Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Son pısmanlık fayda vermez:uyan ey gönlüm gafletten uyan (1 Kullanıcı)

elifimbenim(MERHUME)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
1,642
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
64
UYAN EY GÖNLÜM GAFLETTEN UYAN:a02:

Bir anda uykudan kalktim
çok ilginç bir ışık gördüm ama odanın ışığı kapalıydı
bir baktım saat 3:30 gece facir vakti
peki gördüğüm bu kadar ışık nerden
-----
birden şaşırıp kaldım baktım ki elimin yarısı duvarın içinde
hemen elimi çıkardım korku içinde oturup elime bakıyordum
tekrar elimi duvara dogru uzattım yine elim duvarın içine giriyordu!!!!!!!!

--
bir gülümseme sesi duydum

Yüzümü kardeşime dogru çevirdim, yatıyordu
korku içinde yatağımdan kalkıp kardeşimi uyandırmaya gittim
ama cevap vermedi
annemin odasına doğru gittim
babamı uyandırmaya çalıştım

birilerinin bana cevap vermesini istiyorum ama kimse cevap vermiyordu

annemi uyandırmak üzereyken, baktım ki annem uykudan uyandı

uykudan uyandı ama benimle konşmuyordu
---
bismillahirrahmanirrahim diyordu ve tekrarlıyordu

babamı uyandırdı, kalk kalk bir bakalım çocoklara dedi annem

şimdi zamanımı bırak uyuyayim yarın ola hayr ola dedi babam

ama annemin israrı üzerine babam kalkıverdi şaşkınlık içerisinde beraber odamıza doğru geldiler

---
başladım bağırmağa, anne, baba ama hiç birisi cevap vermiyordu!!!

annemin elbisesini çekiyor beni dinlemesini istiyordum ama annem beni hissetmiyordu!!!

başladım annemin arkasından yürümeye ta bizim odaya kadar

odamıza girdi ve ışıkları açıverdi
ama benim için fark etmiyordu çünkü benim için her taraf ışıktı

tam o sırada çok ilginç bir şeyle karşılaştım
---
kendi vücüdumu gördim!!!

evet kendi vücüdumu

oturup kendi kendimi seyredıyordum, iki taneydim

kendi kendime soruyordum kimdir bu acaba? Nasılda bana benziyor!!!

başladım kendi kendimi uyandırmaya, bu kabustan kurtulayım diye

ama uyanamadım
---
babam dedi ki bak yatıyorlar işte hadi yerimize gidelim

ama annem sakin olamadı ve benim uyuduğum yatağa doğru gelerek

beni uyandırmaya başladı kalk muhammed kalk bana cevap ver

ama cevap veremiyordu!!!

bir kaç defa uğraştı ama yok. Birden baktım ki babamın gözlerinden yaşlar dökülüyor

o babam ki şimdiye kadar onun göz yaşlarını görememiştim

bağırışmalar başladı oracık yerden .. kardeşim uyandı ve sordu ne oldu?

annem ona bağırarak, abin muhammed olmüş çok acıklı bir şekilde ağlıyordu

---
bağırmalar fazlalaştı

anneme giderek, anne ağlama ben burdayım bak bana!!

ama kimse bana cevap vermiyordu, neden?

oturup bağırmaya başladım, burdayım bakın işte

ama kimse cevap vermiyordu

başladım bağırmaya ya rabbi, ya rabbi ne olur beni bu rüyadan ve olduğum durumdan kurtar

---
uzaktan bir ses duydum ve geldikçede yükseliyordu

bu ses allah'u taalenin bir ayeti idi
((andolsun sen bundan gaflette idin, derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir))

birden iki kişi beni tuttular, ama insan değillerdi

çok korktum !!

başladim bağırmaya, bırakın beni, siz kimsiniz? Ne istiyorsunuz?

kabire kadar senin gardiyanlarınız dediler
----
ben ölmedim, daha yaşıyorum dedim
neden beni kabire götürüyorsunuz? bırakın beni!! Ben hissediyorum, konuşuyorum ve görüyorum, ben ölmedim

bana gülümseyerek cevap verdiler

dediler ki, ey insanlar sizzler çok ilginç yaratıksınız, sanıyorsunuz ki ölüm hayatın sonudur ama bilmiyorsunuz ki asıl olan sizin yaşadığınız hayat bir rüyadan ibaret olup öldüğünüz zaman uyanıyorsunuz.

beni kabire doğru çekiyorlardı hala

yoldayken baktım ki benim gibi insanlar ve yanlarında da aynı o iki yaratıktan var, kimi ağlayor kimi gülüyor ve kimi ise bağırıyordu

onlara sordum neden böyle yapıyorlar?

dediler ki, bu insanlar şaşkınlık içerisindeler, nereye gittiklerini biliyorlar, kimisi dalalettedir.. korku içinde sözlerini keserek sordum:

ateşe gidiyorlar mi yani?
evet dediler '

konuşmalarına devam ederek, o gülenler ise cennete gidiyorlar

hemen sordum onlara, peki ben nereye gidecem??
dediler ki, sen bazen iyi gidiyordun, bazende kötü

bazen tövbe edip ertesi gün günah işliyordun ve izlediğin yol tam olarak belli değildi

ve hep öyle yitik kalacaksın

sözlerini korku içerisinde keserek sordum:

yani ben ateşemi gidiyorum yoksa?

Onlarda, Allahın rahmeti geniştir ve yolculukta uzundur dediler

yüzümü çevirdim korku içerisinde baktım ailem, babam, amcam, kardeşlerim ve akrabalarım hepsi

Bir sandık içinde beni taşıyorlardı

Onlara koiarak gittim ve onlara dedim ki benim için dua edin lütfen

Ama kimse bana cevap vermiyordu
kimi ağlıyordu kimi ise hüzünlüydü

Kardeşime giderek, dikkatli ol dünyanın fitnesi seni kandırmasın

Beni duymasını çok isterdim

O iki melek beni kabirdeki cesedimin üzerine bağladılar

baktım ki babam toprak atıyor üzerime

Kardeşlerim topak atıyor

Ordaki insanlar hepsi üzerime toprak atıyordu
----
dedim ki, ahh keşke onların yerinde olsaydım Allaha tevbe etseydim

dün sabah namazımı kılsaydım

Keşke her gün rabbime dua etseydim

Keşke her gün tevbemi yenileseydim

Keşke kötülüklerden uzak dursaydım

Başladım bağırmaya, ey insanlar dikkatli olun dünya hayatı sizleri kandırmasın
en azından birisinin beni duymasını çok isterdim
süphanallah ve bihamdihi.. süphanallahul azim

http://www.smf123.net/s1/mucahit/index.php?topic=653.0
 

valide sultan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Mar 2009
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
kardeşim çok güzeldi Allah razı olsun ...bişey rica etsem mevlit kandili hakkında sohbetin varmı?
 

k.cansu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ağu 2008
Mesajlar
44
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
çok güzel ben bunu daha öncede okumuştum paylaşımın için teşşekkürlerr... allah yar ve yardımcımız olsunn
 

yalinsak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Şub 2009
Mesajlar
120
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
emeğine sağlık,paylaşımın için teşekkür ederim.
 

elifimbenim(MERHUME)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
1,642
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
64
icon14.gif
Cevap: son pişmanlık fayda etmez!!!!


Kurtların, kuşların dilinden anlayan Hazret-i
Süleyman aleyhisselama gelen bir adam yalvarır:

- Ne olur ey Allah'ın nebisi bana da hayvanların
dilini öğret de ben de konuştuklarından anlayayım.
Süleyman aleyhisselam izin vermez:

- Olmaz, der. Sen onların konuştuklarını dinlersen
sabredemezsin. Arkasındaki hikmetleri düşünemezsin.

Ne var ki adam ısrar eder. Süleyman aleyhisselam da
adama hayvanların dilini öğretir. Sevinçle evine
gelen adam çöplükteki köpekle horozun konuşmalarını
dinlemeye başlar. Bir ara köpekten şu sözleri duyar.
Yanındaki horoza diyor ki:

- Horoz kardeş, sen arpayla da buğdayla karnını
doyurabilirsin. Biraz ötedeki taneleri yesen de
ekmek kırıntılarını bana bıraksan olmaz mı, benim
karnım çok açtır. Horoz şu cevabı verir:

- Sabret köpek kardeş, yarın buraya ağanın ölen
eşeğini getirip bırakacaklar, bolca et yer, karnını
iyice doyurursun. Bunu duyan ağa hemen koşar ahırdaki
eşeği alıp pazarda satar. Kendi kendine söylenerek
döner:

- İyi ki hayvanların dilini öğrendim, yoksa eşek
elimde ölecekti.

Ertesi gün yine kulak kabartır çöplükteki seslere.
Köpek sitem etmektedir horoza:

- Hani ağanın eşeği ölecekti de ben de bolca et
yiyecektim ya? Horoz cevap verir:

- Ağanın eşeği öldü ölmesine de, satın alan zavallının
elinde öldü. Ağa açıkgözlülük edip eşeği sattı. Ama
üzülme, bu sefer ağanın atı ölecek. Buraya getirip
bırakacaklar, bolca et yer karnını doyurursun. Ağa
yine hızla kalkar, ahıra gidip atı alarak pazara
götürüp satar.
Dönerken de yine söylenir:

- İyi ki hayvanların dilini öğrendim, yoksa at da elimde
ölecekti. Gelip yine merakla kulak misafiri olur. Bu
sefer köpek daha yüksek sesle sitem ediyor:

- Horoz kardeş, beni yine aldattın. Hani ağanın atı
ölecekti ya?

- Ağanın atı öldü ölmesine de, sattığı zavallının
elinde öldü. Üzülme der, bu sefer daha büyük bir
ziyafete konacağız hep birlikte. Köpek inanmaz.

- Hadi hadi beni yine aldatıyorsun. Horoz kesin
cevap verir:

- Hayır, aldatma falan yok. Durum kesin. Çünkü der,
bu sefer ağanın kendisi ölecek, malına gelecek olan
bu defa kendi canına gelecek. Arkasından yemekler
yapılıp etler pişirilecek, artanını da bizlere dökecekler,
ye yiyebildiğin kadar. Ağa bunu duyunca şaşırır, sağa
sola koşuşturmaya başlar, yok mu beni satın alacak biri,
diye söylenir. Derken gece hastalanan ağa sabaha çıkmaz
ölür. Arkasından yapılan yemek, pişirilen etlerden
artanlar çöplüğe dökülür, uzun zaman hayvanlar ziyafete
konmuş olurlar. Bu sırada horoz söylenir
- İnsanlar, keşke canıma gelecek olan malıma gelsin,
diyebilselerdi de hileye başvurmasalardı. Bunda da bir
hayır vardır, diye düşünselerdi. Bunu diyemiyorlar
maalesef.Sonra da mallarına gelen canlarına geliyor;
ama pişmanlık fayda vermiyor...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt