-Ammar Bin Yasir-
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 27 Eyl 2007
- Mesajlar
- 4,864
- Tepki puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
Tesettürün takva örtüsü ile birlikte olması gerektiğini de "Ey Ademoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek bir giysi, bir de giyip süsleneceğiniz bir giysi indirdik. Takva örtüsü ise daha hayırlıdır."4 ayetiyle hatırlatmak istiyorum.
Bu hem beyler, hem de bayanlar için geçerli bir tesettürdür. Takva örtüsü farzları yerine getirmek, günahlardan kaçınmakla olur. Hanımların ve erkeklerin bir arada bulunduğu ortamlarda birbirlerine yabancı olan kadın ve erkeklerin gereksiz sohbetler etmekten kaçınması takva elbisesidir.
Erkeklerin yabancı hanımlara bakmaması da bir takva elbisesidir. Bilhassa tesettürlü hanımların yabancı erkeklerle şakalaşmak, gülmek, sesini güzelleştirmek için doğal olmayan çabalar sarf etmek gibi tutumlar sergilemesi iffetli bir Müslüman hanıma yakışmayacak hal ve davranışlardandır.
Aksi takdirde hem kendine, hem dâvâsına, hem de tesettürlü hemcinslerine, daha geniş dairede İslamiyete büyük zararlar vermiş olacaktır. Yani tesettür; salih amel, iffet ve takva ile birleştiği takdirde gerçek manasına kavuşmuş olacaktır.
Sadece içinde bulunduğu asırla kalmayıp gelecek asırları da entelektüel bakış açısıyla aydınlatan Bediüzzaman Said Nursi, tesettür üzerine yazdığı 24. Lem’ada tesettür emrinin fıtrî gerekliliğini geniş bir şekilde izah eder.
“Tesettür kadınları esaret altına alıyor” diyen sefih medeniyete karşı, tesettürün hürriyet ve hakiki medeniyet olduğunu anlatır. Tesettürsüzlüğün ise kadın ve erkek arasındaki güven, sadakat ve muhabbet gibi duyguları zayıflattığını, aile yapısına ve topluma zararlar verdiğini örneklerle açık bir şekilde ispat eder.
Bediüzzaman tesettürsüzlüğü evlenmelere mani ve fuhşa teşvik edici mahiyette görmektedir. Zira “En asrî ve serseri genç dahi refika-i hayatını namuslu ister. Kendi gibi asrî, açık saçık olmasını istemediğinden bekâr kalır” demektedir.
Ve yine Bediüzzaman’a göre, kadını güzelleştiren şey ve kadının hakikî ve daimî güzelliği içtimaî hayatta yer alan süslenmek, vücutlarını teşhir etmek olmayıp, terbiye-i İslâmiye dairesinde âdâb-ı Kur’âniye ziynetidir.
Öyleyse modası hiç geçmeyen daimi bir süs ve ebedî bir güzellik için tesettür özüne dönmeli.
Dipnotlar:
4. A'raf, 26
Mehtap Yıldırım
13-06-2008
Genç Yaklaşım
__________________
Bu hem beyler, hem de bayanlar için geçerli bir tesettürdür. Takva örtüsü farzları yerine getirmek, günahlardan kaçınmakla olur. Hanımların ve erkeklerin bir arada bulunduğu ortamlarda birbirlerine yabancı olan kadın ve erkeklerin gereksiz sohbetler etmekten kaçınması takva elbisesidir.
Erkeklerin yabancı hanımlara bakmaması da bir takva elbisesidir. Bilhassa tesettürlü hanımların yabancı erkeklerle şakalaşmak, gülmek, sesini güzelleştirmek için doğal olmayan çabalar sarf etmek gibi tutumlar sergilemesi iffetli bir Müslüman hanıma yakışmayacak hal ve davranışlardandır.
Aksi takdirde hem kendine, hem dâvâsına, hem de tesettürlü hemcinslerine, daha geniş dairede İslamiyete büyük zararlar vermiş olacaktır. Yani tesettür; salih amel, iffet ve takva ile birleştiği takdirde gerçek manasına kavuşmuş olacaktır.
Sadece içinde bulunduğu asırla kalmayıp gelecek asırları da entelektüel bakış açısıyla aydınlatan Bediüzzaman Said Nursi, tesettür üzerine yazdığı 24. Lem’ada tesettür emrinin fıtrî gerekliliğini geniş bir şekilde izah eder.
“Tesettür kadınları esaret altına alıyor” diyen sefih medeniyete karşı, tesettürün hürriyet ve hakiki medeniyet olduğunu anlatır. Tesettürsüzlüğün ise kadın ve erkek arasındaki güven, sadakat ve muhabbet gibi duyguları zayıflattığını, aile yapısına ve topluma zararlar verdiğini örneklerle açık bir şekilde ispat eder.
Bediüzzaman tesettürsüzlüğü evlenmelere mani ve fuhşa teşvik edici mahiyette görmektedir. Zira “En asrî ve serseri genç dahi refika-i hayatını namuslu ister. Kendi gibi asrî, açık saçık olmasını istemediğinden bekâr kalır” demektedir.
Ve yine Bediüzzaman’a göre, kadını güzelleştiren şey ve kadının hakikî ve daimî güzelliği içtimaî hayatta yer alan süslenmek, vücutlarını teşhir etmek olmayıp, terbiye-i İslâmiye dairesinde âdâb-ı Kur’âniye ziynetidir.
Öyleyse modası hiç geçmeyen daimi bir süs ve ebedî bir güzellik için tesettür özüne dönmeli.
Dipnotlar:
4. A'raf, 26
Mehtap Yıldırım
13-06-2008
Genç Yaklaşım
__________________