Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Şükrün ve nankörlüğün neticesi.. (1 Kullanıcı)

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Şükür; verilen nimetleri yerli yerinde kullanmak, görülen iyiliğe karşı teşekkür etmek, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymak anlamlarındadır.

İyilik edene, mal ve hizmetle karşılığı yapılır. Bunu yapamayan, teşekkür ve dua eder. Çünkü, iyiliğe karşı iyilik yapmak insanlık vazifesidir. Hadis-i şerifte; (İnsanlara teşekkür etmeyen, Allahü teâlâya şükretmiş olmaz) buyurulmuştur.


Vaktiyle Bağdat’ta kıtlık olur. Açlıktan mecalsiz kalan bir fakir, içeriden ekmek kokusu gelen bir evin kapısını çalar;
-Günlerdir ağzıma bir lokma girmedi. Allah rızası için bir ekmek verin diye yalvarır. Tandırda ekmek pişirmekte olan kadıncağız, fakirin bu yalvarışı üzerine kızına;

-Al şu ekmeği, kapıdaki fakire veriver der. Kızcağız, tandırdan yeni çıkan ekmeği fakire verir. Fakir, sevincinden ne yapacağını bilemez ve hemen evinin yolunu tutar. O sırada karşısına birisi çıkar;

-O ekmeği nereden aldın diye sorar. Fakir de, kendisine ekmek verilen evi tarif ederek yoluna devam eder. Adam, ekmek verilen evin kendi evi olduğunu anlayınca, çok öfkelenir ve böyle zamanda kimin evinde ekmek olabilir ki diye söylenerek hışımla eve girer;

-O ekmeği, fakire kim verdi diye bağırır. Kadıncağız korkudan, kızına bir şey yapmaz düşüncesiyle, kızını işaret eder. Nankörlük ve cimrilik içine işlemiş olan adam, eline geçirdiği bir sopa ile, kızının ekmek veren eline öyle bir vurur ki, kızcağızın eli felç olur. Öfkeyle;

-Ben herkese ekmek versem, bu evde ekmek mi kalır diye de bağırır...

Aradan seneler geçer. Elindeki nimete şükretmeyen adamın işleri bozulur. Nesi varsa satar fakat kendini iflastan kurtaramaz. Bu arada sıhhati bozulur, çalışamayacak hale gelir ve bir lokmaya muhtaç olur. Bir gün kızına;

-Benim çalışacak ve dışarı çıkacak halim yok. Dışarı çık birisinden ekmek veya bir ekmek parası iste. Benden ümidi kesin der. Ömründe dilenmemiş, kimseden bir şey istememiş olan kızcağız, utana, sıkıla çarşıya iner. Bir kenara çekilir ve beklemeye başlar. Uzun müddet kızcağızın orada beklediğini gören genç bir esnaf, yanına gelir;

-Sen masum birine benziyorsun. Burada mahcup bir halde kimi veya neyi bekliyorsun diye sorar. Kızcağız;

-Ekmeğimiz de, alacak paramız da yok. Bir tanıdık rast gelirse ekmek parası isteyeceğim der. O esnaf, hemen elini cebine atar, hatırı sayılır bir para çıkartıp kızcağıza uzatır;

-Bunlarla istediğin kadar ekmek alabilirsin. Böylece, Rabbimin bana ihsan ettiği nimetin şükrünü ödemiş olurum der.

Kızcağız, parayı alırken elinin birini saklar. Bu hal genç esnafın dikkatini çeker;

-Elinde bir rahatsızlık varsa, seni doktora götüreyim, tedavi ettireyim. Daha önce çok fakirdim, yiyecek bir lokma ekmeğe muhtaç idim. Rabbim bana çok ihsanda bulundu, zengin oldum. Rabbimin bu ihsanına karşı, şükür olarak Onun kullarına yardım etmek istiyorum. Saklama derdin ne ise söyle sana yardım edeyim der.

Kızcağız başından geçenleri anlatır. Fakire verdiği ekmek sebebiyle babasının eline sopa ile vurduğunu ve bu sebeple sakat kalıp evlenemediğini de anlatır. Kızcağızdan bunları işiten genç esnaf, hemen komşularını çağırır ve;

-Komşular, bu kızcağızın elinin sakat kalmasına ben sebep olmuşum. Çünkü o ekmeği isteyen bendim. Elinin sakat kalmasına sebep olup da bu halde bırakmak, insanlığa sığmaz ve Allahü teâlâ da razı olmaz. Bu kızcağızın babası, elindeki nimete şükretmediği için, Allahü teâlâ onun dükkanını elinden alıp bana nasip etti. Şimdi imtihan sırası bende. Ben de aynı nankörlüğe düşmek istemem, der ve kızcağızı babasından istetip evlenir. Böylece kızcağızı ve ailesini sıkıntıdan kurtardığı gibi, Allahü teâlânın ihsanlarına da şükreder...

Netice olarak, nimetlere şükredilirse, elde kalır, nankörlük edilirse, elden çıkar. Hazret-i Ali’nin buyurduğu gibi:
“Nimetlere şükreden, onun elden çıkacağından korkmasın. Nimetin kıymetini bilmeyip, nankörlük edenlerin elinden o nimet alınır. Şükür ise, nimeti devamlı kılar ve artırır.”

Makaleler .:.: www.osman-unlu.com :.:.
 

GEVHER

Yönetici
Katılım
9 Eyl 2008
Mesajlar
3,971
Tepki puanı
2,515
Puanları
163
selamün aleyküm..

paylaşımınız için Allah razı olsun.

Rabbim bizleri , Kendisinin verdiği nimetlere şükür eden , sıkıntılara sabreden ; ne olursa olsun her şeyin Rabbinden geldiği bilincine varan kullardan eylesin.
 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
selamün aleyküm..

paylaşımınız için Allah razı olsun.

Rabbim bizleri , Kendisinin verdiği nimetlere şükür eden , sıkıntılara sabreden ; ne olursa olsun her şeyin Rabbinden geldiği bilincine varan kullardan eylesin.

Ve aleyna aleyküm selam ve rahmetullah,

Amin, Allahü teala cümlemizden razı olsun. Razı olduklarıyla bulundursun. İman üzre ölmeyi nasib etsin...

Vesselam
 

ardam_47

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
207
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
bu hikaye sır kapısında çıkmıştı güzel bi paylaşım selam ve du ile kalın
 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
bu hikaye sır kapısında çıkmıştı güzel bi paylaşım selam ve du ile kalın

Teşekkür ederim.

Allahü teala insanlara teşekkür edebilen, Hakka şükreden kullardan olmayı cümlemize nasib etsin inşaallahü teala..


Vesselam
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt