islamafakı
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 29 Eki 2008
- Mesajlar
- 50
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 55
Söyle can, ne söyleyeceksen söyle sakın çekinme.
İçinden geldiği gibi,hissettiğin gibi,bildiğin gibi…
Sakın yapmacık olma,sakın sözü söylerken yanılma,diyeceklerini bir bir de,ama kendinden söyle.
Ne bilirse aklın,ne görürse gözün ne anlarsa kalbin.
Her diyeceğini,seni üzen seni ağlatan seni yanıltan ne varsa söyle.
Bugün beraberiz işte,bak oturduk sahile,çaylarımızda geldi.Şimdi bir sen varsın bir ben,birde söylenecek sözler var yüz yüze göz göze.
De bugün diyeceklerini,içinden geldiği gibi,bildiğin gibi becerebildiğin kadar.
Neyse seni dünyaya bezgin kılan,gökyüzünü daraltan,ruhunu saran,
neyse gözlerinin altında mor halkalar oluşturan,hepsini söyle.
Bu gün ben sendeyim,yatılı bir misafir gibi,daya dizlerime dizlerini söyle.
Her derdini dinlemeye and etimde geldim,yıllarca uzak mesafeleri,gözlerindeki kederleri silmek için kat ettim.
Uzak yollardan geldim bilesin,yorgunum,seni dinleyip yorgunluğuma şifa bulmak isterim.
Söylemesen bile,söyleyemesen bile,ben bilirim,lakin şimdi ben söylenecekleri dinlemeye geldim.
Hiç bir şeyi bırakma içinde,hiçbir gizlin kalmasın benden,ben ki;asırlarca uzaktan esen bir yelden, sana selamla geldim.
Gözlerin neden bu kadar engin,derinden bakar,neden her kelamın denizleri bile yakar.
Bir martı kanadına konan düşüncelerin,neden bu kadar manidar.
Hadi,susma söyle durma, kelimelerin kifayet etmediği yerde,bütün lugatları da getirdim önüne.
Takıldığın her yerde, kelimenin baş harfiyle sana tiyolar vereceğim.
Yeter ki sen anlatacaklarını,dile dökeceklerini,söyleyeceklerini söyle.Bir Yusuf zerafetiyle,bir Yakup sevgisiyle,
Eyyüp’un sabrıyle geldim sana.Dostane kucaklarım seni,dillerindeki sözleri duymak için beklemekteyim.
Söyle bana,neden bu kadar derin bu denizler,neden hava bu kadar sisli bugün,neden bilinmezler kadar sırlısın.
Seni dinlemeye geldim,sözlerinin bir ok gibi battığı alemde,
hedeflerin bunca pervasız duruşu,bir nefes kadar yorgunluğun uzak oluşu kelimelerin mecaza vuruşu nedendir?
Gözlerinden belli kederli olduğun,en sarp yokuşlarda durduğun,nedendir söyle?
Her adım atışında,her bakışında destansı ifadeler,yazılası belgeler binlerce bilinmeyenli denklemler var.
Çözmenin mümkün olmadığı bilmeceler gibisin,dostuna dahi sır perdesisin,söyle can anlat bu gün sendeyim.
Çok uykum gelirse dinlerken seni,bir şey istemem dizinin dibinde,masumane hislerle,
yol yorgunluğum gidene kadar kestirmenin en hafifinden tekrar dönerim sana.Yeter ki sen söyle.
Bir İbrahim yakınlığıyle bir İsmail teslimiyetiyle seni dinlemeye geldim.
Asırlık sevdalar var cepkenimde,hiç duymadığın ifadeler buldum.Biz lokman hekim gibi şifaya,bir
Hızır gibi yardıma geldim.Hiç bir anlattığın anlamsız değildir bende,bütün manaları yüklerim kelimelere.
Ta ki sende kast olunanı bulasıya kadar.İçimden geldi nedense nerde keder nerde elem varsa bende olmalı yansıması.
Sen ki,benden serzenişle,söyle.Hiç bir şey anlatmayacaksan,neden suskunsun onu söyle.
Dönüşü olmayan mesafeler kat ettiğini söyle.Sonra de ki,büyük bir tevekkülle,her şeyin sahibine derdimi dedim ben.
Kabinin mutmain olan yanıyle,ellerini var edene çevirdiğinde,bana demediklerini,yada diyemediklerini, O ‘na de.
Böyle dersen anlarım seni.Bilirim her keder söylenmez,her nakış her mintana işlenmez.
Her kederi, sahibine dediğini anlarsam;ben yıllık yollardan da gelsem ısrarlarımdan vazgeçer selametle bırakırım seni.
Bütün meraklarımdan,sorularımdan feragatla,
en samimi hislerin beni kuşatan yanıyla,buruk bir vedanın dayanılmaz sonuyla,
’a emanetsin derim.
Bütün sırlara hakim,bütün kalplere sahip olanla baş başayız bilirim.
Yakup DÖGER
İçinden geldiği gibi,hissettiğin gibi,bildiğin gibi…
Sakın yapmacık olma,sakın sözü söylerken yanılma,diyeceklerini bir bir de,ama kendinden söyle.
Ne bilirse aklın,ne görürse gözün ne anlarsa kalbin.
Her diyeceğini,seni üzen seni ağlatan seni yanıltan ne varsa söyle.
Bugün beraberiz işte,bak oturduk sahile,çaylarımızda geldi.Şimdi bir sen varsın bir ben,birde söylenecek sözler var yüz yüze göz göze.
De bugün diyeceklerini,içinden geldiği gibi,bildiğin gibi becerebildiğin kadar.
Neyse seni dünyaya bezgin kılan,gökyüzünü daraltan,ruhunu saran,
neyse gözlerinin altında mor halkalar oluşturan,hepsini söyle.
Bu gün ben sendeyim,yatılı bir misafir gibi,daya dizlerime dizlerini söyle.
Her derdini dinlemeye and etimde geldim,yıllarca uzak mesafeleri,gözlerindeki kederleri silmek için kat ettim.
Uzak yollardan geldim bilesin,yorgunum,seni dinleyip yorgunluğuma şifa bulmak isterim.
Söylemesen bile,söyleyemesen bile,ben bilirim,lakin şimdi ben söylenecekleri dinlemeye geldim.
Hiç bir şeyi bırakma içinde,hiçbir gizlin kalmasın benden,ben ki;asırlarca uzaktan esen bir yelden, sana selamla geldim.
Gözlerin neden bu kadar engin,derinden bakar,neden her kelamın denizleri bile yakar.
Bir martı kanadına konan düşüncelerin,neden bu kadar manidar.
Hadi,susma söyle durma, kelimelerin kifayet etmediği yerde,bütün lugatları da getirdim önüne.
Takıldığın her yerde, kelimenin baş harfiyle sana tiyolar vereceğim.
Yeter ki sen anlatacaklarını,dile dökeceklerini,söyleyeceklerini söyle.Bir Yusuf zerafetiyle,bir Yakup sevgisiyle,
Eyyüp’un sabrıyle geldim sana.Dostane kucaklarım seni,dillerindeki sözleri duymak için beklemekteyim.
Söyle bana,neden bu kadar derin bu denizler,neden hava bu kadar sisli bugün,neden bilinmezler kadar sırlısın.
Seni dinlemeye geldim,sözlerinin bir ok gibi battığı alemde,
hedeflerin bunca pervasız duruşu,bir nefes kadar yorgunluğun uzak oluşu kelimelerin mecaza vuruşu nedendir?
Gözlerinden belli kederli olduğun,en sarp yokuşlarda durduğun,nedendir söyle?
Her adım atışında,her bakışında destansı ifadeler,yazılası belgeler binlerce bilinmeyenli denklemler var.
Çözmenin mümkün olmadığı bilmeceler gibisin,dostuna dahi sır perdesisin,söyle can anlat bu gün sendeyim.
Çok uykum gelirse dinlerken seni,bir şey istemem dizinin dibinde,masumane hislerle,
yol yorgunluğum gidene kadar kestirmenin en hafifinden tekrar dönerim sana.Yeter ki sen söyle.
Bir İbrahim yakınlığıyle bir İsmail teslimiyetiyle seni dinlemeye geldim.
Asırlık sevdalar var cepkenimde,hiç duymadığın ifadeler buldum.Biz lokman hekim gibi şifaya,bir
Hızır gibi yardıma geldim.Hiç bir anlattığın anlamsız değildir bende,bütün manaları yüklerim kelimelere.
Ta ki sende kast olunanı bulasıya kadar.İçimden geldi nedense nerde keder nerde elem varsa bende olmalı yansıması.
Sen ki,benden serzenişle,söyle.Hiç bir şey anlatmayacaksan,neden suskunsun onu söyle.
Dönüşü olmayan mesafeler kat ettiğini söyle.Sonra de ki,büyük bir tevekkülle,her şeyin sahibine derdimi dedim ben.
Kabinin mutmain olan yanıyle,ellerini var edene çevirdiğinde,bana demediklerini,yada diyemediklerini, O ‘na de.
Böyle dersen anlarım seni.Bilirim her keder söylenmez,her nakış her mintana işlenmez.
Her kederi, sahibine dediğini anlarsam;ben yıllık yollardan da gelsem ısrarlarımdan vazgeçer selametle bırakırım seni.
Bütün meraklarımdan,sorularımdan feragatla,
en samimi hislerin beni kuşatan yanıyla,buruk bir vedanın dayanılmaz sonuyla,
’a emanetsin derim.
Bütün sırlara hakim,bütün kalplere sahip olanla baş başayız bilirim.
Yakup DÖGER