acımı soruyorsun, halimi soruyorsun. hamd-u senalar olsun. ALLAH BU GÜNLERİMİZİ ARATMASIN. bu sıralar sık sık aklıma "babam ve oğlum" filminden bir sahne geliyor. adamın oğlunun doğduğu ve eşinin öldüğü andaki travma hali. üzülmeyesin o halde değilim. ama gariptir o hali o denli anlamlı buluyorum ki...
rüzgarlar ektik; şimdi ne biçebiliriz ki! hepimiz bir diğerimizin şefkat ve merhametine o denli muhtaçtık ki! ama anlayamadık. herşeyden önemli gördüğümüz oyunlar ve oyuncaklarımızla oyalandık. dağ dağ olmuş gururlarımızla hareket ettik durduk. aslında tüm hareketlerimizi oluşturan nefsi temellerin öyle bir dini örgüsünü oluşturduk ki; biz bile masum ve haklı olduğumuza inandık. herbirimiz yaptık. hepimiz yaptık. şimdi kendi ellerimizle biçtiklerimi seyrederken, konuşamıyorum, kızamıyorum, "nasip, kader" diyemiyorum. sık sık terennüm ettiğim bir türkü var dilimde; "cehennemde ateş olmaz nar yoktur/ herkes ateşini kendi getirir."
hep beraber oluşturduğumuz/ tutuşturduğumuz ateşin sıcaklığındayız. bir kişi, iki kişi, üç kişiyle de değil. hep beraber. zaten beraber hareket ettiğimiz tek husus da buydu. şimdi akledenledebilenlerin "af ve istiğfar vakti"!
gemilerim yanmadı, çıkmaz yollarda değilim; ben yandım kendimi yaktım sadece. gördüğün yaralarım yaptıklarımdan gayrısı değil.
sadece üzmemek için, üzülmemek için susuyorum.bu dakikadan sonra konuşmanın hiçbir pratik anlamı olmadığı için. bu yangının geçeceğine inancımı bileyliyorum. serin ve sakin bir limana çekilmek için sefere çıktım. bu fırtınayı biraz öncesinde gördüğümden herhalde uzun süredir hazırlığını yapmıştım. şimdi sadece (masum olmadığımın bilinciyle) tarumar olmuş bir dünyayı seyrediyorum. -di li geçmiş zamanlı cümleler dilimde terennüm oldu. istek kipiyle beraber kullanıyorum.
güven üzerine düşünüyorum. biriktirip kalbime koyduğum, kendilerine ikram ettiğim ve fakat zor bir zamanda ellerime verilmiş güven için ikram edilecek bir dost arıyorum. akşamları erkenden uyuyorum sadece rüyalarımla/ rüyalarımda boğuşuyorum. sadece onlar tehlike aslında.
bazen kendimi de suçluyorum; "en haksız ve fakat en sakin" olmak/ yaşamak ağrıma gidiyor bazen. "asi ve mavi" bir çocuk vardı. o da tüm terennümler gibi geçmiş zamanda kaldı. mavilerimi giymeli o kadar çok zaman oldu ki!!!
tüm bunların ötesinde seninle olmak elbette ki isterdim. bir gece vakti uyanık kalmayalı çok oldu. hatta bu konuda kendime güvenimi kaybettim bile diyebilirim. acılarını bilmek acılarına merhem olup sürünmek isterdim. benimkilerin merhemi yok, üstelik fazla da sızlamıyorlar. gerçekten iyiyim. hatta yakında haberlerini duyacaksın. dost elini ve dost yüreğini muhabbetle öpüyorum; kendine iyi bak.....
rüzgarlar ektik; şimdi ne biçebiliriz ki! hepimiz bir diğerimizin şefkat ve merhametine o denli muhtaçtık ki! ama anlayamadık. herşeyden önemli gördüğümüz oyunlar ve oyuncaklarımızla oyalandık. dağ dağ olmuş gururlarımızla hareket ettik durduk. aslında tüm hareketlerimizi oluşturan nefsi temellerin öyle bir dini örgüsünü oluşturduk ki; biz bile masum ve haklı olduğumuza inandık. herbirimiz yaptık. hepimiz yaptık. şimdi kendi ellerimizle biçtiklerimi seyrederken, konuşamıyorum, kızamıyorum, "nasip, kader" diyemiyorum. sık sık terennüm ettiğim bir türkü var dilimde; "cehennemde ateş olmaz nar yoktur/ herkes ateşini kendi getirir."
hep beraber oluşturduğumuz/ tutuşturduğumuz ateşin sıcaklığındayız. bir kişi, iki kişi, üç kişiyle de değil. hep beraber. zaten beraber hareket ettiğimiz tek husus da buydu. şimdi akledenledebilenlerin "af ve istiğfar vakti"!
gemilerim yanmadı, çıkmaz yollarda değilim; ben yandım kendimi yaktım sadece. gördüğün yaralarım yaptıklarımdan gayrısı değil.
sadece üzmemek için, üzülmemek için susuyorum.bu dakikadan sonra konuşmanın hiçbir pratik anlamı olmadığı için. bu yangının geçeceğine inancımı bileyliyorum. serin ve sakin bir limana çekilmek için sefere çıktım. bu fırtınayı biraz öncesinde gördüğümden herhalde uzun süredir hazırlığını yapmıştım. şimdi sadece (masum olmadığımın bilinciyle) tarumar olmuş bir dünyayı seyrediyorum. -di li geçmiş zamanlı cümleler dilimde terennüm oldu. istek kipiyle beraber kullanıyorum.
güven üzerine düşünüyorum. biriktirip kalbime koyduğum, kendilerine ikram ettiğim ve fakat zor bir zamanda ellerime verilmiş güven için ikram edilecek bir dost arıyorum. akşamları erkenden uyuyorum sadece rüyalarımla/ rüyalarımda boğuşuyorum. sadece onlar tehlike aslında.
bazen kendimi de suçluyorum; "en haksız ve fakat en sakin" olmak/ yaşamak ağrıma gidiyor bazen. "asi ve mavi" bir çocuk vardı. o da tüm terennümler gibi geçmiş zamanda kaldı. mavilerimi giymeli o kadar çok zaman oldu ki!!!
tüm bunların ötesinde seninle olmak elbette ki isterdim. bir gece vakti uyanık kalmayalı çok oldu. hatta bu konuda kendime güvenimi kaybettim bile diyebilirim. acılarını bilmek acılarına merhem olup sürünmek isterdim. benimkilerin merhemi yok, üstelik fazla da sızlamıyorlar. gerçekten iyiyim. hatta yakında haberlerini duyacaksın. dost elini ve dost yüreğini muhabbetle öpüyorum; kendine iyi bak.....