Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tefekkür damlaları (2 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Belki damlaya damlaya göl olur diye; Akıl ışığını yakacak; Kalb Gözünü açacak, Kısa ama Öz sözlerle Aklı,
Rabbimizi tefekkür etmeye yönlendiren cümleler..


"Her seyi maddede arayanlarin akillari gözlerindedir; göz ise maneviyata kördür..."

" Sivrisineğin gözünü halkeden, Güneş’i dahi o halketmiştir."...


Çünki herbir göz Güneş ile; Güneş ise Kainat ile irtibat halindedir.. Bu irtibatı bilmeyen, Ne gözü bilir; Ne güneşi.. Güneşi emirber bir nefer gibi gezdiren kim ise; Gözü ve gördüğü herşeyi yaratan da ancak O olabilir...
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
" Pirenin midesini tanzim eden, Manzume-i Şemsiyeyi de o tanzim etmiştir."..


Her bir midenin ihtiyacı olan gıdayı bilen bir Rezzak-ı Kerim olmalı ki; kesretle ve hikmetle o gıdaları bizlere ikram etsin..
Hemde ihtiyacımız olduğu şekilde taksim etsin.. Hemde o cansız besinlerle bize hayat versin ve hayatımızı idame ettirsin..

Eğer bir tek lokmanın vucudumuza girdikten sonraki taksimatını bizler kendi irade ve aklımız ile yapmaya kalksaydık;
Herhalde bir ömürde bir lokmayı ancak işleyebilrdik.. Oysa bir tek nefes bir anda 100 milyarlarca hücreye gider,
vazifesini kusursuzca yapar ve çıkar...
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
"Çamın gayet bir küçük tohumunda koca çam ağacının fihristesini ve mukadderatını yazan kalem,
elbette semavatı yıldızlarla yazan kalem olabilir.."

Küçük bir arının kafasına kainat bahçesindeki çiçekleri tanıyıp bal yapma sanatını ilham eden ve
o balı da insanlara şifa olarak ikram eden kim ise; hayatı veren de O dur..
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
"La tağdab!".. Öfkelenme !..

Hadis kaynaklarında zikr edilen en kısa hadis budur.. Kısalığına rağmen ihtiva ettiği manalar çok zengindir....
Bu sözle murad olunan manaların bir kısmı..

- Dünya ve Ahiret saadeti.. Zira Öfke; kişileri birbirlerinden ayırır ve Öfkenelinen kişiye zulm edilmesine vesile olur.
- İnsanın en büyük düşmanı; Şeytan ve Nefistir.. Öfke bunları besler, Ruhu ve Kalbi çürütür..
- Öfkeli insan Adil olamaz ve doğru hüküm veremez..
- Öfke; Gıybet ve kini artırır.. bu ise tüm amelleri boşa götürür..
- Bir manasıda; Öfkenin Emr ettiği şeyi yapma demektir.. Zira ALLAH Öfkeleneni ve adaletsizliği sevmez...

Öfkeden kurtulmanın en güzel yolu.. ALLAH'ı hatırlamaktır.. Tevhid ve İman, öfkeyi yokeder..
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
s.a leyl,
ALLAH razı olsun.
çok kıymetli birpaylaşımdı.
selametle.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
" İmansız, İslamiyet, Sebeb-i necat olmadığı gibi; İslamiyetsiz, İman da Medar-ı Necat olamaz.. "

Herşeyin başı İman olmakla birlikte, İmanı olduğunu söylediği halde İslamiyeti yaşamayanların da İmanları sallantıdadır ve İmansız Kabre girme ihtimalleri büyüktür..

Ortada kilitli bir kapı var... İman O Kilidin Anahtarı ise; İbadette Anahtarı Kilide sokup, kapıyı açma eylemidir.. Kapının açılmasını istiyorsak Anahtarı elimizde tutmak yetmez.... Eylem geçmek ve İslamiyeti elimizden geldiğince yaşamak lazım.. Bunun ilk şartı da Hakka taraftar olmaktır...
Yoksa elimizde anahtarla kapının dışında bekler dururuz.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
"Çamın gayet bir küçük tohumunda koca çam ağacının fihristesini ve mukadderatını yazan kalem, elbette semavatı yıldızlarla yazan kalem olabilir.."

Küçük bir arının kafasına kainat bahçesindeki çiçekleri tanıyıp bal yapma sanatını ilham eden ve o balı da insanlara şifa olarak ikram eden kim ise; hayatı veren de O dur..

"Ey kendini İnsan bilen İnsan !.. Kendini Oku.."

Kendimizi okumamız lazım.. Kimin kalemi ile yazıldık, ne ifade ediyoruz, nerden geldi ve nereye gidiyoruz.. Burda işimiz ve vazifemiz ne..? Bu soruları sormaz isek; Hayvan ve Camid hükmünde bir insan gibi olmak ihtimali var..!
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Hz. Lokman:
“Ey oğul!

Dünya derin bir denizdir, pek çok insan onda boğuldu.
-Gemin takva
-Yükün iman,
-Halin tevekkül olsun.

Umulur ki kurtulursun...!
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
BİR DERVİSTEN NASİHATLER
Emanete ihanet etmeyin..
Halinizden şikayet etmeyin..
Büyüğünüze emretmeyin..
Boş şeylerde ısrar etmeyin..
Cahillerle sohbet etmeyin..
Nefesinizi boşa tüketmeyin..
İnsanları bekletmeyin..
Etrafınızı kirletmeyin.
Hayatınızı mahvetmeyin..
Kimseye minnet etmeyin.
İnsanları yüzüne karşı methetmeyin..
Kimseye küfretmeyin..
Kötülüğe meyil etmeyin..
Malınızı boşa sarf etmeyin..
Sırrınızı açık etmeyin..
Her şeyi merak etmeyin..
Suçunuzu inkar etmeyin..
Şerefinizi kaybetmeyin..
Vatanınızı terk etmeyin..

İyiliğe niyet edin..
Büyüklere hürmet edin..
Sıkıntıya sabredin.
Aza kanaat edin..
Sözünüzde sebat edin..
Bildiğinizle amel edin..
Hatanızı kabul edin..
Yaramaz ise def edin..
Varken tasarruf edin..
Alimle rle sohbet edin..

Nefsinizle inat edin..
Sofranıza davet edin..
Zararlıysa men edin..
Seviyorsanız ifade edin..
Kalpleri fethedin..
Misafire ikram edin..
Muhtaca yardım edin..

Bilseniz de istişare edin..
Tehlikeye dikkat edin..
Hakkı teslim edin..
Unutacaksanız kaydedin..
Esirgemeyin lütfedin..
Gariplere merhamet edin..

Kazanmaya gayret edin..
Çalışanı takdir edin..
Başarıyı tebrik edin..
Mazereti kabul edin..
Her an tevekkül edin..
Hastaları ziyaret edin..
Çocuğunuzu terbiye edin..
Herkese tebessüm edin..
Güvenseniz de kontrol edin..
İnanmayana ispat edin..
Fakirleri gözetin..
Hayır için sarf edin..
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ebu Derdâ şöyle dua ederdi: Ey ALLAH’ım! Kalbin paramparça olmasından sana sığınıyorum. Ebu Derdâ’dan “kalbin paramparça olmasından” maksadın ne olduğu soruldu. “Kişinin her vadide bir şeyinin olmasıdır” dedi.

- Ebu Derdâ “Yarab! Canımı ebrarlar arasında al. Beni şerliler arasında bırakma” diye dua ederdi.

- Ebu Derdâ “Yarab! Beni kötü bir amelle deneme ki, kötü bir kişi olarak tanınmayayım” diye dua ederdi.

- Ebu Derdâ “Alimlerin kalbinin bana lanet ermesinden sana sığınıyorum” diye dua ederdi. Ebu Derdâ’dan “Kalbler sana nasıl lanet okur” diye sorulduğunda “kalplerinden bana karşı nefret duymalarıdır” dedi.

- Ebu Derdâ, bir gecenin başlangıcında mescide doğru gitti. Mescide girerken secde halinde bulunan bir kişinin yanından geçti. O kişi şöyle diyordu: Ey ALLAH’ım! Ben korkuyorum, beni koru. Azabından beni muhafaza eyle. Senin fazlına muhtaç bir dilenciyim. Bana fazlından rızık ver. Ben mazur olan bir günahkar değilim ki, senden özür dileyeyim. Güçlü de değilim ki, sana karşı çıkayım. Fakat ben günahının bağışlanmasını isteyen bir günahkarım. Adamın duası Ebu Derdâ’nın çok hoşuna gitti ve arkadaşlarına da bu duayı öğretti .

- Bir ihtiyarin yüksek sesle “Ey ALLAH’ım İçine herhangi bir şeyin katılmadığı şerden sana sığınıyorum” diye dua ettiğini duydum. “Bu ihtiyar kimdir?” dedim. “Bu, Ebu Derdâ’dır” dediler.

- Ebu Derdâ “Ey ALLAH’ım! Kardeşim Abdullah b. Revaha’ya benim amelimden onu utandıracak bir şeyi arzetmemden sana sığınıyorum” diye dua ederdi.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
İZZET VE GURUR

İrade insanını tehdit eden diğer bir mânia ise izzet ve gururdur. İnsanlar içine "örnek bir insan" modeli olarak gönderilen peygamberler ve onların izinden giden irade kahramanları "onurum ve şerefim" dememiş ve hiçbir zaman şahsî izzetlerine, gururlarına takılmamışlardır. Nebiler Serveri'ne: "Sen bizim seyyidimizsin" diyenlere karşı O, "Hayır. Bizim seyyidimiz Hz. İbrahim'dir" buyurmuş ve öyle bir pâyeden hep uzak durmuştur. Aslında O'nun , efendiler efendisidir ve bütün enbiyanın yanında, Hz. İbrahim'in de seyyididir. Zira Hz. İbrahim, ALLAH Resûlü'nün çekirdeğidir. Efendimiz, o çekirdeğin ağacının meyvesidir. Ancak O'nun, Hz. İbrahim'in (aleyhisselam) söz konusu edildiği yerde, edeb ve terbiyesinin gereği kendisine "seyyid" dedirtmemiştir. Hz. İbrahim'in görmediği hakaret, çekmediği meşakkat, uğramadığı bela ve musibet kalmamış; ateşler içine atılmış, ne hakaretlere maruz kalmış, zevcesine el uzatılmak istenmiş; ama o büyük nebi, "izzetime dokundu" dememiş ve yüce davasını tebliğden bir an olsun geri durmamıştır. Evet, Nebiler Serveri, insanlığı ateşten kurtarmak için gelmiş ve bu en yüce duyguyla kendi ailesine iftira edenlerin cenazelerine dahi iştirak etmiş ve "ALLAH, 70 defa istiğfar etsen de onu affetmeyeceğini ferman ediyor. Ben 70 defayla onun affedileceğini bilsem, ona 70 defa ve ondan da fazla istiğfar ederdim." demiş, o hoşgörü ve müsamaha ile çarpan engin sinesini herkese açtığını bir defa daha göstermiştir.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Önce kendi nefsine nasihat et, kendi nefsini düzelt.

Sonra da baskalarina öGüt ver, baskalarini düzeltmeye çalis.

Sana önce kendi nefsinin hususiyetleri, kendi nefsinin ne durumda olduGu lazim.

Kendinde islaha muhtaç bir hal var olduGu müddetçe baskalarini düzeltmeye, baskalarina öGüt vermeye kalkisma

EGer kendinde islaha muhtaç bir hal bulunduGu halde, kendi nefsini birakir da baskalarini islaha kalkisirsan yazik sana!

Sen kendin kör isen, bir baskasini elinden tutup bir yere nasil götürebilirsin?

Gözleri görmeyen birisinin, baskasini elinden tutup bir yere götürmesi mümkün olmadiGi gibi,

kendi nefsini islah etmemis birisinin de baskalarini irsad edip ALLAH’a götürmesi mümkün deGildir.

Ancak kendi gözleri gören kisi baskalarini bir yerden bir yere götürebilir.

Denize düsen ve yüzme bilmeyen birisini, ancak mahir yüzücü olan birisi kurtarabilir….
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Modern zamanlarda her şeyimizi dünya menfaatine ve nefse göre ölçtüğümüz için, değer yargılarımızı kaybettik. Fakat her şeye rağmen sabırla ve güzel ahlâkla çağın hayat algısına direnmek, müslümanın en önemli görevi olmalı ve bunu ahlâk yapısı haline getirmelidir. Kendimize yapılan kabalıklara karşı aynı kabalıkla cevap vermek gibi bir davranışımız asla olmamalıdır. Mevlâna'nın sözünü hatırlayalım:
"Köpek beni ısırdı. Ben insandım, onu ısıramazdım; dudağımı ısırdım."
Siz siz olunuz, iki dudağı arasında köpek tüyü ile dolaşandan köpekten kaçar gibi kaçın; dudağı kanamalı insan arayın.
Yine Sevgililer Sevgilisi buyursun:
"Allah–u Teâla bir ev halkını sevdiği zaman onların arasına yumuşaklık (uysallık) sokar da tatlı geçinirler."
Adam gibi adam odur ki kendisine kötülük edene o dua ve istiğfar etmiştir ve böylece yükselmiştir. Allah aşkıyla taşan gönül katilini bile af eder. Olur, mu demeyin, olur olur!
Âlemlerin Efendisi buyurdu:
"İlim, müminin samimi dostu, hilm veziri, akıl delili, amel fayda ve koruyucusu, rıfk (tatlılık) annesi, mülayemet (uysallık) kardeşi, sabır ise ordu kumandanıdır." (Ebu'ş Şeyb'den)

* * *
Peygamberlerden biri ümmetine:
"Kızmamak üzere bana söz veren, derece bakımından benimle olduğu gibi, sonunda da benim halifem olur." dedi. Gencin biri, "Ben varım, bunu en iyi olarak ben yerine getiririm, kimseye kızmam." dedi ve sözünü yerine getirdi, nihayet onun yerine geçti. Bu genç Zü'l– Kifl adındaki peygamberdir. Buna Zü'l – Kifl denmesi, kızmamaya söz verdiği, yani bu kefalet altına girdiği ve sonra da sözünde durduğu içindir.
Kızan insan aynaya baksa kendinden utanır: Kükrer, rengi değişir, şuursuzca sağa sola saldırır, ağzından salyalar akar, gözleri kızarır, burun delikleri açılıp kapanır, suratı insan suratı olmaktan çıkar… O anlar, insanlıktan istifa edildiği anlardır. Ölüm gelip çatsa, müflis diye gidecek..
Gerçekten insan olmak, insanca yaşamak en büyük sanattır. Bu sanatı bize bağışlayan San'i olan Allah–u Teala'ya sonsuz şükürler olsun..

DR.ALİ TAŞCI
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Hz. Âişe annemizden (Radiyallahu Anh):

– Allah Resûlü (Aleyhissalâtü Vesselâm) buyurdu ki:

"Yumuşak huyluluk, bulunduğu yeri süsler, bulunmadığı yeri ise, çirkin kılar."

---

"Allah refikdir. Rıfkı (yumuşak söz ve davranışı) sever. Şiddet ve hiddete vermediğini, yumuşak söz ve davranış için verir."

(Müslim ve Ebû Dâvud)

---

Hz. Cerîr’den (Radiyallahu Anh):

– Allah Resûlü (Aleyhissalâtü Vesselâm) buyurdu ki:

"Kim ki rıfk (yumuşaklık)tan yoksun olursa, bütün iyiliklerden yoksun olur."

(Müslim ve Ebû Dâvud)
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
mevlanadan

mevlanadan

Bir gün kara bir akrep yolculuğa çıkmıştı
Yolu epey uzundu, yorgundu, acıkmıştı.

Bir dereye rastladı; uzun, geniş bir dere
Bir yerlerden geliyor, gidiyor başka yere.

Karşıya geçmek için uygun bir geçit gerek
Aradı, bulamadı; boydan boya gezerek.

Şöyle büyük bir ağaç olsa dalları uzun
Çıkar, yürür, geçerdi; varsın yorucu olsun.

Ama yoktu ne yazık ne geçit, ne de köprü.
Derken derede yüzen birkaç kurbağa gördü.

Seslendi : "Arkadaşlar ! bakar mısınız lütfen ?"
Dönüp onu görünce suya daldılar hemen.

"Korkmayın, hiç bir zarar vermem hiçbirinize,
Ne olur, bir dinleyin, diyeceğim var size."

O böyle yalvarınca içlerinden genç biri
Kafasını çıkardı, gözleri iri iri:

"Akrep kardeş buyurun, diyeceğiniz nedir ?
Yalnız çabuk söyleyin, işimiz aceledir."

"Ne olursun kurbağa, çok zor bir durumdayım,
İnan ki haftalardır bu uzun yolumdayım.

Çok acele işim var, koşup ulaşmam gerek,
Beni bekleyenlerle hemen buluşmam gerek.

Beni sırtına al da karşıya geçiriver,
Bu yorulmuş yolcuya bir iyilik ediver."

"Ama Sayın Bay Akrep, çok korkarız biz sizden;
Çıkıverirse sonra bir kaza iğnenizden ? "

"Hiç olurmu a canım, ben öyle beter miyim ?
Bana yardım edene kötülük eder miyim ?

Hem sonra öyle bir şey yapacak olsam bile
Gitmez miyim seninle ben de suyun dibine ?"

Böyle tatlı sözlerle kurbağayı kandırdı,
Güvende olduğuna iyice inandırdı.

Yüze yüze gelince suyun derin yerine
Kurbağanın ensesi takıldı gözlerine:

Öyle parlak ve semiz, öyle iştah açıcı,
Böyle av bulunur mu, bu kadar kışkırtıcı ?

Sonunda duramadı, yaptı yapacağını
İğnesiyle felç etti kolunu bacağını.

"Ne yaptın akrep kardeş ? Hem kalleş hem döneksin,
Ama sen de benimle birlikte öleceksin."

"Ne yapayım kurbağa, kötüler hep aldatır;
Hem sen işitmedin mi ? «Huy canın altındadır»".

Sen de canım Oğuzhan, sakın kötüye kanma;
Huyu kötü olanın sözlerinde aldanma
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ufak şeyleri dert etmeyin!
· Erkenden kalkmaya alışın!
· Hayatı olduğu gibi kabul edin!
· Tenkit etme isteğinizi bastırın!
· Bırakın ara sıra canınız sıkılsın!
· Rastgele iyilikler yapmaya çalışın!
· Başkalarını suçlamayı artık bırakın!
· Her şeye hâkim olmaya çalışmayın!
· Kusursuz olamayacağınızı kabullenin!
· Sabrınızı geliştirme egzersizleri yapın!
· Her an bir şeyler öğrenmeye açık olun!
· Konuşmadan önce derin bir soluk alın!
· İnsanların gözlerine bakın ve gülümseyin!
· Bırakın, çoğu zaman başkaları haklı olsun!
· Aynı anda birkaç şey yapmaya kalkmayın!
· Beterin beteri vardır, her hâlinize şükredin!
· Olağan şeylerdeki olağanüstünlüğü arayın!
· Bugününüzü son gününüzmüş gibi yaşayın!
· Herkesin onayını alamayacağınızı unutmayın!
· Yaptığınız iyiliklerden bahsetmemeye çalışın!
· Bulunduğunuz durumda mutlu olmaya çalışın!
· Öfkeniz kabarmaya başlayınca 10'a kadar sayın!
· Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün!
· Başka fikirlerde biraz olsun doğruluk payı arayın!
· Her gün biraz vaktinizi, minnettarlık için harcayın!
· Gördüğünüz her şeyde Yaradanın izini unutmayın!
· Hizmeti, hayatın değişmez bir parçası hâline getirin!
· İnatla savunduğunuz iddiaları yumuşatmaya çalışın!
· Kimsenin sözünü kesmeyin, cümlesini siz bitirmeyin!
· Sahip olmak istediğinizi değil, elde ettiğinizi düşünün!
· Daha fazlası daha iyidir, diye düşünmekten vazgeçin!
· Herkesin farklı olabileceğini anlayın ve saygı gösterin!
· Unutmayın ki, insan edindiği huylardan meydana gelir!
· Sevgi kapasitenizi geliştirip, hayatınızı sevgi ile doldurun!
· Gerçeği olduğu gibi kabul edin, çünkü hayat âdil değildir!
· Ölünce, yapılacak işler listesinin dolu olacağını unutmayın!
· Unutmayın, 100 yıl sonra burada bambaşka insanlar olacak!
· Olumlu ve olumsuz düşünce kartopunun çığ gibi büyüyeceğini
ve ilerde dağ gibi meseleler çıkaracağını göz önüne alın!
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı.
Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok.
Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok.
O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder.
Onun için, bu hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Cenâb-ı Hakkın rızasını esas maksat yapmak gerektir.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ey insan!... Hiç mümkün müdür ki, sana bu sîmâyı veren ve o sîmâda böyle bir sikke-i Rahmeti ve bir hâtem-i Ehadiyeti vaz' eden Zât, seni başıboş bıraksın; sana ehemmiyet vermesin, senin harekâtına dikkat etmesin, sana müteveccih olan bütün kâinatı abes yapsın, hilkat şeceresini meyvesi çürük, bozuk, ehemmiyetsiz bir ağaç yapsın, hem hiçbir cihetle şüphe kabul etmeyen ve hiçbir vecihle noksâniyeti olmayan, güneş gibi zâhir olan rahmetini ve ziyâ gibi görünen hikmetini inkâr ettirsin? Hâşâ!
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
leyl,
senin yerine msj yazmıştım.almadın mı hala :(
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt