Esselamü Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatühu
Hazreti Ali radıyallahu anh şöyle anlatır:
Allah için birbirini seven mü’minlerden birisi vefat etti. Dünyada kalan dostu için şöyle dua etti:
“Filan yerde Allah’ı zikretmiştik, filan yerde yardımlaşmıştık” diye sohbet ettiler ve dostluklarını devam ettirdiler.
Kâfirlerin ve fasıkların dostluklarına gelince, iki kişiden biri ölünce cehennemle müjdelenir ve hayatta kalan dostuna şöyle beddua eder:
Allah için dostluk, ne güzel, ne büyük bir fırsat. Bu fırsatı kaçırmak veya kaçırmamak bizim elimizde. Bu güzel Cuma gününde gelin dostlarımızı hatırlayalım. Dost bazen yanıbaşımızdadır, bazen de uzakta. Ama aradaki mesafe dostlukları etkilemez. Uzaklık belki hasreti artırır ama dostluğu tüketmez.
Hazreti Ali radıyallahu anh şöyle anlatır:
Allah için birbirini seven mü’minlerden birisi vefat etti. Dünyada kalan dostu için şöyle dua etti:
“Ya Rabbi benim filan dostum vardı. Bana hak yolda yardım ediyordu. Onu şaşırtma, Ya Rabbi! Salih amel üzerine devam ettir.”
Kendisi de vefat ettiği zaman birlikte oldular ve: “Filan yerde Allah’ı zikretmiştik, filan yerde yardımlaşmıştık” diye sohbet ettiler ve dostluklarını devam ettirdiler.
Kâfirlerin ve fasıkların dostluklarına gelince, iki kişiden biri ölünce cehennemle müjdelenir ve hayatta kalan dostuna şöyle beddua eder:
“ Ya Rabbi! O kahrolsun, o beni senin yolundan ayırdı. Cennet, Cehennem, kıyamet yoktur diyerek beni Sana düşman etti”
Bu şekilde onların düşmanlıkları da devam eder.Allah için dostluk, ne güzel, ne büyük bir fırsat. Bu fırsatı kaçırmak veya kaçırmamak bizim elimizde. Bu güzel Cuma gününde gelin dostlarımızı hatırlayalım. Dost bazen yanıbaşımızdadır, bazen de uzakta. Ama aradaki mesafe dostlukları etkilemez. Uzaklık belki hasreti artırır ama dostluğu tüketmez.