Tabutunu alırlar musalladan,
Kabir yolculuğu başlar oradan.
Sessiz bir yolculuk başlar mezara,
Görenler acır, çekilir kenara.
Bak! Neler geldi şu garip başına,
Kimse bakmıyor senin göz yaşına.
Ürperirdin kefen, tabut, mezardan,
Kopamazdın şu yalancı dünyadan.
Kefeni giydin, son gömleğin oldu,
Tabuta bindin, son bineğin oldu.
Mezara gidiyorsun, dönüşün yok!
Bağırsan çağırsan bir faydası yok!
Evinde kalsan, kokar leş olursun,
Evine, çevrene zararlı olursun.
Kimse kabul etmez ki artık seni,
Ancak kara toprak kucaklar seni.
Bitti artık dünya ile savaşın,
İmân ile Kur’an olsun yoldaşın.
Cemaat yaklaşınca kabristana,
Son defa bakarsın yalan dünyana.
Nasıl aldandım ki diye yanarsın,
Korku ile mezarına bakarsın.
Açılan mezarın seni bekliyor!
Sorgu meleği acele ediyor!
Bak! Senin köşkün şu mezar olacak.
Ancak iki metrekare olacak.
Koltuğun, kanepen toprak olacak,
Yatağın, yorganın kefen olacak..
***
İşte, kabristana geldi kafile!
Bağırmak, çağırmak artık nafile!
Gireceksin mezara takdir öyle,
Rabbimizin kesin kanunu böyle.
Başka kanunlar geçersiz orada,
Yalnız ilâhi kanun geçer orda.
Mezara indirirler incitmeden,
Senin gördüğünü, onlar görmeden.
Kur’an okuyup, dua ederler,
Sonra kalkıp, işlerine giderler.
Can dostların giderken yavaş yavaş,
Kabrinde kopacaktır büyük savaş.
Hayal gibi geçti dünya hayatın,
Yalnız kaldın, gitti bütün dostların.
Gidenlerin arkasından bakarsın,
Ayak seslerini tek tek duyarsın.
Konuşarak, gülüşerek giderler,
Seni yalnız bırakarak giderler.
Ah! Sanki dün doğdum, koştum, oynadım,
Hani nerede dostlarım, evladım?
Şu an gerçekten mezarda mıyım ben?
Korkunç kâbuslar mı görüyorum ben?
Kâbus mu? Rüyâ mı? Hayal mi? derken,
Sorgu melekleri gelir göklerden.
Meleklerin adı Münker-Nekir’dir,
Sesleri gök gürlemesi gibidir.
Heybetle “Rabbin kim?” diye sorarlar!
“Seni yaratan kim?” diye sorarlar!
Günahtan kaçan gerçek mü’min isen,
Yüce ALLAH’a kulluk etmiş isen,
Hiç korkmadan melekleri dinlersin,
“Rabbim !ALLAH“diye cevap verirsin.
Sonra Dinin, Peygamberi sorarlar,
Bunların da cevabını alırlar.
“Dinim İslâm, başka din bilmem! “ dersin,
“Dünyada İslâm’ı yaşadım” dersin,
“Peygamberim de Muhammed’dir” dersin,
“Peygamberimi çok severim” dersin.
Sevincinden aslan gibi kükrersin,
Kelime-i Şehadet getirirsin!
İmânın parlar, kabrinde NUR olur,
Kabrin hem geniş hem aydınlık olur.
Namaz, nur şeklinde yardımcın olur,
Sâlih mü’minler, arkadaşın olur.
Ölen yakınların hepsi gelirler,
Seninle açıkça sohbet ederler.
Münker-Nekir sevinerek giderler,
Artık sana korku, hüzün yok derler.
Kabrin Cennet bahçesi olur,
O an sana, en büyük bayram olur.
Huzur, güven, ruhsal zevke erersin,
Neden daha önce ölmedim dersin!..