Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

SÖZ GÜMÜŞSE, SÜKUT BEŞ PARA ETMEZ (1 Kullanıcı)

mustafa11

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2007
Mesajlar
3,063
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
istanbul-maltepe
Web Sitesi
www.mobilyaonarim.com
Söylediklerinizin anlaşılmasını istiyor-sanız, karşınızdakilerin de ruh dünyasın-dan dalgalanan enerjilere gönül kapıla-rınızı açmanız gerekir. Kalbinizden dökü-lenlerin boşlukta kaybolmaması için karşınız-daki insanın beyninden damlayan damlalara da açık olmalısınız.
Düşüncelerinizin etrafınızdaki insanların bey-ninde yer etmesini istiyorsanız onların da fikir-lerine önem vermek durumundasınız. Önem-siz gördüğünüz insanların yanında sizin de hiç bir değeriniz olmayacaktır.
İnsanlar, sizin onlara verdiğiniz ilgi ve alaka kadar sizi dinlerler. Gönül projektörleriniz-le aydınlatamadığınız hiçbir yürekte ge-zintiye çıkamazsınız.
Kendinize göre değerli gördüğünüz fikir-lerinizin dinlenilmesi için aynı değeri karşınız-daki insana da vermeniz gerekir.
Hiç kimse kendisine nutuk çekilmesinden hoşlanmaz. Bir isteğinizi belirtmek ya da bir probleminizi halletmek için konuşmak istiyor-sanız, karşınızdakinin size söyleyeceğine de kulak vermelisiniz. Muhatabınız sizin yanınızda kendisini değerli hissetmiyorsa konuşmak iste-meyecektir. Bir insanla çözmeniz gereken bir mesele varsa mutlaka onun da size söyleye-cekleri vardır. Ya önce konuyu açıp onu dinle-melisiniz ya da konuşmak istediğiniz mevzuya girerek konuşmaya başlamalısınız ve arada onun size söylediklerine de ciddiyetle yaklaşmalısınız.
Şayet karşınızdaki insanla sizin aranızdaki bir sı-kıntıyı paylaşmak istiyorsanız, size göre haklı da ol-sanız en az konuştuğunuz kadar onu da dinleme-lisiniz. Kendisine söz hakkı tanınmayan ve sadece dinlemesi istenen insana hiç bir şey anlatamazsınız. Çünkü karşınızdakiler de en az sizin kadar değerli olduklarını düşünmek-tedirler ve bu herkesin en doğal hakkıdır.
Bir müşkülünüzü halletmek istiyorsanız karşılıklı olarak konuşun. Şayet bu şekilde mevzu daha da dağılıyor ve içinden çıkılmaz bir hal alıyorsa iki şe-kilde hareket edebilirsiniz:
1- Karşınızdaki insan, sizi sonuna kadar dinle-meye tahammül edebiliyorsa konuşun, anlatın, içi-nizi dökün. Rahatsız olduğunuz her şeyi sakin bir şe-kilde, karşınızdakini kırmadan, ona hakaret etme-den, anlayacağı bir şekilde anlatın. Haksız bir şekil-de saldırıya geçmeden, gerginlik oluşturacak söz ve mimiklerden uzak bir şekilde tane tane konuşun. Karşınızdaki şunu anlamalı: "Bu kişi, hiçbir art niyet taşımadan benimle olan problemini çözmek is-tiyor."
2- Eğer muhatabınız uzun uzun sizi dinlemeye tahammül edemiyorsa bırakın önce o konuşsun. Önce uzun bir müddet siz onu dinleyin. Söylemek istediklerini anlamaya çalışarak, gerekirse küçük bir kağıda kısa notlar tutarak dinleyin. Hiç müdahale etmeden, kendisini veya rahatsızlık duyduğu mev-zuyu dile getirmesine fırsat tanıyın. Bakış ve ta-vırlarınızla onu gerçekten anlamaya çalış-tığınızı hissettirin. Kendisinin, sizin yanınızda ne kadar değerli olduğunu gözlerinizle belli edin.
Daha sonra anlaşamadığınız noktaları kısa cümleler halinde karşılıklı konuşun. Unutmayın ki, insanların karşılıklı olarak çözüme kavuş-turmayı istedikleri halde çözemeyecekleri hiçbir sorun yoktur. En azından asgarî müşte-reklerde buluşarak bir anlaşma zemini oluşturula-bilir.
Bir insanın kıymeti, muhatabının gözünde, kar-şısındakine verdiği değer kadardır. Siz kendinizi ne kadar değerli görüyorsanız, çevrenizdekilerin de en az sizin kadar kendilerini değerli gördüklerini aklı-nızdan çıkarmayın.
Başkalarını küçük, değersiz, basit görerek ne on-lara bir şey anlatabilirsiniz ve ne de probleminizi çözebilirsiniz.
Eğitimi, konumu ve ruhsal yapısı ne olursa ol-sun herkes kendisine sahip çıkar. Geri zekâlı bile ol-sa hiç kimse kendisinin geri zekâlı olduğunu kabul etmez. "Herkes aklını pazarda satılığa çıkarmış ve yine herkes kendi aklını satın almış." atasözünü unutmamak gerekir. Dolayısıyla, kendi konuş-tuklarınızın dinlenilmesini istiyorsanız, karşınızda-kileri de dinlemelisiniz. Hiç kimseyi dinlemeyenle-rin dinlenilmeyeceğini hatırınızdan çıkarmayınız.
Sohbet, konferans ya da ders haricinde insan-ların birbirlerini dinlemesi çok zordur. Kaldı ki, bu saydıklarımızda bile insanlar kendilerinden bir şeyler bulmuyorlarsa, fikir ve ruh dünyalarında ye-ni ufuklar açılmıyorsa sıkılırlar, gerekirse o ortamı terkederler. İnsan psikolojisi açısından en zor olan durumlardan bir tanesi, eşit konumda veya aynı statüdeki bireylerin birbirlerini uzun süre dinle-meleridir.
Şayet hayatınızı anlamlandırmak, yaşadığınız
toplumda iz bırakmak ve dareyn saadetini kazan-mak istiyorsanız zora talip olmak durumundasınız. Ve talip olduğunuz bu durumu aşabildiğiniz, omuzlayabildiğiniz ölçüde değerli olacaksı-nız. Onurlu bir hayat yaşamak demek, mücadele merdivenlerinde tırmanarak zirvelerde yer edin-mek demektir.
Dinlemediğiniz insanların gönül aleminde se-yahat edemezsiniz. Değişik bir dünyayı keşfede-mezsiniz. Başka ufuklardan süzülen titreşimleri fark edemezsiniz.
Dilinizle ne kadar kıymetli olduklarını söyle-seniz bile dinlemeye tahammül etmekte zorluk çektiğiniz insanlara hiçbir şekilde değer vermi-yorsunuz demektir. Aynı şekilde karşılık görmeye de hazırlıklı olmalısınız.
Bir insanı dinler gibi yapıp da başka alemler-de gezintiye çıkarsanız, hayatınızın gidişatını de-ğiştirecek veya büyük başarılara imza atmanızı sağlayacak çok önemli bir nasihatı kaçırmış ola-bilirsiniz. Yaşamda zirvelere çıkmış insanların ha-yat hikâyelerini incelerseniz çoğunun başarıla-rının temelini bir nasihatın oluşturduğunu görür-sünüz. Temelsiz hiçbir bina olmadığı gibi temelsiz bir başarı da görülmemiştir.
Bir konferansta bile konuşmacı, karşısındaki insanların hal ve hareketlerini, beden dillerini dikkate almak durumundadır. Muhataplarını kü-çük görerek sadece kendisini dinlettirmek için ko-nuşanlar, dinleyiciler tarafından ya uyuklanarak ya da o ortamı terk ederek cezalandırılır. Konuş-macının, dinleyicilerin verdiği tepkiye göre ko-nuşmasını ayarlaması onları dinlemesi demektir.
Güzel ve etkileyici konuşmak bir maharetse, karşısındaki insanı dikkat ve ciddiyetle dinlemek daha büyük bir maharettir. Sevinç ve üzüntüle-rini paylaşmak isteyenleri dinleyenler, muhatap-larının gözünde dinlenilmeye değer insanlardır.
Selam ve dua ile...




İlker Çakır
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt