Ravzaya-hasret
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 2 Haz 2010
- Mesajlar
- 26
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“...Kullarımdan şükredenler pek azdır.” (Sebe, 13)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Îman iki kısımdır. Yarısı sabırda, yarısı şükürdedir.” (Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, VII, s. 127)
Şükür ehli zenginlerden olan Abdurrahman bin Avf (ra)’ın oruçlu olduğu bir gün, önüne iftar etmesi için birkaç çeşit yemek konulmuştu. O mübârek sahâbî, gözyaşları içinde sofradan kalktı ve şöyle dedi:
“Mus’ab bin Umeyr, Uhud’da şehîd edildi. O benden daha fazîletli idi. Ama kefen olarak bir hırkadan başka bir şeyi yoktu. Onunla da başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açık kalıyordu. Şimdi ise bize dünyâlık olarak her şey verildi. Doğrusu, hayırlarımızın karşılığının dünyada verilmiş olmasından korkuyorum. (Acaba kazandığımız ecirler âhiretten tenkis edilip bu dünyada mı veriliyor?!)” (Buhârî, Cenâiz, 27)
Görüldüğü üzere onlar, şükrünü îfâ edemeyecekleri endişesiyle helâl nîmetleri bile büyük bir ihtiyatla karşılıyorlardı. Hakk’ın huzûrunda hesabını kolayca verebilecekleri asgarî miktarda bir nîmeti kendileri için yeterli görüyorlardı. (Osman Nuri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından-2, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hâlık: Her şeyi yoktan var eden, yaratan, yarattığı her şeyin bütün ayrıntılarını bilen ve mahlûkuna takdir ettiği ömür içerisinde, onun göreceği her hâli, hadiseyi tespit ve tayin eden demektir.
Kısa Günün Kârı
(Şehit olan askerlerimiz için bir Fatiha okuyalım) Şükür; nîmeti bilmenin ismidir. Zira şükür, nîmeti vereni bilmeye götürür.