Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sıkıntılar Nasıl Sabırla Sevaba Çevrilir? (1 Kullanıcı)

ozen72

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2007
Mesajlar
90
Tepki puanı
0
Puanları
0
Sıkıntılar Nasıl Sabırla Sevaba Çevrilir?

Bir adam sorusunu şöyle sordu:

– Ya Resulallah, bana öyle bir şey haber ver ki onu yapınca cennete gideyim! Şöyle cevap verdi Allah Resulü, cennete gitmek isteyen adama:

– Allah’ın senin hakkındaki kaza ve kaderine razı ol, şikâyet etme, istediğine kavuştun gitti!

- Neden böyle? Çünkü insanın hayatında hep iyi şeyler yaşanmaz. Bazen yokluk, hastalık, çeşitli sıkıntılar hayatı sıkar, zorlaştırır. Dayanma gücünü azaltabilir..

İşte böyle zor anlarda Allah’ın takdirine rıza göstermek, Müslüman’ın temel vasfıdır. Şayet bu temel vasfını koruyabilirise tabi.Bu vasfın imanlı insana kazandırdığı misilsiz sevabı Efendimiz (sas) bir hadislerinde şöyle ifade buyurmuşlardır: – Hayret edilir müminin Allah’ın takdiri karşısındaki teslimiyetine. Allah (cc)O'na üzücü bir musibet verse sabreder kazanır. Sevindirici bir nimet lütfetse şükreder kazanır! Daha doğrusu kadere razı olan mümin, başına gelen her hali teslimiyetle karşıladığından rahatlık gelse de kazanır, sıkıntı gelse de kazanır. Kadere razı olma hali onu her halde kazanma durumuna yükseltir.

Şurası bir gerçektir ki; insan, hayatı boyunca maruz kaldığı sıkıntı ve musibetlere ne kadar dayanır, sabır ve teslimiyetle mukabele ederse o nisbette olgunlaşır, Allah yanında makamı yükselir.

Bu konuda bir hadislerinde Efendimiz (sas) Hazretleri şöyle buyuruyor:

– Sıkıntı ve musibetlere sabreden insanlar Allah yanında öyle yüce makamlara mazhar olurlar ki, ibadetleriyle o makamlara çıkamazlar!

Nitekim bu konuyu bir misalle izah eden Lokman Hekim de şöyle der:

– Nasıl madenin kıymetlisi ateşe verilince üzerindeki pası dökülüp altından öz cevheri meydana çıkarsa, Allah’ın sevdiği kulları da maruz kaldıkları musibetleri teslimiyet ve sabırla karşılayarak olgunlaşır, Allah’ın saf, temiz kulları olduklarını meydana çıkarmış olurlar.

Başa gelen musibet ve sıkıntıları ikiye ayıran alimlerimiz derler ki:

– Kulun maruz kaldığı musibetler bazen makamının yükselmesi için olur. Bazen de işlemiş olduğu günahın cezasının ahirete tehir edilmeyip burada verilmesinden dolayı olur. Her iki hal de kulun lehinedir. Kul bu inceliği bilirse tabii.

Bu konuda yaşanmış şu olay fevkalade çarpıcı bir belge mahiyetindedir. Sahabeden bir zat, cahiliye devrinde tanıdığı bir kadınla karşılaşır yolda. Sohbetten sonra ayrılıp da giderken kadına doğru bakarak yürüdüğünden ayağı çukura girip yere düşer, kolu kırılır. Doğruca Resulüllah’ın huzuruna gelen sahabi, durumu aynen anlatınca Efendimiz (sas) şöyle açıklamada bulunur:

– Allah, bir kulunu severse onun işlemiş olduğu günahının cezasını burada takdir eder, ahirete tehir etmez! Böylece kul, burada cezasını çektiğinden ahirette kurtulur. Anlaşılan kolun kırılması, geriye doğru ısrarla bakmanın dünyevi bir cezası olarak yorumlanmıştır.

Başa gelen sıkıntı ve üzücü o olaylar ister makamın yükselmesi için gelsin, isterse günahın cezası olarak musallat olsun sonuçta sabreden kazanır. Hatta kaybediyor gibi görünürken kazanır. Allah’ın takdirine rıza inancı insanı böylesine teslimiyetli hale getirir. Bu inanç sıkıntılara dayanma gücü verir, imanlı insanlar kolay kolay yıkılmaz, hep ayakta dururlar. Başkalarının boğulduğu yerlerde onların ayakları bile ıslanmaz.

Aslında korkulacak musibet dine gelen musibettir. Dinin emrini yaşama imkanından mahrum kalma musibetidir. Bu musibetin insana kazandıracak bir şeyi yoktur. Ama dünyevi musibetler zahmetini burada bırakır rahmetini ahirete seninle gönderir. Onun kazancı kesindir

AHMED ŞAHİN / ZAMAN ( alıntı )
 

İrşadNur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eki 2007
Mesajlar
165
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
İstanbuL
Web Sitesi
hepimizfilistinliyiz.wordpress.com
selamun aleyküm paylaşım için bin teşekkür

sadece

İnsanın başına gelenlere karşı sabırlı olması çok önemli bir Müslüman özelliğidir. Hz. Eyüp kendisine çok sıkıntı veren bir hastalıkla denenmiştir. Ama Eyüp Peygamber hastalığının geçmesi için sadece Allah'tan yardım istemiş ve O'na güvenmiştir. Allah onun duası üzerine hastalığının nasıl iyileşeceğini kendisine bildirmiştir. Hz. Eyüp'ün üstün ahlakı ve duası Kuran'da şöyle anlatılır:
Kulumuz Eyyub'u da hatırla. Hani o: "Herhalde şeytan, bana kahredici (çok can yakıcı) bir acı ve azab dokundurdu" diye Rabbine seslenmişti.
"Ayağını depret.(yere vur) İşte yıkanacak ve içecek soğuk (su, diye vahyettik).
... Gerçekten, Biz onu sabredici bulduk. O, ne güzel kuldu. Çünkü O, (daima Allah'a) yönelip-dönen biriydi. (Sad Suresi, 41-44)

onun gibi olabilmek....:( dua ile
 

ozen72

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2007
Mesajlar
90
Tepki puanı
0
Puanları
0
sizlerde ALLAHA emanet olun saolun
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
– Sıkıntı ve musibetlere sabreden insanlar Allah yanında öyle yüce makamlara mazhar olurlar ki, ibadetleriyle o makamlara çıkamazlar!

güzel bir paylaşım olmuş selam ve dua ile kalın selametle...
 

beyzanurekin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 May 2007
Mesajlar
65
Tepki puanı
0
Puanları
0
yureğinize sağlık çokguzel bi konu seçmişşınız...Allah razı olsun...sizden bi isteğim olcak şırnakta şehit düşen askerlerimiz için yasini şerif dağıtıyom almak isterseniz benim konu başlıklarıma tıklayın yasını şerif kampanyasına 26/10/2007 tarihine kadar ekleğebilirsiniz...bende bu kampanyayı sabırla beklıyom umarım duyarlı arkadaşlar olurda kampanya tavan yapar...
 

monece

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Haz 2007
Mesajlar
196
Tepki puanı
0
Puanları
0
Evet Hatta Sabrin Sonundaki Selamet çoğu Zaman Kendini Gösterir Allah Herkese Hz Eyüp Sabri Ve Teslimiyeti Versin
 

ozen72

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2007
Mesajlar
90
Tepki puanı
0
Puanları
0
Sabir

Sabir

Düşünsenize bir: Hastalık olmasaydı sıhhatin, ölüm olmasaydı hayatın, yaşlılık olmasaydı gençliğin...
yokluk olmasaydı varlığın, kötü olmasaydı iyinin, küfür olmasaydı imanın, cehennem olmasaydı cennetin, karanlık olmasaydı aydınlığın, çirkin olmasaydı güzelin kıymeti bilinir miydi?

Hayat yolu dümdüz ve pürüzsüz olsaydı, yürümek bu kadar cazip olur muydu? Her şey birbirinin aynı olsaydı, öğrenmenin temel taşı olan merak tahrik olur muydu? Tüm insanlar aynı planyadan çıkmış gibi birbirinin tıpkısı olsaydı, tanımak için küçük parmağımızı oynatmaya gerek kalır mıydı?
Eğer her zorluğun yanında bir kolaylık, her derdin bir dermanı, her ıstırabın bir bilgeliği, her çekilen acının bir hasılatı, her musibetin bir nasihati, her kederin bir bedeli olmasaydı hayat yaşanmaya değer miydi?

Hepsinden öte sabır bu kadar değerli olur muydu?

Sabır. Birçok kavram gibi kirlettiğimiz, kargaşaya kurban ettiğimiz, içeriğini darmadağın ettiğimiz, sonra da dönüp haksızlık ettiğimiz muhteşem bir kavram.
''Sabreden derviş, muradına ermiş'' gibi harika bir deyim, nasıl oldu da ''Sabreden derviş, sabrede ede gebermiş'' gibi soysuz ve hayasız bir lafa dönüştü?
Nasıl olacak? Sabır kavramının zihnimizde uğradığı tahrif sonucu elbette.

Sabır, herkesin her istediğini ''Hemen, şimdi!'' sloganıyla elde etmeye çalıştığı acele ve ecele giden kendini bilmezler çağında, ''Asla vazgeçmem, zamanı gelinceye kadar beklerim'' diyebilme kararlılığıdır.

Şeyh Bedreddin, Varidat'ında diyordu ki ''Evme (acele etme)! Unutma ki her yemişin bir mevsimi vardır: Sen de mevsimini bekle!''


Sabır, omuzladığın mukaddes yükü götürürken rüzgar tersinden esmeye başladığında geri dönmemek, yükü atmamak, yolu satmamak, yola yatmamaktır. Sırtını yüke verip göğsünü rüzgara siper etmektir.

Her rüzgarın bir ömrü, her Nemrud'un bir İbrahim'i, her Firavun'un bir Musa'sı, her kışın bir yazı, her gecenin bir sabahı, her derdin bir dermanı olduğunu unutmamaktır.
Sözün özü, sabır direniştir. Kur'an : ''Allah sabredenleri sever'' derken işte bunu demiş olur: Allah direnenleri sever. Yine Kur'an : ''Ey iman edenler! Sabredin'' derken bunu demiş olur. Yani: Ey iman edenler! Direnin!

Hepsinden öte Asr Suresi, işte bu nedenle ''sabır'' suresidir:

''Asra yemin olsun ki insanlık hüsrandadır! Ancak iman edenler, salih amel işleyenler, hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesna!''

Son ayetin açılımı şudur: Hakkı tavsiye etmenin bir bedeli vardır. Çünkü siz hakikate tabi olup onu tavsiye ettiğinizde, varlığını yalana adayanlar ister istemez bundan rahatsız olurlar. Hakikat güneşinin doğuşundan rahatsız olanlar, ülkeyi mağaraya çevirmenin yolunu ararlar.

Bu durumda hakikati savunmanın bir faturası vardır ve size bunu pahalıya ödetmeye çalışırlar. Ayetin son kısmı işte bunu söyler: Hakikati savunmanın bedelini ödemek gerektiğinde de sabrı tavsiye edin. Hakikat üzerinde direnin ve asla geri adım atmayın.
Öyle ya, hem hakkı savunacaksınız hem de başınız sıkışınca savunduğunuz hak siperini terk edip kaçacaksınız. Bu yakışır mı? Günah işlemenin bile bir bedeli olsun da sevap işlemenin bir bedeli olmasın mı? Kumarbazlar bile bir risk alırken hakikati savunanlar hiçbir risk almasınlar mı?

Hakikate olan sadakatiniz, onun uğruna nereye kadar ne bedeli göze aldığınızla orantılıdır. Ne diyordu Kur'an:
''İnanıyorsanız, üstün gelecek olan sizsiniz!''
''ALINTI''
 

ahirete_yolculuk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
203
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
sabir sanildigi kadarda kolay degil benim düsüncem bu ama cogu insalarda vari iyi sabirli insanlar allah paylasimin icin razi olsun insalalh peki kardesim sen bu kadar sabirlimisn
 

baba431

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
304
Tepki puanı
0
Puanları
0
ALLAH razı olsun emeğine yüreğine sağlık
dilerim ALLAH bizleri sabreden kullarından eyler.. selametle...
 

eyüp1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
158
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
sabır çok önemli bir konudur paylaşım için Allah (c.c.) razı olsun Allah sabredenlerle beraberdir. Sabır daim olmalıdır bir yere kadar sabredip sonunu getiremesse sabrı boşa çıkmış olur. sonuna kadar olan sabır insanı selamete ulaştırır
Kuranda geçen Eyyup peygamber sabıra güzel bi örnektir.

SÂD SÛRESİ
41.(Ey Muhammed!) Kulumuz Eyyub’u da an. Hani o, Rabbine, “Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu” diye seslenmişti.
42. Biz de ona, “Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içecek soğuk bir su” dedik.
43. Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik.
44. Şöyle dedik: “Eline bir demet sap al ve onunla vur, yeminini bozma.”Gerçekten biz Eyyûb’u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi.
(Eyyûb peygamber bir olay üzerine karısına yüz sopa vuracağına yemin etmiş, kendisine has bir ruhsat olmak üzere de âyetteki çözüm kendisine öğretilmişti.)

Allah cümlemize Eyyup (a.s.) sabrından nasip etsin zorluklarda üzerimize sabır yağdırsın
 

ozen72

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2007
Mesajlar
90
Tepki puanı
0
Puanları
0
çok teşekkür ederim ALLAH sizlerdende razı olsun.

ahirete_yolculuk
cevaben'de
elimden geldiğince sabırlı olmaya, şükretmeye, hamdetmeye , isyan etmemeye çalışıyorum.
sabırlıyım diyebilirim ismindende geliyor olabilir ismimin anlamıda sabır dır.
 

ahirete_yolculuk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
203
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
ne mutlu sana abende sabirli olmaya calisiyorum kuran okumaya basladigimdan beri sabrim biraz daha art maya basladi acikcasi
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt