-Esmani-
Kayıtlı Kullanıcı
ESSELAMUN ALEYKÜM VE RAHMETULLAH VE BEREKATUHU...
SEVGİLİ SİTE KARDEŞLERİM...MALUMUNUZ SINIRLARIN HİÇE SAYILDIĞI ,SÖZ SÖYLEYENİN VE YAZANIN SIR OLDUĞU VE İNSANIN KENDİNİ GERÇEK HAYATTA İFADE EDEMEYECEĞİ KADAR ÖZGÜR BİR ORTAM OLAN SANAL ALEMDE OLMASI NEDENİYLE BU VE BUNUN GİBİ ORTAMLARDA BAZAN HAKKI,HUKUKU,SAYGI VE ADABI MUAŞERET KURALLARINI HİÇE SAYAN KİŞİLER OLABİLMEKTEDİR..
KALDIKİ SON ZAMANLARDA BUNUN ARTIK GÖZE ÇARPAR ŞEKİLDE ARTTIĞINA ŞAHİT OLMAKTAYIZ...KUVVETLE MUHTEMELKİ BU KARDEŞLERİMİZ ART NİYET TAŞIMAMAKTADIR.. FAKAT YİNEDE DİNİMİZİN BİZE DEFATEN SALIK VERDİĞİ EMRİ BİL MARUF NEHYİ ANİL MÜNKER (İYİLİĞİ EMİR , KÖTÜLÜĞÜ MEN) AYETLERİNİN VE HADİSLERİNİN BİZE İŞARET ETTİĞİ ÜZERE BU DURUMLARI HATIRLATMAK DİNİMİZ GEREĞİ HERBİRİMİZİN ÖNCELİKLİ VAZİFESİDİR...
İNTERNET ORTAMINDA İNSANLAR HER TÜRLÜ BAĞLAYICI VE KISITLAYICI UNSURDAN AZADE VE KENDİNİ SINIRSIZ ÖZGÜR İLAN EDEBİLMEKTEDİR..FAKAT BİR MÜMİN HER DURUMDA HAL ,HAREKET VE SÖZLERİNİ TARTMAK VE MUHATABININ BU EYLEMDEN HOŞNUT OLUP OLMAYACAĞININ MUHASEBESİNİ YAPMALIDIR..KEZA DİNİMİZ KUL HAKKINA ZİYADESİYLE ÖNEM VERMİŞTİR...
BİNLERCE FARKLI KİŞİNİN AYNI ORTAMDA ÖZGÜRCE DÜŞÜNCELERİNİ İFADE ETMELERİNİN ,ÜSTELİK BİRÇOĞUMUZUN GERÇEK HAYATTA OLDUĞUMUZ DEĞİL ,OLMAK İSTEDİĞİMİZ KİŞİLİK YAPISI İLE YAZIŞTIĞIMIZ BİR PAYLAŞIM ORTAMININ SIHHATLİ ŞEKİLDE İCRAASI NEREDEYSE İMKANSIZ OLABİLMEKTEDİR..
BURADA YETKİLİ ARKADAŞLARIN ÜZERİNDEKİ SORUMLULUK DUYGUSUNUN AĞIRLIĞI GÖZE ÇARPMAKTADIR...ALLAH CC YARDIMCILARI OLSUN DİYORUM KENDİLERİNE...
FAKAT BURADA ASIL BULUNMA AMACI DİNİ VECİBELERİNİ PAYLAŞMAK ,BİLDİĞİN, AKTARMAK ,BİLMEDİĞİNİ ÖĞRENMEK OLAN SAĞDUYULU KİŞİLERİN ÇABASI İLE BU YÜK HAFİFLETİLEBİLİR...
UNUTMAYALIM SORUMLULUKLARIMIZIN BİLİNCİNE VARMAK VE GEREKLERİNİ YERİNE GETİRMEK ZORUNDAYIZ..BUNLARI BAŞKALARINDAN BEKLEMEK YERİNE TÜM SİTE FERTLERİ OLARAK PAYLAŞIMLARIMIZI BİR KEZ DAHA GÖZDEN GEÇİRMEK VE BİR BAŞKA KARDEŞİMİZİN RENCİDE OLABİLECEĞİ DURUMLARA MAHAL VERMEMEK HERBİRİMİZİN TEMEL VAZİFESİ OLMALIDIR...
BİR DİĞER GÖRÜŞTEKİ İNSANLARIN HİSSİYATLARINA ZARAR VERECEK ,ONLARIN TABİ OLDUĞU ZATLARA HAKARETE VARACAK ,VEYA KÜÇÜMSEYİCİ İFADELERLE GERİLİM ÜRETİLMESİNİN NE FERT NEDE ÜMMET OLARAK HİÇBİRİMİZE FAYDA SAĞLAMAYACAĞI BİLİNCİNDE OLMALIYIZ...
TOPLULUK KURALLARINI İHLAL EDECEK VEYA BİR BAŞKA İNSANIN RAHATSIZ OLMASINA YOL AÇACAK PAYLAŞIMLARA YETKİLİ ARKADAŞLARIMIZCA MÜDAHALE EDİLMESİNE REAKSİYON GÖSTERMEDEN EVVEL ,BURANIN BİNLERCE KİŞİNİN İSTİFADE ETTİĞİ BİR ALAN OLDUĞU BİLİNCİ İLE ,USLUBA VE HAKKA ,HUKUKA RİAYET EDİLMELİ VE KULLANILACAK LUGAT BU VE BENZERİ SİTELERİN VAROLUŞ AMACINA ,BURALARIN RUHUNA AYKIRI DÜŞMEYECEK ŞEKİLDE OLMALIDIR...HAK VERİRSİNİZKİ ALINAN KARAR BİRİMİZ TARAFINDAN HOŞ KARŞILANSA DAHİ BİR DİĞER KİŞİ TARAFINDAN ANORMAL KABUL EDİLEBİLİR...BU YÜZDEN OLAYI ŞAHSA İNDİRGEMEMEK VE TOPLULUK PSİKOLOJİSİNE UYMAK GEREKLİDİR...
NETİCE OLARAK YUKARIDA BEYAN ETTİĞİM HADİSELERİN TEK ÇÖZÜM NOKTASI DİNİMİZİN BİZE DEFATEN EMRETTİĞİ EDEP -HAYA KONULARINA RİAYET ETMEKLE ÇÖZÜME KAVUŞACAKTIR...
AŞAĞIDA VERİLEN HADİS LER IŞIĞINDA BAŞTA KENDİ NEFSİM OLMAK ÜZERE HERBİRİNİZİ KİŞİSEL MUHASEBE YAPMAYA DAVET EDİYORUM...BU KONU BİRÇOK KİŞİ TARAFINDAN DİLE GETİRİLMESİ VE BENİMDE BU KANIYA VARMAM NEDENİYLE PAYLAŞMA İHTİYACI HİSSETTİM...VAKTİNİZİ ALDIM HAKKINIZI HELAL EDİN...
MUHABBETLE KALIN,MUHAMMEDLE SAV KALIN...
Edep - Haya
Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, haya, nezaket, zarafet gibi manalara gelir. Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir. Hadis-i şerifte, (Evladınızı edepli, terbiyeli yetiştirin) buyuruluyor.
Dinimiz, baştan başa edeptir. Edep, kulun kendisini Cenab-ı Hakkın iradesine tâbi kılması, güzel ahlaklı olmasıdır. Hadis-i şerifte, (Sizin en iyiniz, ahlakı en güzel olandır) buyuruldu.
Hz. Ömer, (Edep, ilimden önce gelir) buyurdu. Çok heybetli olmasına rağmen, edebinden, hayasından Resulullahın huzurunda çok yavaş konuşurdu. Peygamber efendimiz de, bir kimsenin yanında iki diz üzerine oturur, ona saygı olmak için mübarek bacağını dikip oturmazdı.
İbni Mübarek hazretleri, (Bütün ilimleri bilenin eğer edebinde noksanlık varsa, onunla görüşmediğime üzülmem, bunu kayıp saymam. Fakat edepli ile görüşemesem üzülürüm) buyurdu
Her zaman her yerde edepli, hayalı olmaya çalışmalıdır! Hadisi şerifte,
(Hayasızlık insanı küfre düşürür) buyuruldu. Haya, bir binayı tutan direk gibidir. Direksiz binanın durması kolay olmadığı gibi, hayasız kimsenin de imanını muhafaza etmesi zordur.
Hadisi şeriflerde buyuruldu ki
(Allahü teâlâdan haya edin! Allahtan haya eden, kötü düşünceden uzak durur, midesine girenleri kontrol eder, ölümü hatırlar.) [Tirmizi]
(Haya, baştan başa hayırdır.) [Müslim]
(Her dinin bir ahlakı vardır. İslamiyetin ahlakı da hayadır.) [İbni Mace]
(Hayasız olan hep kötülük eder.) [İbni Mace]
(Hayasız olan, emanete hıyanet eder, hain olur, merhamet duygusu kalmaz, dinden uzaklaşır, lanete uğrar, şeytan gibi olur.) [Deylemi]
(Haya ile iman, ikiz kardeştir. Biri giderse diğeri de gider.) [Ebu Nuaym]
(Mümin, ayıplamaz, lanet etmez, çirkin söz söylemez ve hayasız değildir.) [Tirmizi]
(Haya imanın nizamıdır. Bir şeyin nizamı bozulunca, parçaları da bozulur.) [İ.Maverdi]
(Haya imandandır. Hayasızın imanı yok demektir.) [İbni Hibban]
(İnsan, salih iki komşusundan utandığı gibi, gece gündüz kendisiyle beraber olan yanındaki iki melekten de utanmalıdır!) [Beyheki]
(Hayasızın dini olmaz ve hayasız kişi Cennete giremez.) [Deylemi]
(Haya, iffet, dile hakim olmak ve akıl imandandır. Cimrilik, fuhuş, çirkin sözlü olmak ise hayasızlıktan ve münafıklıktandır.) [Beyheki]
(İman çıplaktır, süsü haya, elbisesi takva, sermayesi fıkıh, meyvesi ameldir.) [Deylemi]
(Haya insan olsaydı, salih biri, fuhuş insan olsaydı, kötü biri olurdu.) [Taberani]
(Haya ile iman bir aradadır. Biri giderse, öteki de durmaz.) [Hakim]
Dinimizde hayanın yeri çok mühimdir. Allahü teâlâdan utanmak, imanın kuvvetli olduğuna, hayasızlık da imanın zayıf olduğuna alamettir. Hadisi şerifte, (Hayanın azlığı küfürdendir) buyuruldu. Hayasız kimse, zamanla küfre kadar gidebilir. Haya, imanın esasındandır. Hayası olan Allah’tan utandığı için günahtan çekinir. İnsanlardan utanmayan Allahtan da utanmaz. İnsanlardan utanarak günahı gizlemek de hayadandır. İnsanlardan utananın, Allahü teâlâdan da utandığı anlaşılır. Çünkü hadisi şerifte, (Allahtan sakınan, insanlardan da sakınır) buyuruluyor. Hayasız olan mürüvvetsiz olur. Hz. Ebu Bekir, (Hayasız insan, halk içinde çıplak oturan gibidir) buyurdu.
Kuran-ı kerimde mealen buyuruluyor ki
(İman edenler arasında kötülüğün, hayasızlığın yayılmasını isteyenler ve sevenler için dünyada da ahirette de elim bir azap vardır.) [Nur 19]
Allahü teâlânın nimetinde, nimeti vereni görmeli, daima Onun huzurunda olduğunu düşünmeli, mesela otururken, yatarken edebe riayet etmelidir. Yerken, içerken, konuşurken, okurken, yazarken ve her çeşit iş yaparken, bütün bunların Allahü teâlânın kudretiyle yapıldığını, bütün işlerde Onun emrine uyup yasak ettiklerinden sakınmayı düşünmelidir. Böyle düşünmek çok üstün bir ibadettir.