Allah'ın ilmi dahilinde cereyan ediyor. Bir yaprak düşmez ki Allah'ın ilmi dahilinde olmasın!..'' Anşılan, tesadüfi sandığımız kainat hadiselerinin hiç birinde tesadüf yoktur. Bir yaprağın düşüşünde dahi. Ya ne vardır? Tevafuk...
Muvafık olmak, münasip düşerek cereyan etmek bir İlahi maksat, bir İlahi hikmet için cereyan etmiş olmak...

Bunun içindir ki kelimeleri yanlış manada kullanmak istemeyenler tesadüfü terk eder, tevafuku tercih ederler.
Tevafuken böyle oldu, tevafuken şöyle cereyan etti diyerek her hadisenin altında bir İlahi hikmet, Rabbani bir maksat ararlar. Yaratandan alakasını kesmek gibi bir dalgınlığa düşmezler.

Ailem Dergisi
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,120
Tepki puanı
8,195
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Teşekkürler....

Teşekkürler....

Çok önemli bir konu...
Paylaşımınız için Allah CC Razı olsun...
Selam ve DUA ile...
:evet:H
 

Âmâk-ı Hayal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
1,086
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Utandım kendimden ben çünkü daha iki gün önce öğrendim tevafuk ne demek ve tesadüf ile arasındaki farkı.. :( Bu yazıda pekiştirmiş oldu. Çok teşekkürler.
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
47
s.a yorum yazan bütün kardeşlere teşekkürler...
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Rastlamak, tesadüf etmek

Rastlamak, tesadüf etmek

Sual: (Birine rastladım, tesadüfen Ali'yle karşılaştım demek şirktir; çünkü günlük işleri de yaratan Allah'tır. Öldüren Allah olduğu gibi, karşılaştıran da Allah'tır. Tesadüfen karşılaştım denince, Allah'ın yaratması inkâr edilmiş olur) deniyor. Buna göre, Ali'ye rastladım demek, kaderi inkâr mıdır, şirk midir?

CEVAP: Akılla din olmaz. Dinimizde, İslam âlimlerinin sözleri geçerlidir. Ali'ye rastladım veya tesadüfen karşılaştım demenin şirkle hiçbir ilgisi yoktur. Aksini bildiren hiçbir İslam âlimi yoktur. Bu, bid'at fırkalarından cebriye ve selefiyecilerin bâtıl görüşüdür.

Mesela, (Falanca anarşist, falancayı öldürmüş) denildiği zaman, selefiler ve cebriyeciler, (Tevbe et müşrik oldun) diyorlar. Sebebi sorulunca, şu mealdeki âyet-i kerimeleri söylüyorlar:

(Dirilten ve öldüren, yalnız Odur.) [Yunus 56]

(Allah, öleceklerin ölümleri gelince, ölmeyeceklerin de, uykuları esnasında canlarını alır. Ölmelerini dilediği kimselerinkini tutar, diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Elbette düşünenler için, bunda alınacak ibretler vardır.) [Zümer 42]

Kur'an-ı kerimde çelişki olmadığına göre, aşağıdaki âyet-i kerimelere ne diyecekler?

(Öldürmek için vekil yapılmış olan melek, sizi öldürüyor.) [Secde 11]

(Melekler, onların yüzlerine ve arkalarına vurarak, canlarını alırken durumları nasıl olacak?) [Muhammed 27]

(Davud, Calut'u öldürdü.) [Bekara 251]

Görüldüğü gibi, canları alan, öldüren Allah olduğu halde, Ali, Veli'yi öldürdü deniyor. Bunu bizzat Allahü teâlâ söylüyor. Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselamın oğlunun [Kabil'in], kardeşini [Habil'i] öldürdüğünü de bildiriyor. (Maide 30)

(Sizi de işlerinizi de yaratan Allah'tır) mealindeki âyet-i kerimeye göre, (Anarşist, suçsuz bir çocuğu öldürdü) diye söyleten de Allah'tır. Eğer öyle söylemek şirkse, hâşâ şirki de, Allah işletmiş olur. Bunun da, ne kadar saçma olduğu meydandadır.

Bilmeden, Müslüman'a müşrik damgasını basmamalıdır. Resulullah efendimiz, Bedir savaşında, yerden bir avuç toprak, kum alıp müşrik askerlerinin üzerine doğru attı. Kum tanelerinin her biri, düşman askerlerinin gözüne bir bela ve hezimet şimşeği gibi geldi. Müşrikler derhal perişan oldu. Bu mucize hakkında inen âyet-i kerime meali şöyledir:

(Savaşta öldürülenleri siz değil, Allah öldürdü. Attığın zaman da, sen değil, Allah attı.) (Enfal 17)

Mücahitler, müşrikleri öldürüyor. Allah, ben öldürdüm diyor, Resulullah, toprak atıyor, ok atıyor. Sen atmadın, ben attım buyuruyor. Bu âyet-i kerimeyi, yanlış anlayarak, insanın yaptığı şeyleri, insan yapmıyor demek yanlıştır. Böyle olsaydı, ağaç meyve verdi, yemek beni doyurdu, ilaç ağrıyı durdurdu, taş camı kırdı gibi sözler, yanlış ve günah olurdu. Hâlbuki böyle sözleri selefiler ve cebriyeciler de, söylemektedir. Bu sözler, (Bu şey, bu işin yapılmasına sebep oldu, vasıta oldu) demektir. Mesela, taş camı kırmaya sebep oldu demektir. Allahü teâlâ, çok şeyleri yaratmasına, insanları ve diğer mahlûkları sebep kılmıştır. Onun âdeti böyledir.

Tesadüfen buluşmak, rastlamak ifadesi de, bunun gibidir. Tesadüf = rast gelmek, birisiyle karşılaşmak demektir. Yani insanın planlamadığı, beklemediği, ummadığı bir şeyle karşılaşması demektir. Ayrıca, tesadüf etmek, rastlamak, karşılaşmak yeni bir kelime de değildir. Asırlardır İslam âlimlerince kullanılmaktadır. Hiçbir İslam âliminin kitabında, rastlamak, tesadüfen karşılaşmak, kaderi inkâr olur diye bir ifade yoktur. Bu, selefiyecilerin, önüne gelene şirk damgası basmasından ileri gelen yanlış bir düşüncedir. Hadis-i şeriflerde de, tesadüf, rastlamak ve karşılaşmak tabirleri geçer. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:

(Din kardeşine rastladığınız zaman, ona selâm verin.) [İ. Mâce]

(Bir din kardeşine rastlayan, "Esselâmü aleyküm…" desin.) [İ.Sünnî]

(Ramazandan bir gün önce oruç tutmayın. Ancak bir kimsenin oruç tutmayı adet edindiği gün, o güne tesadüf ederse, o oruç tutsun.) [Buhari, Müslim]

(Resulullah, Eshabından birine rastlayınca önce selam verir, sonra müsafeha ederdi.) [Taberani]

(Üveys'e [Veysel Karani'ye] rastlarsanız, sizin için istiğfar etmesini isteyin.) [Müslim]

(Resulullah, kabir başında ağlayan bir kadına rastlayınca, ona sabret dedi.) [Buhari, Müslim]

(Kendinize, çoluk çocuğunuza veya malınıza beddua etmeyin. Duaların kabul olduğu saate rastlar da, Allah tarafından kabul olunur.) [Ebu Davud, İ. Kurtubi]

(Cuma gününde öyle bir saat vardır ki, bir Müslümanın duası o vakte tesadüf ederse, o duayı Allahü teâlâ kabul eder.) [Tirmizi]

Elfe = bulmak demektir. Yusuf suresinin 25. âyet-i kerimesinde, (Yusuf aleyhisselamla Züleyha, kapıya çıkınca, Züleyhanın efendisini buldular) ifadesi, Kurtubi'de ve diğer tefsirlerde, rastladılar, tesadüf ettiler diye geçiyor. Vehhabi mealinde bile, rastladılar deniyor. Diğer meallerde de böyledir.

Mail Grubu .:.: www.dinimizislam.com :.:.
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
47
S.a Allah Razi Olsun....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt