Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tebâreke... (1 Kullanıcı)

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
42
Tebâreke, mübârek oldu, tebrike şayan oldu, berekete konu oldu, berekete kaynaklık etti gibi anlamlara gelmektedir. Bereket, Türkçe’de kullanıldığı şekliyle birikim kökünden gelmektedir. Yani ki-şideki birikimin, mal birikimi, bilgi birikimi, çoluk-çocuk birikimi gibi bi-rikimlerin onu cennete götürücü özellik kazanmasının adına bereket denir. Bir kişideki birikimler, o kişiyi cennete götürüyorsa buna bereket denir. Ama kişideki bu birikimler onu cennete değil de cehenneme doğru götürüyorsa, onun kulluğunu ters yönde etkileyecek bir noktaya gelmişse, artık bu birikimlerin hiçbirisine bereket denmez.

Öyleyse unutmayalım ki çok mal bereket değildir, çok ev, çok araba, çok arsa, çok alkış, çok makam, çok koltuk bereket değildir. Çok çocuk, çok bilgi, çok not bereket değildir. Eğer tüm bu konularda çokluklar, çoğalmalar, birikimler bizi cennete götürücü bir özellik taşıyorsa, yani bu çoğalmalar bizim kulluğumuzu artırıyorsa, her gün Allah’la aramızın biraz daha iyileşmesine, biraz daha güzel Müslüman-laşmamıza sebep oluyorsa bunlar berekettir, bereketlidir. Ama bunlar çoğaldıkça kulluğumuz azalıyor, ilim öğrenme imkânımız kalmıyor, hasta ziyareti, Müslüman kardeşlerimizin dertleriyle ilgilenmemiz, çocuklarımızın İslâmî eğitimleriyle ilgilenmemiz azalıyorsa, yani kulluğumuz azalıyor ve cehenneme gidişimiz hızlanıyorsa, o zaman bu bi-rikimlere bereket değil belâ denir. Meselâ adam dükkanının çeşidini biraz daha artırarak bereket umuyor değil mi? Veya bir dükkanı varken ikinci bir dükkana daha ulaşınca, ikinci bir arsaya, ikinci arabaya ulaşınca, damlaya damlaya göl olur diyor ve bu birikimlerden bereket umuyor, bunların çoğalmasını bereket kabul ediyor değil mi? Tamam, damlaya damlaya göl olur, ama Allah korusun bu göl bir gün kendini de boğuverecek ve ahireti unutturacak, cenneti kaybettirecek bir duruma geliverirse, işte o zaman bunlara bereket denmeyecektir.

Bu tebâreke fiilinin, bu bereket konusunun hem Furkân sûresinde hem de burada sadece Rabbimiz için kullanıldığını görüyoruz. Önce Furkân ile söyleyelim:
“Kuluna âlemlere uyarı olsun diye Furkân’ı gönderen Allah mübârek oldu.”
(Furkân 1)

Burada da:
(Tebareke 1)

1. “Hükümranlık elinde olan Allah yücedir ve O her şeye Kâdirdir.”

Bu Tebâreke ifadesi sadece Allah için kullanılır, sadece Allah’a yakışıcı bir kelimedir. Zaten Allah’tan başkalarına yakışmaz bu ifade. Onun içindir ki bu kelimenin çoğulu da yoktur, tekil bir kelimedir. Tebâreke oldu, mübârek oldu, tebrike şayan oldu, tebrike lâyık ol-du. Kim? Allah Zü’l-Celâl. Kullarını cennete götürücü, kullarını hidâ-yete ulaştırıcı ve cehennemden kurtarıcı bir kitap gönderen Allah Te-bâreke oldu, tebrike şayan oldu, ya da berekete kaynaklık etti, birikimiyle cennet yollarını açıp cehennem yollarına barikatlar koydu.

İşte Rabbimiz kuluna kitabı göndermekle, kullarına kendi bilgisini aktarmakla, kullarını bilgisiyle cehalet karanlıklarından kurtarmakla öyle hayırlı, öyle bereketli, öyle mübârek bir iş yaptı ki, bu yüzden O tebâreke oldu. Öyleyse unutmayalım ki, birini tebrik etmek, birine mübârek olsun demek, ya da seni tebrik ederim demek şu mânâya gelecektir: Sen öyle kutlu, öyle mübârek, öyle bereketli bir iş yaptın ki, eğer sen bunu yapmasaydın biz kahrolur, mahvolur, biz helâk olurduk. Bunu yaptığın için sen tebrike şayansın, seni tebrik etmek, seni mübâreklemek bizim vazifemizdir.

Öyleyse kimi nerede, nasıl ve ne zaman tebrik edeceğiz? Tebrik ederim, tebrik ederiz ifadesini kime ve ne zaman kullanacağımızı iyi bilmek zorundayız. Ben öyle bir şey yapmalıyım ki, bu yaptığım be-rekete konu olmalı, insanların cennet yollarını açıp cehennem yollarına barikatlar koymalı ki, insanlar beni tebrik etsinler. Yani ben de tıpkı Rabbimin yaptığı gibi tebrike şayan bir şey yapmalıyım. Eğer ben de Rabbimin yaptığını yapar, bu aileye Kur’an'ı getirir, bu toplumu Kur’-an'la tanıştırırsam beni tebrik edersiniz. Seni tebrik etmek için de senin bunu ailene götürmen, onu tebrik etmek için de onun bunu kendi ehline götürmesi gerekecektir. Kim ki çevresindekilerin hayatında ha-ramları bir kenara iter, helâllere yol açarsa, onları cennete teşvik eder, cehennemden uzaklaştırmaya çalışırsa işte o tebrike şayan bir iş yapmıştır. Onu tebrike gidelim, eğer dinimiz müsaade ediyorsa elinden de öpelim, ayağından da öpelim.

Halbuki bugün maalesef bu kelimeyi çok farklı yerlerde kullanıyoruz değil mi? Kimleri, neleri tebrik ediyoruz bugün? Meselâ bir adam imtihana giriyor, bilmem hangi pislik yuvasının başına müdür oldu diye, tüm eşi, dostu onu tebrike gidiyorlar. “Aman tebrik ederiz, kazandın, müdür oldun.” Halbuki onun oturduğu yer tabiri caizse bir pislik yuvasıdır. Kişinin böyle bir makama oturması onu cennete gö-türücüyse tebrik edelim, değilse bu caiz değildir. Veya meselâ adam kan içerek, irin yutarak, gecesini gündüzüne katarak, borçlanıp dertlenerek dış kaplamasını iki milyara, iç döşemesini beş milyara, kaba taslak yapısını bilmem kaç milyara tamamlayıp bitirdiği bir evin içerisine girince, bütün eşi, dostu, mübârek olsuna yağıyorlar oraya. “Aman mübârek olsun tebrik ederiz, çok hoş olmuş.” Acaba gerçekten mübareği anılacak yer miydi burası?

Cennete götürücü bir şey yapmışsa adam tebrik edelim, değilse bu kelimeyi kullanmayalım. Meselâ nişanlanmışsın mübârek ol-sun! Evlenmişsin, mübârek olsun! Kur’an'ı öğrenmişsin, mübârek ol-sun! Buhârî'ye başlamışsın, mübârek olsun! Haccetmişsin, mübârek olsun! Çocuklarınla evde bir ders başlatmışsın, mübârek olsun! Filanla barışmışsın, mübârek olsun! İçkiyi bırakmışsın, namaza başlamışsın, örtünmüşsün mübârek olsun gibi…
Allah’ın yaptığı, ettiği her şey gerçekten tebrike şâyândır. Bakın burada da deniliyor ki, mülk elinde olan Allah mübârektir, bereketlidir. Çünkü Allah mülkün sahibidir, mülk elinde olandır. Göklerde ve yerlerde bizler de dahil mülk olarak ne varsa hepsi Allah’ındır. Rab-bimiz, cennet kazanmamız için şu anda mülkünü bizlere vermiştir. O halde elbette mülke sahip olan, mülkte söz sahibi olan Allah cennet kazanmamıza imkân verecek biçimde karşılıksız olarak o mülkünü bi-zim hizmetimize sunmakla bu berekete konu olmuş, berekete kaynaklık etmiş, mübârek olmuştur.
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
Selamun aleykum kardeşim.bir şeylere sahip oldukmu ben çalıştım,ben yaptım oluyor hep.rabbinin adını anan çok az insan var.şükrünü eda edebilen..pek az kimseden duymuşuzdur şu evde ,şu mülkte kiracıyız diye.hep benim hep benim.ama atalarımız ne güzel demiş[ı]:"mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi.malda yalan mülkde yalan gel birazda sen oyalan"[/ı]

selametle kardeşim.
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
42
Selamun aleykum kardeşim.bir şeylere sahip oldukmu ben çalıştım,ben yaptım oluyor hep.rabbinin adını anan çok az insan var.şükrünü eda edebilen..pek az kimseden duymuşuzdur şu evde ,şu mülkte kiracıyız diye.hep benim hep benim.ama atalarımız ne güzel demiş[ı]:"mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi.malda yalan mülkde yalan gel birazda sen oyalan"[/ı]

selametle kardeşim.

Ve aleykümselam
Katkınız için saolun
Selametle kalınız
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
45
Selamün aleyküm kardeşim yine çok faydalı bi paylaşım olmuş. bu kelimeyi söylerken iki kere düşünücem artık

Öyleyse kimi nerede, nasıl ve ne zaman tebrik edeceğiz? Tebrik ederim, tebrik ederiz ifadesini kime ve ne zaman kullanacağımızı iyi bilmek zorundayız. Ben öyle bir şey yapmalıyım ki, bu yaptığım be-rekete konu olmalı, insanların cennet yollarını açıp cehennem yollarına barikatlar koymalı ki, insanlar beni tebrik etsinler. Yani ben de tıpkı Rabbimin yaptığı gibi tebrike şayan bir şey yapmalıyım
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt