Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tanri Değil Allah (1 Kullanıcı)

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
günümüzde insanların büyük çoğunluğu kafalarında tasavvur edip gökte bir koltuğa oturttukları "tanri"ya tapmaktadırlar. bu tanri şu kadar ya da bu kadar büyüktür!.. bazen insanların işlerine karışır, bazen de onları kendi hâline bırakır!!!.. kimi zaman onları sever, kimi zaman yaptıklarına üzülür ama bir türlü onlara müdahale de edemez!.. kâh kimilerinden hesap sorar; kâh da milyonlarla insanı katleden, süründüren zâlimlere hiçbir şey yapmayıp onları seyreder!!!.. bazen yahûdilerin ilâhı olur, bazen hıristiyanların, bazen mecûsilerin, bazen diğerlerinin, bazen de hiçbirinin!...yani tanrı denince akla çok farklı kavramlar gelir.bir budist'e göre buda,güneşe tapanlara göre güneş,satanistlere göre şeytan(tövbe haşa),ateistlere göre doğa vb... başlar sıkıştığında o'na sığınılır ve herkesin kendi zannına göre, icâbeti beklenir; ancak ne yazık ki, çok kere istenen cevap alınmaz!!!

oysa... evet, oysa...
kendi hayâlimizde kendi arzu, şartlanma, yapısal özelliklerimize göre icat ettiğimiz ;tanriyi; bir süre için bir yana bırakabilsek de; İslâm dîni'nin anlattığı Âlemlerİn rabbi olan, "allah İsmiyle İşaret edilen" anlayışını kavrasak!..
gerçeklerin; hayâlimizde varedip, besleyip, geliştirdiğimiz "tanri" anlayışı ile hiç bağdaşmadığını bir idrak edebilsek!..
"allah İsmiyle İşaret edilen" varlığın nizamını, kanunlarını, sistemini, neyi niye, nasıl, neden varettiğini anlayabilsek. muhakkak ki yaşama bakış açımız çok büyük açılarla değişecek ve her şeyi çok daha iyi anlayabileceğiz!..
aksi takdirde kozamızda, çevremizde bir kat daha iplik örecek; kozamızdan başımızı çıkarmayı gerçekleri görmeyi, gerçeklerin âlemini uçmayı istemememiz dolayısı ile de gözümüzü kaynar suda açacağız!..İş işten geçtikten sonra da. ne yazık ki, o günde hiçbir mazeret kabul edilmeyecektir!..

herhangi bir konuda, herhangi bir âyete ya da hadîse dayanmayan bir biçimde, "bu iş şöyledir veya böyledir" şeklinde verilen hükümler; yahut geleceğe dönük bir biçimde "allah şöyle yapar" gibi verilen indî hükümler; genellikle hep bizim "hayâlimizdeki ilâh"a dayanan indî hükümlerdir!.. ve bunlardan dolayı da pişman olmamız büyük bir ihtimal mukadderdir!..Öyle ise...
Önce, "hayâlimizdeki tanriyi" bir yana koyup, "Âlemlerin rabbı allah"ı öğrenmek mecburiyetindeyiz!.. aksi takdirde cehaletimizin bize vereceği zararları şu dünya hayatında idrâk etmemize asla imkân olmaz.

ne olursa olsun; kimse hakkında bir hüküm vermeyelim ve "yaptığının neticesine kendisi katlanacaktır. hüküm allah'a aittir" diyerek kişisel yorumları terkedelim.
zaten, biz başkalarını yargılamak için değil. allah'ı bu dünya hayatında bilmek ve onun yarattığı âlemleri, kanunları, sistemleri idrâk edip, gereğini yaşamak ve ölümötesi yaşama hazırlanmak için varız!

Şunu da unutmayalım ki, sporun her türünün, oyunun her türünün kendisi için geçerli olan bir kitabı, bir kurallar toplamı vardır!.. siz o sporu veya o oyunu oynamak istiyorsanız; o kurallara uymak mecburiyetindesiniz!. oyun içinde canınızın istediği gibi yeni kurallar getiremezsiniz!. basket oynarken, topu ayağınıza alıp süremez; futbol oynarken topu elinize alıp koşamazsınız.

İslam dîn'inin kurallarını da hz.rasûlullah aleyhis-selâm açıklamıştır.dileyen uyar; dileyen uymaz!.. ve neticesine katlanır!ama şurası kesindir ki, kimse dînin hükümlerini, kendi arzusuna, zevkine, keyfine göre değiştiremez!..

yorumda hürsünüz,fikirde hürsünüz,fiilde hürsünüz.ama dinin hükümlerini değiştirme hususunda asla böyle bir hürriyetiniz mevcut değildir!

Çünkü allah rasûlü, kendisinden sonra bir nebi gelmeyeceğini müslümanlara duyurmuştur. dinin kesin hükümlerini de ancak bir nebi değiştirebileceğine göre; demek ki bu yol insanlık yaşadıkça kapalıdır!
asla kafamızdaki hayâli ilâha uygun bir şekilde yeni dini kurallar düşünmeyelim.
asla kafamızdaki hayâlî ilâha göre kullar, insanlar, davranışlar, kendimize göre bir dünya düşünmeyelim!.. Çünkü gerçeklerle kesinlikle bağdaşmayacak olan bu hayâller yüzünden çok büyük acılara kendi kendimizi atmış olacağız.

kaynak:ahmet hulusi / İnsan ve sırları​
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
Çünkü allah rasûlü, kendisinden sonra bir nebi gelmeyeceğini müslümanlara duyurmuştur. dinin kesin hükümlerini de ancak bir nebi değiştirebileceğine göre; demek ki bu yol insanlık yaşadıkça kapalıdır!
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
Biline ki...

Dilimizdeki "TANRI", "İLÂH", "MÂ’BUD", kelimeleri ile bunların İngilizce'deki karşılığı olan "GOD", Fransızca'da karşılığı olan "DİYÖ", Almanca'da karşılığı olan "GOT" kelimeleri hep "TAPINILACAK bir varlık" kavramını ifade eden kelimelerdir...

Yani, insanlar, bu kelimeler ile ÖTEDEKİ bir mâbuda. ilâha, tanrıya işaret ederler!..

"ALLAH" kelimesi ise ÖZEL olarak bir varlığın ismidir; ki, o varlığa işaret etmek ve O varlığı tanıtmak için, ya çeşitli vasıflarıyla târif ederiz; ya da bu vasıflarına çeşitli isimlerle işaret ederiz... Ancak, bütün bu isimler, hep, O varlığın, sadece ve sadece çeşitli vasıflarına işaret eder; ve o vasfı yönünden O'nu târif eder...

Meselâ, bu fakîre "HULÛSİ" derler... Bu isim, O'nun özel ismidir... Herhangi bir lisâna bu ismi çeviremezsiniz... İngilizce de olsa, Fransızca da olsa hep gene "HULÛSİ" denmek zorunluluğu vardır...

İşte bunun gibi, "ALLAH" isminin de, ÖZEL bir varlığın ÖZEL ismi olması nedeniyle, başka bir kelimeye çevrilmesi, veya başka bir kelimeyle anılması mümkün değildir...

Esasen. yukarıda belirttiğimiz gibi, diğer kelimeler "tanrısallık kavramına" işaret ederken; "ALLAH" kelimesi ise tamamıyla ÖZEL bir VARLIĞA işaret eden ÖZEL bir isimdir....

Bu sebepledir ki, tanrısallık ifade eden hiç bir kelime, asla "ALLAH" kelimesinin yerini tutamaz!...

"ALLAH" yerine “TANRI” kelimesini kullananlar, bunu ya cahillikten, bilgisizlikten kullanmaktadırlar; ya da kavrayış yani idrak yetersizliğinden konuyu değerlendiremedikleri için yapmaktadırlar...

Nitekim, bu konuya, Türkiye'de yazılmış en değerli tefsir olan Elmalı'lı Hamdi Yazır merhumun "HAK DİNİ KUR'ÂN DİLİ" isimli eserinde şöyle temas edilmiştir:

"Gerek ismi has olsun, gerek ismi âlem, "ALLAH" ismi celâli ile, yine "ALLAH"tan maada hiç bir mâbud yad olunmamıştır...

Meselâ, TANRI, HUDA isimleri, "ALLAH" gibi ismi has değildir.. İLÂH, RAB, MÂBUD gibi genel mânâ ifade eden kelimelerdir...

Arapça'da İLÂH’IN cemine(çoğuluna) ALİHE, RABBIN cemine de ERBAB denildiği gibi Fars'çada da HUDÂ'nın cemine HUDÂYAN ve lisanımızda dahi TANRILAR, MÂBUDLAR, İLÂHLAR, RABLAR denmiştir; çünkü bunlar haklıya ve haksız ıtlak edilmiştir... Halbuki hiç "ALLAH'LAR" denilmemiştir ve denemez!.. Böyle bir tâbir işitirsek, söyleyenin cehline veya gafletine hamlederiz!..

"TANRI" adı böyle değildir; mâbud, ilâh gibidir.. Bâtıl mâbudlara dahi "TANRI" ismi verilir.. Müşrikler birçok tanrılara taparlardı.. Filanların tanrıları şöyle, falanların tanrıları şöyledir denilir..

Demek ki, "TANRI" ismi geneli, "ALLAH" ismi özelinin müradifi değildir, en genel bir tâbirdir...

Binâenaleyh, "ALLAH" ismi, "TANRI" adı ile tercüme olunamaz!." (c:1-s:24/25)

İşte, böyle özel bir ismi olan ve “CÜZ” kavramından dahi münezzeh bulunan varlığa kişi "ALLAH" dediği zamanda, bu kavram yanı sıra bir de “cüz” tasavvur ederse; ya da bir “CÜZ” kabul ederse, bu hangi isim ve kavram altında olursa olsun, o kişi "ALLAH"a şirk koşmuş olur; yani "ALLAH" gerçeğini örtmüş ve bir "TANRI" kabullenmiş olur!...

Ki bu durumda da şu âyetle uyarılır:

-ALLAH YANISIRA TANRI OLUŞTURMA!... Sonra aşağılanmış ve kendi başına bırakılmış olursun.. (17-22)

İşte bu konuda ikinci bir uyarı daha:

-"ALLAH" YANISIRA TANRI EDİNME!... (28-88)

Yani varolan gerçek mutlak varlık "ALLAH" iken; sen, "ALLAH" kavramından gaflete düşüp, "ALLAH" İsmiyle İşaret Edilen varlığı ötende bir TANRI sanıp; böylece, bir TANRI edinmiş durumuna düşme!...

Ötede, ya da ötende bir tanrı kabul etmek suretiyle, farkında olmadan "ALLAH" kavramı ve anlamı dışına çıkarak, "tanrı" kavramı içine girersin..

Böylece de Kur'ân-ı Kerim'in açıklamış olduğu "vahdet" idrakından kendini mahrum etmiş olursun...

Ve böylece de "nefsine en büyük zulmü yapmış olursun"

-KESİNLİKLE ŞİRK EN BÜYÜK ZULÛMDÜR! ( 31-13 )


Ahmed HuLusi​
 

Bayındır

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Şub 2008
Mesajlar
13
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Dinimiz o kadar mükemmelki oku diye başlıyor...Cahil insana herşey yaptırılır..Herşey söyletilir.Allah bize ilim nasip etsin
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
:a02:-KESİNLİKLE ŞİRK EN BÜYÜK ZULÛMDÜR! ( 31-13 )
 

ercan58

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
93
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Allah razı olsun tekrar tefekkür ettik
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt