mir_erhan
Moderator
- Katılım
- 13 Ara 2008
- Mesajlar
- 6,148
- Tepki puanı
- 502
- Puanları
- 83
- Yaş
- 44
"Her kim inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır." (Buharî, İman, 25, 27; Müslim, Musafi'in, 173, 176; İbn Mace, İkametu's-Salâ, 173; Tirmizî, Savm, 83)
Hadis alimlerinden en-Nevevî, Hz. Muhammed (s.a.s)'in ashabına Ramazanı ihya etmeyi vacip kılmadığını,
fakat mendup olarak emredip teşvik ettiğini, İslâm alimlerinin de bunun mendup olduğunda ittifak ettiklerini kaydetmektedir.
En-Nevevî, "Ramazanı ihya etmenin, teravih namazını kılmakla hasıl olduğunu" da zikretmektedir.
Bu açıdan Hz. Muhammed (s.a.s)'in,
"her kim Ramazan'ı ihva ederse" sözü, "her kim geceleri namaz kılarak Ramazan'ı ihya ederse" şeklinde anlaşılmalıdır.
Nitekim Abdurrahman b. Avf'ın naklettiği bir hadiste Hz. Muhammed (s.a.s):
"Şüphesiz Allah Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kıldım. Her kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş olur."(İbn Mâce, İkametu's-Salâ, 173; İbn Hanbel, I, 191, 195)..
Nafile namazların tek başına kılınması daha faziletli olduğu halde,
terâvih namazının cemaatle kılınması sünnettir.
Hz. Peygamber terâvih namazını iki defa cemaatle kıldırmış, ancak daha sonra farz olur düşüncesiyle cemaatle kıldırmaktan vazgeçmiştir (Buhârî, Salâtü’t-Terâvih, 1; Müslim, Müsâfirîn, 177).
Hz. Ömer halife olunca, halkın dağınık bir şekilde teravih namazı kıldıklarını görüp,
tekrar cemaatle kılınmasının daha hoş olacağını düşünmüş
ve ashapla istişare ederek bu namazın yeniden cemaatle kılınmasını başlatmıştır.
Halkın bir vecd içinde bu namazı kıldıklarını görünce, “ne güzel bir adet oldu” diyerek sevincini belirtmiştir (Muvatta, 84, H. No: 245). Hz. Ali de, “Ömer mescitlerimizi teravihin feyziyle nurlandırdığı gibi,
Allâh da Ömer’in kabrini öyle nurlandırsın” duası ile memnuniyetini açığa vurmuştur.
Teravih namazı, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinden başlayarak
günümüze kadar cemaatle yirmi rekat olarak kılınmıştır.
Sahabeden kimse buna itiraz etmemiş ve alimler tarafından da bu şekilde kabul edilmiştir.
Günümüzde de, başta ülkemiz olmak üzere pek çok İslâm ülkesinde teravih namazı cemaatle 20 rekat olarak kılınmaktadır.
Hadis alimlerinden en-Nevevî, Hz. Muhammed (s.a.s)'in ashabına Ramazanı ihya etmeyi vacip kılmadığını,
fakat mendup olarak emredip teşvik ettiğini, İslâm alimlerinin de bunun mendup olduğunda ittifak ettiklerini kaydetmektedir.
En-Nevevî, "Ramazanı ihya etmenin, teravih namazını kılmakla hasıl olduğunu" da zikretmektedir.
Bu açıdan Hz. Muhammed (s.a.s)'in,
"her kim Ramazan'ı ihva ederse" sözü, "her kim geceleri namaz kılarak Ramazan'ı ihya ederse" şeklinde anlaşılmalıdır.
Nitekim Abdurrahman b. Avf'ın naklettiği bir hadiste Hz. Muhammed (s.a.s):
"Şüphesiz Allah Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kıldım. Her kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş olur."(İbn Mâce, İkametu's-Salâ, 173; İbn Hanbel, I, 191, 195)..
Nafile namazların tek başına kılınması daha faziletli olduğu halde,
terâvih namazının cemaatle kılınması sünnettir.
Hz. Peygamber terâvih namazını iki defa cemaatle kıldırmış, ancak daha sonra farz olur düşüncesiyle cemaatle kıldırmaktan vazgeçmiştir (Buhârî, Salâtü’t-Terâvih, 1; Müslim, Müsâfirîn, 177).
Hz. Ömer halife olunca, halkın dağınık bir şekilde teravih namazı kıldıklarını görüp,
tekrar cemaatle kılınmasının daha hoş olacağını düşünmüş
ve ashapla istişare ederek bu namazın yeniden cemaatle kılınmasını başlatmıştır.
Halkın bir vecd içinde bu namazı kıldıklarını görünce, “ne güzel bir adet oldu” diyerek sevincini belirtmiştir (Muvatta, 84, H. No: 245). Hz. Ali de, “Ömer mescitlerimizi teravihin feyziyle nurlandırdığı gibi,
Allâh da Ömer’in kabrini öyle nurlandırsın” duası ile memnuniyetini açığa vurmuştur.
Teravih namazı, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinden başlayarak
günümüze kadar cemaatle yirmi rekat olarak kılınmıştır.
Sahabeden kimse buna itiraz etmemiş ve alimler tarafından da bu şekilde kabul edilmiştir.
Günümüzde de, başta ülkemiz olmak üzere pek çok İslâm ülkesinde teravih namazı cemaatle 20 rekat olarak kılınmaktadır.