Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sizi Rahatsiz Etmeye Geldim !! (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Başlığa bakarak yine sert eleştirilerle dolu bir yazı diye düşünen kardeşlerime bir hatırlatmayla başlamak istiyorum. Bu söz bana değil; pek çoğumuzun vahiyle gerçek manada tanışmasına vesile olan bir yazara ait. O, içinde bulunduğu ve gerçeklere kendini kapatmış, hatta çerçevesini kendi kafasında çizdiği dini yaşarken, vahiyden alabildiğine uzaklaşmış, elinden geldiğince de diğer insanların uzaklaşmasını sağlamış bir yığına ithafen söylemişti bu sözü. Sert gibi görünse de aslında yerini bulan bir söz.
Peki günümüz de kimler neden rahatsız olur? Kur'an’i söylemler kimleri rahatsız eder? Rasulullah döneminde sesler çıkararak Kur' an’ın sesinin duyulmasını engellemeye çalışanlar, şimdi ne yapıyorlar? Gerçeğin anlaşılmaması için nasıl bir çaba sarfediyorlar? Kimler, kimlerden ve neden rahatsız oluyor? Bu tip soruları çoğaltmak mümkün. Ben burada tüm sorulara cevap vermek gibi bir işe girişmeyeceğim. Bu soruları birbirimize sormaktan ziyade kendi nefsimize soralım. Her birimizi aynı soru rahatsız etmez tabi ki. Her birimizi rahatsız eden sorular farklıdır. Etrafımızda bulunan insanları incelediğimizde farklı insan portreleriyle karşılaşırız. Her biri Müslüman olduğunu söyleyen ama Kur'an’i manada hangisinin vahyi öncelleyen bir Müslüman olduğu belli olmayan bir yığın insan. Farklı İslam modelimiz olmamasına rağmen, ne hazindir ki farklı Müslüman(!) modelleri sarmış etrafımızı. Hangisi İslam? Hangisi gerçek manada Müslüman? Hangisi Peygamberin yaşadığı İslam'ı yaşamaya çalışıyor? Hangisi Müslüman etiketini üzerine yapıştırdığı halde eylemlerinde bunu hiç belli edemiyor?
Müslüman olmanın şartını sadece Allah belirler, Allah'ın kitabı belirler.
Allah'ın koyduğu ölçü esas alınmamışsa burada İslam'dan bahsedilemez.
İnsanın kıt aklıyla bunu belirleme gibi bir hakkı ve yetkisi de yoktur.
Kitabullah'ta geçen 'Müslüman', 'Mü'min', 'Kafir', 'Müşrik', 'Münafık', 'Fasık' gibi kavramları iyice incelersek, kendimizin bu kalıplardan hangisinin içinde olduğumuzu o zaman idrak edebiliriz.
Herkes Allah'ın yaptığı tanıma bakmak ve kendisinin bu katagorilerden hangisine daha yakın olduğunu idrak etmek zorundadır. Bir karşılaştırma yapacak olursak; Dini sadece Allah'a has kılarak yaşamını Onun çizdiği sınırlarla muhafaza eden de "Müslüman'ım" diyor; Allah'la birlikte bir çok ilah edinip yaşamını kendisinin veya beşerin belirlediği esaslara göre düzene sokan da ...
Dünya ameliyle dini değil, din ameliyle dünyayı talep eden (dini kullanarak, insanları etrafında toplamak ve bu yolla kendine mürit edindirme çabasında olarak cübbesinin eteklerini takva ile toplayanlar, kendilerini olmadıkları şekilde göstererek etrafında insanlara kolay yoldan cennet vaad edenler)de "Müslüman'ım"diyor; Kur’an’ı hayatlarının merkezlerine oturtarak bu yolda kınanmasına rağmen mücadele ederek Rasul'den başka beşer tanımayan da...
Kitaba yalın bir saygı içerisinde olup onu yüksek yerlere asarak onunla ilişkisini tamamen kesen de "Müslüman'ım" diyor; Allah'ın kitabına uymayı Müslümanlığın esası sayan da...
"Küfre rıza küfürdür" diyen de "Müslüman'ım" diyor; küfre rıza gösteren de...
"Doğru ve yanlışı sadece Allah'ın kitabı belirler" diyen de "Müslüman'ım" diyor; bidat ve hurafeleri kendilerine din edinen de...
"İslam en mükemmel din, en mükemmel yaşam biçimidir" diyen de Müslüman'ım diyor; İslam'ın devrinin çoktan kapandığını artık devrin değiştiğini söyleyen de...
Allah'ın "Yalnızca Mü'minleri dost edinin" ayeti uyarınca sadece Mü' minleri dost edinen de "Müslüman'ım" diyor, Mü'minleri bırakıp kafirleri dost edinen ve onlarla dialog çığırtkanlıkları yapan da...
İçinde yaşadığı toplumu İslam'a uydurmanın ve düzeltmenin çabasını veren de Müslüman'ım diyor, Yaşadığı İslam dışı hayatı benimseyerek suya sabuna dokunmadan bir yaşam tarzı benimseyen de...
Kendi küçük düşmedikçe, canı yanmadıkça bağırmayan ve kötülüklere karşı durmayan da "Müslüman'ım" diyor; Müslüman kardeşinin hakkını kendi hakkı gibi koruyup, tehlike ateşine korkusuzca atlayarak mücadele eden de...
Sırtını bir şekilde güçlü birine dayayarak mustaz'afları ezen veya başkalarının ezmesine rıza gösterip göz yuman da "Müslüman'ım" diyor; sırtını Allah'tan başka kimseye dayamayarak hakkı cesur bir şekilde haykıran ve "Size ne oluyor da Mustaz'aflar uğruna savaşmıyorsunuz" ayetini ilke edinerek başkasının hakkını da savunmak için tehlikeyi göze alan da....
Kur'an'ın öngördüğü şekilde inanan ve yaşayan da "Müslüman'ım" diyor; şeyhinin, mürşidinin veya içinde bulunduğu cemaatin öngördüğü şekilde inanıp hayatını buna göre şekillendiren de...
Mürşit olarak sadece Allah'ın kitabını benimseyen de "Müslüman' ım"diyor; kendisine bir beşeri mürşid edinen de...
"Rehber sadece Kur'an'dır" diyen de "Müslüman'ım" diyor ; "Biz kıt
akıllarımızla Kur'an'ı anlayamayız, onu ancak alimler ve üstadlarımız anlar biz de onların anlatımlarıyla inanır ve yaşarız" diyen de...
"Veli olarak bize sadece Allah yeter" diyen de "Müslüman'ım" diyor, Allah ile kendi aralarına veliler ve aracılar tayin eden de...
"Allah'tan başka şefaatçimiz yoktur" diyen de "Müslüman'ım" diyor; Allah'tan başka şefaatçiler seçip tayin eden de...
İnsanları sadece Allah'ın dinine davet eden de "Müslüman'ım" diyor; insanları içinde bulunduğu cemaate davet eden de...
Allah'ın indirdiğiyle hükmetmek ve hükmolunmak isteyen de "Müslüman'ım" diyor; Onun indirdiği dışında her hükümle hükmolunmaya razı olan da...
Doğudakinin canı yanarken batıda olup da hissederek maddi- manevi yardım için koşturan da "Müslüman'ım" diyor; onların canının yanmasını ekranlarda izlerken demli çaylarını yudumlarken içlerinde zerre kadar bir şey hissetmeden "Hak ettiler ki başlarına gelmiş" diyerek görmezden gelen de...
Müslüman adını dillerinden düşürmeyip ağızlarına sakız, ellerine bayrak yapanlar, Kelime-i Tevhidi dillerinden düşürmeyerek milyonlarca kez tekrarlayanlar da "Müslüman' ım" diyor, Kelime-i Tevhidi hayatında yaşamak adına canını malını feda edenler de...
Bu dini kazanç kapısı yaparak ceplerini bu dinden dolduranlar da Müslüman olduklarını söylüyor, bu din uğruna şehit olanlar da...
Allah adına bir şeyler yapma mücadelesi verenler de "Müslüman'ım" diyor, tahtlarının sallanmasından korktukları için onların yollarına dikenler döküp çelme takanlar da...
Allah için Müslüman kardeşini hata yaptığından dolayı uyaran da
"Müslüman'ım" diyor; bu uyarıyı hazmedemeyerek uyarıyı yapana cephe alıp onu yok etmeye çalışan da...
Bu ve benzeri örnekler o kadar çok ki, sıralamaya kalkarsak sayfalar yetmez. Konuya "Kim Peygamberin hayatındaki İslam'ı yaşıyor ?" diyerek tek bir soruyla noktayı koyabiliriz.Kur'anda 'Az Müslüman' ya da 'Çok Müslüman' gibi bir ölçü yok. Sadece 'Müslüman' ifadesi var. Her birimiz bu anlamda hangi katagoriye girdiğimize bakalım. Gerçekler birilerini rahatsız ede bilir. Bırakın etsin. Bırakın birileri rahatsız olsun. Bırakın birileri sorgulasın. Ben de bu yazıyı birilerini rahatsız etmek için kaleme aldım. Çünkü gerçekler her zaman onların üzerini örtmeye çalışanları rahatsız etmiştir. Vahiy birilerini rahatsız etmiştir, Rasul birilerini rahatsız etmiştir. Vahiy dünyalık peşine düşenleri elbette rahatsız edecektir. Rasul izzet ve şerefi, şanı ve şöhreti, makam ve mevkii, lider olmayı ve insanlara hükmetmeyi, sözünü dinlettirmeyi ve çoğunluğa tahakküm etmeyi, 'Hoca', 'Üstad' ve 'Lider' İmamı Allah'ın rızasına tercih edenleri elbette rahatsız edecektir. Çünkü hakikat gerçeğin üzerini örterek onu gizleyenleri her zaman rahatsız etmiştir.
Yahya B. Muaz (r.a)’ın veciz bir sözüyle bitirmek istiyorum. Bu söz de birilerini rahatsız edebilir ama ne yapalım rahat oturduğumuz yeter. Kuş tüyü yastıklardan kalkıp biraz da rahatsız olalım. Eğer çok fazla rahatsız oluyorsak yaşadığımız dini bir kez daha araştırıp Rabbimizin "Ey İman edenler! İman edin!" ayeti kerimesinin ışığında tekrar iman edelim.

"Ey insanlar!
Görüyorum ki, evleriniz Rum kayserinin evlerine,
Lükse hayranlığınız Kisranın tutumuna,
Servet peşinde koşmanız Karun'un anlayışına,
Saltanatınız Firavun'un saltanatına,
Nefisleriniz Ebu Cehil'in nefsine, Gururunuz Ebrehenin gururuna, Yaşayışınız Sefihlerin yaşayışına benziyor
Allah için söyleyin!
Muhammedi olanlar nerede?"
Selam Muhammedi olanların üzerine olsun...
 

erhunakarsu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ağu 2007
Mesajlar
190
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
"Ey insanlar!
Görüyorum ki, evleriniz Rum kayserinin evlerine,
Lükse hayranlığınız Kisranın tutumuna,
Servet peşinde koşmanız Karun'un anlayışına,
Saltanatınız Firavun'un saltanatına,
Nefisleriniz Ebu Cehil'in nefsine, Gururunuz Ebrehenin gururuna, Yaşayışınız Sefihlerin yaşayışına benziyor
Allah için söyleyin!
Muhammedi olanlar nerede?"
Selam Muhammedi olanların üzerine olsun...
ALLAH(C.C) razı olsun.
selametle..
 

ebrar_21

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2007
Mesajlar
40
Tepki puanı
0
Puanları
0
s.a yüreğine sağlık çok doğru,keşke yaşadığımız islam ülkesinde(!) müslümanlık sözde değil kalplede yaşantımıza yansıma yapsa ama yapana izin vermezler yapmayanıda teşvik etmezler,işte biz böyle bir müslüman ülkesiyiz,son gündem konusuda evlere şenlik cinsten türban serbest olursa açıklar baskı altında kalırmışşşşşş(!) bunca yıldır neden kapalıların baskı altında kalıp açılmaları endişesi söz konusu olmadı da bugün insanlar neden bu kadar korkuyor,açıklar yada bazı kesim türbanın yaratacağı olumlu etkileri neden görmezden gelmekte......(söylenecek çok şey var ama ateş düştüğü yeri yakıyor ama çevreye sadece ısı veriyor.) hayırlı geceler AEO
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
s.a yüreğine sağlık çok doğru,keşke yaşadığımız islam ülkesinde(!) müslümanlık sözde değil kalplede yaşantımıza yansıma yapsa ama yapana izin vermezler yapmayanıda teşvik etmezler,işte biz böyle bir müslüman ülkesiyiz,son gündem konusuda evlere şenlik cinsten türban serbest olursa açıklar baskı altında kalırmışşşşşş(!) bunca yıldır neden kapalıların baskı altında kalıp açılmaları endişesi söz konusu olmadı da bugün insanlar neden bu kadar korkuyor,açıklar yada bazı kesim türbanın yaratacağı olumlu etkileri neden görmezden gelmekte......(söylenecek çok şey var ama ateş düştüğü yeri yakıyor ama çevreye sadece ısı veriyor.) hayırlı geceler AEO

Ve aleyna aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.Katılıyorum çok ama çok şey var söylenecek.Ama söylemeye kimin gücü yetiyorki;Ne hallere düştük.Ararızda,adalet ararız.Öyle bir adalet ki.Şeytan görse yolunu değiştirir.O yüce adaleti ararım işte.Ve İçimden nara atarım şimdi;nerdesin Ya Hz. Ömer.Neyse ne demişler.Söz gümüş ise Sükut Altındır.Duayla kalınız.
 

ebrar_21

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2007
Mesajlar
40
Tepki puanı
0
Puanları
0
:evet:evetAma Elde De Ne Gümüş Var Ne Altin Vesselam,birde Ne Demişler Tam Tersi "Susma Sustukça Sira Sana Gelecek":A :H DUA İLE....
 

yesilyol

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ağu 2007
Mesajlar
258
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Konum
mersin
hayırlı geceler.emeğine yüreğine sağlık.sert oldu diye başlamışın ama bazende sert olsun herşeye anlayış göstermekten pasif insan pasif dindar olmaktan kurtulalım.haklılarda haksızlarkadar cesur olsun.merak ettiğim aklıma takılan bişey var acaba peygamber efendimiz s.a.v günümüzde yaşasaydı nasıl olurdu.hem makam hem yaşayış olarak o s.a.v gnümüzde olsaydı bizimde işimiz kolay olurdu,yoksa dahamı zor olurdu
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
hayırlı geceler.emeğine yüreğine sağlık.sert oldu diye başlamışın ama bazende sert olsun herşeye anlayış göstermekten pasif insan pasif dindar olmaktan kurtulalım.haklılarda haksızlarkadar cesur olsun.merak ettiğim aklıma takılan bişey var acaba peygamber efendimiz s.a.v günümüzde yaşasaydı nasıl olurdu.hem makam hem yaşayış olarak o s.a.v gnümüzde olsaydı bizimde işimiz kolay olurdu,yoksa dahamı zor olurdu

Ben şöyle yön vereyim isterseniz buna ;Hasan-ı Basri hazretleri, ilim ve faziletlerinden istifade ettiği Eshab-ı kiram ile kendi içinde bulunduğu nesli kıyas ederek; "Siz onları görseydiniz mecnun, deli zannederdiniz. Onlar sizin iyilerinizi görseler; "Bunlar iyilik ve hayırdan nasipsiz kimselerdir", kötülerinizi görseler; "Bunlar da Müslüman mı?" derlerdi" buyurdu
 

akrep1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2006
Mesajlar
13
Tepki puanı
0
Puanları
0
"Allah'tan başka şefaatçimiz yoktur" diyen de "Müslüman'ım" diyor; Allah'tan başka şefaatçiler seçip tayin eden de..."

???????????????
 

tugba gunes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Kas 2006
Mesajlar
87
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allah yar ve yardımcın olsun kardeşim...
İnşAllah tam bir müsliman olabilmeyi başarabilenlerden oluruz...
hayırlı sabahlar
 

akrep1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2006
Mesajlar
13
Tepki puanı
0
Puanları
0
Nakşibendi kardeşim konu anlaşılmadı galiba,istersen biraz daha açık sorayım:
İsminiz Nakşibendi ama açtığınız konuda şefaat vardır diyenlere iyi gözle bakılmıyor gibi bir mana var.Bizim inancımıza göre başta peygamberler ve sırasıyla Alah dostları,şehitler...
diye şefaat edenler sıralaması gider.Burada sanki Allah'tan başkasını şefaatçi kabul etmek küfürmüş gibi gösteriliyor.Ehli sünnet itikadına göre şefaat haktır hele Nakşibendi tarikatine göre bütün Sadat-ı Kiram ve en başta müridin şeyhi şefaatçidir.
Sizden ricam bu konuya biraz daha açıklık getiriseniz konu yanlış anlaşılmamış olur.
Saygılarımla...
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Nakşibendi kardeşim konu anlaşılmadı galiba,istersen biraz daha açık sorayım:
İsminiz Nakşibendi ama açtığınız konuda şefaat vardır diyenlere iyi gözle bakılmıyor gibi bir mana var.Bizim inancımıza göre başta peygamberler ve sırasıyla Alah dostları,şehitler...
diye şefaat edenler sıralaması gider.Burada sanki Allah'tan başkasını şefaatçi kabul etmek küfürmüş gibi gösteriliyor.Ehli sünnet itikadına göre şefaat haktır hele Nakşibendi tarikatine göre bütün Sadat-ı Kiram ve en başta müridin şeyhi şefaatçidir.
Sizden ricam bu konuya biraz daha açıklık getiriseniz konu yanlış anlaşılmamış olur.
Saygılarımla...

"Allah'tan başka şefaatçimiz yoktur" diyen de "Müslüman'ım" diyor; Allah'tan başka şefaatçiler seçip tayin eden de..."

Şimdi güzel kardeşim ortalıkta malumunuz.Herkez almış başını gitmiş.Herkez bence sence demeye başladı.Ama islamiyette bence sence yoktur.Islamiyet nakil dinidir.1400 yıl once nasıl geldi ise hala oyledir.Zamanımızda oyle bir hal aldıki.Sahte Evlliyaullahlar ve şeyhler çıktı.Sen eğer konuştuklarımda yazılanlarda çelişki var diyorsan seni şoyle aydınlatmak isterim...Ve eger merak ediyorsan evet ben Nakşibendiyim.Çelişki bende değil toplumumuzda vardır diyorum..
Şefaat konusunda çokça şeyler söylenmekte ve yazılmaktadır. İnsanların kurtuluşuna vesile olması için Allah (CC) Hz.leri'nin bazı seçkin kullarına [Peygamberler (AS), Mürşid-i Kamiller (RA)] müsade etmesi, O'nun (CC) kudreti dışında bir şey midir? O (CC) dilerse, herşey olur. O'nun (CC) sadece dilemesi, olmasını istediklerinin olması için yeter...
Yüce Allah (cc) Hz.leri buyuruyor: “Allah (CC) katında, (ahirette Allah’ın (CC) kendisine izin verdiği kimseden başkasının şefaati fayda vermez. Nihayet (şefaat edenle şefaat olunanları) kalblerinden (şefaate izin verilmekle) korku giderildiği zaman ‘Rabbiniz (CC) (şefaat hakkında) ne buyurdu?’ derler. Şefaat edecekler de, ‘Allah (CC) hakkı söyledi, (razı olduğu kimseler için şefaata izin verdi)’ derler. O (CC) her şeyden yücedir, her şeyden büyüktür.”[1]
Diğer bir ayette de şöyle buyuruyor Rabbül Alemin (CC): “Rahman’ın (CC) katında bir ahd (iman edip söz ve izin) almış olan kimseden başkaları şefaat etmeye sahip olamayacaklardır.”[2]
Ve yine buyurdu ki: “O’nun (CC) rıza verdiği kimselerden başkasına şefaat edemezler. Hepsi O’nun (CC) korkusundan titrerler.”[3]
Aziz müslüman kardeşim! Yüce Allah (CC) Hz.leri bu Ayet-i Kerime’lerinde beyan eylediği gibi, ebedi alemde O’nun (CC) müsaade eylediği Evliya İzam’ı Şefaat edeceklerdir. Şefaat etmeleri yine Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin müsaadesiyle olacaktır. İnkar edenler, imandan yoksun olur. Çünki Ayet-i Kerimeleri inkar, küfürdür.

[1] Sebe S. A.23
[2] Meryem S. A.87
[3] El-Enbiya. S. A.28



Duayla kalınız.
 

akrep1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2006
Mesajlar
13
Tepki puanı
0
Puanları
0
Nakşibendi kardeşim muhakkak ki şefaat Allah(CC)'ın izni iledir ve bunu haricinde şefaatçi arayanlar zaten küfür içindedir.bunun için de ayet delil getirmenize gerek yok.Ama dediğiniz gibi ortalıkta her türlü fikirler dolaşıyor.Bunlardan biri de şefaatin hak olmadığıdır.Benim bu konudaki hassasiyetim vehhabi mezhebinin düştüğü hataya düşülmemesi ve şefaatin tamamı ile inkar edilmemesi.
Konunun daha iyi anlaşılması için ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet verilmemesi için dikkat çekmeye çalıştım.
Saygılarımla
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Nakşibendi kardeşim muhakkak ki şefaat Allah(CC)'ın izni iledir ve bunu haricinde şefaatçi arayanlar zaten küfür içindedir.bunun için de ayet delil getirmenize gerek yok.Ama dediğiniz gibi ortalıkta her türlü fikirler dolaşıyor.Bunlardan biri de şefaatin hak olmadığıdır.Benim bu konudaki hassasiyetim vehhabi mezhebinin düştüğü hataya düşülmemesi ve şefaatin tamamı ile inkar edilmemesi.
Konunun daha iyi anlaşılması için ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet verilmemesi için dikkat çekmeye çalıştım.
Saygılarımla

"Şah-ı Nakşibendi Hazret'lerinin dediği gibi, "bizim yolumuz sohbet yoludur, toplulukta da rahmet vardır". Kalpleri bir olan yani kalpleri birbirine uygun olan kimselerin topluluğu Allah ve Resulüne sevgilidir. Allah ve Resulünün sevdiği bir topluluk dünyada da ahirette de sevilir."
Ve Allah'ın (cc) rızasını kazanmayı, Resul'ün (sav) izinden gitmeyi ve Ehl-i Beyt sevgisini esas almış olan YOLUN yolcusuyuz.
Duayla kalınız.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt