Türkistan´da yetişen büyük velîlerden Ahmed Yesevî hazretleri, "rahmetullahi teâlâ aleyh" 63 yaşına gelmişti. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" efendimizin sünnet-i seniyyesine yapışmakta hiç gevşek lik göstermemişti. Resûlullah efendimizin âhirete teşrif buyurduğu andan îti*bâren yeryüzünde bulunmayı kendilerine münâsip görmedi. Bu se beple dergâhın bahçesine derin bir yer kazdırdı ve mezar misâli olan o yerde, vefât edinceye kadar yaşadı. Talebelerine ilim öğretmeye orada da devâm etti. Burada evliyâlık yolundaki makam ve derece leri kat kat arttı. “Allahü Teala ölümü çok zikredenlere, uzun ömür ihsan eder” kaidesi mucibince, 63 sene de mezarda yaşadı ve 126 yaşında vefât etti.
Ahmed Yesevî hazretlerinin "rahmetullahi teâlâ aleyh" önde gelen halîfelerinden Seyyid Mansur Atâ çile kuyusuna ilk defâ indiği zaman gördüğü manzaradan ci ğeri parçalandı. “Hocam bu dar yerde ve sıkıntılı bir haldedir” diye düşü*nerek gözyaşlarına boğulduğu sırada perdeler açıldı. O daracık zannettiği yeri bir ucu doğuda, diğer ucu ise batıda gördü.
Ahmed Yesevî hazretleri ona;
“Allahü teâlâ, evliyâsına sıkıntı çektirmez. Diğer insanların onlarda sıkıntı görmeleri, çok acı çekiyor zannetmeleri, hakî katte onlar için bir nîmettir. Bu saâdet sâhipleri, görünüşte çok acı zan nedilen o sıkıntılardan öyle zevk ve tad alırlar ki, iyiliklerinde o tadı duy mazlar. Allahü teâlâ sevgili kulu için, daracık bir hücreyi çok geniş yapar. Mânevî bakımdan öyle lezzetler, tadlar ihsân eder. Zâhir olarak, görünürde çektiği sıkıntılar, o lezzetler yanında hiç kalır
Ahmed Yesevî hazretlerinin "rahmetullahi teâlâ aleyh" önde gelen halîfelerinden Seyyid Mansur Atâ çile kuyusuna ilk defâ indiği zaman gördüğü manzaradan ci ğeri parçalandı. “Hocam bu dar yerde ve sıkıntılı bir haldedir” diye düşü*nerek gözyaşlarına boğulduğu sırada perdeler açıldı. O daracık zannettiği yeri bir ucu doğuda, diğer ucu ise batıda gördü.
Ahmed Yesevî hazretleri ona;
“Allahü teâlâ, evliyâsına sıkıntı çektirmez. Diğer insanların onlarda sıkıntı görmeleri, çok acı çekiyor zannetmeleri, hakî katte onlar için bir nîmettir. Bu saâdet sâhipleri, görünüşte çok acı zan nedilen o sıkıntılardan öyle zevk ve tad alırlar ki, iyiliklerinde o tadı duy mazlar. Allahü teâlâ sevgili kulu için, daracık bir hücreyi çok geniş yapar. Mânevî bakımdan öyle lezzetler, tadlar ihsân eder. Zâhir olarak, görünürde çektiği sıkıntılar, o lezzetler yanında hiç kalır