Sırattan kim geçemez
(Hiçbir bid'at ehli Sırattan geçemez, cehenneme düşer.) [İbni Asakir]
Cehennem ateşi müminlere der ki: Ey mümin, üzerimden çabuk geç, senin nurun ateşimi söndürüyor.) [Taberânî]
(Nice kimseler Sırattan geçtiğini bilmedikleri için, meleklere derler ki:
- Sırat ve cehennem nerede kaldı, biz oralardan geçtik mi?
Melekler de şöyle cevap verirler:
- Siz cehennem üstündeki Sırattan geçtiniz; fakat cehennem ateşi sizin nurunuzdan çekilip, örtülmüştü.") [Camius-sagir]
Peygamber efendimizin ümmetinden olan bazı kişiler, mezardan kalkınca doğruca cennete giderler. Melekler bunlara derler ki:
- Hesab gördünüz mü?
- Hayır biz hesap falan görmedik.
- Sırat köprüsünü geçtiniz mi?
- Hayır Sırat falan görmedik.
- Cehennemi gördünüz mü?
- Hayır Cehennemi de görmedik.
- Siz ne amel işlediniz de böyle hesap görmeden, Sırata uğramadan doğruca Cennete geldiniz?
- Bizim iki hasletimiz var idi. Onun sayesinde bu nimete kavuştuk. Allahtan utanır, yalnızken de günah işlemezdik. Bir de Allahın verdiği az rızka razı olurduk.
Melekler derler ki:
- Bu nimetler sizin hakkınızdır. (İbni Hibban)
(Hiçbir bid'at ehli Sırattan geçemez, cehenneme düşer.) [İbni Asakir]
Cehennem ateşi müminlere der ki: Ey mümin, üzerimden çabuk geç, senin nurun ateşimi söndürüyor.) [Taberânî]
(Nice kimseler Sırattan geçtiğini bilmedikleri için, meleklere derler ki:
- Sırat ve cehennem nerede kaldı, biz oralardan geçtik mi?
Melekler de şöyle cevap verirler:
- Siz cehennem üstündeki Sırattan geçtiniz; fakat cehennem ateşi sizin nurunuzdan çekilip, örtülmüştü.") [Camius-sagir]
Peygamber efendimizin ümmetinden olan bazı kişiler, mezardan kalkınca doğruca cennete giderler. Melekler bunlara derler ki:
- Hesab gördünüz mü?
- Hayır biz hesap falan görmedik.
- Sırat köprüsünü geçtiniz mi?
- Hayır Sırat falan görmedik.
- Cehennemi gördünüz mü?
- Hayır Cehennemi de görmedik.
- Siz ne amel işlediniz de böyle hesap görmeden, Sırata uğramadan doğruca Cennete geldiniz?
- Bizim iki hasletimiz var idi. Onun sayesinde bu nimete kavuştuk. Allahtan utanır, yalnızken de günah işlemezdik. Bir de Allahın verdiği az rızka razı olurduk.
Melekler derler ki:
- Bu nimetler sizin hakkınızdır. (İbni Hibban)