H
hado77
selamun aleykum ve rahmetullahi ve barakatuhu
kişinin bir hali görmesi ve bu gördüğü hale rağmen o uyaranın tepkisel olarak gereken şekilde yorumlanamaması veya istenen etkinin bir türlü oluşamaması halleri bir takım norolojik bozuklukların habercisidir.
mevzuya bakarken optimis düşüncelerle dolu olmak, hayat dolu olmak anlamlı olmak gibi düşünsel zevk duymak ve nelerin gerçekçi bir şekilde değerlendirilmeye tabi tutulduğunda aslında kişinin gördüğü şeyi yorumlayamadığını bilmek bu nörolojik bozuklukları teşhis adına önemlidir..
bilinen hastalıklardan biri olarak kuduz mikrobunun meydana getirdiği hallerden biri olarak su ve ışığa karşı hassasiyet oluşmakta ve kişi bu iki nesneye karşı kullanım amacı vucutsal bir tepkiye neden olduğundan dolayı korkuyla yaklaşmaktadır.
beyni etkileyen bu mikrop hezeyana yol açmakta ve anlam karmaşı içinde kalan beyin esasen ihtiyaç hissettiği bu nesnelere karşı uzaklaşan bir yakınlıkla sedece seyirci kalmaktadır.
ALLAH tealanın ayat-ı beyyinatı olarak aleme yaydığı 2 unsurdan biri her şeyin yaratıldığı şey olan su ve atomun anlamı olan dalga parça boyutlu ışıktır.
kainat bilinen bu 2 maddenin anlamlı açılımıdır. her türlü teçhizatı olan insan susuz ve ışıksız bir kainat da varolamaz.
idrak denen ve suyun kullanım prensiplerinden bir olan abdest ameliyesi bu açıdan önemli olduğu gibi günün belli zamanlarındaki namaz ameliyei de bu açıdan anlamlıdır. suyun ve ışığın meydana getirdiği kainat da yaratılma faaliyet olarak devam etmekte iken idrak noksanlığı beyni viruslemiş bir mikrop gibi bedeni sarmaktadır da denebilir.
insanların özellikle ikili ilişkilerde yaşadığı taşkınlık hallerinde kişilerin uzaklaştıkları nesneler olması bakımından kainat yaratılmanın özü olan su ve ışık boyutu ile redde tabidir.
bu nedenle kainatın ışıksal ve su ile ilgili boyutunda inste meydana getirdiği halet esasen nefsin beyne matuf iş yapmayan ameliyesi olarak görülmektedir. aynı ameli peygamber aleyhisselam da yapmaktayken firavunun dünyadaki kalma amacı nedir diye bir soru tevcih edilesi bir soru olmaktadır.
elmasla kömürün farkı denen şeyin antartikada kömür tercih edeceği muhakkatır. ihtiyaçlar içerisindeki bir kimsenin tercihleri, yaratılmasının özündeki talebi açıklamaz. bu kişi diğeri gibi davrandığını söyler ve bakış açısı oluşturur. bu bakış açısının anlamlı olması ise ihtiyaçların bulunduğu bedenin iklimiyle ilgili olmaya başlar.
ALLAH tealanın bir kimseyi yaratırken murat buyurduğu hal ile kişinin bu hale karşı tepkisinin ölçüsü esasen 2 şeyden duyduğu korku veya uyumsuzluk olarak anlamlıdır. özündeki su ve ışık mayasından rahatsızlık duyan bu kimseler kömürleşme eğilimi göstermekte ve kainatın tabakasına yerleşmektedir.
bu mevzunun özünde yatan halin aslını red etmek mi olduğu ya da aslında bulunduğu ortamdan kaynaklanan bir hal değişimi mi olduğu anlam kazanmalıdır ki ALLAH tealanın yaratması ne demek bilinsin.
insan özü itibari ile suya ve ışığa müştaktır ancak ne olur da bu kimse en iyi kullanım olarak gösterilen abdest ve namaz (su ve ışık) ikilisini red eder hale gelir veya korkak bir ruh haletine bürünür.
ALLAH teala insanların birbirlerinin etini yemesi denen gıybeti anlatırken bunun manevi neticelerinden biri olarak et yiyen 2 gıybetşörün esasen bir hayvanın salyası yoluyla bulaşan mikrobu misali kudurduğunu örneklemekte ve gıybet denen bu haslet kişide manen kudurmaya yol açmakta.
nefsin hayvani tarafındaki bu güdü zamanla kişiyi sudan ve ışıktan korkar hale getirecek ve bu kişi artık eylemi ile namaza karşı duruş sergileyecektir.
bu halin zina öncesi bir hal olduğu da işaretlerle anlaşılmakta. kişi öncelikle ölü eti yemeye başlar sonra da zinaya düşer. bu yüzden bu kimselerin su ve ışık denen 2 faktöriyel ile işleme tabi tutulması gerekmekte.
ALLAH tealaya yönelmiş bir çocuk ve kadının hissiyatını taşıyan bir kul erkek bu konuda çözüm yoludur. çocuğun ve babanın duası olarak geçen bu halde isevilik baba oğul kavramını geliştirmişti.
ancak bu çocuğun kız bir evlat olması ve baba ile birlikte ibadet-i taat da bulunması ayetsel derinlik bakmından daha ehvendir. bu açıdan bir baba kızyla birlikte ibadet-i taat yaparsa kainatın su ve ışık olarak akseden tarafı diğer insanları evcil hale getiren fotonlara döner denmeli.
taaruza geçebilecek her türlü kötü düşünce birden munis birer elçiye dönüşecektir.
toplam olarak hormonal bozuklukların önüne geçmek ergen psikolojisini anlamak ileri yaşlarda her türlü cinsel sapma ile sonuçlanacak her türlü beyni afazilerin önüne geçebilecek derde deva 2 li olarak baba ve kız kavramları önem arzetmekte.
sudan veya ateşten yani kainatın özünden korkma denen halet de bizim kanattımız efendimiz aleyhi ekmeltu tahaya ile seyyidemiz HZ.FATIMA radıyallahu teala anhanın kainat üzerindeki tesirleri görülmektedir denebilir.
bu görüntüye karşı duran kimse kız ile babanın arasını açıp o aradan bir şeyler ummak peşinde olan kuduzdur da denebilir. işte bu hale engel olmak için baba ve kız ilişkisini su ve ışık olarak adlandırmak ve kainatın özündeki rasul aleyhisselam ile kızı radıyallahu teala anhaya sizi gördük ve anladık diyebilmemiz gerekmekte.
bu mübarek 2 elçi öyledir ki kendisinden ancak beyninde iğfal amaçlı bir mikrop taşıyan virus korkar. ve bu 2 elçinin adam edemediği adam, adam da değildir.
toplamda namzadan kesin kopuş olarak adlandırılan zina safahatına kadar bu 2 mübarek elçi kula telkincidir.
bu nedenle bizlerin su ve ışığa karşı hassas duruşu, çevremizde baba ve kız arasındaki ilşkiyi kuran bir yapıyı ortaya koyan ve bu uğurda namazı şiar eden ümmet olmamız şeklinde oluşacaktır.
kainatla ph değerimiz 5,5 olur böylece.
ALLAH teala bizlerden razı olsun.
kişinin bir hali görmesi ve bu gördüğü hale rağmen o uyaranın tepkisel olarak gereken şekilde yorumlanamaması veya istenen etkinin bir türlü oluşamaması halleri bir takım norolojik bozuklukların habercisidir.
mevzuya bakarken optimis düşüncelerle dolu olmak, hayat dolu olmak anlamlı olmak gibi düşünsel zevk duymak ve nelerin gerçekçi bir şekilde değerlendirilmeye tabi tutulduğunda aslında kişinin gördüğü şeyi yorumlayamadığını bilmek bu nörolojik bozuklukları teşhis adına önemlidir..
bilinen hastalıklardan biri olarak kuduz mikrobunun meydana getirdiği hallerden biri olarak su ve ışığa karşı hassasiyet oluşmakta ve kişi bu iki nesneye karşı kullanım amacı vucutsal bir tepkiye neden olduğundan dolayı korkuyla yaklaşmaktadır.
beyni etkileyen bu mikrop hezeyana yol açmakta ve anlam karmaşı içinde kalan beyin esasen ihtiyaç hissettiği bu nesnelere karşı uzaklaşan bir yakınlıkla sedece seyirci kalmaktadır.
ALLAH tealanın ayat-ı beyyinatı olarak aleme yaydığı 2 unsurdan biri her şeyin yaratıldığı şey olan su ve atomun anlamı olan dalga parça boyutlu ışıktır.
kainat bilinen bu 2 maddenin anlamlı açılımıdır. her türlü teçhizatı olan insan susuz ve ışıksız bir kainat da varolamaz.
idrak denen ve suyun kullanım prensiplerinden bir olan abdest ameliyesi bu açıdan önemli olduğu gibi günün belli zamanlarındaki namaz ameliyei de bu açıdan anlamlıdır. suyun ve ışığın meydana getirdiği kainat da yaratılma faaliyet olarak devam etmekte iken idrak noksanlığı beyni viruslemiş bir mikrop gibi bedeni sarmaktadır da denebilir.
insanların özellikle ikili ilişkilerde yaşadığı taşkınlık hallerinde kişilerin uzaklaştıkları nesneler olması bakımından kainat yaratılmanın özü olan su ve ışık boyutu ile redde tabidir.
bu nedenle kainatın ışıksal ve su ile ilgili boyutunda inste meydana getirdiği halet esasen nefsin beyne matuf iş yapmayan ameliyesi olarak görülmektedir. aynı ameli peygamber aleyhisselam da yapmaktayken firavunun dünyadaki kalma amacı nedir diye bir soru tevcih edilesi bir soru olmaktadır.
elmasla kömürün farkı denen şeyin antartikada kömür tercih edeceği muhakkatır. ihtiyaçlar içerisindeki bir kimsenin tercihleri, yaratılmasının özündeki talebi açıklamaz. bu kişi diğeri gibi davrandığını söyler ve bakış açısı oluşturur. bu bakış açısının anlamlı olması ise ihtiyaçların bulunduğu bedenin iklimiyle ilgili olmaya başlar.
ALLAH tealanın bir kimseyi yaratırken murat buyurduğu hal ile kişinin bu hale karşı tepkisinin ölçüsü esasen 2 şeyden duyduğu korku veya uyumsuzluk olarak anlamlıdır. özündeki su ve ışık mayasından rahatsızlık duyan bu kimseler kömürleşme eğilimi göstermekte ve kainatın tabakasına yerleşmektedir.
bu mevzunun özünde yatan halin aslını red etmek mi olduğu ya da aslında bulunduğu ortamdan kaynaklanan bir hal değişimi mi olduğu anlam kazanmalıdır ki ALLAH tealanın yaratması ne demek bilinsin.
insan özü itibari ile suya ve ışığa müştaktır ancak ne olur da bu kimse en iyi kullanım olarak gösterilen abdest ve namaz (su ve ışık) ikilisini red eder hale gelir veya korkak bir ruh haletine bürünür.
ALLAH teala insanların birbirlerinin etini yemesi denen gıybeti anlatırken bunun manevi neticelerinden biri olarak et yiyen 2 gıybetşörün esasen bir hayvanın salyası yoluyla bulaşan mikrobu misali kudurduğunu örneklemekte ve gıybet denen bu haslet kişide manen kudurmaya yol açmakta.
nefsin hayvani tarafındaki bu güdü zamanla kişiyi sudan ve ışıktan korkar hale getirecek ve bu kişi artık eylemi ile namaza karşı duruş sergileyecektir.
bu halin zina öncesi bir hal olduğu da işaretlerle anlaşılmakta. kişi öncelikle ölü eti yemeye başlar sonra da zinaya düşer. bu yüzden bu kimselerin su ve ışık denen 2 faktöriyel ile işleme tabi tutulması gerekmekte.
ALLAH tealaya yönelmiş bir çocuk ve kadının hissiyatını taşıyan bir kul erkek bu konuda çözüm yoludur. çocuğun ve babanın duası olarak geçen bu halde isevilik baba oğul kavramını geliştirmişti.
ancak bu çocuğun kız bir evlat olması ve baba ile birlikte ibadet-i taat da bulunması ayetsel derinlik bakmından daha ehvendir. bu açıdan bir baba kızyla birlikte ibadet-i taat yaparsa kainatın su ve ışık olarak akseden tarafı diğer insanları evcil hale getiren fotonlara döner denmeli.
taaruza geçebilecek her türlü kötü düşünce birden munis birer elçiye dönüşecektir.
toplam olarak hormonal bozuklukların önüne geçmek ergen psikolojisini anlamak ileri yaşlarda her türlü cinsel sapma ile sonuçlanacak her türlü beyni afazilerin önüne geçebilecek derde deva 2 li olarak baba ve kız kavramları önem arzetmekte.
sudan veya ateşten yani kainatın özünden korkma denen halet de bizim kanattımız efendimiz aleyhi ekmeltu tahaya ile seyyidemiz HZ.FATIMA radıyallahu teala anhanın kainat üzerindeki tesirleri görülmektedir denebilir.
bu görüntüye karşı duran kimse kız ile babanın arasını açıp o aradan bir şeyler ummak peşinde olan kuduzdur da denebilir. işte bu hale engel olmak için baba ve kız ilişkisini su ve ışık olarak adlandırmak ve kainatın özündeki rasul aleyhisselam ile kızı radıyallahu teala anhaya sizi gördük ve anladık diyebilmemiz gerekmekte.
bu mübarek 2 elçi öyledir ki kendisinden ancak beyninde iğfal amaçlı bir mikrop taşıyan virus korkar. ve bu 2 elçinin adam edemediği adam, adam da değildir.
toplamda namzadan kesin kopuş olarak adlandırılan zina safahatına kadar bu 2 mübarek elçi kula telkincidir.
bu nedenle bizlerin su ve ışığa karşı hassas duruşu, çevremizde baba ve kız arasındaki ilşkiyi kuran bir yapıyı ortaya koyan ve bu uğurda namazı şiar eden ümmet olmamız şeklinde oluşacaktır.
kainatla ph değerimiz 5,5 olur böylece.
ALLAH teala bizlerden razı olsun.