Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Şükredebilmek Emre Atasoy (1 Kullanıcı)

emreata10

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ocak 2011
Mesajlar
104
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
''Allahın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun''



Evde televizyon arıza yapar, tamirciye götürürler. Tamirci televizyonun arka kapağını açtığında ne görsün, her yer ekmek kırıntısı. Neyse güzel bir hava tutar kırıntılardan temizleyip, televizyonu tamir eder. Tamirci televizyonun sahibine durumu anlatır, ancak ne televizyoncu ne de sahibi ekmek kırıntılarına bir anlam veremez. Adam eve gelir düşünür taşınır, aklına küçük oğlu gelir. Oğluna sorar durumu, çocuk biraz mahcup biraz da korkarak, evet baba ben attım o kırıntıları der. Baba sebebini sorduğunda küçük çocuğun cevabı, tüm aileyi gözyaşlarına boğar. Ben o ekmekleri televizyonda aç çocukların karnını doyurmak için atmıştım


O çocuk gibi olabilmek O olgun görüşlü olabilmek ne güzel
Yaptığı davranış beni etkiledi bilmiyorum sizi etkiledi mi ama


Olgunluk demek neydi derseniz güzel söz söylemek değil söylediği sözü harekete geçirmesi öyle değil mi?
Peki
Bu davranışı kim yapabiliyor?Kim Düşünüyor ???
…..
Dışarı da gördüğümüz onlarca arkadaşın elinde su şişeleri var nedeni ise oyun oynamak ne acayip insanlarız eğlence için su israfı ediyoruz
Yemek yapıyoruz yemekleri beğenmiyoruz nedeni istediğimiz yemeklerin olmaması
Yada yemek yapıyoruz sonra çöpeeeee
İş buluyoruz parasını beğenmiyoruz
Nedeni ise çok az gelmesi
Sen çalışta gerisi gelir İnşallah


Somali de İNSAN ölüyor Ankara da İstanbul da her yerde insanlık ölüyor

Televizyonlarda gördükçe kendimizden utanmalıyız aslında
İnternette durup facebook alemine takılmak yerine onlara dua edebiliriz
İnternette durup müzik dinleyeceğine onlara dua edebiliriz
İnternette durup komik videolar izleyeceğine onlara dua edebiliriz
İnternette durup anlamsız magazin sayfalarına bakmak yerine onlara dua edebiliriz
O kadar örnek var ki BOŞ İŞLER dediğimiz
Bu boş işler yerine dua etsek daha güzel olmaz mı?
İnsanlık yerinde sayıyor resmen


Biliyor musun

Hani televizyonlarda çıkıyor ya Somali deki kardeşlerimiz
İşte O anları izledikçe kendimize 1 dakika da olsa şükrediyoruz
Ama bu şükür yeterli değil
her zaman şükretmeliyiz her zaman Rabbimizin verdiği sayısızca nimetlere şükretmeliyiz
Şükür etmeyi yaymalıyız, Şükür etmeyi Öğretmeliyiz

Elhamdülillah.
Elhamdülillah.
Elhamdülillah.

Aslında var ya Somali deki kardeşlerimiz bizim kurtuluşumuz onlara baktığımızda Rabbimize el açıyoruz şükrediyoruz onlar olmasa şükretmeyi bile yapamayacağız ne yazık
Dertliyim diyorsun sıkıntım var diyorsun
Ne şükretmesinden bahsediyorsun
Ben sana diyorum ki bir de kendinden kötüleri düşün
Sağlığını kaybetmiş sağlığını arayanlar
Mahkemelerde sürünenler hapishanelerde güneş yüzü görmemiş insanlar
Çocuk acısıyla kıvranan aileleri düşün şükret
O kadar örnek var ki

Rabbim ne diyor
Lein şekertum leezidennekum.." Şükrederseniz arttırırım..
Bir yazı gördüm onun seninle paylaşmak istiyorum

‘; Hendek Harbi'nde Efendim ve sahabeleri hendek kazıyorlar, hepsi aç, susuz, uykusuz..Çoğu açlıktan karnına taş bağlamış.. O ise bir değil iki taş bağlamış..
Hendek kazarken öyle bir yere rast geliyorlar ki kimse kıramıyor kayaları..Alıyor Efendim eline balyozu ve " Bismillah!"
3 vuruş yapıyor, her seferinde tekbir getiriyor ve sanki şimşekler çakıyor, ortalık aydınlanıyor adeta..Sahabeler de hep beraber; "Allahuekber!" Allah en büyüktür!
"Kopan birinci parçadan çıkan kıvılcım İran cihetine çakmış.. Şöyle buyurmuş Efendim; "İran sizin olacak!" İkinci Mekke istikametine çakmış: "Mekke sizin olacak! "Üçüncü de Doğu Roma, İstanbul istikametine çakmış; "İstanbul sizin olacak! " sallallahu aleyhi ve sellem
Mesaj belli değil mi
Umut Dolu Olmak Dertli üzüntülü Olmak Yerine Çalışmak Sabretmek
Rabbimize Güvenmek Öyle Değil mi
Dipdiri olmak her şeye rağmen savaşmak
Ayakta kalmak
"Önemli olan düşmek değil,düştükten sonra tekrar ayağa kalkmaktır

Değerli Büyüklerim

Bir Hadisi Şerif Vardı
'Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir
Bu hadisi hiç düşündük mü ne demek istiyor ?
Paylaşmayı amaçlamıyor mu?

Ama biz ne yapıyoruz ?
Düşünün?

Eve o kadar erzak alıyoruz hepsini bir güzel yiyoruz
Sonrada diyetisyenlere bayılıyoruz
Öyle değil mi?
Üstüne üstlük hastanelerde ter atıyorsunuz ne gerek var
Birde şöyle düşünelim
Bir çorba hazırladıysan paylaş
Komşunla ne güzel
yada dışarı da nice yoksun insanlar var onlarla paylaş
Hem sağlığından olmazsın hem de insanları mutlu etmiş olursun


Paylaşmak Ne güzel
Bilgileri Paylaşmak,Yemeği Paylaşmak,Derdini paylaşmak

Değerli Büyüklerim
Ne elbiseler gördüm içinde insan yok,nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok...Hz Mevlana
Değerli Büyüklerim

Buradaki amaç aslında
Şu

Şükretmeyi öğrenmeliyiz, ne olursak olalım
Zeytin yeriz peynir yeriz şükretmeyi öğrenirsek var ya o peynir, zeytinle ne kadar mutlu oluruz
Şükretmeyi öğrenmezsek eğer ne kadar yemek olursa olsun mutlu olamazsın

Paylaşmayı Öğrenmeliyiz Din dil ırk ayrımı yapmadan

Son sözü neden yazdım biliyor musun
İnsanlar hep kendilerini yoksun insanlardan uzak tutuyor
Yüzüne bakmıyor, yemeklerini paylaşmıyor, hep kötü göz ile bakıyorlar
Şu sözü kendilerine sormuyorlar
Ne oldum değil ne olacağım

Değerli Büyüklerim

Elimden geleni yapmaya çalıştım bilmiyorum ne kadar iyi oldu ne kadar faydalı oldu
İnşallah hatam olmamıştır
Olursa da Affola

Rabbime Emanet Olun
Saygılarımla
Emre Atasoy
 

Takva_Sena

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ağu 2011
Mesajlar
15
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Bir müslüman çağın gözüyle islama bakmaz,islamın gözüyle çağa bakar! Rabbım muslumanlıgı en guzel sekılde hayata uygulayanlardan olmamızı nasıp eder ınsallah.Afrıkada,ırakta dunyanın neresınde olursa olsun aynı anne babanın evladı olmasakta bız dogustan kardesız..Kardeşlık paylaşmaksa ,paylaşmakta muslumanlıgın bır parcasıdır.Vesselam ;)
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
Amerikan üniversitelerinin güzel bir geleneği vardır, Her üniversite, kendi alanında çok sivrilmiş ama mutlaka akademik hayattan gelmesi de gerekmeyen önemli bir ismi, mezuniyet konuşması yapmak ve yeni mezunlara öğütler vermek üzere her yıl davet eder. Ünlü Yale Üniversitesi, mezuniyet töreninde konuşma yapmak üzere Oracle Bilgisayar şirketinin kurucusu ve genel müdürü Larry Ellison’ı davet eder. Ancak Ellison’ın yaptığı şu konuşma herkesi şok eder:
Yale Üniversitesi mezunları, daha önce böyle bir giriş görmediğinizi tahmin ediyorum ama benim için bir şey yapmanızı istiyorum. Lütfen, etrafınıza iyice bakın. Solunuzdaki sınıf arkadaşınıza, sonra da sağınızdaki sınıf arkadaşınıza bir bakın.
Ve şimdi şunu aklınıza koyun: Bundan beş yıl sonra, on yıl sonra, hatta otuz yıl sonra, solunuzdaki kişi hiçbir şeyi başaramamış olacak. Sağınızdaki kişi de aslında hiçbir şey başaramamış olacak. Ve siz, ortadaki? Ne bekliyorsunuz? Siz de başaramayacaksınız.

Başaramayacaksınız!
Aslında bugün şöyle bir etrafıma baktığımda parlak bir gelecek için yüzlerce umut ışığı GÖREMİYORUM. Yüzlerce değişik endüstride liderliği ele alacak kişiler de göremiyorum. Görebildiğim tek şey, geleceği başarısızlıktan başka bir şey olmayacak yüzlerce insan. O kadar. Sinirlendiniz. Bu anlaşılabilir bir şey.
Ben, Lawrence (Larry) Ellison, üniversite terk, kim oluyorum ve bu yetkiyi nerden alıyorum ki, ülkenin en prestijli yüksek öğrenim kurumunun bu yılki mezunlarına böyle şeyler söyleyebiliyorum?
Bu yetkiyi nereden aldığımı söyleyeyim:
Çünkü ben, Lawrence (Larry) Ellison, üniversite terk ve dünyanın en zengin ikinci adamıyım. Siz değilsiniz.
Çünkü Bill Gates, o da üniversite terk ve dünyanın -şimdilik- en zengin adamı. Siz değilsiniz. Çünkü Paul Allan, o da üniversite terk ve dünyanın en zengin üçüncü adamı. Siz değilsiniz.
Başka örnekler de var. Mesela Michael Dell, o listede 9 numara ve yukarı doğru hızla tırmanıyor, o da üniversite terk. Ve siz o listede hala yoksunuz. Şimdi çok kızdınız. Bu da anlaşılabilir.
O halde biraz da gururunuzu okşamama izin verin.
Pek çoğunuz burada dört ya da beş yıl eğitim gördünüz. Geleceğinize yönelik oldukça iyi bir eğitim aldınız, bilmeniz gereken pek çok şeyi öğrendiniz. İyi çalışma alışkanlıkları edindiniz. Burada, hayatınızın geri kalan kısmında size yardımcı olacak bir sürü insan tanıdınız, onlarla bağlantı kurdunuz.
Ve hayatınız boyunca yanınızdan ayrılmayacak bir kavramla güçlü bir ilişkiniz oldu burada: TERAPİ.
Bunların hepsi güzel şeyler. Gerçekten, kurduğunuz arkadaşlık bağlarına ihtiyacınız olacak. Bu çalışma alışkanlığına ve ‘terapi’ye de ihtiyaç duyacaksınız hayat boyu. İhtiyacınız olacak, çünkü üniversiteyi terk etmediniz. Dolayısıyla, asla dünyanın en zengin insanları arasına katılamayacaksınız. Elbette, belki de listeye 10 ya da 11. sıradan, Microsoft yöneticisi Steve Ballmer gibi girebilirsiniz. Ama herhalde onun kimin için çalıştığını söylememe gerek yok, değil mi? Sadece kayda geçsin diye söylüyorum, o da zaten masterdan terk. Biraz geç kalmış anlayacağınız.
Son olarak, herhalde bazılarınız ya da umarım bu konuşmadan sonra çoğunuz, kendi kendinize sorarsınız: “Yapabileceğim bir şey var mı?”

Bir umut var mı?
Maalesef hayır. Geç kaldınız. Beyninize çok şey dolduruldu, siz onlara bakıp bir şeyler bildiğinizi sanıyorsunuz. Artık 19 yaşında değilsiniz. Eveeet, şimdi gerçekten çok kızdınız. Bunu anlayabiliyorum. Belki de şu an, size bir umut ışığı vermenin, bir çıkış yolu göstermenin tam zamanıdır.
Hayır, 2000 mezunları size değil. Siz kaybettiniz. Sizi, yılda 200 bin dolarlık komik maaş çeklerinizle baş başa bırakıyorum. Üstelik o maaş çekinin üstünde sizden birkaç yıl önce okulu terk etmiş birinin imzası olacağını söyleyerek.

Öğütlerim size değil daha alt sınıfta okuyanlara.
Size söylüyorum: Hemen ayrılın. Bir kez daha vurgulamak istiyorum: AYRILIN. Hemen toplayın eşyalarınızı ve fikirlerinizi ve bir daha geri dönmeyin. Terk edin! Her şeye yeniden başlayın.
Size söyleyebileceğim tek şey, o başınızdaki kepler ve üstünüzdeki kıyafetin sizi aynen şu güvenlik görevlilerinin beni kürsüden aşağı çektiği gibi aşağı çektiği...
 

mrv111

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ağu 2011
Mesajlar
144
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Selamun Aleyküm Kardeşimm ;
Şükürler olsun ki bizim gibi düşünen bir çok din kardeşimizin olduğuna inanıyorum bende aynı dertleri sıkıntı ediyorum uzun zamandır... Ve o kadar çok bunalttı ki bu dünyadaki boş işlerle ilgilenen insanlar ve onlarla aynı ortamlarda mecburen bir arada bulunmak,katlanamayacak gibi olup gitmek bile geliyor içimden.. Ama ailemi bırakıp gidemiyorum tabii ki :( Beni en çok üzende malesef çevremde yakınlarımda kimsenin ahireti umursamadığı ! :(
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
Amerikan üniversitelerinin güzel bir geleneği vardır, Her üniversite, kendi alanında çok sivrilmiş ama mutlaka akademik hayattan gelmesi de gerekmeyen önemli bir ismi, mezuniyet konuşması yapmak ve yeni mezunlara öğütler vermek üzere her yıl davet eder. Ünlü Yale Üniversitesi, mezuniyet töreninde konuşma yapmak üzere Oracle Bilgisayar şirketinin kurucusu ve genel müdürü Larry Ellison’ı davet eder. Ancak Ellison’ın yaptığı şu konuşma herkesi şok eder:
Yale Üniversitesi mezunları, daha önce böyle bir giriş görmediğinizi tahmin ediyorum ama benim için bir şey yapmanızı istiyorum. Lütfen, etrafınıza iyice bakın. Solunuzdaki sınıf arkadaşınıza, sonra da sağınızdaki sınıf arkadaşınıza bir bakın.
Ve şimdi şunu aklınıza koyun: Bundan beş yıl sonra, on yıl sonra, hatta otuz yıl sonra, solunuzdaki kişi hiçbir şeyi başaramamış olacak. Sağınızdaki kişi de aslında hiçbir şey başaramamış olacak. Ve siz, ortadaki? Ne bekliyorsunuz? Siz de başaramayacaksınız.

Başaramayacaksınız!
Aslında bugün şöyle bir etrafıma baktığımda parlak bir gelecek için yüzlerce umut ışığı GÖREMİYORUM. Yüzlerce değişik endüstride liderliği ele alacak kişiler de göremiyorum. Görebildiğim tek şey, geleceği başarısızlıktan başka bir şey olmayacak yüzlerce insan. O kadar. Sinirlendiniz. Bu anlaşılabilir bir şey.
Ben, Lawrence (Larry) Ellison, üniversite terk, kim oluyorum ve bu yetkiyi nerden alıyorum ki, ülkenin en prestijli yüksek öğrenim kurumunun bu yılki mezunlarına böyle şeyler söyleyebiliyorum?
Bu yetkiyi nereden aldığımı söyleyeyim:
Çünkü ben, Lawrence (Larry) Ellison, üniversite terk ve dünyanın en zengin ikinci adamıyım. Siz değilsiniz.
Çünkü Bill Gates, o da üniversite terk ve dünyanın -şimdilik- en zengin adamı. Siz değilsiniz. Çünkü Paul Allan, o da üniversite terk ve dünyanın en zengin üçüncü adamı. Siz değilsiniz.
Başka örnekler de var. Mesela Michael Dell, o listede 9 numara ve yukarı doğru hızla tırmanıyor, o da üniversite terk. Ve siz o listede hala yoksunuz. Şimdi çok kızdınız. Bu da anlaşılabilir.
O halde biraz da gururunuzu okşamama izin verin.
Pek çoğunuz burada dört ya da beş yıl eğitim gördünüz. Geleceğinize yönelik oldukça iyi bir eğitim aldınız, bilmeniz gereken pek çok şeyi öğrendiniz. İyi çalışma alışkanlıkları edindiniz. Burada, hayatınızın geri kalan kısmında size yardımcı olacak bir sürü insan tanıdınız, onlarla bağlantı kurdunuz.
Ve hayatınız boyunca yanınızdan ayrılmayacak bir kavramla güçlü bir ilişkiniz oldu burada: TERAPİ.
Bunların hepsi güzel şeyler. Gerçekten, kurduğunuz arkadaşlık bağlarına ihtiyacınız olacak. Bu çalışma alışkanlığına ve ‘terapi’ye de ihtiyaç duyacaksınız hayat boyu. İhtiyacınız olacak, çünkü üniversiteyi terk etmediniz. Dolayısıyla, asla dünyanın en zengin insanları arasına katılamayacaksınız. Elbette, belki de listeye 10 ya da 11. sıradan, Microsoft yöneticisi Steve Ballmer gibi girebilirsiniz. Ama herhalde onun kimin için çalıştığını söylememe gerek yok, değil mi? Sadece kayda geçsin diye söylüyorum, o da zaten masterdan terk. Biraz geç kalmış anlayacağınız.
Son olarak, herhalde bazılarınız ya da umarım bu konuşmadan sonra çoğunuz, kendi kendinize sorarsınız: “Yapabileceğim bir şey var mı?”

Bir umut var mı?
Maalesef hayır. Geç kaldınız. Beyninize çok şey dolduruldu, siz onlara bakıp bir şeyler bildiğinizi sanıyorsunuz. Artık 19 yaşında değilsiniz. Eveeet, şimdi gerçekten çok kızdınız. Bunu anlayabiliyorum. Belki de şu an, size bir umut ışığı vermenin, bir çıkış yolu göstermenin tam zamanıdır.
Hayır, 2000 mezunları size değil. Siz kaybettiniz. Sizi, yılda 200 bin dolarlık komik maaş çeklerinizle baş başa bırakıyorum. Üstelik o maaş çekinin üstünde sizden birkaç yıl önce okulu terk etmiş birinin imzası olacağını söyleyerek.

Öğütlerim size değil daha alt sınıfta okuyanlara.
Size söylüyorum: Hemen ayrılın. Bir kez daha vurgulamak istiyorum: AYRILIN. Hemen toplayın eşyalarınızı ve fikirlerinizi ve bir daha geri dönmeyin. Terk edin! Her şeye yeniden başlayın.
Size söyleyebileceğim tek şey, o başınızdaki kepler ve üstünüzdeki kıyafetin sizi aynen şu güvenlik görevlilerinin beni kürsüden aşağı çektiği gibi aşağı çektiği...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt