s.a
Allah Teala, insanların hem dünya hem de ahiret mutluluğunu kazanmaları için emirler ve yasaklar koymuştur. İnsanlar bunları hayatlarında uyguladıkları sürece mutlu olurlar, huzurlu olurlar. Bunların yanı sıra Allah’ın rızasını da kazanırlar.
İslam Dini, bütün uygulamalarında olduğu gibi, oruç ibadetini de sistemli, uygulanması kolay, disiplinli bir hale getirmiştir. Oruç, Ramazan ayı boyunca tutulmak üzere hicri ikinci (M.624) yılında Medine’de, farz kılınmış bir ibadettir. Oruç ibadetinin bedeni olduğu kadar dini, sosyal ve ahlaki faydaları da vardır. Sevgili Peygamberimiz “Oruç tutan sıhhat bulur.” Sözüyle bu noktalara dikkatimizi çekmektedir. Oruç bir ruh eğitimi, nefs islâhı, her sene uzun bir süre süren, ciddî bir tâlim ve terbiye devresi; geceli gündüzlü bir idman çalışmasıdır.
İnsanın en büyük hataları, yanılgıları, yenilgileri, ayıpları, kusurları, suçları nefisten kaynaklandığı için senede bir ay onu terbiye için özel bir talime ihtiyaç vardır. Ramazan ayı geldiğinde, müslümanın kişiliğinde bir takım değişikliklerin olduğu gözlemlenmektedir. Bütün bunlar, oruç ayının getirmiş olduğu manevi havanın eseridir. Bu ay içerisinde görülen önemli bir sosyal olay da; diğer zamanlara nazaran işlenen suçların, içki tüketiminin, kumar ve benzeri alışkanlıkların önemli derecede azaldığıdır.
Oruçla ilgili olarak hadislerde bulunan ifadelere bakıldığında, orucun sayısız hikmet ve faydasının bulunduğunu görmekteyiz. Kısaca ifade edecek olursak, oruç ibadetinin kazandırdıklarından birkaçı şunlardır:
1-Allah Teala’nın rızası ve sevgisi kazanılmış olur.
2- Oruç tutarak aç kalan müslümanda şefkat ve merhamet duyguları gelişir.
3- Oruçlu; açlığa, susuzluğa ve sı-kıntılara karşı dayanma gücünü kaza-nır.
4- Orucun ruhumuza olduğu ka-dar bedenimize de faydaları vardır.
5- Ahlakımızı güzelleştirir.
6- İnsana sahip olduğu nimetlerin değerini öğretir.
selametle...