Abdülhalik-i Gucdevânî (k.s) hazretlerine bir derviş sordu: “Nefsimin istediğini mi yapayım, yoksa istemediğini mi?”
Hazret cevap verdi: “Bunu tayinde insanın aklı yanılabilir. Cenab-ı Hakk’ın emrettiği yapılır, nehyettiği yapılmaz. Kulluk da budur, dervişlik de budur.”
Abdülhalik-i Gucdevânî (k.s) hazretlerinin yanına gelen bir misafir; “Efendimiz! Son nefeste imandan ayrılmamak için duanızı rica ediyorum” diye istirhamda bulundu.
Hazret şöyle buyurdu: “Farz namazların peşinden yapılan duaların kabul edileceği müjdesi verilmiştir. Siz, farzların peşinden bizim için hayır dua edin, biz de farz namazlarımız eda ettikten sonra sizi dualarımızda yâd edelim. Umulur ki mevlamız, bizim hakkımızda sizin duanızı, sizin hakkınızda da bizim duamızı kabul buyurur.” İşte Allah dostlarındaki edep ve te
DÜŞMANA SABIR VE DUA
Sevgili Peygamberimiz bir defasında Taif dönüşünde müşriklerce taşlanmış, mübarek ayakları kan revan içinde kalmış, nihayet bir ağacın altına oturmuş, elini semaya kaldırmış dua ediyordu. O anda Cebrail (a.s.) beliriverdi.
“Yâ Resûlallah, Allah (c.c.) sana selâm ediyor. Dilersen şu iki dağı bu kavmin başına yıkıp helak edecek. Yeter ki iste. “Fahr-i Kâinat efendimizin cevabı insanın ulaşabileceği en üst makamdan: “Hayır, ey rabbim, onlar bilmiyorlar. Onları helak etme ey rabbim. Onların sulbünden sana ibadet eden, sana şirk koşmayan bir nesil ihsan et.”
Hazret cevap verdi: “Bunu tayinde insanın aklı yanılabilir. Cenab-ı Hakk’ın emrettiği yapılır, nehyettiği yapılmaz. Kulluk da budur, dervişlik de budur.”
Abdülhalik-i Gucdevânî (k.s) hazretlerinin yanına gelen bir misafir; “Efendimiz! Son nefeste imandan ayrılmamak için duanızı rica ediyorum” diye istirhamda bulundu.
Hazret şöyle buyurdu: “Farz namazların peşinden yapılan duaların kabul edileceği müjdesi verilmiştir. Siz, farzların peşinden bizim için hayır dua edin, biz de farz namazlarımız eda ettikten sonra sizi dualarımızda yâd edelim. Umulur ki mevlamız, bizim hakkımızda sizin duanızı, sizin hakkınızda da bizim duamızı kabul buyurur.” İşte Allah dostlarındaki edep ve te
DÜŞMANA SABIR VE DUA
Sevgili Peygamberimiz bir defasında Taif dönüşünde müşriklerce taşlanmış, mübarek ayakları kan revan içinde kalmış, nihayet bir ağacın altına oturmuş, elini semaya kaldırmış dua ediyordu. O anda Cebrail (a.s.) beliriverdi.
“Yâ Resûlallah, Allah (c.c.) sana selâm ediyor. Dilersen şu iki dağı bu kavmin başına yıkıp helak edecek. Yeter ki iste. “Fahr-i Kâinat efendimizin cevabı insanın ulaşabileceği en üst makamdan: “Hayır, ey rabbim, onlar bilmiyorlar. Onları helak etme ey rabbim. Onların sulbünden sana ibadet eden, sana şirk koşmayan bir nesil ihsan et.”