Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Takva Müminin Libasıdır (1 Kullanıcı)

GizliOzne

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Şub 2008
Mesajlar
395
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
Karanlığın Sustuğu Yerden
Takva Müminin Libasıdır
aralar.gif


Bir insan lisanını gıybetten muhafaza ediyorsa, o, takva sahibidir. Allâh’tan korkan gıybet edemez. Hadis-i şerifte “Gıybet etmek zina etmekten daha beterdir” buyruluyor. Hatta imam Gazalî, “37 zinaya bedeldir” diye bir tarife çıkarmış ihyâ’sında.

Bir insan lisanını gıybetten muhafaza ediyorsa takva sahibidir. Kalbini su-i zandan muhafaza ediyorsa takva sahibidir. Kibirden, gururdan nefsini alıkoyuyorsa takva sahibidir. Başkalarıyla alay etmekten, onu bunu hakir görmekten kaçınıyorsa takva sahibidir. Yalan söylemek, emanete hıyanet etmekten çekiniyorsa takva sahibidir. şüpheli olandan sakınıp helâl-haram gözetiyorsa takva sahibidir. Hem insanların içinde, hem de yalnız kalınca edebe riayet ediyorsa takva sahibidir. Hülasa insan bütün haramlardan sakınmalı, bütün ilahi emirlere riayetkâr olmalıdır. işte bunlar takvanın başlıca alametleridir.

Hasan-ı Basrî Hazretleri camide dilenen bir adam görür. şu kardeşimiz camide dilenmese iyi olur, der içinden. Gece rüyasında o adamı kızartıp önüne getirirler, bunu ye, diye. “Yâ Rabbî, ben gıybet ettim” der, hatasını anlar. Zira ârifler nezdinde, kişinin kalbinden geçen dahi gıybet olur. çünkü “hasenetü’l-ebrâr, seyyietü’l-mukarrebîn”dir.

Hasan-ı Basrî Hazretleri sabahleyin bakar ki o dilenci bir çeşme başında, elinde ekmek, çevreye dökülen dereotlarını toplayıp yemektedir. Anlayacağınız bu zât, bu kadar garip, fakir bir kimseymiş. Dilenci yaklaşıp: “Ya Hasan! Camide gıybetimi yaptın sonra rüyanda beni kızartıp önüne verdiler, değil mi” der. Büyük veli Hasan-ı Basrî Hazretleri k.s. “Aman beni affet” diye ilerleyince adam birden kayboluverir.

Âyet-i celile-i cemilesinde Rabbimiz bu konuda şöyle buyuruyor: “Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? işte bundan tiksindiniz. O hâlde Allâh’tan korkun” (Hucurât, 49/12)

Yine bir gün bir kimse Hasan-ı Basrî Hazretlerini gıyabında konuşur. Hazret bunu duyunca ona bir tepsi baklava gönderir. Ayrıca o kimseden hakkını helâl etmesini ister. Gıybet eden adam gördüğü muamele karşısında şaşırır. “Ben sizin aleyhinizde konuştum, siz bana hediye göndermişsiniz” der. Hasan-ı Basrî k.s. “Evet yavrum, hakkını helâl et, benim gıyabımda konuşmakla günahlarımı sen aldın, buna ilave olarak senin ibadetlerinin sevabını da bana vermiş oldun. Onun için bu karlı alışverişten dolayı sana teşekkür etmek istedim” der.

Hülasa takva, kişinin dilini, kulağını, elini, düşüncelerini ve gözünü haramdan, mâlâyaniden ve lağviyattan korumasıdır. Kulun takvası letaiflerinin işlemesiyle doğrudan bağlantılıdır. Dil düzelince kalp, kulak düzelince ruh, el düzelince sır düzene girer. Düşüncelerimizin istikameti hafîyi, gözümüzün istikameti ahfâyı selâmete kavuşturur. Takva artıkça imandaki yakîn derecesi de artar. Dolayısıyla hesaba çekildiğimiz hususlar da incelir. Muttakî insan daim, Hakk’ın huzurunda bulunduğunun şuurunda olan ve ona göre hareket eden insandır.

Cenab-ı Zü’l-Celâl, lisanını gıybetten muhafaza eden muttakî kulları zümresine bizleri de ilhak eylesin. Hamd olsun âlemlerin Rabbi olan Allâh’a.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Yine bir gün bir kimse Hasan-ı Basrî Hazretlerini gıyabında konuşur. Hazret bunu duyunca ona bir tepsi baklava gönderir. Ayrıca o kimseden hakkını helâl etmesini ister. Gıybet eden adam gördüğü muamele karşısında şaşırır. “Ben sizin aleyhinizde konuştum, siz bana hediye göndermişsiniz” der. Hasan-ı Basrî k.s. “Evet yavrum, hakkını helâl et, benim gıyabımda konuşmakla günahlarımı sen aldın, buna ilave olarak senin ibadetlerinin sevabını da bana vermiş oldun. Onun için bu karlı alışverişten dolayı sana teşekkür etmek istedim” der.

Hülasa takva, kişinin dilini, kulağını, elini, düşüncelerini ve gözünü haramdan, mâlâyaniden ve lağviyattan korumasıdır. Kulun takvası letaiflerinin işlemesiyle doğrudan bağlantılıdır. Dil düzelince kalp, kulak düzelince ruh, el düzelince sır düzene girer. Düşüncelerimizin istikameti hafîyi, gözümüzün istikameti ahfâyı selâmete kavuşturur. Takva artıkça imandaki yakîn derecesi de artar. Dolayısıyla hesaba çekildiğimiz hususlar da incelir. Muttakî insan daim, Hakk’ın huzurunda bulunduğunun şuurunda olan ve ona göre hareket eden insandır.

Cenab-ı Zü’l-Celâl, lisanını gıybetten muhafaza eden muttakî kulları zümresine bizleri de ilhak eylesin. Hamd olsun âlemlerin Rabbi olan Allâh’a.



Selamün Aleyküm kardeşim..Takvalı müminin vasıfları, kıssalarla birlikte çok güzel bir şekilde ele alınmış.Emeğinize sağlık..Rabbimiz c.c ibretlenmeyi ve bu esas üzere yaşamayı nasip eylesin cümlemize..Bizleri vera ve takva ehli kullarından eylesin.Amin. Bundan daha güzel libas yoktur, inananlar için..Allah c.c razı olsun..Sevabınızı yazsın inşallah..Selam ve dua ile.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt