Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tarihten nükteler (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
[h=1]EĞLENCELİ BİR MEZAR KİTABESİ[/h]
Abdülhak Hâmid’in ağabeysi (Abdülhak Nasuhi Bey) Elçiliklerle valiliklerde ve nihayet Âyan azalığında (seneto üyeliği) bulunmuş büyük bir devlet ve fikir adamıydı. Şiir onun ilminde bir çerez gibidir. Alaycı zekâsının ince nüktelerini tıpkı babası (Hayrullah Efendi) gibi hep beyitler ve kıt’alarla ifade etmiştir. Meselâ babası Tahran elçisi olunca onu Tahran’a çağırmış, annesi de göndermek istememiş, iki cami arasında kalmış, hangisine gideceğini şaşırmış, Nasuhi Bey bu müşkil vaziyetini şöyle anlatır:


Bir taraftan babam kılar dâvet,
Bir taraftan anam komaz gideyim;
Söyle Yarabbi, ben ne halt edeyim!

Abdülhak Hâmid anlatmıştı: Günün birinde Nasuhi Bey’in bir çocuğu olmuş ve bir iki ay sonra da çocuk ölmüş. Eşi çocuğa manzum bir mezar kitabesi yazması için ısrara başlamış, üç aylık çocuğa ne yazılır? Nihayet işte bu beyti yazıp karısına okumuş ve birinci mısraı beğenen hanımefendi ikinci mısraı duyunca kıyameti koparmış:

Azimet eyledi gitti beka beka diyerek,
Bıraktı dâr-ı fenayı kaka kaka diyerek!

Kaynak:
İsmail Hâmi Danişmend, Tarihî Hakikatler, Tercüman Tarih ve Kültür Yayınları, İst 1978, c.1, s.33-34
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Münasebetsiz ahmed efendi

Münasebetsiz ahmed efendi

İkinci Mahmut’a, Ahmed adında pek münasebetsiz birinden söz etmişler. Padişah merak etmiş ve tanışmak istemiş. Çağırmışlar. Dinlemiş ve hiç öyle bir münasebetsizlik görememiş. Meraktan bir türlü kurtulamayan padişah nihayet sormuş;
-Sana böyle diyorlar, halbuki ben hiç öyle görmedim.
-Öyledir efendim, demiş Ahmed Efendi. Hemen ilave etmiş.
-Efendimiz zurna çalarlar mı?
-Hayır, demiş padişah merakla.
-Bendeniz de çalamam efendim.
-Öyle mi?
-Evet efendim. Bursa’da halamın damadının yaşlı bir teyzezadesi vardır.
-Evet!
-O da zurna çalmasını bilmez.
-Padişah bakmış ki adam bu minval üzere devam edip gidecek, dayanamayıp bağırmış;
-Aman! Çıkarın şu münasebetsizi, şimdi bayılacağım…
Kaynak
İslam Mecmuası-22 Haziran-1985-Sayı:22
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt