
Su, yalnızca ev sahipliği yapmıyor canlılığa. O, aynı zamanda canlılığın temel kaynağı. Özellikle de sıvı hali. Bu yüzden gökbilimciler harıl harıl su arıyorlar diğer gezegenlerde; eğer sıvı halde su yoksa canlılık da yok.

Her canlının vücudunda belirli (ve sıklıkla da yüksek) yüzdelerde su bulunuyor. Çünkü su iyi bir çözücü ve mükemmel bir iletici. Bu özellikleri nedeniyle de, enzimlerin çalışması için son derece uygun koşullar sağlıyor, dolayısıyla da kimyasal tepkimeler için ideal ortamı oluşturuyor. Canlılığın tüm özellikleri de, kimyasal tepkimeler sonucu ortaya çıkıyor.

Peki, kimin vücudunda ne kadar su var? Öncelikle hatırlatalım, farklı dokularda su içeriği oranı da farklı. Bazı hücrelerin daha fazla suya gereksinimi var. Ama genel olarak, insan vücudunun %65-75’inin su olduğunu söyleyebiliriz. Mantarların vücudundaki su oranı %98’iken, domateste ve denizanasında %95, kaktüslerde %80-90, muzdaysa yaklaşık %75.

SU HAYATTIR, SUYUMUZA SAHİP ÇIKALIM
