Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

SORU SORMANIN ADABI (1 Kullanıcı)

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
Soru sormanın usulü ve adabına dair


Soru soranla cevap verenin konumları açısından soru dört çeşittir:

1. Alimin alime sorusu: Bu dinleyenlere öğretmek, doğruluğunu test etmek, müzakere ve mübahase etmek için sorulur. Hz. Cebrailin Hz. Peygambere sorduğu İman nedir? İslam nedir?İhsan nedir soruları bu türdendir.

2. Alimin cahile sorusu: Bu, soru yoluyla öğretme usulünün gereğidir. Muhataba ya bilmediğini öğretmek, ya yanlış bildiğini düzeltmek, ya da üçüncü şahıslara bir bilgiyi iletmek için kullanılan yöntemdir. Soruyu soran cevabı vermek için sorar. Rabbimizin vahiy yoluyla Sizi kurtaracak karlı bir ticaret önereyim mi?Ona adaş birinin varlığını biliyor musun? gibi sorular buna örnektir.

3. Cahilin cahile sorusu: Bu sorudan bir şey çıkmaz. Tıpkı Üçayaklı hayvanın adı nedir? gibi abes bir iştir. Cahilin muhatabı olan cahilde uyandıracağı bilme merakı ihtimali, bu tür bir soruyu nisbeten anlamlı kılabilir.

4. Cahilin alime sorusu: Asıl soru budur ve vahyin Bilmiyorsanız bilgi sahibi (ehl-i zikr) olanlardan sorun! emrinden anlaşılması gereken de bu tür sorudur.

Bu dördüncü maddeye giren sorularda yapılmaması gereken usul hataları şunlardır:

1. İlle de aklımızdakini onaylatmak için soru sormak: Yani: Bana öyle bir cevap ver ki, mutlaka benim aklımdaki, ya da hoşlanacağım, ya da işime gelen bir cevap olsun. Allah alimlerimize yardım etsin. Bazıları, istedikleri cevabı alıncaya kadar ısrar eder. Bazıları bunun için cevap sahibini sıkıştıracak kadar gözünü karartır. Bazıları, istedikleri cevabı alamayınca muhatabını suçlayacak kadar saygısızlaşır. Bu yapılan en yaygın usul ve üslup hatalarından biridir. Bu, hem bilginin kendisine, hem sorulan kimseye saygısızlıktır.

2. Soru sormakla muhataba lutfettiğimizi sanmak: Bu tipler gerçekten gariptir. Asıl riski soru soranın değil cevap verenin aldığını düşünmez. Mesele dini bir meseleyse, cevap veren alimin ağır bir manevi sorumluluk altında ezildiğini, o baskıyı tüm hücrelerinde hissettiğini bilmez. Beyimizin soru sorması bir lütuftur. Soru sorduğu alime minnet etmek şöyle dursun, onu minnet altına almaya kalkar. Cevap vermeye mecbursun havasıyla sorar sorusunu. Bir de vereceği cevaba itibar ettiğini söylemesi yok mu, hepsine tüy diker. Sanki insanın itibar etmediği birine mesele sorması normalmiş gibi.

3. Alimin hiçbir işi gücü olmadığını, Yar bana bir soru diye sabahlara kadar ekranlara göz diktiğini zannetmek: Köroğlu Delikli demir çıktı mertlik bozuldu demiş ya, internet çıktı adab ve erkan daha da bozuldu. Ömründe bir kez bile karşılaşmamış, dahası kim olduğunu bilmiyor. (Kimliğini gizleyerek veya takma adla kimliğini saklayarak soru sorana zaten cevap verilmez.) Sorusu en basit nezaketten dahi yoksundur. Daha önce verdiği cevapları araştırmamış, bulma, okuma, dinleme, seyretme zahmetine dahi katlanmamışız. Bir de Delil de isterim diye tutturursak, üzerine tüy dikmiş olmaz mıyız? Alimin meşguliyeti başından aşkınmış, nefes alacak vakti yokmuş, iki ayağı bir pabuçtaymış Bütün bunlar bizi ırgalamaz. Biz ona soru soran tek kişiyiz ve o da bize cevap vermekten başka işi olmayan bir makine. Bazen bir soru yetmiyor, bir tek mesajda 5 hatta 10 soru sıralıyoruz. Bu sorular içinde evet-hayır soruları hemen hiç yok. Bazıları kitaplık çapta cevap isteyen sorular. Muhatabımızın hal-i pür melalini bir düşünebiliyor muyuz? Hele bir de o konuda oturmuş yıllarını verip bir eser, günlerini verip bir ilmi makale üretmiş ve biz onu okuma zahmetine dahi katlanmadan bunu yapmışız.Vah ki vah!

4. Kırk akıllının kırk yıl cevaplayamayacağı soruyu bir delinin birkaç saniyede sorabileceği gerçeğini unutmak: Bizim kolayca sorduğumuz öyle sorular var ki, alim onu cevaplamak için bazen günlerce dirsek çürütür, bazen kök söker, bazen yürek ve zihin teri döker. Bazı sorularımız soru soran açısından netameli değildir, ama cevap veren açısından netamelidir. Bazı sorularımız çok özeldir. Çok özel soruların çok özel tanışıklık gerektirdiği unutulur veya göz ardı edilir. Mücadile suresinde geçtiği gibi, Rabbimiz Hz. Peygamberden yerli yersiz özel görüşme talep ederek onu meşgul edenleri durdurmak için Necva sadakası mecburiyeti getirmişti. Bu aslında önder ve rehber konumundaki şahsiyetlerden mesai çalma bedeliidi. Bununla şu mesaj veriliyordu: O size Allah rızası için zaman ayırıyor. Madem öyle, haydi o zaman siz de Allah rızası için muhtaçlar için bir sadaka ödeyin! Fakat biz bazen muhatabımızı saatlerce meşgul edecek mesaisini alıyor da bir teşekkürü bile çok görüyoruz. Hatta bazılarımız sıkılmadan dönüp bir de beğenmediği cevaptan dolayı tariz ve sitem etmeye yelteniyor.

5. Alimlerimizin de etten ve kandan bir beşer olduğunu unutmak: Bir soruyoruz, cevap alıyoruz. Ardından aklımıza bir şey esiyor ona da cevap alıyoruz, ardından aklımıza esen tüm soruları hiçbir zahmete katlanmadan sıralıyoruz. Eğer cevap alamazsak sanki alimlerimizi çarçur etmek hakkımızmış gibi çıkışıyoruz. Bazen kızdırana kadar çabalıyor, kızınca da ona Peygamberimizi örnek göstererek güya haddini bildirmeye çalışıyoruz.

Allah alimlerimize sabrı cemil ve ecri cezil lutfetsin, biz ilim taliplerine de kadir kıymet bilmeyi nasip etsin
 

evindar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,413
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SORU SORMANIN ADABI

Allah alimlerimize sabrı cemil ve ecri cezil lutfetsin, biz ilim taliplerine de kadir kıymet bilmeyi nasip etsin.

ALLAH (C.C) senden razı olsun ablacım.

selamünaleyküm
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: SORU SORMANIN ADABI

evindar yazdı:
Allah alimlerimize sabrı cemil ve ecri cezil lutfetsin, biz ilim taliplerine de kadir kıymet bilmeyi nasip etsin.

ALLAH (C.C) senden razı olsun ablacım.

selamünaleyküm
Rabbim cümlemizden razı olsun kardeşim.AMİN AMİN İnş
 

deren75

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Eki 2006
Mesajlar
802
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
RE: SORU SORMANIN ADABI

s.a.amin Allah razı olsun
 

derya_gulu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2007
Mesajlar
474
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SORU SORMANIN ADABI

B)SELAMÜNALEYKÜM canım benim yazını okudum içimi acıttı merak ettim acaba sizleri bütün bunları yazacak noktaya getirenler acaba bu yazdıklarınızı okuma zahmetine giriyorlarmı hiç zannet miyorum çünkü onların kopyala yapıştır yeterki formlar dolsun da nasıl dolarsa dolsun gibi bir meşguliyetleri var Allah'a emanet olB):(
 

fatma_tuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Mar 2007
Mesajlar
145
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
RE: SORU SORMANIN ADABI

S.A. ALLAH RAZI OLSUN ABLACIM RABBİM SABRINIZI DAİM ETSİN HZ FATIMA ANNEMİZE KOMŞU EYLESİN FORUMLARINIZIN HEPSİ ÇOK GÜZEL A.E.O.
 

ADALETIMAHZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
3,630
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Web Sitesi
www.islamiportal.net
RE: SORU SORMANIN ADABI

S.A.ALLAH RAZI OLSUN.İLİM TALEP ETMEK FARZ OLDUĞU GİBİ GEÇMİŞ GÜNAHLARA DA KEFARETMİŞ.ALLAH İLMİMİZLE AMEL ETMEYİ NASİP ETSİN CÜMLEMİZE.A.E.O.
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: SORU SORMANIN ADABI

ADALETIMAHZA yazdı:
S.A.ALLAH RAZI OLSUN.İLİM TALEP ETMEK FARZ OLDUĞU GİBİ GEÇMİŞ GÜNAHLARA DA KEFARETMİŞ.ALLAH İLMİMİZLE AMEL ETMEYİ NASİP ETSİN CÜMLEMİZE.A.E.O.
A.S.Kardeşim Rabbim cümlemizden razı olsun.Bu yolda edeb,adabta çok önemli,Rabbim edebten ayırmasın.
 

sena_nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
204
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SORU SORMANIN ADABI

esselamün aleyküm Ravza kardeşim Rabbim razı olsun...dua ile..Ayrıca sakıncası yoksa mail adresini alıp senle dua zinciri hakkında konuşmamın bi sakıncası olurmu?
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: SORU SORMANIN ADABI

sena_nur yazdı:
esselamün aleyküm Ravza kardeşim Rabbim razı olsun...dua ile..Ayrıca sakıncası yoksa mail adresini alıp senle dua zinciri hakkında konuşmamın bi sakıncası olurmu?
A.S.Kardeşim Rabbim cümlemizden razı olsun.Kardeşim forumlarda alenen adres yazmak yasaktır.Eğer görüştüğünüz kardeşlerim arasında adresimizi bilen varsa isteyebilirsiniz.SELAM VE DUA İLE
 

sena_nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
204
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SORU SORMANIN ADABI

Ravza_Nur yazdı:
sena_nur yazdı:
esselamün aleyküm Ravza kardeşim Rabbim razı olsun...dua ile..Ayrıca sakıncası yoksa mail adresini alıp senle dua zinciri hakkında konuşmamın bi sakıncası olurmu?
A.S.Kardeşim Rabbim cümlemizden razı olsun.Kardeşim forumlarda alenen adres yazmak yasaktır.Eğer görüştüğünüz kardeşlerim arasında adresimizi bilen varsa isteyebilirsiniz.SELAM VE DUA İLE
yok kardeşim burdan msn görüştüğüm kimse yok malesef ozaman sana nasıl ulaşabilecem neyse hayırlısı olsun..dua ile..
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: SORU SORMANIN ADABI

Müthiş...Allah razı olsun...Çok büyük bir zevkle okudum...Allaha emanet olun...B)
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: SORU SORMANIN ADABI

Resul_Acer yazdı:
Müthiş...Allah razı olsun...Çok büyük bir zevkle okudum...Allaha emanet olun...B)
Rabbim cümlemizden razı olsun.SELAM VE DUA İLE
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt