nihalim
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 3 Eki 2006
- Mesajlar
- 2,593
- Tepki puanı
- 2
- Puanları
- 0
- Yaş
- 45
- Konum
- *meftun*
- Web Sitesi
- www.hatim-online.com
Telefon rehberi;
Şuana kadar hiç dikkatinizi çekti mi telefon rehberlerinizin hayat taşıdığı… Herkesin bir hayat hikâyesi olduğu gibi onlarında onlarca beklide yüzlerce hayat hikâyesi vardır. Her numara bir hayat taşır. Acısıyla tatlısıyla kayıtlıdır defterlerimizde. Var oldukları müddetçe yaşarlar içimizde, yok oluşları ise parmaklarımızın birkaç hareketine bakar…
Bir gün açtı telefon rehberini, amacı bir arkadaşını aramaktır. Belki de mazide kalmış bir dostu… O an bir isme takılır gözleri, gayri ihtiyari ve dalar uzaklara hem de çok uzaklara. Hatırladığı bir çocukluk arkadaşıdır. Ev ödevlerini birbirlerine hatırlatsınlar diye alınmış ev numaraları....
O esnada sınıfın en çalışkan çocuğunu hatırladı, oldu olası sevmezdi onu, kaşları çatılmıştı. Bir gün öğretmeni çok güzel bir kalemle gelmişti sınıfa ve soruyu bilen ilk kişiye bu kalemi hediye edecekti. Kendi kalemi ağaçtan yapılmış klasik tahta kalemlerdendi, öğretmenin getirdiği ise çıtçıtlı dedikleri atlas kalemlerdendi ve onlardan çok az kişide vardı. Öğretmenin sorduğu soruyu biliyordu ama tam cevap verecekken o çocuk kolunu tutmuştu ve kendisi cevaplamıştı. Öğretmen bu hadiseyi görmemişti ve kalemi ona vermişti. İtiraz edemedi, kalemi kaybetmesine mi yoksa arkadaşının yaptığı harekete mi ağlasın bilemedi ve arkadaşının alay dolu bakışları karşısında iki damla yaş ile sitemini belli etti. Şimdi ise elliye merdiven dayamıştı seneler önceki bu hadise yaprakları yırtılmış, yazıları belli belirsiz silinmiş bu küçük telefon rehberinin gönül satırları arasında kayıtlı kalmıştı.
Nerden nereye dedi içinden tam kırk sene olmuş. Parmakları küçük defterin sayfaları arasında dolaşmaktaydı. Çok eski bir defterdi ve eskilere saygısı sonsuzdu....
Birden gözleri sevgiyle takılıp kaldı bir numara üzerinde ve buruk bir acı kapladı tüm bedenini, dünya görüşünü benimsediği, beklide onun bu seviyeye gelmesine en çok katkıda bulunan bir insandı. Derslerini dört gözle beklerdi okuldaki herkes ondan çok korkardı bir o kadar da severdi. Korku ve sevgi arasında ki dengeyi en iyi ayarlayan tek hocaydı. Onunla konuşmaya kimse cesaret edemezdi ama herkesin de onda saklı bir sırrı vardı. Bu hadiseyi hatırlayınca bir hoş oldu onun telefon numarasını alabilen tek kişiydi hocası kolay kolay numarasını kimseye vermezdi. Çok seviyordu onu Allah’ta belki onu bu sevgisiyle imtihan etmişti. Son sınıftayken bir trafik kazasında kaybetmişti hocasını…
Hocasının ruhuna gözyaşlarıyla bezenmiş bir fatiha yolladı. Amacı sadece eski bir dostu aramaktı, gözleri aradığı numarayı buldu ve tatlı bir sohbetin demini tuttular, birbirlerini o kadar çok özlemişlerdi ki yüz yüze görüşmek için gün bile ayarladılar. Görüşme bittikten sonra telefonu yavaşça kapadı ve yanında duran biraz önce kendisine zamanda yolculuk yaptıran o eski telefon rehberini bir daha ki sefere açmak üzere saygıyla yerine koydu…
alıntı ( yazan kardeşimin emeğine , yüreğine sağlık )
Şuana kadar hiç dikkatinizi çekti mi telefon rehberlerinizin hayat taşıdığı… Herkesin bir hayat hikâyesi olduğu gibi onlarında onlarca beklide yüzlerce hayat hikâyesi vardır. Her numara bir hayat taşır. Acısıyla tatlısıyla kayıtlıdır defterlerimizde. Var oldukları müddetçe yaşarlar içimizde, yok oluşları ise parmaklarımızın birkaç hareketine bakar…
Bir gün açtı telefon rehberini, amacı bir arkadaşını aramaktır. Belki de mazide kalmış bir dostu… O an bir isme takılır gözleri, gayri ihtiyari ve dalar uzaklara hem de çok uzaklara. Hatırladığı bir çocukluk arkadaşıdır. Ev ödevlerini birbirlerine hatırlatsınlar diye alınmış ev numaraları....
O esnada sınıfın en çalışkan çocuğunu hatırladı, oldu olası sevmezdi onu, kaşları çatılmıştı. Bir gün öğretmeni çok güzel bir kalemle gelmişti sınıfa ve soruyu bilen ilk kişiye bu kalemi hediye edecekti. Kendi kalemi ağaçtan yapılmış klasik tahta kalemlerdendi, öğretmenin getirdiği ise çıtçıtlı dedikleri atlas kalemlerdendi ve onlardan çok az kişide vardı. Öğretmenin sorduğu soruyu biliyordu ama tam cevap verecekken o çocuk kolunu tutmuştu ve kendisi cevaplamıştı. Öğretmen bu hadiseyi görmemişti ve kalemi ona vermişti. İtiraz edemedi, kalemi kaybetmesine mi yoksa arkadaşının yaptığı harekete mi ağlasın bilemedi ve arkadaşının alay dolu bakışları karşısında iki damla yaş ile sitemini belli etti. Şimdi ise elliye merdiven dayamıştı seneler önceki bu hadise yaprakları yırtılmış, yazıları belli belirsiz silinmiş bu küçük telefon rehberinin gönül satırları arasında kayıtlı kalmıştı.
Nerden nereye dedi içinden tam kırk sene olmuş. Parmakları küçük defterin sayfaları arasında dolaşmaktaydı. Çok eski bir defterdi ve eskilere saygısı sonsuzdu....
Birden gözleri sevgiyle takılıp kaldı bir numara üzerinde ve buruk bir acı kapladı tüm bedenini, dünya görüşünü benimsediği, beklide onun bu seviyeye gelmesine en çok katkıda bulunan bir insandı. Derslerini dört gözle beklerdi okuldaki herkes ondan çok korkardı bir o kadar da severdi. Korku ve sevgi arasında ki dengeyi en iyi ayarlayan tek hocaydı. Onunla konuşmaya kimse cesaret edemezdi ama herkesin de onda saklı bir sırrı vardı. Bu hadiseyi hatırlayınca bir hoş oldu onun telefon numarasını alabilen tek kişiydi hocası kolay kolay numarasını kimseye vermezdi. Çok seviyordu onu Allah’ta belki onu bu sevgisiyle imtihan etmişti. Son sınıftayken bir trafik kazasında kaybetmişti hocasını…
Hocasının ruhuna gözyaşlarıyla bezenmiş bir fatiha yolladı. Amacı sadece eski bir dostu aramaktı, gözleri aradığı numarayı buldu ve tatlı bir sohbetin demini tuttular, birbirlerini o kadar çok özlemişlerdi ki yüz yüze görüşmek için gün bile ayarladılar. Görüşme bittikten sonra telefonu yavaşça kapadı ve yanında duran biraz önce kendisine zamanda yolculuk yaptıran o eski telefon rehberini bir daha ki sefere açmak üzere saygıyla yerine koydu…
alıntı ( yazan kardeşimin emeğine , yüreğine sağlık )