Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sultan Abdülhamid'in Duası (1 Kullanıcı)

davaislam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Şub 2009
Mesajlar
257
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
O sene, bütün cephelerde paniğin başladığı, topyekûn, Arabistan’ın elden çıktığı, İngilizlerin Suriye ve Irak’dan, Fransızların Makedonya tarafından ana vatan sınırlarını toslamaya koyulduğu, Moskofların bütün Şark Anadolusunu derinlerine kadar işgal edip 1917 Rus ihtilâli yüzünden çekilmek zorunda kaldığı, halkın ekmek yerine saman tozu ve mısır koçanı yediği, yakmaya tezek ve kefen yapmaya bez bulamadığı mevsimde, bir gün Enver Paşa, Talât Paşa’yla beraber, Beylerbeyinde Abdûlhamîd’i ziyarete gidiyor.

Kendilerini karşılayan muhafız subay, Ulu Hakana haber vermeksizin yol gösterdiği için, kapısının önüne kadar geliyorlar.

Kapı yarı aralıktır ve Abdûlhamîd, sırtı kapıya doğru, seccade üzerinde dua etmektedir. Gelenleri görmüyor, gelenler de ona kendilerini göstermiyor. Enver Paşa, önde, yarı açık kapıyı biraz daha aralamış, olduğu yerden tabloyu seyretmekte… Abdûlhamîd, elleri hacet dergâhına uzatılmış, gözyaşiyle nemli bir dua sesi çıkartmakta:

- Allahım; bana yapılanları helâl etmiyorum! Şahsıma yapıldığı için değil, milletime yapıldığı için affetmiyorum! Milletime yapılan fenalıklardan, yarın, senin Hesap Gününde davacıyım!

Öbür İttihatçılara nisbetle içinde bir saffet kırıntısı kalmış olan Enver Paşa, bu duayı işitince, çarpılıp kalıyor, Hünkârın huzuruna çıkamıyor, geriye dönüyor, Talât Paşayı kolundan çekerek sürüklüyor, rıhtımda bekleyen istimbota götürüyor ve orada, ağlaya ağlaya, Talât Paşa’ya diyor ki:

- Başımıza ne geldiyse bu adama yaptıklarımızdan geldi ve daha ne gelecekse o yüzden gelecek!..

İstikbaldeki gerçek Türk Tarihçisinin kulağına fısıldadığımız bu vak’a hakikîdir ve babam Fazıl Beyin amca oğullarından ve Kısakürek’lerden, İttihatçıların İaşe Nâzırı Kara Kemal tarafından, dayım ve yine eski İttihatçı Kerim Milâr’a anlatılmıştır. İttihatçıların polis teşkilâtında yüksek dereceli bir memur ve birçok yerde Emniyet Müdürlüğü yapmış olan dayım, Kara Kemâl’den naklen derdi ki:

- İttihat ve Terakki’nin Türk ve milliyetçi kadrosu, Abdülhamîd’în ne büyük, hattâ emsalsiz bir Padişah olduğunu biliyor, fakat onu makamına iade etmek ve tutulan istikameti değiştirmek için vaktin geçmiş olduğunu esefle görüyordu. İttihatçılık hareketinde eser müessiri aşmış ve gizli tesir (Yahudi ve Mason tesiri) artık istikamet değiştirmeyi imkânsız hale getirmişti. Nitekim Abdülhamîd’in cenaze namazında hüngür hüngür ağlamaktan kendisini alamayan Talât Paşa bu ince ruh ukdesinin ilancısı olmuştur.

(Necip Fazıl Kısakürek – Ulu Hakan İkinci Abdülhamid Han – Büyük Doğu Yayınları – 14. basım – S. 626-627)
ULU-HAKAN-II-ABDULHAMID-HAN-Necip-FAZIL__18898716_0.jpg
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Kapı yarı aralıktır ve Abdûlhamîd, sırtı kapıya doğru, seccade üzerinde dua etmektedir. Gelenleri görmüyor, gelenler de ona kendilerini göstermiyor. Enver Paşa, önde, yarı açık kapıyı biraz daha aralamış, olduğu yerden tabloyu seyretmekte… Abdûlhamîd, elleri hacet dergâhına uzatılmış, gözyaşiyle nemli bir dua sesi çıkartmakta:

- Allahım; bana yapılanları helâl etmiyorum! Şahsıma yapıldığı için değil, milletime yapıldığı için affetmiyorum! Milletime yapılan fenalıklardan, yarın, senin Hesap Gününde davacıyım!


- Başımıza ne geldiyse bu adama yaptıklarımızdan geldi ve daha ne gelecekse o yüzden gelecek!..


- İttihat ve Terakki’nin Türk ve milliyetçi kadrosu, Abdülhamîd’în ne büyük, hattâ emsalsiz bir Padişah olduğunu biliyor, fakat onu makamına iade etmek ve tutulan istikameti değiştirmek için vaktin geçmiş olduğunu esefle görüyordu. İttihatçılık hareketinde eser müessiri aşmış ve gizli tesir (Yahudi ve Mason tesiri) artık istikamet değiştirmeyi imkânsız hale getirmişti. Nitekim Abdülhamîd’in cenaze namazında hüngür hüngür ağlamaktan kendisini alamayan Talât Paşa bu ince ruh ukdesinin ilancısı olmuştur.

(Necip Fazıl Kısakürek – Ulu Hakan İkinci Abdülhamid Han – Büyük Doğu Yayınları – 14. basım – S. 626-627)
ULU-HAKAN-II-ABDULHAMID-HAN-Necip-FAZIL__18898716_0.jpg
Allahcc razı olsun gönüldaş...
BESMELE...SELAM...DUA...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt