Muhtazaf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Mar 2008
- Mesajlar
- 9,595
- Tepki puanı
- 961
- Puanları
- 113
- Yaş
- 66
- Web Sitesi
- www.aydin-aydin.com
Çiçeklerin kulağında esrarlı fısıltı.
Yağmurun önü sıra efsunlu hışırtı.
Gülün yanağında bahar muştusu.
Hazân mevsiminde yaprak yaprak sarı hüzünlere savrulan ve dağılan.
Hoyrat rüzgâr.
Baharın bahçesinde çiçek çiçek dokunup birleştiren, okşayıp kaynaştıran.
Müşfik rüzgâr.
Elbisesiz, örtüsüz, teklifsiz, perdesiz dolaşıyor aramızda.
Bir görünmez dokunuş rüzgar. Saklı yerlerini açıyor gibi insanın.
Ruhlara gam üflüyor rüzgâr.
Gizlendiği yerden koşup geliyor alnımızdan öpmeye eğiliyor rüzgâr.
Yüreklerden dert savuruyor gibi. Bir tesellidir rüzgâr.
Dalga eğiliyor önü sıra, durgun suların yüzünde geziniyor.
Tanıdık bir yolcudur rüzgâr.
Dünyanın tozunu göğe savuruyor, yeri göğe komşu ediyor rüzgâr.
Yer ile gök arasında, görünmez, ele avuca gelmez bir elçi rüzgâr.
Uçurtmaların göğsünde, balonların yüzünde gizleniyor rüzgâr; çocukların gözünden saklanıyor.
Saklambaç rüzgâr. Yelkenlerin karnında, kuş kanatları altında yolculuk ediyor diyar diyar. Uçsuz okyanuslarda ve sınırsız göklerde yoldaş rüzgâr.
Dost ülkesini dolaşıp gelen bâd-ı sabâdır. Seherlerde vuslattır rüzgâr.
Akşamları göle vuran solgun ışıklarda, geceleri toprağa inen hüzünlü yağmur şıpırtılarında savrulan, kıvrılan, dolanan, susan, söyleyen hep rüzgârdır.
Koyu yalnızlıklarda derttaşdır rüzgâr.
Yakuba Yusufdan habercidir rüzgâr.
Dost kokusu rüzgâr.
Esip geçer eteklerimizden rüzgâr; ruhumuzu doldurarak gelir, içini dökerek gider.
Zamandır rüzgâr.
Tenimize değdikçe bizi eskitir.
Başına buyruk görünür ama Halıkın sözünü dinler rüzgâr.
O nereye dilerse oraya eser. Yağmurların önünde müjdecidir.
Tozlu yollarda dilencidir. Gül yanağında derviştir.
Çölden çöle yolcudur. İnsan dudağında zikirdir.
Bir tutam hudur derviş yüreğinde.
Kocaman bir fırtınadır gülün göğsünde.
Söze gelmez, dize gelmez, dile gelmez, ele gelmez rüzgâr.
Bir hırçın muvahhiddir baharın göğünde.
A. Cem Toprak