Azerbaycan_li
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 8 Ocak 2010
- Mesajlar
- 1,201
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 38
"Midem bulandı" veya "içim bozuldu" yerine; "fenalaştım" demeyi tavsiye etmiştir (Buharı, 78/100; Müslim, 2250; Ebu Davud, 4978, 4979.)
Üzüm'ün (mü'minin kalbi manasına geldiğinden) "Kerm" ismiyle ad*landırılmasını yasaklar ve: "Kerm demeyin, fakat İneb ve Halebe de*yin.(Müslim, 2247, 2248; Dârimî, 2/118. Vâil F. Hucr yoluyla rivayet edilmiştir. Hi Ebu Hureyre yoluyla rivayeti de Buharı (78/101) ve Müslim (2247) dedir.) buyururdu.
"İnsanlar helak oldu" denmesinden hoşlanmaz ve: "Böyle diyen kişi, insanların en perişanı olmuştur." derdi (Müslim, 2623.) İnsanlar bozuldu", "zaman bozuldu" ve benzeri tâbirler de bu mânadadır.
"Allah ve falan ne güzel diledi" denmesinden nehyeder, bunun yeri*ne; "Allah ne güzel diledi, daha sonra falan ne güzel diledi." denmesini isterdi. Bir keresinde, "Allah ve sen ne güzel dilediniz." diyen birine, Hz. Peygamber (s.a.): "Sen beni Allah'a denk mi tutuyorsun?! Sadece 'Allah ne güzel diledi' desene!" demiştir (Ahmed, 1/214, 224, 283, 5/384, 394, 398; Ebu Davud, 4980.)
Yine bu mânada şu tâbir de vardır ki bu, yukandakinden daha çirkin ve kötüdür: "Şayet Allah ve falan olmasaydı, iş böyle olmazdı.", "Ben, Allah ve falancayla birlikteyim.", "Allah'a ve falana sığınırım.", "Bana Allah'ın ve falancanın koruması yeter.", "Ben Allah'a ve falana dayanı*rım." Ve bunları söyleyen kişi, o söylediği falancayı Allah'a (c.c.) denk tutmuş olur.
"Şu veya bu yıldızın doğmasından dolayı yağmur yağdı." demek yeri*ne, "Allah'ın fazlı ve rahmetinden dolayı yağmur yağdı.*' demeyi tavsiye etmiştir. (Buharı, 15/28; Müslim, 71.)
Allah'tan gayrısına yemin etmekten de nehyetmiştir. Sahih olarak ri*vayet edildiğine göre, Rasûluilah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Allah'tan baş*kasına yemin eden kişi, Allah'a şirk koşmuştur." (Ahmed, 2/34, 67, 69, 87, 98, 125; Tirmizî, 1535. İsnadı sahihtir. Hâkim (4/297) sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de onu kabul etmiştir.)
Bir kişinin yemininde, başkası için; "Şayet şöyle yaparsa o yahudidir veya hıristiyandır veya kâfirdir." demesinden de nehyeder di. ( Ebu Davud, 3258; Nesâî, 7/6; lbn Mâce, 2100; Büreyde'den rivayet etmişlerdir ki, Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Kim yemin eder de: Şayet yalancı çıkarsam
ben İslâm'dan beriyim, derse; söylediği gibi İslâm'dan uzaklaşmıştır. Adam sadık da*hi olsa artık sağlam olarak islâm'a dönemez." İsnadı hasendir.
)
Bir müslümana, "Ey kâfir" diye hitap edilmesinden nehyetmiştir. ( Buharî, 78/73; Müslim, 2143; Ebu Davud, 4961; Tirmizî, 2829.)
Padişaha "Meliklerin Melik'i" (Buharî, 78/114; Müslim, 2143; Ebu Davud, 4961; Tirmizî, 2829.) denmesinden nehyetmiştir ki, buna göre "Kadıların kadısı" demekten de nehyetmiş oluyor.
Efendi, köle ve cariyesine "kulum", "cariyem"; köle de efendisine "Rabbim" dememeli; bunun yerine efendi, köle ve cariyesine: "oğlum", "kızım" demeli; köle de, efendisine "beyefendim", "hanımefendim" de*melidir. (Buharî, 49/17; Müslim, 2249.)
Esen rüzgâra sövülmemesi, aksine Allah'tan rüzgârın hayrım ve sü*rükleyip getirdiği şeyin hayrını dilemek, şerrinden de Allah'a sığınmak gerekir . (Tirmizî, 2252; İsnadı hasen-sahihtir. Ahmed, 2/250, 268, 409, 437; Ebu Davud, 5097; Buharî, Edebu'I-Müfred, 906. Senedi sahihtir.)
Sıtmaya sövmekten de nehyetmiş ve buyurmuştur ki: "Sıtma âdem-oğullannm hatalarını körük demirin pasını giderdiği gibi siler süpürür." (Müslim, 2575.)
Üzüm'ün (mü'minin kalbi manasına geldiğinden) "Kerm" ismiyle ad*landırılmasını yasaklar ve: "Kerm demeyin, fakat İneb ve Halebe de*yin.(Müslim, 2247, 2248; Dârimî, 2/118. Vâil F. Hucr yoluyla rivayet edilmiştir. Hi Ebu Hureyre yoluyla rivayeti de Buharı (78/101) ve Müslim (2247) dedir.) buyururdu.
"İnsanlar helak oldu" denmesinden hoşlanmaz ve: "Böyle diyen kişi, insanların en perişanı olmuştur." derdi (Müslim, 2623.) İnsanlar bozuldu", "zaman bozuldu" ve benzeri tâbirler de bu mânadadır.
"Allah ve falan ne güzel diledi" denmesinden nehyeder, bunun yeri*ne; "Allah ne güzel diledi, daha sonra falan ne güzel diledi." denmesini isterdi. Bir keresinde, "Allah ve sen ne güzel dilediniz." diyen birine, Hz. Peygamber (s.a.): "Sen beni Allah'a denk mi tutuyorsun?! Sadece 'Allah ne güzel diledi' desene!" demiştir (Ahmed, 1/214, 224, 283, 5/384, 394, 398; Ebu Davud, 4980.)
Yine bu mânada şu tâbir de vardır ki bu, yukandakinden daha çirkin ve kötüdür: "Şayet Allah ve falan olmasaydı, iş böyle olmazdı.", "Ben, Allah ve falancayla birlikteyim.", "Allah'a ve falana sığınırım.", "Bana Allah'ın ve falancanın koruması yeter.", "Ben Allah'a ve falana dayanı*rım." Ve bunları söyleyen kişi, o söylediği falancayı Allah'a (c.c.) denk tutmuş olur.
"Şu veya bu yıldızın doğmasından dolayı yağmur yağdı." demek yeri*ne, "Allah'ın fazlı ve rahmetinden dolayı yağmur yağdı.*' demeyi tavsiye etmiştir. (Buharı, 15/28; Müslim, 71.)
Allah'tan gayrısına yemin etmekten de nehyetmiştir. Sahih olarak ri*vayet edildiğine göre, Rasûluilah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Allah'tan baş*kasına yemin eden kişi, Allah'a şirk koşmuştur." (Ahmed, 2/34, 67, 69, 87, 98, 125; Tirmizî, 1535. İsnadı sahihtir. Hâkim (4/297) sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de onu kabul etmiştir.)
Bir kişinin yemininde, başkası için; "Şayet şöyle yaparsa o yahudidir veya hıristiyandır veya kâfirdir." demesinden de nehyeder di. ( Ebu Davud, 3258; Nesâî, 7/6; lbn Mâce, 2100; Büreyde'den rivayet etmişlerdir ki, Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Kim yemin eder de: Şayet yalancı çıkarsam
ben İslâm'dan beriyim, derse; söylediği gibi İslâm'dan uzaklaşmıştır. Adam sadık da*hi olsa artık sağlam olarak islâm'a dönemez." İsnadı hasendir.
)
Bir müslümana, "Ey kâfir" diye hitap edilmesinden nehyetmiştir. ( Buharî, 78/73; Müslim, 2143; Ebu Davud, 4961; Tirmizî, 2829.)
Padişaha "Meliklerin Melik'i" (Buharî, 78/114; Müslim, 2143; Ebu Davud, 4961; Tirmizî, 2829.) denmesinden nehyetmiştir ki, buna göre "Kadıların kadısı" demekten de nehyetmiş oluyor.
Efendi, köle ve cariyesine "kulum", "cariyem"; köle de efendisine "Rabbim" dememeli; bunun yerine efendi, köle ve cariyesine: "oğlum", "kızım" demeli; köle de, efendisine "beyefendim", "hanımefendim" de*melidir. (Buharî, 49/17; Müslim, 2249.)
Esen rüzgâra sövülmemesi, aksine Allah'tan rüzgârın hayrım ve sü*rükleyip getirdiği şeyin hayrını dilemek, şerrinden de Allah'a sığınmak gerekir . (Tirmizî, 2252; İsnadı hasen-sahihtir. Ahmed, 2/250, 268, 409, 437; Ebu Davud, 5097; Buharî, Edebu'I-Müfred, 906. Senedi sahihtir.)
Sıtmaya sövmekten de nehyetmiş ve buyurmuştur ki: "Sıtma âdem-oğullannm hatalarını körük demirin pasını giderdiği gibi siler süpürür." (Müslim, 2575.)