Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

söyleyne değil söyletene , dinleyene bak (1 Kullanıcı)

ruyet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
Abdülkadir Geylani Hazretlerine birisi bir köle hediye ediyor, diyor ki: "Bu köleyi alın, zatınıza hizmetçi olsun."

Köle, hiçbir hakkı olmayan, efendisinin arzusuna tabi insan demektir. Daha doğrusu beşeri haklarının yarısı efendisinin elinde olan kimsedir.

Abdülkadir Geylani Hazretleri köleyi alıyor, evine getiriyor, "Evladım, bak," diyor, "şu odalar yatma yeridir, şu elbiseler de giyilebilir. Yemek istiyorsan işte şu yemekler var."

Ondan sonra soruyor: "Şimdi gördün bunları, nerede yatmak istersin?"

Kölenin cevabı: "Nereyi münasip görürseniz." "Peki hangi elbiseyi giymek istersin?" "Hangisini uygun görürseniz." "Hangi yemeği seversin?" "Hangisini verirseniz."

Köle böyle cevaplar verince, Abdülkadir Geylani Hazretleri gözyaşı dökmeye başlıyor. Köle bu sefer tereddüt ediyor, üzülüyor, acaba hatalı bir cevap mı verdim diye. Geylani Hazretlerinin gözyaşları sürekli akınca köle yaklaşıyor, "Efendi Hazretleri, kusur ettiysem, özür dilerim, hata mı ettim acaba?"

"Yok evladım yok, hata etmedin, tam isabet ettin" diyor.

"Niye ağlıyorsunuz öyleyse?" deyince: "Söylediklerini dinledim de ondan."

"Ben yanlış birşey mi söyledim?"

"Yok, doğru söyledin. Keşke senin bana bu yaptığın itaat gibi, ben de Rabbime böyle bir itaatte, kullukta bulunsam da ömrümde bir defa olsun, Ya Rabbi, Senden hiçbir şey istemiyorum. Nereyi uygun bulursan o evde yatarım, hangi elbiseyi münasip görürsen onu giyerim, hangi rızkı verirsen onu yerim. Başka bir talebim yok Senden' diyebilseydim. onun için ağlıyorum" diyor.

Evet, söyleyenden ziyade dinleyen arif olmak gerektir. Köle böyle söylemiş, ama dinleyen ne anlamış, ne mânâ çıkarmış oradan ve hakikat nasıl yerine oturmuş? Biz de Abdülkadir Geylani gibi diyebiliyor muyuz?
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Abdülkadir Geylani Hazretlerine birisi bir köle hediye ediyor, diyor ki: "Bu köleyi alın, zatınıza hizmetçi olsun."

Köle, hiçbir hakkı olmayan, efendisinin arzusuna tabi insan demektir. Daha doğrusu beşeri haklarının yarısı efendisinin elinde olan kimsedir.

Abdülkadir Geylani Hazretleri köleyi alıyor, evine getiriyor, "Evladım, bak," diyor, "şu odalar yatma yeridir, şu elbiseler de giyilebilir. Yemek istiyorsan işte şu yemekler var."

Ondan sonra soruyor: "Şimdi gördün bunları, nerede yatmak istersin?"

Kölenin cevabı: "Nereyi münasip görürseniz." "Peki hangi elbiseyi giymek istersin?" "Hangisini uygun görürseniz." "Hangi yemeği seversin?" "Hangisini verirseniz."

Köle böyle cevaplar verince, Abdülkadir Geylani Hazretleri gözyaşı dökmeye başlıyor. Köle bu sefer tereddüt ediyor, üzülüyor, acaba hatalı bir cevap mı verdim diye. Geylani Hazretlerinin gözyaşları sürekli akınca köle yaklaşıyor, "Efendi Hazretleri, kusur ettiysem, özür dilerim, hata mı ettim acaba?"

"Yok evladım yok, hata etmedin, tam isabet ettin" diyor.

"Niye ağlıyorsunuz öyleyse?" deyince: "Söylediklerini dinledim de ondan."

"Ben yanlış birşey mi söyledim?"

"Yok, doğru söyledin. Keşke senin bana bu yaptığın itaat gibi, ben de Rabbime böyle bir itaatte, kullukta bulunsam da ömrümde bir defa olsun, Ya Rabbi, Senden hiçbir şey istemiyorum. Nereyi uygun bulursan o evde yatarım, hangi elbiseyi münasip görürsen onu giyerim, hangi rızkı verirsen onu yerim. Başka bir talebim yok Senden' diyebilseydim. onun için ağlıyorum" diyor.

Evet, söyleyenden ziyade dinleyen arif olmak gerektir. Köle böyle söylemiş, ama dinleyen ne anlamış, ne mânâ çıkarmış oradan ve hakikat nasıl yerine oturmuş? Biz de Abdülkadir Geylani gibi diyebiliyor muyuz?


Esselamu aleykum,

Gardaşım bu ne güzel bir hikaye kemiklerime kadar işledi,ne akıl ne feraset bu böyle neler düşünüyor mübarek,biz zavallılar ise eve geliriz ''Yemekte ne var?'' '' Falanca yemek var!'' ''ne bu be yinemi aynı yemek'' ah be ahmak ah be aptal Rabbin sana acımış sana lutfetmiş sana o yemeği nasip etmiş sen biliyormusun o pişen yemektede bulunanlar hangi yaratılmış mahluktan geldi,Mevlan sen onu yiyesin diye senin için hususi yarattı,yahu Tuzunu bile tuz gölünden çıkardılar,Fe SubhanAllah git Afrikaya da gör susuzları açları,ne kıymet bilmez bir mahluksun sen (bu sözlerin hepsi aşağılık nefsime idi) kimse üstüne alınmasın..
 

ruyet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
selamünaleyküm Allah cc sizlerden razı osun.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt