K
kodoo
BİD'ATLE SAVAŞANLAR KİMLERDİR?
Müslümanlardan çoğu, İslâm’da bid'ata karşı çıkılması gerektiğine fetva vermektedir. Bid'ata karşı çıkmak, müslümanların en önemli meselelerindendir. Çünkü her bid'at dalalettir (sapıklıktır.) Ancak İslâm üzere korktuklarını iddia edenlerin bazısının karşı çıktığı bid'at nedir?
Onların bazısı, ezandan sonra peygambere salavattaki bid'at ile mücadele ediyorlar. Ezandan sonraki salavatı (duayı) sapık bir bid'at kabul ediyorlar. Çoğunlukla, ezanın sonunda Peygambere salavat (dua) eden kimseye, özellikle mescidlerde karşı çıkıyorlar. Bazıları, kuyruk çekmeyi bid'at sayıyor ve onun ayağın yarısı gibi olması gerektiğini kabul ediyor.
Bu hadiste varid oldu. Ancak namazın sonundaki peygambere salavat (dua), peygambere salavat (dua) yapılan vakitte onun haramlığını göstermez.
Her nasıl olursa olsun, ben bid'ate karşı çıkmayı istiyorum, İsrail’in Filistin topraklarını alması bid'at değil midir? Yoksa nebevi bir sünnet mi?
Allah'ın indirdiği şeyin dışındaki hüküm bid'at mı, yoksa nebevi sünnet mi?
Bid'atlere karşı çıkanlar, İslâm’da farzlar sayılan bu sorunlara niçin önem vermiyorlar?
Niçin, ikinci dereceden olan, ayrıntı işlerine önem veriyorlar da ve niçin ümmetin başına gelen meselelere önem vermiyorlar?
Allah Teala şöyle buyurmadı mı?
"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerdir." (Maide Suresi; 44)
"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerdir" (Maide Suresi; 45)
"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıklardır." (Maide Suresi; 47)
Bid'ate karşı mücadele edenler niçin müslümanlarla, Rasulullah (s.a.v)'e salavat (dua) etrafında mescidlerde çatışıyorlar? Onlar bizi İsrail’den alıkoymak istiyorlar. Çünkü onlar Rasulullah'a salavat getiren kimseleri düşman gördükleri gibi, İsrail’i düşman görmüyorlar. Ezandan sonra, Peygambere dua eden kimse senin düşmanın olur mu?
Onların görüşüne göre; Peygamberi reddeden İslâm topraklarını işgal eden ve müslümanlarla savaşan kimseye gelince, bunları asla hatırlamamalıyız. Bid'atçilik ve kafirlikle, müslümanların sahip olduğu mescidlerin içinde savaşılması gerekiyor. Yoksa İsrail içinde, Amerika hakkında değil ve bazı idareciler hakkında değil. O idareciler, Allah'ın indirmediği şeylerle islâm ülkelerini yönetiyorlar.
Bid'atle savaşanların elleri kurusun. Şeytan onları, Allah'ın indirdiği şey dışında hükmetmeyi güzel gösterdi. Onlar küfürde ve bid'atçi değillerdir, İsrail’in bulunması, bütün müslümanlar için hayırlıdır. !!! Cihadın terk edilmesi bid'at değildir! Yahudilerle anlaşmak bid'at değildir! (Est.)
Bunun için biz bid'ate karşı çıkana, savaşana, İsrail'in mutlak şer olduğunu bilmesini söylüyoruz. Çünkü Allah, müslümanların, Yahudilerle anlaşmasını haram kıldı:
"Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır." (Maide Suresi; 51)
Lübnan İslami Tevhid Hareketi lideri Şeyh Said Şaban’ın Şii-Sünni vahdeti konulu "İslâmî Vahdete Kur’anî Bakışımız" adlı kitabından iktibastır..
Müslümanlardan çoğu, İslâm’da bid'ata karşı çıkılması gerektiğine fetva vermektedir. Bid'ata karşı çıkmak, müslümanların en önemli meselelerindendir. Çünkü her bid'at dalalettir (sapıklıktır.) Ancak İslâm üzere korktuklarını iddia edenlerin bazısının karşı çıktığı bid'at nedir?
Onların bazısı, ezandan sonra peygambere salavattaki bid'at ile mücadele ediyorlar. Ezandan sonraki salavatı (duayı) sapık bir bid'at kabul ediyorlar. Çoğunlukla, ezanın sonunda Peygambere salavat (dua) eden kimseye, özellikle mescidlerde karşı çıkıyorlar. Bazıları, kuyruk çekmeyi bid'at sayıyor ve onun ayağın yarısı gibi olması gerektiğini kabul ediyor.
Bu hadiste varid oldu. Ancak namazın sonundaki peygambere salavat (dua), peygambere salavat (dua) yapılan vakitte onun haramlığını göstermez.
Her nasıl olursa olsun, ben bid'ate karşı çıkmayı istiyorum, İsrail’in Filistin topraklarını alması bid'at değil midir? Yoksa nebevi bir sünnet mi?
Allah'ın indirdiği şeyin dışındaki hüküm bid'at mı, yoksa nebevi sünnet mi?
Bid'atlere karşı çıkanlar, İslâm’da farzlar sayılan bu sorunlara niçin önem vermiyorlar?
Niçin, ikinci dereceden olan, ayrıntı işlerine önem veriyorlar da ve niçin ümmetin başına gelen meselelere önem vermiyorlar?
Allah Teala şöyle buyurmadı mı?
"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerdir." (Maide Suresi; 44)
"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerdir" (Maide Suresi; 45)
"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıklardır." (Maide Suresi; 47)
Bid'ate karşı mücadele edenler niçin müslümanlarla, Rasulullah (s.a.v)'e salavat (dua) etrafında mescidlerde çatışıyorlar? Onlar bizi İsrail’den alıkoymak istiyorlar. Çünkü onlar Rasulullah'a salavat getiren kimseleri düşman gördükleri gibi, İsrail’i düşman görmüyorlar. Ezandan sonra, Peygambere dua eden kimse senin düşmanın olur mu?
Onların görüşüne göre; Peygamberi reddeden İslâm topraklarını işgal eden ve müslümanlarla savaşan kimseye gelince, bunları asla hatırlamamalıyız. Bid'atçilik ve kafirlikle, müslümanların sahip olduğu mescidlerin içinde savaşılması gerekiyor. Yoksa İsrail içinde, Amerika hakkında değil ve bazı idareciler hakkında değil. O idareciler, Allah'ın indirmediği şeylerle islâm ülkelerini yönetiyorlar.
Bid'atle savaşanların elleri kurusun. Şeytan onları, Allah'ın indirdiği şey dışında hükmetmeyi güzel gösterdi. Onlar küfürde ve bid'atçi değillerdir, İsrail’in bulunması, bütün müslümanlar için hayırlıdır. !!! Cihadın terk edilmesi bid'at değildir! Yahudilerle anlaşmak bid'at değildir! (Est.)
Bunun için biz bid'ate karşı çıkana, savaşana, İsrail'in mutlak şer olduğunu bilmesini söylüyoruz. Çünkü Allah, müslümanların, Yahudilerle anlaşmasını haram kıldı:
"Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır." (Maide Suresi; 51)
Lübnan İslami Tevhid Hareketi lideri Şeyh Said Şaban’ın Şii-Sünni vahdeti konulu "İslâmî Vahdete Kur’anî Bakışımız" adlı kitabından iktibastır..