Modern zamanlarda her şeyimizi dünya menfaatine ve nefse göre ölçtüğümüz için, değer yargılarımızı kaybettik. Fakat her şeye rağmen sabırla ve güzel ahlâkla çağın hayat algısına direnmek, müslümanın en önemli görevi olmalı ve bunu ahlâk yapısı haline getirmelidir. Kendimize yapılan kabalıklara karşı aynı kabalıkla cevap vermek gibi bir davranışımız asla olmamalıdır. Mevlâna'nın sözünü hatırlayalım:
"Köpek beni ısırdı. Ben insandım, onu ısıramazdım; dudağımı ısırdım."
Siz siz olunuz, iki dudağı arasında köpek tüyü ile dolaşandan köpekten kaçar gibi kaçın; dudağı kanamalı insan arayın.
Yine Sevgililer Sevgilisi buyursun:
"Allah–u Teâla bir ev halkını sevdiği zaman onların arasına yumuşaklık (uysallık) sokar da tatlı geçinirler."
Adam gibi adam odur ki kendisine kötülük edene o dua ve istiğfar etmiştir ve böylece yükselmiştir. Allah aşkıyla taşan gönül katilini bile af eder. Olur, mu demeyin, olur olur!
Âlemlerin Efendisi buyurdu:
"İlim, müminin samimi dostu, hilm veziri, akıl delili, amel fayda ve koruyucusu, rıfk (tatlılık) annesi, mülayemet (uysallık) kardeşi, sabır ise ordu kumandanıdır." (Ebu'ş Şeyb'den)
* * *
Peygamberlerden biri ümmetine:
"Kızmamak üzere bana söz veren, derece bakımından benimle olduğu gibi, sonunda da benim halifem olur." dedi. Gencin biri, "Ben varım, bunu en iyi olarak ben yerine getiririm, kimseye kızmam." dedi ve sözünü yerine getirdi, nihayet onun yerine geçti. Bu genç Zü'l– Kifl adındaki peygamberdir. Buna Zü'l – Kifl denmesi, kızmamaya söz verdiği, yani bu kefalet altına girdiği ve sonra da sözünde durduğu içindir.
Kızan insan aynaya baksa kendinden utanır: Kükrer, rengi değişir, şuursuzca sağa sola saldırır, ağzından salyalar akar, gözleri kızarır, burun delikleri açılıp kapanır, suratı insan suratı olmaktan çıkar… O anlar, insanlıktan istifa edildiği anlardır. Ölüm gelip çatsa, müflis diye gidecek..
Gerçekten insan olmak, insanca yaşamak en büyük sanattır. Bu sanatı bize bağışlayan San'i olan Allah–u Teala'ya sonsuz şükürler olsun..
DR.ALİ TAŞCI