muhammedsas
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 29 Eki 2006
- Mesajlar
- 209
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
Tassavufun dört kapısı vardır. Şeriat kapısı, Tarikat kapısı, Marifet kapısı ve Hakikat kapısı. Anlayışa göre hakikate ulaşmak ise, bu kapıların birer birer geçilmesiyle mümkündür.
Öğrencilerinden biri Mevlana'ya sormuş:
- Bu dört kapı meselesini ben pek anlayamıyorum.
Mevlana:
- Bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var. Hepsi de rahlelerine eğilmiş okuyorlar. Sen git bunların hepsinin ensesine sırayla birer şamar at. Sonra gel sana anlatayım.
Öğrenci gitmiş birincinin ensesine tokadını atmış.
Tokadı yiyen talebe derhal ayağa kalkmış ve daha güçlü bir tokatla Mevlâna'nın öğrencisini yere yıkmış.
Öğrenci tam geri dönecekken hocasının verdiği görevi hatırlamış.
Çekinerek gidip ikinciye de bir tokat atmış.
O da derhal ayağa kalkmış elini kaldırmış, tam tokadı atacak, vazgeçip yerine oturmuş.
Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış.
Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.
Dördüncü ise , tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş.
Öğrenci Mevlana'ya dönmüş, olanları anlatmış.
Mevlana :
- İşte sana alman gereken örnekler.
Birinci, henüz şeriat kapısını geçememişti. Şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti.
İkinci ise, tarikat kapısındaydı. Tokadı yiyince o da kalktı, tam tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. "Sana kötülük yapana bile iyilik yap". Onun için döndü, oturdu.
Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmişti. İyinin ve kötünün bir tek Yaradan’dan geldiğini bilir ve inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı.
Dördüncü, hakikat kapısını geçmişti. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu biliyordu.
Öğrencilerinden biri Mevlana'ya sormuş:
- Bu dört kapı meselesini ben pek anlayamıyorum.
Mevlana:
- Bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var. Hepsi de rahlelerine eğilmiş okuyorlar. Sen git bunların hepsinin ensesine sırayla birer şamar at. Sonra gel sana anlatayım.
Öğrenci gitmiş birincinin ensesine tokadını atmış.
Tokadı yiyen talebe derhal ayağa kalkmış ve daha güçlü bir tokatla Mevlâna'nın öğrencisini yere yıkmış.
Öğrenci tam geri dönecekken hocasının verdiği görevi hatırlamış.
Çekinerek gidip ikinciye de bir tokat atmış.
O da derhal ayağa kalkmış elini kaldırmış, tam tokadı atacak, vazgeçip yerine oturmuş.
Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış.
Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.
Dördüncü ise , tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş.
Öğrenci Mevlana'ya dönmüş, olanları anlatmış.
Mevlana :
- İşte sana alman gereken örnekler.
Birinci, henüz şeriat kapısını geçememişti. Şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti.
İkinci ise, tarikat kapısındaydı. Tokadı yiyince o da kalktı, tam tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. "Sana kötülük yapana bile iyilik yap". Onun için döndü, oturdu.
Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmişti. İyinin ve kötünün bir tek Yaradan’dan geldiğini bilir ve inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı.
Dördüncü, hakikat kapısını geçmişti. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu biliyordu.